hesabın var mı? giriş yap

  • oyuncak tavşanının boncuk gözlerini ısırıp kopartmış, yutup yutmadığını anlamaya çalışıyorum:

    - ılgın nerede bu tavşancığın gözleri?
    - ben onları ısırıp koparttım!
    - ama yutmadın, di mi?
    - (eyvah yakalandık bakışı) yere attım.
    - eğer yuttuysan altını değiştirirken kakanda görürüm biliyorsun değil mi?

    bu yeni bilgiyle ufku iki katına çıkan kızım birkaç dakika sonra yanıma geliyor ve:

    - baba ben artık kakamı tuvalette kendi başıma yapmak istiyorum. sen gelme. ben yaparım.

  • belki günler belki haftalar belki de aylar sonra buralar dolacak ben yerimi şimdiden alayım.

    uğur şahin, türk kökenli alman bir immünolog ve onkologtur.tıp eğitimini almanya’da almıştır.biontech isimli ilaç firmasının sahibidir.kendisi gibi doktor olan özlem türeci ile evlidir.kendisi almanya’ya işçi göçüyle giden, fabrikada çalışan bir türk’ün oğludur.
    uğur şahin ve eşi özlem türeci’nin kurduğu biontech şirketi covid19 salgınında bu virüs daha dünyayı etkilememişken henüz çin ile sınırlıyken aşıyı bulmak için kollarını sıvadılar.şu anda etkinliği %90 kanıtlanmış mrna teknolojisi ile üretilen aşıyı geliştirdiler ve birçok ülkeden milyonlarca ön sipariş almaya başladılar.

    ben uğur şahinin bazı yayınlarına baktım kendisi çok başarılı bir bilim adamı h indeki:50.
    h indeksi bilimsel yayınlarınızın ne kadar atıf aldığı vs. göre değişen bir index ve bilimselliğin ölçütüdür ve bizim ülkemizde h indeksi 50nin üzerine çıkmış bir tıp profesöü ben bilmiyorum.bu anlamda kendisinin ne kadar başarılı olduğunu anlayabilirsiniz.

    kendisinin nobel’e aday gösterileceği söyleniyor ve eğer alırsa ikinci kez bilimsel bir alanda bir türk nobel almış olacak.bir türk’ün imkanlar sağlandığında başarabileceklerinin ölçütü olmadığını bize gösterdiği ve dünyayı kurtaracak aşıyı bulduğu için kendisine ve eşine, ona bu imkanları sağladığı için almanya’ya teşekkür ederim.

    ben inanıyorum ki bu ülke yıllarca yozlaşmış bir şekilde değil de liyakatlı bir şekilde, bilimin ışığında, atatürk ilkeleri doğrultusunda sadece onu sözde değil de özde de anlayarak yaşasaydık bugün içimizdeki aziz sancarlar, uğur şahinler, kendi ülkelerinde bunları başarabilirlerdi ve onlar gibi niceleri çıkardı.

  • --- spoiler ---

    çocuğun okuluna "kırmızı, dar, göğüs dekolteli, mini elbise" ve yüksek topuklarla, koca eşliğinde gidilir ve psikolojik danışmana sorulur: bu çocuk neden böyle?

    --- spoiler ---

  • arge meselesinde en çok eleştiri getiren yazarlardan biri benim o nedenle birkaç cümle etme ihtiyacı duydum.

    şu kısımlar net anlaşılırsa bence ortadaki sorun çözülecek.

    1) bu araçlar üniversitelere devlet (halk) tarafından sağlanan fonla yapılıyor.
    2) bu araçlar üniversite öğrencilerine tecrübe kazandırmak amacıyla yapılıyor.

    konu bu kadar olduğunda bence hiçbir sorun yok. yapılıyor olmalarından, devlet tarafından destekleniyor olmalarından memnunum.

    ancak eğer bu araçlar haber sitelerinde bahsedildiği gibi üniversite tarafından "yerli elektrikli otomobilin öncüsü 'atakar'" olarak lanse ediliyorsa. bu araçların bir değer olduğu düşünülüyorsa orada duracaksın.

    ben sanmıyorum ki bu projeyi yöneten eğitimci bu araçları bir basamak olarak görsün. öğrencilerinin tecrübe edinmesi dışında bir beklentisi olsun.

    neden sanmıyorum çünkü elektrikli araç konusu artık yeni bir konu değil. paran varsa bugün çıkıp çarşıdan tesla model s'i alıp evine gelebiliyorsun. niyetin gelecekte elektrikli araba üretmekse profesyonel bir ekibe milyonlarca dolar kaynağı ve gerekli zamanı verirsin şu an yaşadığımız çağın teknolojisine uygun bir araç ortaya çıkarırsın.

    daha basit bir örnekle açıklamak gerekirse ampul satıştayken mum ile ortaya çıkıp buradan alır yürürüz demek neyse bu araçlar da odur.

    sen ne yaptın eleştirmek dışında diyen adamlara da şunu söyleyeyim. vergi verdim tüm bu projelerin desteklenmesi için daha ne yapayım. 17 18 anahtarı mı tutayım montaj sırasında.

    tekrar ediyorum bu proje öğrenci projesi olarak güzeldir, alkışlıyorum. umarım devlet bu tarz tecrübe arttırıcı projelere destek olmaya devam eder.

    öte yandan aynı proje türk elektrikli araçların öncüsü falan değildir. buradan teslaya varılmaz.

    üç kuruşa beş köfte olmaz
    dünyayla kapışacaksan yatırımını kaşıkla kepçeyle değil tankerle yapacaksın.

    yani burada bence asıl kabahat üniveristede yahut projede değil. o projeyi gerçek dışı abartarak bizim önümüze koyan medyada. aynı haberi "öğrencilerin başarılı çalışması" diye lanse etsen gurur duyar alkışlarız olur biter.

    öteki aptal yerine koymak oluyor herkesi.
    neyin öncüsü amk, adamlar yapmış bitirmiş satıyor.

  • sevgilisiz geçen süreyi geçici bir süre olarak kabul edip bir gün mutlu olabileceği kişinin karşısına çıkacağı umuduyla hayatına devam edebilen insandır.

  • ülkenin melihçi misin, eraycı mısın şeklinde ikiye bölünmesi. şimdi şöyle bir geçmişe bakıyorum, yıl m.ö 40 civarı. batı-doğu hun diye bölünmüştü türkler. o günden sonra en büyük bölünmedir türk tarihindeki. belki bir batı hunlu, doğu hunlu'yu severdi ama, bir eraycı asla bir melihçi'yi sevmezdi. eğer bugünlerde bu kadar ayrıştırysak, aha sebebi bi iki elemandır. çok yaşlandım lan :/

  • bir de oyundaki scoutuma hastayim.. adami oyuncu bulsun diye yolluyoz "$ili'nin ba$kenti santiago'dur" diye rapor veriyo.. lan verdigimiz butceyi kariyla kizla yiyip sonra bizle ta$ak mi geciyo nedir..

  • 1. hicbir ulke duzenli, kalabalik, saglam bir ordusu olan baska bir ulkeye kolay kolay saldirmaz. bor gibi bir maden icin asla saldirmaz. (tabii bor cok onemli bir madendir ancak hicbir vadede bu kadar buyuk bir sava$in masraflarini cikaracagini sanmiyorum).

    2. bu sava$ cikmadan cok once buyuk yiginaklar yapilmasi gerekir ki o yiginagin yapildigini turkiye gibi istihbarat te$kilati iyi olan bir ulke cok onceden haber alir.

    3. turkiye nato ve birle$mi$ milletler gibi organizasyonlarin en onemli uyelerinden birisidir.

    4. kitabi okumadim ama bor madeni icin sava$ cikiyorsa feci $ekilde red storm rising'den araklanmi$ bir kurgu gibi geldi bana. red storm rising cok daha mantikli bir nedene dayaniyordu (petrol).

    5. boyle bir sava$ olursa 600bin ki$ilik ordumuz bir anda milyonlara cikar. amerika turkiye'ye cok uzak bir ulke oldugu icin bu kadar kapsamli ve zor bir sava$ icin yeterli lojistik destegi saglayamaz. saglamaya kasarsa ekonomisi bayagi yipranir. peynirin kilosu 50 dolar, cift ka$arli tost 35 dolar olur.