• makbul ve maktul ibrahim paşa sarayı'nı mekan edinmiş müze. eski hipodrom meydanına bakar. eşsiz (unique) eserlerin sergilendiği müze. halılardan, fermanlara, rahlelerden tahta sandukalara kadar pek çok ilginç nesne burada bekleşir durur.
  • eserlerin isimleri ve tanıtımları ile ilgili ciddi sıkıntı var. birçok eserin türkçe açıklaması basit, anlamsız, tek kelime ile geçilmiş. işin komik tarafı, eserin ne olduğunu ise ingilizce tanıtımından anlayabiliyorsunuz. bir de o yazıları yerlere, camdan çok uzak kenarlara koyup ufacık yazmak nedir? mukaddes emanetler bölümünde sakalı şerifleri, vd. o kadar uzağa koymuşlar ki sergiyi gezen kimsenin adam gibi onları görebildiğine şüphem var. topkapı sarayı'ndaki mukaddes emanetlerde öyle küçük eserlerin önüne mercekler, büyüteçler koyulmuştu, diye hatırlıyorum. burada da düşünülebilir.

    bu arada saray baya iyi. pargalı işi biliyormuş. altında da bizans hipodromundan parçalar var. direk üstüne kurmuşlar herhalde sarayı. öyle müteahhit kafasıyla böyle kadar sağlam kalmasına şaşmalı.
  • sultanahmet meydanı'nda sultanahmet camii'nin tam karşısında tüm görkemi ile yer alan ibrahim paşa sarayı'nda mukim müzedir. okul* yıllarımızda sık sık gider buranın cafe'sinde lokumlu kahve içer hayatın anlamı üzerine bitmez tükenmez sohbetler yapardık.

    avlusu şahanedir, bir gün nikah törenimi orada yapmayı hayal ederdim abuk biçimde, yukarıdaki merdivenlerden bahçeye inilecek davetliler karşılanacak filan.

    nedense hep pazartesileri kapısında bitiverirdik, her seferinde gerisin geriye dönerdik, çünkü çoğu müze gibi burası da kapalı olurdu pazartesileri ve biz hep unuturduk.

    bir öğrenim yılı boyunca gittik geldik de en son okullar kapanırken müzeyi gezmeyi akıl etmiştik, hatırlıyorum. güzel eserler vardı cidden. hele halı teşhir salonu mekan olarak da eserler olarak da çok güzeldir.

    dışarıdan bakıldıkta, sol üst tarafta bülbül yuvası gibi bir balkonu vardır, öğrenciyken bir gün oraya çıkmaya ahdetmiştim, yıllar sonra bir vesile ile oraya çıkıp meydanı izleme şansına da eriştim çok şükür.
  • müze kurallarına uymaya çalışan insanlara saygısızlık yapılan müze. kuruluş amacı, bulunduğu binanın tarihi ve içindeki eserleriyle türk ve islamiyet tarihi açısından son derece önemli bir müze. tüm bu önemine karşılık müzede bir boşvermişlik mevcut. o yüzden içimi yakan bir yer burası.

    maddi ve manevi olarak değerli eserlerin sergilendiği bu müzede, her kapı yanında görüntü almanın yasak olduğu ibareleri bulunur. ancak eserlerin sergilendiği odalara girdiğinizde her gezen kişinin elindeki telefonlarla flaşları patlatarak görüntü aldığına şahit olursunuz. çevrenizde bir tane güvenlik görevlisi göremediğiniz için, eylemi yapan kişileri kibarca uyarmaya çalışırsınız. uyarıyı dinlemediklerini fark edince güvenliğe haber vermeye mecbur kalırsınız, güvenlik görevlisi fotoğrafları çeken insanlara hiçbir şey demeyip uzatmamanızı buyurur. çünkü kendisini görevini yapsın diye uykusundan uyandırmışsınızdır ve hadsizce terbiyesizlikle suçlandığınız bir olayla gezi noktalanır. geride kalanlar rahatça flaşlı fotoğraflarını çeker. sorumlu vatandaş olmanın imkansız olduğunu, bir kere daha anlarsınız.

    bari fotoğraf ve görüntü almanın yasak olduğuna dair uyarıları kaldırın. uygulanmayacak kurallar koymak, kurumları sadece gülünç hale getiriyor.
  • ibrahim paşa sarayını mesken tutan müze. içindeki eserleri, ortamı ve çalışanlarıyla oldukça hoşuma giden bir ortam oldu ama içeride bir noktada ciddi gürültüyle devam eden restorasyon çalışması var, hem yabancı turistler hem de bizler, hatta hatta güvenlik görevlileri oldukça rahatsız oluyorlar.
  • geçen sene, istanbul'daki müze gelirlerinin % 1,5'i bu müzeden sağlanmı$tır.

    (topkapı sarayı %50,7 - ayasofya %39,8 - kariye müzesi %4,3 - arkeoloji müzesi %2,1 - diğerleri %1,6)

    not: kültür bakanlığı'na bağlı müzeler arasındaki istatistiğe göre.
  • gerek müze içi düzen, gerekse eserleri görmeye gelenler için yeterli oranda hazırlanmış ziyaretçi yönlendirmesiyle kültür bakanlığı bünyesinde istanbul içerisinde gezdiğim en güzel müze. hipodrom'un önünde yükselen ağaçlardan ötürü pek farkedilmediğinden ziyaretçi akınına uğramıyor. ölümüne bir kalabalık yok. ferah ferah geziyorsunuz. geziniz bittiğinde de avluda sultanahmet'e, ayasofyaya, topkapı'ya karşı kahve içip yorgunluk atıyorsunuz.
  • osman hamdi'nin eser-i atika'si istanbul arkeoloji muzesi olunca etnografik* eserlerin yeni evi olmus muze. buradaki bazi objeler osman hamdi resimlerinde gorulebilir.
  • istanbul'u adeta istila etmiş olan milyonlarca islam dünyası turistinin gün boyu kapısının önünden geçip durduğu fakat korkarım bir tanesinin bile ziyaret etmediği underrated müze.

    kutsal emanetler, sakal-ı şerif, muhammed'in ayak izi, şam evrakları, en eski kuran-ı kerimler, kabe parçaları falan olduğu reklamı iyi yapılmamış belli ki.

    bence müslüman turist akınını biraz olsun menfaate çevirmek için bu durumlar vahşice pazarlanmalı. ayasofya'yı yıkacaklarına burayı yıksınlar. bu müzenin bu kadar yetim kalması çok üzücü.
  • bir kac haftalik erteleme sonunda bugun ziyaret etme sansi buldugum muze.
    icerigi bir kenara birakirsak, sadece mukemmel avlusu ve ibrahim pasa sarayi'nin sahane mimarisi bile gorulmeye deger.

    icerideki atmosfer insanin icine isliyor, sergiler duzenli ve kalabalik olmadigi icin cok sakin.

    cizre ulu cami kapisi bugune kadar gordugum en guzel seylerden biri diyebilirim. insan ayrintilarinda kayboluyor.
    tek kotu yani icerisinin asiri derecede sicak olusu. bu kadar sicagin eserlere zarar verebilecegi yonunde yorum yapan arkadasimi, senden once dusunmuslerdir bu kadarini diyerek susturdum ama acikta sergilenen yuzyillik halilari ve surekli halilara dokunan insanlari gorunce haksiz bulmadim degil.

    haftalardir sultanahmet cevresinde oldugum icin uzun bir sure gitmem diye dusunuyorum ama ilk firsatta tekrar gidip, hipodrom manzarasi esliginde bir kahve icerim umarim.
hesabın var mı? giriş yap