hesabın var mı? giriş yap

  • köleleştirilen bireyin baskılara ve faşizme karşı olan duruşunu pencere ferforjelerini cezaevi penceresiyle simgesellestirerek kurtuluşunu dinamik bir süreç icerisinde imgelemek isteyen bir özgür kadının otantik müzik vurgusuyla burdayiz biz dercesine yakarışiylariyla var olma çabası.
    şaka lan şaka, delirmiş.

  • her boşluğa sağına soluna bakmadan pat diye atlamalarıdır. sonra da motorcuları fark edin diye bas bas bağırmalarıdır.
    edit1:imla
    edit2: mesajla uyaran arkadaş eklememi istedi; "yol olmadığında fütursuzca kaldırıma atlamaları"
    edit3: ara sokaklarda yayaların arasından zikzak çizerek hayvan gibi gitmelerini de eklememi istedi bir arkadaş.
    edit4: ters şeritten gidip yol vermedin diye bozuk atmalarını da ekleyelim.

  • maddi olarak yüksek bir şey alınca kurban kesmek.(örnek: araba alınca kurban kesmek, ev alınca kurban kesmek)

    açık net söyleyeyim, elin suudisi ile de, pakisi ile de aynı evi paylaştığım dönemler oldu. onlarla bu tür adetleri konuştuğumuzda çok şaşırmış olduklarını gördüklerinden söylüyorum bunları. şimdiki nesilde kaldı mı bilmiyorum ama, yeni bir ev alan, yeni bir araba alanın kurban kestirdiği, etini fakir fukaraya dağıttığına defalarca şahit oldum. hatta bir dönem trafikte gördüğümüz, plakası kanlı arabalar bu örneği çok iyi açıklar niteliktedir.

    bunun şaman adetleri ile bağlantısı şudur: orta asya'da türkler veya altaik kavimler de o dönem önemli bir savaş ganimeti veya büyük bir toprak parçasını ele geçirdiklerinde hemen kuzu keserlermiş.

    konu konuyu açıyor ama yeri geldiği için açıklamak isterim. bugün bütün türki coğrafyalarda en çok beslenen hayvan koyundur. yine bir tarih kitabında okuduğuma göre, selçuklular döneminde sadece horasan civarında 1 milyondan fazla koyun olduğu dönemin vergilendirme evrakları ile ispatlanmıştır. islamiyet eğer koyun etini tıpkı domuz eti gibi haram kılsa idi, bugün türki cumhuriyetlerde müslüman insanlara rastlayamazdık. bizim milletimiz oldum olası kuzuyu sever, bebeğine de kuzu diye seslenir, sevgilisine de. bunları söylemesine rağmen de kuzu etinden şaşmaz...

    türklerin islamiyet'in kurban kesmek ibadetinden nerdeyse şaşmamaları da bunla ilgilidir. anadolu'ya giderseniz daha rahat görürsünüz. kurban bayramı arefesinde evinin kirasını ödeyemeyen adam kurban kesmek kendisine vacip olmamasına rağmen, gerekirse borç alarak gider yine kurbanını keser. kurban kesmek ibadetine islam'ın diğer ibadetlerine nazaran bu kadar çok dikkat edilmesini de yine şaman kültürü ile açıklamak mümkündür.

  • geçen gün televizyonda yarışma programında bir adam itiraf ediyordu. markette belli bir alışveriş karşılığında bedava sinema bileti veriliyormuş. abimiz 12 tane süt almış ve sinema bileti vermişler. eşiyle sinemaya gitmişler, dönüşte sütleri iade etmiş.

  • bence daha fazla vakit kaybetmeden bilim sanayi ve teknoloji bakanı fikri ışık'tan yardım istenmelidir.

    bu karmaşık durumu çözse çözse o çözer. ben kendisinin hislerine güveniyorum.

  • onun mutfak hallerine aşık olmak, beraber pide yemek, çay içmek filan gelmesin aklınıza. sikin bırakın onu orda. en azından yıllar sonra doğru adam olarak anılma ihtimaliniz var.

  • toru kumon(1914-1995), kumon yöntemi(metodu)nin oluşturucusu japon matematikçi ve eğitimcidir. osaka üniversitesi matematik bölümünden mezun olmuştur. 1954 yılında oğlu takeshi, ilkokul 2. sınıfa giderken matematik testinden başarısız olur. bunun üzerine ders kitabını inceleyen kumon, kitapta uygulama eksiklikleri keşfeder. takeshi için materyaller hazırlayan kumon, oğlunu ortaokula giderken diferansiyel çözebilen bir birey haline getirir. bu hikaye, kumon öğrenme metodunun başlangıcıdır.

    toru kumon'un temellerini attığı kumon yönteminden bahsedelim:

    kumon yöntemi, hayatta kendileri için bağımsız bir yol izleyebilen sağlam, yetenekli bireyleri teşvik etmeyi amaçlar. kumon eğitmenleri, öğrencilerine egzersizleri kendi başlarına yapabilmeleri için yeterli rehberlik sağlar. sonuç olarak öğrenciler; denedikleri, benlik saygısı geliştirdikleri ve kendileri için yeni zorluklar üstlenebilmeleri için her şeyi yapabileceklerini öğrenir.

    kumon yöntemi ile öğrenciler bağımsız olarak çalışır. hem yüksek düzeyde akademik yetenekler hem de bağımsız olarak öğrenme yetenekleri geliştirir. kumon'da bu yeteneği “kendi kendine öğrenme” yeteneği olarak adlandırır. sonuç olarak, kumon yöntemi ile ilerleyen çocuklar büyüdükten ve işe girdikten sonra, zorluklarla karşılaştıklarında bile çözümleri kendi başlarına düşünebilir. sonuçta, öğrencilerin kumon yöntemi yaparak kazandıkları beceriler, hedeflerine ve hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların uzunca bir süre yanlarında olur.

    kumon yönteminin amacına ulaşmak için dayandığı alışkanlıklar ve kapasiteler şunlardır:

    - çocuk, başka kişilere bağımlı olmadan kendi kendine nasıl öğreneceğini öğrenir.
    - çalışma alışkanlığı, çocuğun öğrenme görevlerini zorlanmadan yerine getirmesini sağlar.
    - etkili öğrenme için konsantrasyonu teşvik eder.
    - çocukta, eğitimde ve hayatta karşılaşabileceği sorunlara karşı özgüven oluşturur.
    - öğrenmeyi eğlenceli hale getirerek çocuğun motivasyonunu artırır.

    kumon yönteminin hedefleri şunlardır:

    1. çocukların öğrenme potansiyellerini keşfetmek ve onlara kişiselleştirilmiş rehberlik sunmak.

    2. mümkün olduğunca çok öğrenciye kumon yöntemi ile öğrenme fırsatı vererek yayılmasının topluma büyük katkı sağlayabileceğini dikkate almak.

    3. öğrencilere daha iyi rehberlik materyalleri geliştirerek daha yetkin insanlar olmalarına yardımcı olmak ve nasıl öğrenecekleri konusunda sürekli araştırma ve düşünme süreci yoluyla yönlendirme yapmak.

    4. öğrencilerin becerilerini geliştirmek ve bu metodolojik uygulamaların gelecekte uygulanmasına katkıda bulunmak.

    5. öğretmenlerin ve programların birlikte çalıştığı olumlu bir döngünün elde edilmesini sağlamak.

    kumon yönteminin yönelim esaslarından bazıları aşağıdakiler gibidir:

    - malzemelerin kendi kendine incelenmesi: öğretmen dersleri veya sunum oturumlarını açıklamaz, materyallerin talimatlarını dikkatlice okuyarak öğrenciyi cevapları bulmaya teşvik eder, böylece kendi kendine öğrenme becerilerini ve zihniyetini geliştirebilir.

    - hataların düzeltilmesi: öğrenci görevi tamamladıktan sonra öğretmen bunları derhal nitelendirmelidir, böylece öğrenci hala konsantre olurken onları çabucak düzeltebilir(feedback).

    - günlük çalışma: yöntem öğrencilerin program başına günde yaklaşık 30 dakika çalışması için tasarlanmıştır, böylece öğretmen her çocuğun günlük yaptığı görevi özelleştirmelidir.

    - yöntemin sırasına göre çalışma: yöntem seviyelere göre sıralanır ve bu seviyelerin her biri mantıklı bir sırayı izleyen ve zorluk derecesinde artan bloklara sahiptir ve öğrenciler de buna göre çalışmalıdır.

    -günlük çalışmaların kaydı: öğretmen, günlük faaliyetlerinin kaydını ve ayrıntılı bir çalışmasını yapar. sonrasında öğrenciye kişiselleştirilmiş programı sunar.

    l. orcos, r.m. hernandez, m.j. espigares ve a. magrenan'ın beraber yazdığı bir makalede ispanya'da 2015-2016 eğitim öğretim yılında 30.849 öğrenciyle yapılan kumon yöntemi çalışmasının sonuçları paylaşılır. 230 öğretmenle gerçekleştirilen 9 aylık bir çalışma sonrası kumon yöntemi ile çalıştırılan öğrencilerin %43.2'si matematik dersinde kendi seviyelerinin ve yaşıt seviyelerinin üstüne çıkmıştır.

    sonuç olarak, matematik çalışmalarına erken başlamak öğrencinin seviyesini ve ilerlemesini artırır. kumon öğrenme yöntemi de bu erken başlama işinin en doğru yapıldığı yöntemlerden biridir belki de şu an için birincisidir.

    kaynaklar: kumon.com, en. wikipedia web siteleri ve kumon yöntemi: erken çocukluk ve ilköğretim ilk düzeylerinden matematik öğretimi ve öğrenimindeki iyileştirmedeki önemi(2019) makalesi.

  • eski bir bankacı olarak beni çok da şaşırtmayan paylaşım. çünkü ben uzun süre çalıştığım kurumlarda özellikle üst yönetimdeki insanların (hemen hemen) insanlıktan çıktığını gözlemledim. altlarına davranışları, acımasızlıkları, kimsenin gözünün yaşına bakmadan insanları ekmeğinden edebiliyor olmaları ve daha pek çok zalimlikleri ben bu insanlarda gördüm. öyle şeyler yaşadım öyle şeyler duydum ki, bir insanın bu raddede insani ve vicdani melekelerini kaybetmesini normal karşılar hale geldim.

    bunlar insan değil arkadaşlar. ork gibi bir şey bunlar. kendileri dışında, onları şu dünyada üzecek hiç bir şey yok. yani belki tam anlatamıyor olabilirim, bu tarz insanları yakından tanımak içlerine girmek lazım tam anlayabilmek için.

  • dizi oyuncularına aşı önceliği verilmesi gerektiğini savunan insancık. kendi iç dünyasına, o müko hayatına o kadar gömülmüş ki, artık bencillikten gözü bir şeyi görmez olmuştur.
    siz zaten dizilerde oynamasanız da akşama kadar yaptığınız itici reklamlarla hayatta kalırsınız pelin hanım. çocuğuna don alamayanların yaşadığı bir ülkede siz bedava giydiriyorsunuz zaten. sizin üzerinize reklam diye don atacak bir sürü marka var.

    benim kanser hastası annem daha aşı olmamış, dizi oyuncusu mu aşı olacak.

    edit: mesaj atan, iyi dileklerini ileten arkadaşlara teşekkürler, anne haftaya aşı olacak öncelikle belirtmek isterim. ben sadece pelin akil'in öncelik listesine dizi oyuncularını da eklemesine tepki göstermek istedim. sadece kanser hastaları veya kronik hastalar değil daha aşı olamayan öğretmenler, marketlerde biz evdeyken çalışan insanlar ve daha tehlike ile karşı karşıya kalan niceleri var. ben her gün insanlarla iç içe olduğum bir işim olduğu halde kendimi öncelikli görmüyorum, ama pelin akil hanım dizi oyuncusu olduğu için kendini öncelikli görüyor.

    ayrıca aşı tedarik edemiyor diye tepkimi sağlık bakanlığına göstermeyişime takılmış bir yazar var aramızda; bir kaç entry altta kendisi. ''benim annem olmadı, o da olmasın.'' diye düşündüğümü çıkarmış bu yazdıklarımdan, pes doğrusu.
    birincisi tepki göstermediğimi nereden biliyorsun? şu an bir öncelik durumu varsa uymak zorunda değil miyiz zaten her halükarda? ve evet yazar kadeşim influencer furyasından gına geldi, sen bu insanların donu bile bedavaya getirmesinden mutluysan ne mutlu sana!