hesabın var mı? giriş yap

  • çok az bilinen bir hikayedir bu aslında. hazır karabağ savaşı bitmişken bu hikayedende bahsetmesek olmaz. ayrıca her türk'ün bilmesi gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. adam öyle bir deha ki şu an dil ucu sınır kapısı olarak isimlendirilen bölgeyi parasını kendi servetinden verip 13 kilometrekarelik araziyi iran'dan satın alarak vatan toprağı yapıyor ama bu 13 kilometrekarelik alan öyle bir noktada ki sadece jeopolitika bilen ve ileri görüşlü birisinin anlayabileceği bir 13 kilometrekare olsa gerek.

    https://hizliresim.com/q75sjk

    bölgenin önemine gelirsek o zamanlar nahçıvan denilen bölge iran ve ermenistan arasında sıkışan bir alan. atatürk nahcıvanın türkiye'nin orta asya'ya açılan kapısı olduğunun farkında o yüzden o zaman sıkı ilişkiler kurduğu iran şahı rıza pehlevi yi ikna ederek bu bölgeyi kendi cebinden para ödeyerek türkiye'ye bağlıyor ve dil ucu diğer adıyla türk kapısı olarak bilinen bölge ile nahçıvan birleştiriliyor. yıllar yıllar sonra ilk karabağ savaşında bu bölgeden nahçıvana silah ve gıda yardımı yapılarak bölgenin ayakta kalması sağlanıyor. atatürk bu hamlesiyle türkiye'nin orta asyadaki soydaşları ile bağlantısının kopmasını engelliyor denilebilir hemde sadece 13 kilometrekarelik alanla. peki bu gün ne mi oldu ? karabağ savaşını azerbaycan kazandıktan sonra türk koridoru ile türkiye nahçıvan azerbaycan birbirine bağlandı ve bu bölgeye demir yolu hattı kurulacağı açıklandı. dolayısı ile tüm turan bölgesine hazar denizi üzerinden ulaşım sağlandı ve bütün hepsi atatürk'ün cebinden satın aldığı bu 13 kilometrekarelik alan sayesinde oldu. banada bu gün paşa'nın ileri görüşlülüğünü bir kez daha selamlamak düşer

    ayrıca bizzat nahçıvan başkonsolosluğunun sitesinde de geçer kaynakcanlara gelsin.

    http://naxcivan.cg.mfa.gov.tr/…%9f%c4%b1%20bilinir.

  • --- spoiler ---

    seyyar satıcının bilmeden verdiği ibretlik ayar ;

    baktım adam tezgahın üzerine sermiş cd leri korsan albüm film falan satıyor, dur şuna bir piçlik yapayım dedim.

    kendi ismimi soy ismimi söyleyerek onun şarkı albümü var mı, varsa 5 tane alacağım dedim. heyecan yaptı bu amk olması lazım yeğenim diye daldı cd lerin içine

    15 dakika falan araştırdı bu cd lerin içinde bende içimden kıs kıs gülüyorum. ya dayı yoksa boşver uğraşma fazla dedim artık kan ter içinde kalmış olan satıcı dayı

    fırlattı elindeki cd yi ulan her gün yeni bir o. çocuğu çıkıyor hangisine yetişelim amk dedi.

    ne diyeceğimi bilemeden koşarak uzaklaştım beyler

    --- spoiler ---

    ahahaha.

  • sonrasında günün kalan kısmının zehir olmasına sebebiyet verir.

    ulan zaten akşama kadar beynin patlamış, saatler süren telefon konuşmaları, bütçe raporları, sipariş ve sevkiyat planları yüzünden anandan emdiğin süt burnundan gelmiştir. iki saat bir pub da oturup ayak üstü 2 tek yuvarlayacaksın, bunu sana çok görür. o iki saatlik keyif eve geldiğinde burnundan gelir. öncesinde tabi her 15 dakikada bir taciz telefonlarıyla zaten seni çileden çıkarmıştır. eve gittiğinizde, kafasına sardığı beyaz tülbent parçasıyla karşılar sizi. çünkü tüm hayatı boyunca ağrımamış her yeri ağrımış. midesi bulanmıştır. siz gelmeden hemen önce ateşi 41 e çıkmış, tansiyonu 3'e düşmüştür. sen arkadaşlarınla keyif(!) çatarken, o yatak döşek yatıp, acılar içinde kıvranmıştır. "ne oldu?" diye sorduğunda ise, "yok bi şey" derse, sıçtığının resmidir. hatta işi abartıp geceyi hastane geçirme ihtimaliniz bile olur.*neden çünkü arkadaşlarınla çıkıp iki saat kafa dağıtmışsındır ve allah senin belanı versindir.

  • sadece çilek yemediği kilosundan belli olan yaban domuzudur.

    yine haberin içeriğini de kimse okumamış; çiftçi gerekli mercilere şikayet etmiş, gerekli merciler avcılık derneğine gitmiş, avcılık derneği yine devlet kurumlarından gerekli izinleri çıkartmış ve öyle avlanmış. hobi falan yok arkadaşlar.

  • eşeklerin namusu tehlikede değildir. bu durumun çomarları endişelendirmesine ise anlam verilemez.

  • içimde yara olan yorumlardır maalesef..üniversitenin maliye bölümünü kazandım. eş dost soruyor tabi "nereyi kazandın" diye..maliye diyorum. bütün akraba, eş dost, sohbet ortamında insanlar vs..hepsinin ortaklaşa yaptığı yorum şuydu:"oo iyi, girersin maliyeye, rüşvet müşvet, o biçim yolunu bulursun..aman sakın ihmal etme..cebine bakacan bu devirde. zaten tezgaha uymazsan seni tutmazlar, sürerler vs.." sadece akrabadan bir kişi "aman elinherifi, namusunla çalış da en azından bir tane namuslu memur olsun şu memlekette" dedi. sadece bir tek kişi...ama aynı insanlar memleket meselelerinden bahsedilen her sohbette rüşvet yiyen memurdan ağlarlar, ülkenin kötü yönetildiğinden şikâyet ederler..bir başka sohbette memura avanta verip işini nasıl hallettirdiğini sanki iyi bir halt yemiş gibi ballandıra ballandıra anlatırlar. sonuçta maliyeye girmedim, o işi de yapmadım ama öğrendim ki biz kendi kazığımızı toplum olarak kendimiz yontuyormuşuz.

    birgün ormanda ağaçlar toplantı yapmışlar. baltadan şikâyet ediyorlarmış..bizi şöyle kesiyor böyle koparıyor, acımasız , katil vs..hararetli hararetli konuşurlarken yaşlı bir çınar ağaçı demiş ki; "boşuna konuşmayın, sapı bizdendir"...

  • ateşten bitme her kibirli iblis gibi egosuna yenik düşmesi, hepsini istiyorum hepsini şımarıklığına kapılmasıdır.

    halbuki akıllı insanlar alabilecekleri kadarını alırlar, taşıyamayacakları yükün altına girmezler. arifler ise hiçbir şey almayıp hepsini asıl sahibine naklederler.

    aptal, kibirli ve cahiller kendilerine ait olmayan gücü kendilerinden bildikleri için hep daha fazlasına göz dikerler. sonunda kader onların bu boş hırslarını ıskartaya çıkarır. başlarda onlara yol vermesinin sebebi ise onlara karşı koyacak gücün ortaya çıkmasını ve savaşa hazır hâle gelmesini sağlamaktır. böylece âlem kendi dengesini korur. bu dengenin asli hâli iyiliğin ve kötülüğün karanlığın ve aydınlığın belirli bir vasatta diyalektiğini sürdürmesini temin etmek içindir. iyilik de bu yüzden hep vasattır, aşırılığı ve kibri sevmez.

    yüzüklerin efendisi'nde sauron'un hâkim olduğu bir dünyayı düşünemeyiz mesela. b.k gibi, her şeyin yok edildiği kapkaranlık bir hayat neye yarar. sadece ibne sauron'un egosu tatmin olsun diye mi amk.

  • benzerleri ve daha kötüsü hollanda ve belçika'da yaşanıyor. utrecht 'te yaşadığım yerin 1km ilerisinde faslilarin yogun olduğu bir mahalleye dün gece özel kuvvetler polisi geldi. normal polis baş edemedi bunlarla. çok yazık, ayaklarına kadar gelen imajlarını düzeltme fırsatlarını iyice geri tepiyorlar. ayrıca her şeyi de sömürgeciliğe bir bağlamayın ve arkadaş. sömürgecilik biteli 75sene oldu. dükkanı yağmalanan, arabası yakılan adamın ne suçu var. sömürgeci ise yaşama ülkesinde o zaman.

    edit: arkadaslar mesaj kutumu yesillendirmenize gerek yok. somurge edilen ulkeler burdakiler kadar aglamiyorlar somurulduk diye. ben basit bir soru soruyorum. somurgecilikle yapilan vandalizm arasinda ne gibi bir baglanti olabilir? sokakta yakilan sizin arabaniz, yagmalanan sizin dukkaniniz olsa akliniza somurgecilik tarihi mi gelir? kim ordaki adama araba yakma, polisle catisma hakki veriyor? benim evimin tepesinde helikopter ucuyor surekli. ben bunu dinlemek zorunda miyim? ya benim arabami da parcalarlarsa? evet tabi her seyin basi somurgecilik, gelsinler evimizi de tarasinlar, nasil olsa somurulduler. ayrica bana yazanlarin yuzde 90'i ne somurgecilik tarihi ne de avrupa tarihi hakkinda bir bok bilmiyor.

  • paleontolojist "darren naish" gerçek hayatta bu savaşı kimin kazanması gerektiğini (filmden bağımsız olarak) gerçek dünyadaki primat ve sürüngenler hakkında bildiklerimizi kullanarak ortaya koymuş onu paylaşmak istedim.

    öncelikle godzilla ve kong'un gerçek olamayacaklarını söyleyerek başlamak gerekir. benzerleri günümüzde olmadığı gibi geçmiş zamanlarda da yaşamış olmaları mümkün değildir.

    godzilla'nın “the godzilla vs. kong” versiyonu 177 metre uzunluğunda ve 90.000 tonun üzerindedir. kong ise 103 metre boyunda ve 50.000 tonun üzerinde ağırlığa sahiptir. karada yaşayan hayvanların bu büyüklüğe ulaşması imkansızdır. kilolarını desteklemeleri, vücutlarına yeterli miktar kan pompalamaları, sinirleri boyunca etkili hızda sinyal göndermeleri ve ölümcül seviyeye ulaşacak vücut sıcaklığını önlemeleri mümkün değildir.

    bu gibi nedenlerden dolayı dinozorların en büyük örneklerinin çıktığı sauropod dinozorları maksimum 100 ton ağırlığa ulaşabilmiştir. ek olarak bu devler vücutlarını desteklemek için dört ayağa sahiplerdir. iki ayaklı hayvanlar için boyut sınırı daha düşüktür. (muhtemelen 20 ton ya da daha az.)

    biyolojik gerçekliğin bu "önemsiz" detaylarını bir kenara bırakarak eğlenceli spekülasyonlara dalabilir ve godzilla ile kong savaşını kimin kazanacağını bilimi kullanarak öngörebiliriz.

    godzilla vs. kong - resmi fragman

    kırmızı köşe: godzilla

    zırhla kaplanmış dış yüzeyi komodo ejderi gibi kertenkeleleri ve ankylosaurus gibi dinozorları hatırlatır. her ikisinde de derisine gömülü kemikli plakalar vardır. ankylosaurus plakaları, dişlerin nüfuz etmesini önleyecek kevlar benzeri çapraz geçişli liflerden oluşan bir yapıya sahiptir.

    godzilla ayrıca, metali dilimlemeye yetecek kadar sert, sivri kenarlı sırt plakalarına sahiptir. yukarıdan gelecek saldırılar rakibinin paramparça olması ile sonuçlanır.

    godzilla’nın boyutu, konik dişleri ve kalın çenesi olağanüstü bir ısırma gücü anlamına gelir. t-rex için hesaplanan 57.000 newton'luk ısırma gücünden onlarca veya yüzlerce kat daha büyük ısırma kuvveti oluşturabilir. bu kuvvet vücut parçalarını ayırmak ve kemikleri kırmak için yeterli olan santimetre kare başına 900 kg'dan fazladır.

    godzilla'nın devasa, tırtıklı kuyruğu uzun menzilli bir silah görevi görmektedir. önceki savaşlardan godzilla'nın kuyruğunun kamçı gibi kullanılabileceğini biliyoruz. kuyruğunu bu şekilde kullanabilen dinozorlar hakkında yapılan çalışmaları ölçeklendirerek godzilla'nın kuyruğuyla 550 kiloton gibi astronomik bir kuvvetten daha fazla kuvvetle vurabileceğini tahmin edebiliriz. bu, büyük bir nükleer patlama ile ortaya çıkan enerjiye benzer bir kuvvettir. kuyruğunun 100 metreden uzun olması bu kuvvete maruz kalmadan ona yaklaşmayı oldukça zorlaştırmaktadır.

    godzilla’nın nihai silahı, ona büyük avantaj sağlamaktadır: radyoaktiftir ve düşmanlarını 500.000 °c'yi aşan bir atomik nefes ile patlatır. bu tür yetenekler gerçek dünyada mevcut değildir. doğadaki en yakın örneği bombardıman böceği (bombardier beetle)'dir. bu böcekler 100 °c bulan kimyasal bir sprey ile avlarına saldırır ve benzer boyutlardaki canlılar için ölümcüldür.

    mavi köşe: kong

    kong'un dev bir goril olması, yeteneklerinin gücü hakkında bazı tahminler yapmamızı sağlar. yine de bir uyarı, gerçek dünyadaki primatların gücüne dair güvenilir verilerin elde edilmesi oldukça zordur ve pek çok tanıdık ifade (örneğin: goriller insanlardan 10 kat daha güçlüdür.) dikkatli araştırma sonuçlardan ziyade tahminlere dayanır.

    bunu akılda tutarak yine de kong'un olağanüstü derecede güçlü olduğunu söyleyebiliriz. en az kendisi kadar ağır olan nesneleri kaldırabilmekte ve devasa yumruklar atabilmektedir. atacağı bir yumruk ya da tokat bile kiloton cinsinden ölçülebilir bir kuvvet oluşturabilir. kollarının her birinin 70 metreden uzun olması onu daha da tehlikeli kılar. aynı zamanda hızlı ve çeviktir. sıçrayabilir ve koşabilir.

    kong'un da güçlü bir ısırığı vardır. goriller, santimetre kare başına yaklaşık 91 kg ısırma kuvveti uygulayabilirler. kong’un devasa boyutu bu kuvvetten 100 kattan daha büyük bir ısırma kuvvetine sahip olduğu anlamına gelir.

    tüm bu kaba kuvvet ve güce karşın kong’un en büyük avantajı zekasıdır. bir primat ve özellikle büyük bir goril olarak plan yapabilir, davranışlarını değiştirebilir ve alışılmadık durumları hayvanlar için tipik olandan daha fazla anlayabilir. gerçek dünyadaki maymunlar gibi gelişmiş bir zihin teorisine (theory of mind) sahiptir.

    bu özelliği, godzilla'nın dövüş sırasındaki muhtemel hareketlerini tahmin etmede çok önemli olabilir ve hatta godzilla'ya karşı üstün gelmesini de sağlayabilir.

    kong’un zekası, alet kullanabilmesi ya da alet üretebilmesi ile de ortaya konmaktadır. kong skull island filminde ağaçlardan sopalar yapabildiğini, rakiplerini yenmek için zincir, pervane gibi insan yapımı nesneleri silah olarak kullanabildiğini biliyoruz.

    karar: godzilla kazanır!

    her ikisinin de önemli güçlere sahip olduğu açıktır ve bunlardan herhangi biri, bir kavga durumunda kazanan hamleyi yapmalarını sağlayabilir. kong'un şanslı bir yumruk atma olasılığını ya da godzilla'yı bir tür tuzağa düşürmek için zekasını kullanabileceğini, onu alt edecek bir silahı oldukça uzak bir mesafeden fırlatabileceğini göz ardı edemeyiz.

    ancak nükleer enerjiye sahip, süper ısıtılmış atomik nefesi ve 100 metreden uzun, oldukça kaslı ve tırtıklı kuyruğu olan zırhlı bir sürüngen neredeyse yenilemez bir rakiptir. aletleri kullanmakta ne kadar iyi olursanız olun, makul bir mesafede bile nefesi ile kızartılma veya kuyruğu ile vurulma tehlikesiyle karşı karşıya olursunuz.

    kazanan godzilla olmalı. üzgünüm kong...

    kaynak: bbc - science focus

    edit: izledim de geldim...

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    aklın yolu bir...

    --- spoiler ---
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---