hesabın var mı? giriş yap

  • kafası karışanlar için size 100tl lik bilgileri yazayım çok kısa;

    moka potla yapılan kahvede kahve ateşin üstünde uzun süre kaldığı için ve suyun geçişi uzun sürdüğü için espresso makinelerine göre epey acı ve koyu tada sahip olur. espresso makinesinde ortalama 15-30 saniye arası kahve hazır olurken, moka potta bu süre 1 dakika ile 5 dakika arasında değişmekte.

    eğer kahveniz daha hafif ve yumuşak tada sahip olsun istiyorsnaız alt hazneye mutlaka sıcak su koymalısınız.

    bakın kahvecilikte bilgi sahibi ama ukala insanarın yaptığı en büyük hata kendilerine ait bilgiyi insanlara dikte etmeleridir.

    kahvecilikte bu illa böyle olur diye bir şey yoktur. bu iş tamamen sizin damak zevkinize ve tecrübenize göre değiştirilebilir.

    ha standartı belirlenmiş konular elbette var. mesela americanoya maden suyu koyup ben böyle yaptım diyemezsin. eğer seviyorsan kendin evde pekala yaparsın ama dışarda diyemezsin.

    moka pot için de durum bu; eğer acılaşmış sert kahve içmek istiyorsan alt hazneye soğuk su koyabilirsin tabiki. tamamen damak zevkine göre değişir bu. önerim ise 80-85 derecelik sıcak su koymaktır. böylece kahve 1.5 dakika gibi bir sürede tamamen hazır olur.

    zira kahveyi koyup üstüne kaşıkla bastırıp bastırmamak da tercihe bağlıdır. bastırırsan su kahve içinden daha yavaş geçer, bastırmazsan hızlı geçer. bu da lezzete doğrudan etki eder. evde tecrübe ediniz.

    moka potta demleme uzun sürdüğü için ve ateşle temas olduğu için bence en kritik konu demlemeyi en kısa sürede bitirecek tüm işlemleri uygulamaktır.

    dediğim gibi, kahveyi bastırma, alta sıcak su koy, kısık ateş kullanma (ki hızlı bitsin işlem) , fokurdama sesini duymadan moka potu ateşten al.

    mokada kullanılacak kahve de bence dark roast olmamalı. cunku zaten pişerken koyulaşıyor her halukarda. ama bak tekrar edeceğim, sen öyle seviyorsudur öyle içersin. yani "doğrusu bu" diye bir şey yok. doğru diye bir şey yok. teknik sabittir, geri kalan her şey kişisel zevke göre değiştirilebilir. kahvecilikte her demleme için geçerli bu durum.

    italyanlar genelde şekerli espresso içtiği için moka pota hastalar. ben de evde kullanmayı çok seviyorum.

  • devletin kaynaklarının temelini ne oluşturuyor biliyor musunuz? ülkede fakir zengin tüm vatandaşlardan, hemen hemen her vesileyle (telefon konuşması, ekmek almak vb.) toplanan vergiler.

    ne diyordu bu hükümet? kaynaklarımız kısıtlı, devletin malını çarçur edemeyiz, tasarruf etmemiz gerekli demiyor muydu? bu sebeple bir çok kamu kurumunda insanların maaşları donduruldu. hükümet kaynak sağlayabilmek için bir çok önemli kamu kurumunu, kit'leri satışa çıkardı. hatta satmaması gereken şeyleri bile (telekom gibi). gerekçe ne? kaynaklarımız kısıtlı.

    bu ülkede hastaların hatta kanser hastalarının bile ilaç masraflarının devlet tarafından karşılanmadığının haberlerini izledik tv'lerde. devlet kendisine düzenli prim ödeyen vergi mükelleflerine üç kuruşluk ilacı bile alırken kurban pazarlığına girmiyor mu? sebebi ne? devletin kaynakları kısıtlı.

    ülkemiz gelişmekte olan bir ülke, yani tam anlamıyla müreffeh değil. tam olarak batılı toplumların ulaştığı refah seviyesine ulaşamadık. batılı bir ülkede öğrenciye, hastaya, muhtaç durumda olanlara harcanan para miktarı ülkemizde harcanamıyor. bunun sebebi ne? ülkemizin yeterince zengin olmaması. arkadaşlar ülkenin kaynakları çok kısıtlı.

    hükümet zaten kaynak kısıtlılığından bir çok tedbir almadı mı? belli kesimlerden (özellikle ücretlilerden) alması gerekenin çok üzerinde vergi almıyor mu (gelir vergisi + dolaylı vergiler) ? bunun sebebi kaynakların kısıtlı olması.

    şimdi tüm bu kısıtlar altında iken ve ülke olarak maddi durumumuz kötü iken hiç de ihtiyaç olmayan böyle şaşaalı bir yapının inşa edilmesi hükümetin ve rte'nin samimiyetine gölge düşürmez mi?

    ak-saray'ın yapımı bana aylık geliri 3000 bin tl olan 5 çocuklu orta halli bir ailenin babasının sırf keyif için altındaki kendisine her halükarda yetecek olan arabasını (örneğin linea) satıp yerine yığınla kredi borcuna girerek yepyeni üst orta sınıf bir araba (audi a4 veya passat gibi) almasına benziyor. şimdi babaya böyle bir harcamayı neden yaptığını sorduklarında "aileyi daha iyi temsil etmem lazım, ben bu arabaya binerek ailenin itibarını koruyacağım" derse ne kadar aptalca ve bencilce bir açıklama olduğu anlaşılır. bu adama aklı başında her insan "yahu arkadaş senin daha küçücük bir sürü çocuğun (genç nüfus) var. sen halihazırda bunların eğitim, beslenme gibi temel ihtiyaçlarını sağlayamıyorsun. bu arabayı alarak onlara harcayabileceğin ve onların hakkı olan büyük bir miktar parayı kendi keyfin dışında hiçbir anlam ifade etmeyen bir şeye yatırmaya hakkın yok". diye sormaz mı?

    aklım almıyor vallahi aklım almıyor. bencilliklerini, kıroca-çocukça heveslerini bile ülkeye hizmet diye yutturmaya çalışıyorlar ya bir şey diyemiyorum.

    allah aşkına çankaya'nın ne problemi vardı da milyar dolarlık yeri yapma ihtiyacı hissettiler.

    bu ülkede kanuna, hukuka, mahkeme kararlarına en çok uyması gereken hükümet değil mi? neden mahkemenin durdurma kararına rağmen hukuk sistemini ayaklar altına alırcasına, göstere göstere mahkeme kararlarına uymadı? başbakanın, hükümetin mahkeme kararlarını uygulamama gibi bir hakkı var mı? yok kesinlikle ama kesinlikle yok. burası bir hukuk ülkesi olsa adamı öttürürlerdi. inşaatın sahibi olan şahıs da çıkıp tv'den çatır çatır özür dilerdi. ama maalsef ne ülkemiz ülke ne de halkımız halk.

    not: belki anlatım basitçe ve örnekler biraz aptala anlatır gibi oldu ama kusura bakmayın. aklıma geldiği gibi hışımla yazdım.

    edit: muaviye yeni yaptırdığı sarayı nasıl bulduğunu ebu zerr'e sormuş. ebu zerr: eğer kendi paranla yaptırdıysan israf, devletin parasını kullandıysan haramdır demiş. rte çok dindar ya, hep dinden referans alıyor ya burada da muaviyeyi örnek almış anlaşılan.

    edit2: imla

  • tc cumhurbaşkanının terörist olmadığını söylediği bir çöl faresinin vurduğu çocuktur.

    edit: özelden "reis haklı" yazan sığırlar var aranızda. olm siz değil misiniz 2 aydır çocuklar ölüyor diye kafa ütüleyen? ee burdaki de çocuk değil mi? önemli olan sayı mı sadece? çocukların çektikleri acı açısından biz de israil'in yaptığını onaylıyor değiliz ama çocuk çocuktur. çocuğa silah doğrultan her kim olursa olsun o.pu çocuğunun bayrak taşıyanıdır. az biraz karakteriniz olsun lan, bir taraftaki çocuklar için ağıt yakarken diğer yandaki çocuklara oh canıma değsin diyen cibilliyetinizi s.yim ben sizin onursuzlar.

  • şöyle bir empati kurdum kendisine hak verdim.

    bir haberde okumuştum, "rıza bey" ibrahim tatlıses'in ailesiyle tatile çıkmış, yatta 2 tane uzman dalgıç varmış. bunlara her gün taze balık yedirmek için dalıp zıpkınla balık avlıyorlarmış. nerden nereye rızacım. bende olsam girerim depresyona.

    kendisine tavsiyem duşta zencilere dikkat etmesidir. daha çok depresyona girebilir.