• bu da paralel evrenler fikri gibi, bir bilimsel çalışmada olması gereken özellikleri barındırmaz:

    • gözlemlenemez
    • dolaylı veya dolaysız yoldan sınanamaz
    • gözlemlenmesi veya sınanabilmesi için bir yol/yöntem önerilemez. yani, "şu an için deney ve gözlem yoluyla kanıt sunamıyoruz ancak, gelecekte şu gibi şeylere veya bilgilere sahip olursak kanıta ulaşabiliriz" denilemez.
    • doğrulanamaz
    • yanlışlanamaz

    zaten bilim dünyasının üzerinde durduğu bir model değildir. ancak, modeli ortaya koyarken kullanılan matematiksel ispatlar, fizikçiler için çok sayıda alanda kullanılabilecek teoremlerin geliştirilmesi açısından "antreman" niteliği taşıdığından, üzerinde çalışılır. çoklu evren modellerini algılayabilmek ve anlatabilmek çok karmaşık matematik modelleri ve aynı karmaşıklıkta ispatlar gerektirdiği için konuyla ilgisi olmayan insanlarca anlaşılması çok güç.

    tüm bilimsel teoriler öyle ya da böyle detaylı biçimde halka anlatılabilecek basitliğe indirgenebilirken, bilimsel ispatı ve dayanağı olmayan bu tür modelleri basite indirgeyerek anlatmak veya detaylandırmak da tahmin edersiniz ki mümkün değil. çünkü her şey, kağıt üzerindeki yüzlerce, binlerce rakam ve sembolden ibaret.

    ancak bilimkurgu, müthiş olasılıklara yelken açtığı için çoklu evren ve paralel evren fikirlerini sever, bolca kullanır. bu durum ise malesef halk arasında bunların bilimsel geçerliliği olan gerçeklermiş gibi algılanmasına yol açıyor. "abi onun bilimsel bir yönü yok" dediğimizde bu yüzden tepki alabiliyoruz...
  • caltech'te çoklu evren teorisi üzerine araştırmalar yapan sean carroll'un mükemmel bir yorum getirdiği evren modeli. carroll'a göre entropi kavramıyla ilgili çalışmaları ve bir takım öngörüleriyle ludwig boltzmann çoklu evren fikrinin babası sayılabilir. hem sicim teorisinin hem de çoklu evren fikrinin entropiye odaklanması, çoklu evren meselesinin entropiyle çözülebileceğini, en azından daha anlaşılır kılınabileceğini gösteriyor. carroll'a göre çoklu evren fikrinin en can alıcı noktası da şuymuş:

    big bang, evrenin başlangıcı olmayabilir.

    ilk başta 50 yıldır bildiğimiz bilgilere göre çok ters bir var sayım gibi görünse de entropi kavramıyla temellendirilmesinden dolayı hatasız görünen, olası bir teori. büyük patlama gerçekten bildiğimiz evrenin başlangıcı olmayabilir. "birbiriyle aynı anda var olan çoklu evrenler" değil de, "birbirileri ardına oluşan çoklu evrenler" hayal edecek olursak; big bang, var olan evrende yalnızca bizim çağımızın, yani 13.7 milyar yıllık madde tarihinin başlangıcı olabilir.

    http://www.ted.com/…d_the_hint_of_a_multiverse.html

    not: vidyonun alt yazı seçeneklerinde türkçe de mevcut.

    ayrıca şiddetle (bkz: büyük patlama/@ludvigboltzmann)
  • olmaz diye bir şey yok, her şey olabilir.

    bilimin en tekinsiz sokakları bu konu. bizim dışımızda başka evrenler olabilir mi? örneğin, dinozorların neslinin tükenmediği, evrimin bambaşka şekilde seyrettiği ya da insan vücudunun daha fonksiyonel olabildiği başka evrenler. hepimizden birer tane daha bulunan bir paralel evren. kulağa hayret verici geliyor, evet. ama asla olamaz demek de biraz fazla iddialı.

    bu ihtimalin gerçek olma olasılığını değerlendirelim önce. neden gitgide artan sayıda bilim insanının bu fikre yönlendiği kısmına. madem herkes bing bang konusunda, evrende salınan muazzam büyüklükteki enerji konusunda hemfikir; bu düşünce üstünden senaryolar yaratmakta da sakınca görmüyor bazı kozmologlar.

    ellerindeki en güçlü dayanak, evrenin şişmesi. büyük patlamadan sonra oluşan güçlü itimle, evrenin hızlı bir şekilde genişlediğini biliyorlar. sonsuzluğa giden bu genişleme, evrendeki tüm yıldızların, galaksilerin birbirinden ayrılmasını ve uzaklaşmasını sağlıyor. uzay dediğimiz, insan aklının almadığı alan gittikçe büyüyor, genişliyor. ve bu muazzam büyüklük içinde, bizim dünyamızı oluşturan şartların oluşmayacağının hiçbir garantisi yok.

    1980'lerde, bazı bilimadamları evrendeki yer itimine merak sardılar. bu itimi matematiksel olarak ifade etmek, sebebini bulmak veya sonrasını öngörebilmek, bize yepyeni kapılar açabilir, tüm bildiklerimizi değiştirebilirdi. gözlenemeyen, ispatlanamayan bu enerjiye karanlık enerji adını verdiler. karanlık enerjinin evrende bir şeyleri değiştirdiğinden son derece emindiler, tek ihtiyaçları olan bunu formüllere dökmekti. yaptıkları araştırmalarla bir formül elde ettiler. karanlık enerjinin, bu yoğun sapmanın sayısını buldular. sorun şu ki; her şey istedikleri yönde ilerlemedi, çünkü bulunan sayı 0.0.....1 idi. ve arada tam tamına 122 tane 0 vardı!

    bu küçüklüğünü hayal edemeyeceğimiz sayı, aslında onlara çoklu evrenin kapısını açmıştı. eğer onlarca evren daha varsa, bu hayal dahi edilemeyen ufak sayı bir anlam ifade edebilirdi. o evrenlerde de benzer bir karanlık enerji olmalıydı, o zaman bu saçma sapan rakam o kadar anlamsız gelmezdi.

    son olarak, çoklu evrenlerin olabileceğine inanan çılgın bilim insanlarının imdadına sicim teorisi yetişti. evrenin karışık yasalarından bunalıp basitlik arayan bir bilim insanı, basit zerafet de denen bu teoriyi yayınladığında ciddi tartışmalar başladı fizik camiasında, bu teori, kabaca, atomaltı maddelerin en derinine inerek, gözle göremediğimiz bir enerjinin bu maddelere ve çevremizdeki tüm maddelere hayat verdiğini savunuyordu. tıpkı bir çelloda olduğu gibi, farklı titreşimler farklı maddeleri yaratıyor ve sonsuz kombinasyonlar doğuruyordu. her bir kombinasyon farklı bir evrenin temelini oluşturuyor olabilirdi!

    sicim teorisinde, bazı fizikçilerin şiddetle karşı olduğu küçük bir ayrıntı daha vardı. sicim teorisinin matematiksel formülü sağduyuya meydan okuyan iddialı bir formüldü. teoride fazladan 6 tane daha uzay boyutu vardı! yani bildiğimiz uzayın 3 boyutu olan, yükseklik, genişlik ve derinlik dışında toplam 9 boyut!

    bu üç dayanak, fizikçilere çoklu evrenin kapısını açtı. günümüzde, hala şiddetle karşı çıkan, bu fikri ütopik bulan fizikçiler mevcut. savunanların ise, bir sebebi var. johannes kepler'in de uzun süre araştırdığı fakat sebebini bulamadığı bir gerçeklik; dünya'nın neden güneş'in 149 milyon km uzağında tam da o noktada durduğu..

    paralel evrenlere gidiş yolunu savunan bu fizikçiler işte bu durumu referans vererek, hala çoklu evrenler olabileceği konusunda ısrarlı ve 100 yıl içinde bu konunun da aydınlığa kavuşacağını umuyorlar..
  • "gözlemleyebildiğimiz evrenden yola çıkarak evrende hayat yok demek, okyanustan bir bardak su alıp okyanusta balık yok demekle birdir."
    neil degrasse tyson
  • eski boyutlarınızdan sıkıldınız mı? yukarı, aşağı, ileri ve geri. çok sıkıcı. sıkı durun! büyük patlama üzerine çalışan kozmologların son bulguları bizi bu sıkıcı 4 boyutlu evrenimizden kurtarabilir! kozmik bir alev topunun sonrasında ortaya çıkan kütleçekim dalgaları bizlerin çok sayıda evrenden birinin içerisinde yaşıyor olduğumuza işaret ediyor. evrenlerle dolu evrenler!

    çünkü bu kütleçekim dalgaları oldukça üretken ve yüksek potansiyele sahip bir erken genişleyen evren modeli ortaya koyuyor. 13.82 milyar yıl önce, büyük patlama'dan sonraki ilk an içerisinde uzayın boyutlarının bizim kozmosumuzunkine göre kat kat fazla miktara kadar genişlediğini gösteriyor. stanford astrofizikçisi olan ve erken genişlemenin kaşiflerinden biri olan andrei linde, bıcep2 araştırmacılarının kütleçekim dalgalarıyla ilgili sonuçlarını açıkladıkları harvard-smithsonian astrofizik merkezi tarafından düzenlenen etkinlikte şöyle diyor:

    "birçok modele göre, eğer ki erken genişleme varsa, çoklu evrenler de var."

    temel olarak, bıcep2'nin gözlemlerini destekleyen modellerde evrenin genişlemesine neden olan süreç, sadece bir defaya mahsus olmak için fazlasıyla üretken. büyük patlama bir kere gerçekleştikten sonra, bu tür bir patlama birçok sefer, birçok yöne doğru gerçekleşmiş olmalı. mıt fizikçisi alan guth ise şöyle söylüyor:

    "çoklu evrenler, kendi evrenimize has olarak yaptığımız gözlemlerin açıklanması konusunda çok kullanışlı bilgiler sunuyor. yaşamın bu evrende olması gerçeği gibi mesela... büyük patlama ve erken genişleme, görebileceğiniz en uç düzeydeki bedava yemek gibidir. hiçbir şey ödemeden, her şeye sahip olmanızı sağlar."

    ancak linde bunu bir adım daha öteye götürüyor: linde'ye göre evren, hayalinize gelebilecek her türlü yemeği size sunan bir açık büfe gibidir.

    tüm bunlar şu anlama geliyor: her türlü evren, büyük patlama'dan sonra var olmuştur. bizimkisine benzeyen ve sayısız yıldızı barındıran evrenlerden tutun da, çok daha fazla sayıda boyutu içeren, çılgın yapılı, ancak bizdeki gibi atomları veya ışığı içermeyen evrenlere kadar...

    bu "kaotik" erken genişlemeden doğan çoklu evrenlerde büyük patlama sadece bir başlangıç noktasıdır. bu noktada bizimkisi gibi birçok evren var olmuştur ve akıl almayacak büyüklükte mesafelerle bu evrenler birbirlerinden ayrılmıştır. peki bu çoklu evrenler nereye kadar gidebilir? mıt fizikçisi max tegmark'a göre, muhtemelen sonsuza kadar.

    çoklu evrenlerin kazandırdıkları

    yani bizim yaklaşık 92 milyar ışık yılı genişliğe sahip gözlenebilir evrenimizin çok daha dışında, çok fazla sayıda boyuta sahip, çok daha farklı fiziksel özelliklere ve parametrelere sahip diğer evrenler bulunmaktadır. alan guth şöyle devam ediyor:

    "ben çoklu evrenleri savunmaktayım; ancak yine de bu iddianın doğru olduğunu savunmamak gerekiyor. ancak yine de, çoklu evrenlerin bugün kozmologların kafasını karıştıran pekçok şeyi açıkladığı da bir gerçek."

    örneğin, 1988 yılında yapılan bir keşif evrenimizin giderek artan bir hızla genişlediğini gösterdi; halbuki ortak kütleçekim etkisi evren genişlemesini yavaşlatmalıydı. bu keşif, 2011 nobel fizik ödülü'ne layık görüldü ve bu, çoğu zaman "karanlık enerji"nin bir delili olarak kabul edilir. karanlık enerjinin, kozmik skalada kütleçekime karşıt etkide bulunduğu düşünülüyor. bunun doğası ise köklü bir gizemdir. chicago üniversitesi'nden michael turner'ın dediği gibi karanlık enerjiye dair bildiğimiz tek şey, ismidir. guth şöyle anlatıyor:

    "karanlık enerjiyle ilgili hesapladıklarımızla gözlemlediklerimiz arasında abartılı bir fark vardır."

    kuantum teorisine göre atom altı parçacıklar sürekli bir şekilde, anlık olarak var olup uzay vakumunda yok olurlar. bu parçacıkların enerjileri olmalıdır; ancak teorik olarak hesaplanan bu vakum enerjisi, evrende gözlediğimizin 10120 kat fazlasıdır (1'in yanında 120 tane sıfır). bu uyumsuzluk, fizikçilerin uzun zamandır utanç kaynağı olmaktadır.

    çoklu evrenler ise bu sorunu derhal ortadan kaldırabilir. kozmik genişlemeyle var olmuş tüm evrenlerde, bizim evrenimiz belki de şans eseri göreceli olarak zayıf olanlardan birisidir. diğer evrenlerin bazılarında, anti-kütleçekimi kuvveti belki de fizikçilerin beklentilerine uyuyordur ve tüm maddeyi paramparça ediyordur.

    çoklu evrenler aynı zamanda bir diğer utancı ortadan kaldırmaktadır: süpersicim teorisinin öngördüğü çok sayıda boyutları... sicim teorisi atom altı parçacıkları çok ufak enerji iplikçikleri (sicimleri) ile tanımlar. ancak buna göre, evrende 11 boyut bulunmalıdır, gözlemlediğimiz üzere 4 değil. belki de sicim teorisi tüm olası evrenleri tanımlıyordur, sadece bizimkisini değil. bu duruma göre, aşırı fazla sayıda olasılıkta evren olabilir: 10500 civarında!

    linde 9 mart 2014'te yazdığı makalesinde "çoklu evrenler kulübü'ne katılın!" diyor. görünen o ki bir dizi matematiksel utanç, açıklamalar bulutu içerisinde yok oluyor. çoklu bir evren modelinde, bir fizikçinin felsefesi dahilinde hayal edebildiklerinden daha fazlası bulunabilir. böylece sadece kendi, mutsuz dünyamıza ve "cennetlere" [ingilizcede "gökyüzü" ve "uzay" anlamında kullanılır] bağlı kalmak zorunda değiliz.

    yaşam, evren ve her şey!

    çoklu evrenler aynı zamanda kendi evrenimizle ilgili halen süregelen bazı paradoksları da çözebilir. örneğin antropik ilke sorununu: bizlerin, gözlem yapabilmemiz için var olduğumuz iddiası [bir diğer deyişle, evrenin bizler için var olduğu düşüncesi].

    kozmologlara göre evrenimiz rahatsız edici düzeyde yaşam için "hassas bir şekilde" ayarlanmış gibi gözükmektedir. fiziksel değişkenlerin (elektronları atomlara bağlayan kuvvetten tutun da, göreceli olarak zayıf olan kütleçekime kadar her değişkenin) harika bir şekilde bir araya geldiği goldilocks bölgeleri olmaksızın, gezegenler, yıldızlar, biyokimya ve yaşamın kendisi mümkün olmazdı. guth şöyle diyor:

    "eğer ki 4'ten fazla boyut olsaydı atomlar birbirlerine yapışırdı."

    büyük patlama'yla var olan tek evren bizimkisiyse, böylesine yaşama uygun parametrelerin var olması aşırı düzeyde olanaksız gibi görünüyor. ancak zibilyonlarca evreni barındıran bir çoklu evren modelinde, şansa bağlı olarak az sayıda yaşama uygun evren var olabilir. biz de, bunlardan birinde bulunuyor olabiliriz. guth sözlerini şöyle sonlandırıyor:

    "bir çoklu evren içerisinde yaşam, kendisi için uygun olan bir avuç vakumlu bölgede var olmuş olabilir. işte bu sebeple gördüğümüz şeyleri görmekteyiz. özel olduğumuz için değil, yapabildiğimiz için."

    çeviren: çmb (evrim ağacı)

    kaynak: natgeo
  • (bkz: 28 şubat 2016 ekşisözlük direnişi)
    (bkz: #59097157)

    "la idea bàsica es basa en les següents possibilitats: el que anomenem l'univers, de fet, el motor és un ample cosmològica de només una petita part de l'enorme amplada formant un arxipèlag, aquí i allà només es dispersa suposar que es tracta d'una enorme quantitat d'universos illa sona una mica rebuscat s'avança als -resultats en bé, també. olabilir- andré bonica revelar un mecanisme concret podria donar lloc a un enorme univers així. el que lind, abans de provocar l'expansió basada en la inflor hem discutit la breu però el foc crític, únic, abileceğiydi sigui una sola vegada esdeveniment. linda, inflor expansió basada les circumstàncies que van donar lloc, en zones aïllades disperses a través del cosmos podria sorgir una i altra vegada, després d'aquestes àrees s'expandiran inflada i nova, va argumentar podria convertir-se en un altre univers. cada un de l'univers continuarà aquest procés, la naturalesa del nou univers en regions distants del vell univers i una inflor per tant sense fi xarxa basada en l'expansió còsmica es produeix. la terminologia és una mica frustrant, però segueix la tradició, i aquesta teoria univers enormement l'expansió de múltiples universos (multivers), un univers dir a cada un dels components que l'integren.

    en aquest cas, l'observació bàsica: vii. en part, que tot en l'univers és constant i uniforme ha assenyalat que no és un joc físic diem que sabem, que estan separats de nosaltres en aquest cas, o almenys la llum, a condició que la mesura es troben també el temps per posar-se en contacte amb nosaltres pot ser vàlid en termes de característiques físiques en l'altre univers. per tant, d'un univers de la física, podem imaginar que un altre canvi. en l'univers que no pot ser observat fàcilment algunes diferències: per exemple, la massa de l'electró o la força de la força forta, un a mil que el nostre univers pot ser molt més gran o més petit. en un altre univers, la física, que pot variar en formes menys òbvies. 1. com es mostra a la secció, estrelles, i tot el fort impacte tal com la coneixem forma de vida, el quark top pot ser que sigui més pesat que per deu des del nostre univers o la força força electromagnètica pot ser igual a deu vegades el valor que mesurem. altres diferències poden indicar una física més greu en algun altre univers. la llista de les partícules i forces fonamentals pot ser completament diferent de la nostra i que pren el consell donat per la teoria de les cordes, el nombre de dimensions espacials fins i tot pot ser diferent. com atrapat en un univers serà un sol grans dimensions espacials, no pot en absolut; d'altra banda, l'expansió de l'univers vuit, nou, deu pot prolongar fins i tot dimensions espacials. si tornem a caure en hayagücü, les lleis poden fins i tot mostrar una diferència significativa d'un univers. no hi ha infinitat de possibilitats.

    el problema és que aquesta enorme, caòtic laberint escanegem l'univers, l'univers de la vida de la majoria, tal com ho percebem, almenys, veiem condicions favorables no podien tenir res remotament semblant a la vida. quan pensem que sabem els canvis significatius que poden ocórrer en la física, els següents punts són clars: el nostre univers és de fet "mànega de jardí" sembla que l'univers, la vida no podria existir tal com ho percebem. fins i tot els canvis simples que succeirà en la física, per exemple, afecta negativament el procés de formació estel·lar, que eren normalment interrompen la supernova dispersa l'univers per tota l'explosió de carboni i capacitat d'actuar en la vida còsmica ocaklarmışca sintetitzar àtoms de suport complexes com ara l'oxigen. la vida tenint en compte que depèn dels detalls de la física d'una manera sensible, si les forces de la naturalesa i les partícules causen a preguntar si tenen certes característiques que observem, es manifesta una possible resposta de la següent manera: tot el multivers, aquestes característiques poden variar en gran mesura; les propietats de resistència de les partícules i les forces poden ser diferents en altres universos i diferent. punt específic en el qual es va observar que les partícules que tenen la composició i de la força propietats, és clar que aquestes característiques és que permet la formació de la vida. la vida, especialment la vida intel·ligent, fins i tot que fa la pregunta de per què el nostre univers té característiques en si mateix és un requisit previ. paraules més clares, sobretot en el nostre univers és com és; perquè si això no fos, no ens adonem que es tracta aquí. lots van jugar una ruleta russa dels guanyadors del joc, la confusió que sentia a la cara de ser invicta, com l'alleujament de no s'adonen que no poden sentir la confusió que haurien de guanyar, hipòtesi del multivers també redueix insistència dels estats units a l'explicació que sembla veure per què el nostre univers.
    (...)

    penn state university de la proposta de lee smolin revela una forma més radical de pensament. els grans condicions explosió tenen -sıkış la similitud de condicions en els centres negres amb substància tremenda intensitat en smole inspirada és una nova fase de la llavor de tot negre, aquest nou univers està encarnat per l'explosió d'una gran explosió similar, però van argumentar que horitzó de successos del forat negre, l'ull etern del nostre oculta. smole enllà d'un multivers suggereix un altre mecanisme per al sorgiment d'una nova factors relacionats amb les polítiques humanes que van fer un cap córrer per les limitacions científiques de les mutacions genètiques s'han posat versiyonu- circuit còsmic. penseu, diu smole, quan un forat negre, és nascut de la llavor de l'univers, característiques físiques, com ara la massa de les partícules i les forces són similars als de les principals forces de l'univers, però no és el mateix amb ells. a causa de que va néixer d'estrelles extingides i els forats negres, la formació d'estrelles en la massa de la partícula i la força basat en el poder de valor absolut, sayısı- nova generació dels forats negres pot ser determinat a la calor de la fertilitat de l'univers es basa precisament en aquest paràmetre. de manera que els petits canvis en els paràmetres de la nova generació de l'univers, els forats negres, la producció d'alguns dels principals univers siguin més favorables, la qual cosa porta a un nombre molt més gran de naixement descendents de l'univers. diverses "generacions" llavors, el nét de l'univers disponible per produir un forat negre que va a ser molts, formen la immensa majoria de la població en el multivers. pel que en lloc de recórrer a la proposta smola principis humans, convenients değerlere- cada nova generació dels paràmetres de l'univers als valors específics de la producció mitjana del -karadelik més a prop que revela un mecanisme dinàmic ".

    brian greene -zarafeti univers
  • çoklu evrenlere somut kanıt bulunmuş olabilir mi?

    bizim evrenimiz, milyarlarcasından sadece bir tanesi mi? kozmik harita kullanılarak çoklu evrenlerin varlığına dair ilk somut kanıt keşfedilmiş olabilir.

    planck teleskobu aracılığıyla elde edilen verileri değerlendiren kozmologlar, verilerdeki anomalilerin (anormalliklerin) diğer evrenlerin bizim evrenimiz üzerindeki kütle çekiminden kaynaklanıyor olabileceğini ileri sürdüler. bu harita, 13.8 milyar yıl kadar önce meydana gelen büyük patlama sırasında yayılan ve halen tespit edilebilen radyasyonu gösteriyor. buna kozmik mikrodalga art alan ışıması adı veriliyor

    bilim insanları bu radyasyonun eşit olarak dağılması gerektiğini düşünmektedir. ancak haritada, güney kısmında yoğunlaşmalar ve "soğuk noktalar" görülmektedir ve bunlar, şu anki fizik bilgilerimizle açıklanamamaktadır.

    chapell hill'de bulunan north carolina university'den laura mersini-houghton ile carnegie mellon university'den richard holman, 2005 yılında bu radyasyon üzerinde anomaliler bulunması gerektiğini ve bunun sebebinin diğer evrenler tarafından bizim evrenimizin çekilmesi olduğunu tahmin etmişlerdi.

    planck verilerini günümüzde değerlendiren dr. mersini-houghton, hipotezlerinin ispatlandığını düşünüyor. bu bulgular, oralarda bir yerlerde bizimkinin dışında milyarlarca evren olabileceği anlamına geliyor. dr. mersini-houghton, konuyla ilgili şunları söylüyor:

    "bizim gördüğümüz, diğer evrenlerinin varlığına dair ilk somut kanıtlardır."

    her ne kadar bu görüşe şüpheci yaklaşan bilim insanları olsa da, yeni ortaya çıkarılan bulguların fizik anlayışımızda değişimlere neden olabileceği fikrini veriyor. 515 milyon sterlin değerindeki planck teleskobu'nu işleten avrupa uzay ajansı, konuyla ilgili şunları söyledi:

    "planck'ın haritasının hassaslığı aşırı yüksek olduğundan, tuhaf ve anlamamız için yeni fizik anlayışlarını gerektirebilecek özellikleri keşfetmemiz mümkün olabildi."

    sunday times dergisine konuşan cambridge profesörü malcolm perry de araştırmacılara destek olarak, bu bulguların diğer evrenlerin varlığına dair delil niteliği taşıdığını söyledi. benzer şekilde, dergiye konuşan astrofizik profesörü george efstathiou, şunları söyledi:

    "bu gibi düşünceler şu anda kaçıkça gelebilir, tıpkı büyük patlama fikrinin 3 nesil önce kaçıkça gelmesi gibi... ancak sonradan delilleri elde ettik ve şimdi bu, evren hakkında tüm düşüncelerimizi değiştirdi."

    kaynak: dailymail
  • stephen hawking’in çalışma arkadaşlarından biri olan kozmolog martin rees ise bu konuda şöyle söylemektedir:

    ''bilim adamlarının birleştiği ortak noktalardan biri de 14. yüzyılın başlarında ockham’lı william tarafından ortaya konulan ‘ockham’ın usturası’ sınırlamasına riâyet etmeleridir... herhalde hiçbir şey bu sınırlamayı, sonsuz bir evrenler dizisini kabul etmekten daha şiddetli bir biçimde ihlal edemez! ayrıca, gözlemlenemeyen ve muhtemelen de asla gözlemlenemeyecek olan bölgelere başvurmak pek de ‘bilimsel’ olmasa gerek.'' *

    * muhammed a. esedî, birliğin teorisi, çev. kerem genç, gelenek yayıncılık, istanbul (2003), s. 73
  • kuantum fiziğinin zirvesi.
  • kelimenin icadı *amerikalı filazof william james tarafındandır. bu konuda bir sürü teori vardır.

    bunlardan biri "sonsuz evrenler teorisi " dir.böyle bir teorinin ortaya çıkmasındaki en büyük pay uzayzamanın sonsuz bir şekilde genişlediği düşüncesidir. eğer bu devinim sonsuz ise bir süre sonra kendini tekrar etmesi gerekir çünkü uzayda parçacıkların edebileceği hareketler sınırlıdır. böylece uzayzaman deviniminde bizden sonsuz sayıda klonlar olma ihtimali karşımıza çıkıyor. mesela bugün başka bir yemek yemiş bir klonunuzun veya mesleği sizinkinden farklı olan klonlarınız evrenin bir yerinde hayatını yaşıyor.

    "bubble universes " teorisi de evrenin büyük patlama sonucu hiç durmadan baloncuklar gibi genişlemesi şeklinde özetlenebilecek bir teoridir. bizim evrenimizde bu genişleme durmuştur ve aynı zamanda baloncuklar denizindeki küçük bir balondur. eğer bizim dünyamızda böyle bir genişleme olmuşsa başka bir dünyada da belki de fizik kanunlarının bizimkinden tamamen farklı olmasına yol açacak bir genişleme olmuş olabilir.
    (bkz: paralel evrenler)
    (bkz: kuantum fiziği)
hesabın var mı? giriş yap