ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
vedat milor
-
5000 lira para alıp mekanın reklamını yaptığı şeklinde, gördüğüm en adi iftiraya maruz kalmış insan. programı yapan insanlardan biri olarak şunu söyleyebilirim. değil para almak bazen para verdiğimiz bile oldu.. çekim yaptığımız yerin hesap almama ısrarlarını aşıp hesap ödediğimiz de.. ben dahil vedat milor ve tüm ekip ısmarlanan yemeğe bile mahçup olurken bir kendini bilmezin oturduğu yerden saçmalaması hiç bilmediği halde yorum yapması, iftira atması ekşi sözlüğün alehinde konuşanları ne kadar da haklı çıkarıyor maalesef.
music to be murdered by
-
eminem'in phresher ile başlayan ilginç tercihlerine young m.a ve merhum juice wrld ile tam gaz devam ettiğini gösteren albümü. kendisinin on birinci stüdyo albümü oldu bu.
kendisinin de belirttiği gibi alfred hitchcock'tan esinlenilen albümde toplam yirmi parça var. iki intro ve bir outro içerdiği için çalışma ikili albüm şeklinde yorumlanıyor. zaten iki adet cover'ı var; biri şu, öteki de bu. üstadın zamanındaki cover'ını da şöyle vereyim.
albümdeki konuk sanatçılar young m.a, royce da 5 9, white gold, ed sheeran, juice wrld, skylar grey, black thought, q-tip, denaun*, anderson paak, don toliver, kxng crooked* ve joell ortiz olurken prodüksiyonda ise dr. dre, mark batson, tim suby, luis resto, d. a. got that dope olarak da bildiğimiz d.a. doman, the alchemist, dem jointz, dawaun parker, ricky racks, andre brissett gibi isimler yer almış.
uncommodating ve godzilla'yı bir kenara bırakacak olursak albümün ikinci kısmı bir tık daha iyi gibi. iyi verselerini juice wrld ve young m.a ortaklıklarında kullanması da farklı bir tercih kralın, chloraseptic'te de böyle yapmıştı.
ilk intro premonition bir önceki çalışmaları için bir açıklama niteliğinde. "tamam tay keith ile çalıştım da sor bir niye çalıştım" ya da "tech n9ne, jay-z dediysek de laf atmadık herhalde olm." minvalinde bir giriş diyebiliriz. ardından young m.a'in saweetie-quavo kelime oyunlu verse'ü ile uncommodating geliyor. eminem de thanos, apeshit, john wayne gacy, saddam hussein derken yine referans şova devam ediyor. buradaki chorus'unun da verse'ünün de gideri var bence.
you gon learn, royce da 5 9'a rağmen pek çekmedi beni. ardından alfred hitchcock'un skit'i geliyor, akabinde de artık alışık olduğumuz ed sheeran ortaklığı. d12 şekli yapıp geçmiş, d.a. doman'in beat'i de hiç fena olmamış halbuki.
in too deep, klip çekilen darkness, skylar grey içeren leaving heaven ve black thought'lu son parça yah yah ile albümün ilk bölümü bitiyor. tabii arada juice wrld ortaklığı godzilla da var. stephen paddock ve las vegas saldırısı temalı darkness'a zaten klip çekmiş kendisi, bu parçada the sound of silence sample'ı var ayrıca. yah yah beklentileri tam olarak karşılamasa da godzilla'daki verse sonu fena reyizin. parçanın üçüncü verse'ünün son otuz saniyesinde tam 228 kelime söylemiş kral, bu da saniyede 7.6 kelimeye denk geliyor. rap god'daki efsane verse'ünde bu sayı saniyede 6.46 imiş, oradan hesap edin. tanrı-godzilla benzetmelerinden gidiyoruz bakalım, sırada ne var acaba?
ikinci kısım bir intro ve muhtemelen bir miktar kurmaca olup çarpık aile ilişkilerini anlatan stepdad ile başlıyor. gerek altyapı, gerek tarz derken eminem'e bu albümde en yakıştırdığım parça bu oldu. kamikaze'de de stepping stone fanı olduğumdan epey sardı beni bu çalışma. akabinde gelen marsh'taki nakaratta kullandığı autotune filtresi lil reflü'yü hatırlattı bana, allah affetsin lol. bundan sonraki never love again adlı parça dr. dre prodüksiyonlu, beat'i garip biraz ama beğendim ben açıkçası.
ne kadar psikopat olduğunu anlatan little engine, idare eder durumda olan anderson paak ortaklığı lock it up, ricky racks prodüksiyonlu farewell gibi parçalar öyle ya da böyle filler. hatta üzülerek söylemek gerekirse albümün çoğunluğu filler ama sineye çekiyoruz ne yapalım.
joell ortiz, kxng crooked gibi isimleri topladığı i will vaat ettiği şeyi pek vermiyor. zaten bu çalışmada royce da 5 9 içeren çalışmalar üzerinde çok uğraşılmamış gibi geldi bana, üzücü olay. yine d.a. doman işi no regrets'ta da travis scott'ın yancısı don toliver yer alıyor. her albümde kullanıyor bu formülü zaten em, o yüzden pek de şaşırtmadı beni bu seçimi.
albüm outro'su olarak da tahmin edileceği üzere alfred hitchcock'ın the hour of parting outro'su seçilen çalışmayı yine wtf release şeklinde tabir edersek yanlış olmaz sanırım. dönüp bakıldığında revival gibi bir iş olmuş diyebiliriz harbiden. artıları eksileri var tabii ki ama öyle aşırı bir fark olmadığını düşünüyorum ben iki albüm arasında. öyle çok sükse yapacak bir iş beklemiyoruz zaten ne zamandır, ama tabii ki işin içinde em olunca dinleniyor her türlü. arada açılıp dinlenir, çok da kurcalamamak lazım.
depremzedeye 10000 tl yardım
-
kefen parası sanırım
eda erdem
-
birden fazla kez canlı canlı tribünlerden izleme fırsatım olduğu için kendimi şanslı saydığım voleybolcu.
televizyon karşısında izlerken gözden kaçırmış olduğum bir detay olarak servise çıkışlarında top toplayıcı kıza "sağ ol." veya "teşekkür ederim." dediğini, kritik bir anda çok estetik bir sayı aldıktan sonra servise çıkarken ise "sağ ol canım benim." dediğini fark ettim.
bu küçük detay bile karakteri ile ilgili çok şey anlatıyor bence.
not: sonrasında diğer kızların servise çıkışlarına dikkat ettim ve yalnızca bir kişi daha teşekkür etti ama o da tek seferlikti.
ateist olmasına rağmen ahlaklı olan insan
-
ancak bir ahlaksiza anormal gelir.
yer çekiminin sebebi
-
herşeyden bahsetmeden önce kısaca bütün bu yaşananların ve bilim kurgunun temel sebebinden ve bu nedeni keşfeden isimlerden bahsetmek lazım. kütleçekim kanunu, kepler ve newton!
kepler'in ortaya çıkardığı ilkeler (gök cisimlerinin yörüngelerinin daire değil elips çizdiği ve bu elips çizilirken büyük kütleli gökcisimine yaklaşıldığında "ki bizim sistemimizde bu güneş" yörüngedeki cismin "örneğin mars yada dünyamız" dönüş hızının arttığı idi) arkasında bir dizi soru daha ortaya çıkarmıştı ve bu soruların en temeli hala ortada başıboş bir biçimde dolanıyordu… neden!
işte tam da buradan hareketle sir isaac newton tüm insanlık tarihinin belki de en önemli keşfini yaptı. kütleçekim kanunu. bakmayın siz ağacın altında demlenirken kafasına elma düştü goygoyuna, newton kütleçekim prensibi ile yaşadığımız makro evrenin hemen hemen tüm fiziksel ve matematiksel prensiplerini açıklayan bir dizi karmaşık matematik hesaplarının temelini oluşturdu.
peki nedir bu kütle çekim prensibi?
çok çok kabaca bir anlatım ile madde miktarı başka bir deyişle kütlesi fazla ola cismin kütlesi az olan bir diğer cisimi kendisine çekmesidir. bu prensibi en kolaylıkla gözlemleyebileceğimiz olay ise herkesin kolayca fark edebileceği üzere yer çekimi. kütle çekim üzerinde etkili teme olarak iki durum var. birincisi madde miktarı, yani madde miktarı fazla olan cisim diğerini çeker. bu birinci etkeni anlamada hiçbir sorun yok aslında, temel olarak dünya ay'dan daha büyük bir kütle olduğundan kolaylıkla ayı yörüngesinde tutabiliyor, yada kolaylıkla bizi yüzeyine yapıştırabiliyor.
gelelim ikinci etmene, ki işte bu etmen buradan sonra konuşabileceğimiz her şeyi açıklayabilecek olan olgu. kütle çekim üzerinde ikinci ölçekte etkili olan şey cisimlerin yoğunluğudur. bu ne demek? yoğunluğu fazla olan cismin birim hacimdeki madde miktarı da fazla olacağından kütle çekim gücü daha yüksek olacaktır demek.
peki kütle çekimin astronomik cisimler üstündeki etkisini nasıl hayal edebiliriz?
bundan bahsetmeden önce çok ciddi bir yanlış anlamayı düzeltmek gerekiyor. uzay; klasik ve çok yanlış bir tanımla içinde bulunduğumuz sonsuz boşluk… işte burada algımızı ve fiziksel olaylara bakış açımızı ve neden sonuç ilişkilerini temelden etkileyecek bir yanlış anlama var. uzay bir boşluk olsa idi bundan sonraki hiçbir şeyi açıklayamazdık. uzay bir boşluk değildir. başka bir deyişle, yıldızların, gezegenlerin, gök taşlarının, kuyruklu yıldızların ve binlercesinin arasındaki şey, o yapı o karanlık algı bir boşluk değildir. uzay her tarafında yoğunluğu çok çok düşük, kendisini adeta bir ince tül gibi kaplayan, kütlesi olan ve madde özellikleri gösteren atom altı parçacıklardan oluşan bir yapı ile doludur. karanlık madde… bu karanlık madde sayesinde kütlesi ağır olan cisimler, tıpkı yumuşacık bir koltuğa oturan şişman bir adamın koltuğa gömülmesi gibi uzaya gömülür ve tıpkı koltuğun minderinin deforme olması gibi uzayı bükerler. durumu gözünüzde daha rahat canlandırabilmemiz için bir video paylaşıyorum. ingilizce ama dile takılmayın, bilmiyorsanız sesini kısıp da izleyebilirsiniz. kütle çekimini görsel olarak mükemmel biçimde anlatan kısa bir video. karanlık madde olarak mavi perdeyi düşünün. keplerin yörünge prensiplerini falan gözlemleyebileceğiniz süper bir video.
gravity visualised
iyi de drogba, iki boyutlu evren videosu verdin, boş konuşuyorsun... üç boyutta nasıl olacak ben anlamadım? buyrun efendim alttaki fotoğrafa alalım sizi. konu tam olarak şöyle gerçekleşiyor.
gravity 3d
edepsizce sokağa çıkıyorlar
-
süper liderimizin yeni süper saçmalığı.
"başbakan tayyip erdoğan katıldığı törende internet sansürüne karşı eylem yapanları hedef aldı. "edepsiz görüntülere dokunma diyerek, edepsizce sokağa çıkıyorlar" diyen erdoğan, bir kez daha taksim'de yapılacak eylemlere izin vermeyeceklerini söyledi."
(bkz: ülke benim çıkartmam)
biraz daha mide bulantısı için:
"çok çok afedersiniz, kusura bakmayın, edepsiz görüntülere dokunma diyerek, edepsizce sokağa çıkıyor, bu paralel yapı onları destekliyor. allah ıslah etsin diyorum, başka da bir şey demiyorum. devletin kılcal damarlarına sızmaya çalışan bu örgüte fırsat tanımayacağız. yaptıkları ajanlığın casusluğun hesabını soracağız."
(bkz: edepsizliğin tanrısından edep kuralları)
işveren tarafından tehdit edilmek
-
edit: başka çalışanların selameti için entry şimdilik kaldırıldı. elimde bir koz olarak duracak merak etmeyin.
edit: sözlükten bir avukat yardımcı oluyor, gelişme olunca editleyeceğim. herekese teşekkürler
edit: dava dosyası belli oldu. yarın delilleri sunmaya savcıya çıkıyorum.
yastık altında 950 bin ton altını olan halk
-
dünyadaki toplam altın rezervi 49.000ton olduğundan dünyalı olmayan bir halktır.
kürtler olmasaydı türkler anadolu'ya giremezdi
-
olabilir aslında. o zaman himayesinde oldukları devleti satmışlardır.
yaran inci sözlük entry'leri
-
- neyin var hewal
+ yok biji
(06.12.2014 13:11 - huzur namazda)