ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
paratiroid kanseri
-
ırtibat kurduğum muhteşem ötesi, kanatsız melek, savaşçı ruh ; çok değerli onkoloji virtüözü sevgili (bkz: süalp tansan)'la irtibat kurdum az önce ve ilgileneceğini söyledi. kendisinin amerika boston üniversitesi'nde kürsüsü var. ınanın sevinç ve heyecandan elim titreyerek yazıyorum çok şükür.
insanın zoruna giden şeyler
-
yaşlı bir insanın bana hizmet etmesi kadar zoruma giden bir şey yok.
bambu
-
el kadar bir bambu parçası. görsel sence en fazla ne kadar pahalı olabilir dostum? üstelik bu bambu parçasının onbinlerce hatta yüzbinlerce dolara el değiştirdiğini duysan tepkin ne olurdu?
petrolü, altın madeni, elmas madeni, kısaca yer altı yer üstü kaynakları bol bir ülke endonezya. ama sadece belirli bir zümre ve devlet zengin, halk fakir. endonezya halkı, bütün bu fakirliğine rağmen bıkmadan usanmadan mitlere, efsanelere ve adetlere fazlasıyla bağlı şekilde hayatını sürdürüyor. kimi inanışları yüzünden akla hayale gelmeyecek şeylere, akla hayale gelmeyecek paralar ödüyorlar. bambu petuk ismi verilen anomali sonucu oluşmuş bir bambu parçası da bu şeylerden bir tanesi.
" bambu petuk, basit bir bambu parçası değil!" diyor endonezyalılar. milyonlarca endonezyalı, bambu petuk'un sahibine servet sağlama gücü olan bir "miras tılsımı" olduğuna inanıyor. görünüş olarak diğer bambulardan biraz değişik. doğadaki milyonlarca bambudan farkı, bambularda anomali olarak adlandırılan nadir bir durum yüzünden, bu bambunun gövdesinde iki küçük kolun filiz verip büyüyerek v harfi şeklini alıp birbirlerine kavuşması. görsel net olarak resimde görebileceğiniz gibi...
petuk bambusunun sahibinin servetine servet katmaktan başka mistik güçleri olduğuna da inanılıyor.
endonezya'da milyonlarca insan var ki bu bambunun tozunun sahibinin karizmatik görünmesini ve kişisel tanıtımını zahmetsizce yapmasını sağladığına inanıyorlar.
bambu pethuk senopati isimli bir çeşit petuk bambu, kişilerin hastalıklara karşı bağışıklığını sağlayıp, onları gizli saldırılara karşı koruyan bir panzehirmiş.
bu videodaki saçma bambu dalı bir petuk bambusu çeşidi olan bambu pethuk gunung. sorunları temizleme, insanları kendine bağlama ve ticari miras elde etme özellikleri olduğuna inanıyorlar.
bambu pethuk singkir ismi verilen bu petuk bambusu da sahibine neler neler vaad ediyor bir bilsen! sana karşı yapılan kara büyüleri bertaraf ediyorsun, cinlerden ve diğer yaratıklardan gelen parazitleri temizliyorsun. bu bambuya sahipsen her türlü güvendesin yani.
bambu pethuk langkah ismi verilen petuk bambu çeşidi ise, bütün bu mistik özelliklere sahip olduğu inanılan bambu parçalarının en üst seviyede olanı. eğer 100 yılın üzerinde bir mazisi var ise 1 milyar endonezya rupiahı , türkçesi ile 462 bin tl, amerikancası ile 68 bin dolar öneriyorsunuz sahibine ama adam fiyatı beğenmiyor. sonunda 462 bin tl + bir ev + bir arabaya razı oluyor ve ticaret gerçekleşiyor. çünkü sahibine toplumdaki en yüksek sosyal statüleri ve zenginliği vadediyor. bu bambu bir bakıma işe yarıyor gözüküyor. habere baksanıza, eski sahibine 100 binlerce dolar para kazandırdı bile.
ister inanın ister inanmayın , endonezya'da politikacılar ya da politikaya atılmaya karar verenler bu bambulara yüzbinlerce dolar para ödüyorlar. endonezya devlet başkanı joko widodo bu politikacılardan birisi değil ama ona da bu bambuyu yolunu kesen hayranları hediye ettiler 2019 başkanlık seçimlerini kazansın diye. olacağı bu ya, çok zorlu geçen ve oy sayımı bile 3 ay süren zorlu başkanlık seçimlerinin ardından başkan joko widodo seçimleri kazandı ve sonra çok yere bu bambu ile gitmeye başladı.
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
buzdolabinda birakilmi$/bekletilmi$ yarim litre bozuk sutu ayran sanip kiymali+patatesli borekle afiyetle yiyip icmek..hatta tuzunu az bulup tuz eklemek (bkz: gida zehirlenmesi)
artık eskisi gibi kitap okuyamamak
-
ekran insanı olduğumuz içindir. konuyu biraz kendi çapımda açmaya çalışırsam günümüzde tv,oyunlar,internet gibi hızlı bilgi akışı sağlanan 3 dakikanın bile çok uzun bir süre olduğu süre turbo hızda bir yaşama alışmışsak bize kitap okumak gibi dingin şeyler çok sıkıcı gelir. bu bir çeşit dikkat dağınıklığı gibidir.
bunu en iyi küçük yaşta ki çocuklarda gözlemlersiniz hiç yerinde duramamalarının ama eline bir telefon verdiğinizde (oyun amaçlı) veya yüksek kalite bol aksiyonlu rengarenk görselli bir animasyon film açtığınızda sesinin kesildiğini göreceksiniz. bizler zamanla kitap okumaktan sıkılmış hale gelirken onlar bu teknolojiyle doğdular
bunu sözlük ortamlarında kısalan entrylerden de anlayabilirsiniz çünkü 3 dakika çok uzun süre özellikle 90 sonrası doğanlar büyük ihtimal bu yazıyı okurken bir yandan da bir mesajlaşma veya sosyal ağdan gelen bildirimi kontrol ettiler
soyadından akp'ye oy vereceği belli olan seçmen
-
(bkz: ekrem imamoğlu)
denizler altında nerden baksan 20 bin fersah
kaybolduğunu düşünen erkeğin teybin sesini kısması
-
erkeklerin multitasking kabızlığının sonucudur. işlemci yükünü azaltmak istemiştir.
(bkz: çıkar şu üstündekileri ne dediğin anlaşılmıyor)
sosyal medya dili
-
yepyeni bir dil, çok farklı bir ifade tarzı.
twitter, facebook, ekşi sözlük, friendfeed... gibi ortamlarda yazarken kullanılan dil. kullanılan platformun teknik özelliklerinden kaynaklanan sınırlar var bir yanda. misal twitter'daki 140 karakter, friendfeed'deki 350 karakter sınırı gibi. öte yandan özel hayatı ifşa etmenin de herkes için farklı sınırları var.
sanırım en tanınanı facebook etkinliğine yurtdışında olacağım yazmak. ama onla da kalmıyor. doğruyu tam olarak ifade etmeye platformun şartları el vermeyince, gerçeği kırpmak zorunda kalıyorsun. işte gerçeği neresinden kırpacağın da sana kalıyor. zaten seni çok iyi tanımayan insanlar var ortamda. eğer makası doğru yere vurursan, hem yalan söylememiş oluyorsun, hem de bu hiç tanımadığın insanlara hava basabiliyor, şanslıysan prim yapabiliyorsun.
birkaç örnek vereyim:
"italyancamı ilerletecek zaman bulabilsem keşke."
takipçinin düşünmesi beklenen: italyancası var. oh oh şahane.
gerçek: bon corno prinçipessa ve yemek isimleri dışında italyanca tek kelime bilmiyorum.
"istemediğimi anlatmak için daha ne yapabilirim? bunaldım."
takipçinin düşünmesi beklenen: vaaaay, peşinde köpek olan erkek/kadın var desene. ben de kimse senle ilgilenmez zannediyordum. peşinde koşanın olduğuna göre fark edemediğim bi şey olmalı. dur az da ben koşayım.
gerçek: turkcell yeni kampanyasını tanıtacak diye günde 10 tane mesaj atıyor.
"insan çalıştırmak çok yorucu. o kadar laf anlatacağıma kendim yaparım dediğim oluyor ki bu çok yanlış.
takipçinin düşünmesi beklenen: ooo adam yöneticiymiş. müdür mü, şef mi neyse artık.
gerçek: yurtiçi kargo'dan paket gelmedi hala. gidip kendim alasım da yok. öfff.
"millet kafileler halinde amsterdam'a gidiyor. gidin gidin. benim bulamadığım bir şey bulursunuz belki orada."
takipçinin düşünmesi beklenen: amsterdam'a gitmiş. beğenmemiş. demek ki daha güzel yerler de görmüş.
gerçek: değil amsterdam'a, izmit'e bile gitmedim.
"mmmm kendi tarifimle gnocchi yaptım. nefis."
takipçinin düşünmesi beklenen: uu hem italyan mutfağını biliyor, hem değişiklik yapabilecek kadar hakim mutfak işlerine.
gerçek: üç tane patatesi duru suda haşladım. çatalla ezip üstüne tuz biber ektim de yedim.
kadın voleybol balonunun patlayacağı gün
-
sürekli patlıyor zaten, yobazların ve vatansızların yüzüne yüzüne patlıyor.
ülkemizde tıp fakültesi tercihinin nedeni paradır
-
üst edit: başlığı açan ben değilim. ilk entry sahibi sonradan kaçtığı için başlık üzerime kaldı.
yarı yarıya doğru bulduğum önerme. şahsî kanaatim, en az para kadar toplum içinde getireceği prestijdir. ülkede "mesleğin ne?" sorusuna cevaben "doktor" dediğin zaman inanılmaz saygı görürsün. istersen multiverse teorisine katkılarda bulunmuş bir fizikçi ol, doktorun gördüğü kadar hürmet göremezsin.
metroya ve minibüse yürüme mesafesinde
-
metro istasyonunun bile metroya yüreme mesafesinde olmadigi bir sehirde söylenince gülünc kacan laf. ulan taksim meydanindanki metro girisinden trene varincaya kadar taksi tutsan 20 lira yazar be.