hesabın var mı? giriş yap

  • sanat yapiti uretebilmek icin gerekli yasam bicimi.

    şöyle: sabah sekiz bucuktan aksam dokuza kadar pc basinda hesap kitap yapip, eve dondugunde de sadece tv izleyecek enerjin kaliyorsa suc ve ceza'yi yazamazsin

  • yıllaar önce antalyada motorlu bir turist yaklaşır, "how can i go to kortuleli" diye sorar.. dümdüz git demek isteyen ben adamın gözlerini içine bakarım ve şöyle derim: "go away!"

  • herkese oluyor mu bilmiyorum ama ahir ömrümde annemin benim adıma ona 1 tane yeter dediği yaşlarımdan sonraki tüm lahmacun siparişi sahnelerinde yaşadığım kararsızlık anıdır.

    2 tane istesen yetmeyebilir zira açsın doyacaksan da doymayacaksın gibi gelir. 3 desen birincisi ohaa lan, çüşş, yuhh ayı gibi tepkilere maruz kalmak dışında bir de fazla gelme ve mecburen bitirmek zorunda kalma ihtimali var. çok zorlanıyorum be sözlük bildiğin gibi değil.

  • achilles ve kaplumbağanın yarışını konu alan paradokslar. (bkz: cevaplamasi zor sorular/4)'te bir tanesi ele alınmış. bu paradoksun basitleştirilmiş iki versiyonu şöyledir:
    1- amacımız a noktasından b noktasına gitmek olsun. bu yolu tamamlamak için önce yolun yarısını hele bi katedelim. geri kalan yolu yeni gorev olarak ele alalım ve aynı yaklaşımla hele bir yarısını gidelim bakalım.. bir süre bu şekilde devam edelim. sonra birden anlayalım ki, ne kadar gidersek gidelim, bu yol hiç bitmez, çünkü sonradan mutlaka gidecek bir "öteki yarı" kalır.

    2- aynı problemi ele alalım. a'dan b'ye gitmek için öncelikle mesafenin yarısını "hele bi" katetmek gerekiyor. peki bu "yarım" mesafeyi aslında katedebilmek için öncelikle onun da yarısını katetmemiz gerekmiyor mu? hayhay, edelim fakat bu "çeyrek" mesafenin de öncelikle ilk yarısını bitirmemiz gerekmiyor mu ki sonradan diğer yarısını düşünelim? aaa ilk paradoksta anlatılan "hedefe ulaşamamak" şöyle dursun, yerimizden bile kıpırdıyamıyormuşuz demek ki.

    zenon sanırım burda sapıtıyordu, lafı "hareket yoktur" demeye getiriyordu. örnek olarak da şöyle bir paradoksla çıkagelmişti.

    3- havaya bir ok attığınızı düşünün. bu ok size hareket ediyormuş gibi gelebilir, sebebi x süre içinde y kadar mesafe gitmesidir. x'i küçük aralıklara bölün, birer saniye mesela, o zaman diyebilirsiniz ki birinci saniye boyunca ok şu kadar gitti, 2. saniyede şu kadar, bunları topladım y'yi verdi. zaman aralıklarını daha da küçültelim, hatta öyle küçük olsunlar ki, bir daha bölünemesinler, buna "an" diyelim. şimdi bakalım bu ok "an" sürede ne kadar mesafe gider? hiç gitmez. (okun fotoğrafını çektiğinizi düşünün, ok fotoğrafta durmaktadır değil mi?) e her "an" 0 mesafe giden bir ok nasıl olur da hareket eder?

    zenon'un devrinde büyük ihtimalle infial yaratan bu paradokslar yıllar sonra limitin, sonsuz toplamın vesairenin devreye girmesiyle çözülüvermiştir.

  • iq seviyesi oda derecesi ile yarışacak düzeyde mühendistir.

    aynen kanka, almanya'da mercedes gibi bir dünya devinin ar-ge çalışanı mühendistin; tasarımı italyan, motoru alman, bilmem hangi parçası çin olan yerli ve milli otomobil için geri döndün.

    biz de geri zekalıyız yedik bunu.

    edit : aktroll saldırısına ugramamak icin nickini gizli tutmamı isteyen bir arkadaşın mesajini buraya copy paste yapıyorum.

    --- spoiler ---

    bu arkadaşın xing denilen portaldaki profiline baktım. tuhaf bir kaç bilgi var. hala mercedeste çalışıyor gözüküyor. belki aktualize etmemiş olabilir.
    mercedesteki rolü bölüm müdürü asistanı ki powerpoint ve excel sunumu hazırlama dışında pek teknik derinliği olmayan bir bölüm. tüm mercedes tecrübesi 3-4 yıl olan biri. fatih ve yusuf ile kurduğu firma niocycle togg dan ihale almış.

    bateri teknolojisi çok geniş laboratuvar ve donanım gerektirir. yeni mezun 3 mühendisi katbekat aşar bu iş. togg için umutluydum ama işleri böyle çocuklar yürütüyorsa bu araba yürümez yürüse de yolda kalır.

    en ilginç olan şey de stuttgart bölgesinde bir diyanet camisinin gençlik kolları başkanı ki burdan nasıl bir bağlantısı olduğu anlaşılmakta.
    --- spoiler ---

  • gizli bölümler, hmmm.
    bu okulların bir projesi yok mu? var.
    bu projeyi onaylamakla yükümlü mimarlar, belediyeler var mı? var.
    peki bu projelerdeki okulların inşaası esnasında imar planına ve projesine göre yapılıp yapılmadığını denetlemekle yükümlü belediyeler değil mi? evet.
    okulların inşaası bittikten sonra geçici kabul ve kesin kabul için heyetler buraları gezmiyor mu? gezmek zorunda.

    o zaman soru şu?
    nasıl oluyor da kimler bu gizli bölümlerin yapılmasına göz yumuyor? bunların hepsi tek tek ortaya çıkarılmalı.