hesabın var mı? giriş yap

  • hükümet taş yağdırsa "kafam yamuğudi düzeldi" diyecek adamlar oy kullanıp benim hayatımla oynuyor lan. sana su veren itfaiyenin hortumuna dipsiz gölden su çeksinler.

  • hp alin hem sicak hem soğuğu yaşayin. kasada yanma ekranda donma şeklinde

    yıllar sonrası için edit: lenovo hiç almayın! hp'yi rahmetle ararsınız.

    2020 editi: başlığa baktım şukela modunda en tepede kendimle karşılaştım. şunu söylemem lazım 2003 de toshiba aldım 5 sene taş gibi sağlam çıktı. 2008de bir toshiba daha aldım 6 sene çatır çatır kullandım. sonra ne olduysa ( olan belli aslında maliyetler ve rakiplerin kalitesiz ve düşük fiyatları tabiki) bu japonlar piyasadan çekildi. lapin çinlisine topun korelisine kaldık. en son seviye işlemci ram vs va kullansalarda hiçbiri 5 para etmiyor. ah be toshiba kalitesi seni rahmetle arıyoruz.

  • milli eğitim bakanı mahmut özer’in emriyle, 11. sınıfta okula hiç gelmeyen veya uyuşturucu, bıçakla yaralama dahil disiplin suçundan sınıfta kalan 22 bin öğrenci, hiçbir şart aranmadan 12. sınıfa geçirildi.

    devlet, hapishaneleri okula çevirmeye çalışırken meb okulları hapishaneye çevirmeye çalışıyor.

    uyuşturucudan ve adam yaralamadan atılan adam okula nasıl geri alınır aklım almıyor.
    ondan sonra ekşi sözlükte “öğretmenler fazla maaş alıyor , yazın taş ocaklarında çalışsınlar” demeyi biliyorsunuz. gelin de bu tiplerle uğraşın bakalım okulda.

    kaynak

    edit: ya arkadaş siz gerçekten kafayı yemişsiniz. sistem çökmüş, müfredat desen içi bomboş. müdürler, yöneticiler desen hepsi torpilli, işten anlamıyorlar, despotlar. hepinizin çocuğu einsten… öğretmenler milyon lira maaş alıyor(!) (ki ben 11.000 lira maaşla 6.500 lira kira ödüyorum)
    ama bir tek öğretmenler suçlu öyle mi?

  • ben nedenlerini buraya yazayım, belki gereksiz esprilerin ve yanlış tespitlerin arasında bulup okuyan birileri olur:

    - bir şirket yıl içinde daha fazla "yatırım" yaptığı için zarar etmez, yapılan yıllık yatırımlar capex'tir, kar/zarara takip eden yıllarda sadece amortisman gideri olarak dolaylı yoldan etki eder (gelen parayla yatırım yapmışlar diyerek karı/zararı değil nakit akışı açıklarsınız),

    - şirket, brüt karını artırmış (brüt kar = satış adedi * adet başına kar) ancak satış giderleri özellikle personel giderlerinin %30 artması nedeniyle ciddi anlamda artmış ve bu brüt kar artışını sıfırlamıştır, asıl odaklanılması gereken yer burası, personel giderlerindeki artış "yeni yılda yapılan maaş zammı + online kanal dahil yeni işe alınan personellerin maliyeti"ni içeriyor. bu noktada pandemi döneminde artan talebe bağlı olarak planlanandan daha fazla fiziki mağaza açılması ve online kanal büyümesinin etkisini görüyoruz,

    - online kanal ne kadar güç kazansa da bu dönemde avm içerisindeki migroslar zayıflamıştır,

    - kurla veya kredi faizleri üzerinden yapılan açıklamalar da anlamsız, şirketin finansman gideri önceki dönemle neredeyse birebir aynı,

    - vergi kaçırmak veya vergiden kaçınmakla spk'ya açıklanan zararın doğrudan bir ilişkisi yok. kurumlar vergisi, spk'ya açıklanan kar üzerinden ödenmez, vergi usül kanununa göre hazırlanan beyannameler üzerinden ödenir ikisinin kar/zarar hesaplaması farklıdır.

    özetle; büyüyen hacme rağmen geçen yılla aynı faaliyet karını yapıp, finansal giderlerini de sabit tutarak aynı zarar rakamını açıkladılar. fakat diğer tarafta önemli bir kredi rakamını kapatarak, eskisine göre daha sağlıklı bir bilanço açıkladılar.

    edit: ilave açıklamalar.

  • evde kolaylikla yapabileceginiz ustelik kuafordekinden daha saglikli ve guvenli olacak uygulama. keratinin saca bir zarari olmamakla birlikte yarari vardir. zararli olan ve duzlestirme etkisi veren formaldehit'tir. formaldehit'siz olan direkt "keratin bakımı"dır ve düzleştirici etkisi yoktur, yalnız bakımdır. formaldehit tum brezilya fonlerinde bulunur ve kanserojendir ama fda orani %2nin altinda olanlari sağlıki açıdan onaylamistir. öyleyse ne arıyoruz: fda onaylı yani %2 ve altı formaldehit içeren keratin***.

    keratinlerin formaldehit orani arttikca fiyati ucuzluyor. bu yuzden kuaforlere guvenilmiyor cunku sisenin icinde litresi 3.000 tl olan sivi mi var yoksa hepsiburadada satilan litresi 12 tl olan mi var anlayamiyorsunuz. zaten bu tarz keratinleri uygulayan kuaför, soluduğu o şeyle sizinkinden çok kendi canını riske atmaktadır.

    ben 2 kere evde kendim yaptim, saçım kabarık ve dalgalı. pahali keratinlerin testerlarini satan bir yer bulmustum, oradan alıyordum, hatta o donem isyerimdeki herkese aldirip birlikte yaptik ve aylarca pırasa gibi gezdik. 60 ml 100 tl gibi bir fiyatti ve sonuc cok guzeldi. litrelik alınca daha uygun tabii ama biraz mantiksiz cunku 60 ml orta uzunluktaki bir saca yetip artiyor.

    mesajlar üzerine edit: evde sağlıklı, pratik ve fiyat performans oranı yüksek brezilya fönü anlatıyorum

    -öncelikle saç uzunluğunuza göre kaliteli bir ürün seçiyoruz.
    omuz hizası saçlar için: https://www.elicacosmetics.com/…shot-kit,pr-14.html (ben hep qod max markasını kullandım, geçen yıl alırken yarı fiyatınaydı ama ekonomi malum)
    çok uzun ve gür saçlar için ikili alınabilir ya da ikili daha uygun olduğu için bir arkadaşınızla birlikte alabilirsiniz: https://www.elicacosmetics.com/…kili-set,pr-92.html
    çok uzun ve gür saçlar için alternatif: https://www.hepsiburada.com/…-bakim-pm-hb000005ztu3

    1- saçımızı tuzsuz bir şampuanla yıkıyoruz. qod max alırsanız tuzsuz arındırıcı şampuanı yanında veriyor, eğer şampuansız set alırsanız benim tercihim ogxseriileri zaten fönden sonra da normal duş alırken artık tuzsuz şampuan kullanmanız gerekiyor `:https://www.watsons.com.tr/…x-r5nlempuaaup3ealw_wcb`
    2- sonra saçı fırçayla fönleyerek kurutuyoruz
    3- fönlediğimiz düz ve kuru saça keratini fırça yardımıyla sürüyoruz
    4- saçımızın keratini emmesi için için yaklaşık 1 saat kadar bekletiyoruz.
    5- sonra saçımızı ılık suyla hafifçe duruluyoruz(ama kesinlikle şampuanlamıyoruz, amaç saçtaki keratinin sadece fazlasını atmak)
    6- durulanmış saçımızda hafif keratin kalıyor sonra tekrar fırça ile kurutuyoruz.
    7- bu aşamada en önemli şey ısı çünkü formaldehit yani düzleştirici etki ısı ile açığa çıkıyor. fönle düzleştirip kuruttuğumuz saçımızı en az 180 derece ısıdaki düzleştiriciyle 2-3 kez düzleştiriyoruz. kaliteli bir keratin kullanınca, düzleştirirken duman ve koku olmuyor. ağız maskesi veya açık alana gerek yok, normal banyoda bir saatte düzleştirip çıkabilirsiniz.
    8- 1 veya 2 gün saçımızı yıkamıyoruz. bu sürede iz yapmaması için sıkı toplamamanız, toka takmamanız vs söylenmiş ama ben yaptım ve düzlüğü etkilemedi.
    9- 1 veya 2 günün sonunda saçımızı tuzsuz şampuanla yıkıyoruz, ipek gibi yumuşacık dümdüz ve sağlıklı saçlarımız oluyor. ıslakken makine ve fırça ile kurutunca fönlü gibi oluyor, düzleştirici ile üstünden geçince jilet gibi oluyor(bunu sevmiyorum). normal kurumaya bırakırsanız elektriksiz ve canlı doğal kıvrımlar oluşuyor.

    trick 1: bundan sonra fönün etkisi geçene kadar hep tuzsuz şampuan ve krem kullanmanız, deniz ve havuzdan kaçınmanız gerekiyor çünkü brezilya fönünün etkisini bozan şey tuz maalesef.
    trick 2: saç diplerinizin dümdüz olup yapışmasını istemiyorsanız diplere değil yalnız kabaran ve cansız bölgelere uygulayabilirsiniz. cansız ve yıpranmış saç keratini daha iyi tuttuğu için daha etkili oluyor. aynı şekilde çok sağlıklı kırıksız bir saçınız varsa fönün etkisi azalacaktır.
    trick 3: dümdüz saç sevmiyorsanız keratini arındırdıktan sonra saçınızı düzleştirici maşa ile de yapabilirsiniz(perma etkisi). önemli olan düzleştirmek değil, formaldehiti 180 derece üzeri ısı ile buluşturmak çünkü o saç o ısıyı hangi şekildeyken alıyorsa o şekilde kalıyor.

    suslusozluk ekibi iftiharla sundu.

  • her zaman söyledim yine söylüyorum seçimlerden sonra tüik çalışanlarını çaycısı da dahil olmak üzere yargılatmayan yeni hükümetin allah belasını versin. bu rezilliği, bu sefaleti bu insanlara yaşatmaya kimsenin hakkı yok.

  • elektriğin kesilmesi sebebiyle yakılan muma, hiç dikkat çekmeden yaklaşan kedinin ''bu alev nası kokuyo la acaba?'' diye merak etmesi.

    ''annaaam yancak ciyaakk pissst paşaa hööö'' diye yerimden zıpladığımda çok geçti. o iki saniyede bizimki çoktan yüzünün sol tarafındaki bıyık ve kaşlarını yakıp, korkuyla kaçmıştı. üç buçuk yaşında eşek kadar adam oldu halbuki... çok korumacı davrandım galiba bu yaşına kadar. gerizekalı çok komik görünüyor şimdi. yüzüne karşı gülünce saldırma huyu olduğundan, kuytuda köşede çaktırmadan gülüyorum. üç yıldır uzattığı pala bıyıklar gitti, üzerine tek kaş kaldı yavrucak. gergin biraz tabii.

  • yeni işe baslayanlara sorumluluk verilmekten hiç çekinilmeyen bir iş ortamıdır. staj yaptığım dönemde ilk gün manager a "mr. soyadı" diye hitap etmiştim de, öyle olmuyor bu işler falan demişti. 1 hafta sonra ceo yla falan tanıştım hep ismiyle falan hitap ediliyor tabi o zamanlar garip gelmişti.
    sorumluluktan bahsediyorduk. miktarı bende kalsın yüksek meblağlı projelere daha stajyarken beni tek sorumlu yaptılar ki, ben kendime o sorumluluğu vermem. yani vermezdim o zaman öyle düşünüyordum.
    yaş farkı gerçekten hiç önemli değil. bu da en onemli farklardan biri olsa gerek. 40 yıldır sektörde olanlar var, onlardan daha tecrübesizmişim, gençmişim konuşurken veyahut ortak çalışırken hiç bir ima görmedim. öyle olunca da insanın özgüveni doğal olarak artıyor.
    şöylede bir olay yaşamışlığım var:
    8 ay önce falandı bir hata yapmışım ki dillere destan. suçu atacak kimse bile yok . strese bindim tabi. managerım senin hatan değil, şirketin yeterince düzenli olmamasının hatası falan dedi.
    valla reyizsin diyecektim de reyiz in ingilizcesi o an aklıma gelmedi.
    adamın dibisin dicektim , bottom of a men. o da saçma olacaktı ondan da vazgeçtim.
    1hafta sonra bi büyük rakı aldım verirken de dedim ki sen delikanlı adamsın peynir kes, kavun doğra yanında bundan iç lion milk.