• yezidi inancına göre eğer bir çember çizilirse ve birisi o çemberin içinde kalırsa çemberi çizen silene kadar o kişi o çemberin içinde kalmaya mecburdur. bu inancı saçma bulan birçok insanın kendilerine başka görünmez çemberler çizip onların içine hapsolduğu murathan mungan tarafından açık seçik ifade edilmiştir.
    murathan mungan mezopotamya üçlemesi'nin ilki olan "mahmud ile yezida" oyununda kizin yezidi olmasi yüzünden imkansiz hale gelen aski biraz abartili ama güzel bir dille anlatmistir. okumaya deger.
  • islamiyetin başında haricilikten kaynaklanan bir din olarak tanımlanır.bu din alevi ve nusayriyye gelenekleriyle ortak özellikleri olmakla birlikte musevilik, hristiyanlık ve islam öncesi pagan unsurlarıda taşımaktadır.basra lı yezid bin ebi eniset-ül harici tarafından kurulan bu din de;şeytana tapmakla suçlanan yezidlier gerçekte varlık birliği inancına sahip olan bütün tasavvuf tarikatları gibi herşeyi, bu arada şeytan ı da tanrı sayarlar. şeytan onlara göre tanrının kızgınlık niteliğinin varlaşmasıdır.yezidi olmak için yezidi doğmak gerekir. varlıklarını sıkı endogami ile korurlar.
  • duvarlarina catal asmalarinin sebebini bilmeyen yada gizleyen bu nedenle dikkatimi cekmi$ olan topluluk. sayilari cok azalmi$tir.
  • kendileri di$inda kimseyle konu$mayan, almanya gocuyle birlikte sayilari iyice azalan ula$ilamayan toplulugun dini..
  • xii. yüzyıl'da yaşayan şeyh adi bin musafir'in görüşlerine dayandırılan dinsel akıma
    verilen addır. inançları maniheizm, mazdaizm, musevilik, nasturizm ve islamiyetin bir karışımıdır.evet bu din sanıldıgının aksine tamamen zerdüştlük temelleri içermez ondan etkilenmiştir ve islamiyet öğelerinide içerisne alarak oluşmuş karma bir dindir.ilk olarak bir tarikat akımı olarak çıktığı söylenebilir ki şeyh adi bin musafir bir dönem abdulkadir ceylaninin müridi olmuş onunla berabaer hacda bulunmuş bir şahsiyettir.daha sonra hakkariye gelerek bu tarikatın temellerini atmıştır.zamanla tarikat temelleri aşınmış olup içinde bulunan(ve her tarikatın başıana gelebilecek) ruhban(din asilzadeleri ve bunlara verilen hürmet)kurumu sayesinde dinleşmiş.anadoludaki diğer dinlerin bir harmanı olarak ortaya cıkmıştır.şeyh adi musaffir ve bir emevi halifesi olan yezidi kutsallaşan şahsiyetlerdendir.adi musaffirin ehli sünnet diniyle ilgili kitabı ana kitaplarıdır.bunun dışında mushaf-ı reş ve kitab-ül cilwe diğer kaynaklarıdır.islam,hristayanlık vs. gibi dinlerde belirtilen şeytanın yaratılan bir varlık oldugu inancı yoktur.başlangıçta şeytanın ve tanrının eşit güçte oldugunu ve daha sonra melek tavus yani şeytanın cenetten kovulduguna inanırlar ve bu yüzden hem şeytana hem de tanrıya ibadet onlar için gereklidir.bu dinde ki ruhban sınıfının yapılaşması günümüz ve daha önceki sufi veya sufi olmayan tarikatların bir cogundaki yapılaşmaya müthiş şekilde benzer.bu sınıfta mir,şeyh baba,şeyhler,fakirler,pirler şeklinde bir yapılaşma vardır.

    mir en üst seviyedeki dini yetkilidir ve mirlik veraset yoluyla gecer genelde babadan ogula gecer.şeyh baba en büyük fetva kurumudur.zekatlar verilirken bunun yüzde 30 yakın kısmı ruhban sınıfına verilmek zorundadır ve bu şekilde dinin korunduguna inanılır.oruçlar aralıkta olmak üzere 3 gündür bunun dışında şeyler,pirler aralıkta ve temmuzda olmak üzere 20 gün oruç tutarlar.namazlar gün doğarken ve batarken kılınır.tamamen şirk temelli bir din olan bu dinin harici kökenli oldugu gerceği tartışılabilir.çünkü kurucusu emevi soyundan bir kişidir ve bu tarikatı oluşturmadan önce sünni kökenli tarikat şeyhlerinin yanında yetişmiştir,yezid bin muaviye(peygamber torunu katili) de kutsal saymaları onların arapemevi dinin(islam demiyorum) yozlaşmış temsilcileri saymamıza bir nedendir.ve cogu kişinin söylemekten korktuğu gibi şii veya harici kökenli bir din dememiz dogru olmaz onlardanda etkilenmiş olabilir ama asıl kurucusu sünni kökenli bir şahsiyettir.sonuç olarak belki de ilk satanist din sayılabilecek bir din olup,islam kavramının ve gercek islamın din asilzadeleri tarafından yozlaşmasıyla ortaya cıkmıştır.
  • mardinin midyatilcesinin estel diye anilan bolgesinde ve midyatta da bir kisim mensuplari bulunan din. sembolleri tavusku$udur ve midyat ilcesinin ambleminde dahi yer almaktadir.
  • inanclarinin temelinde seytana duyulan korku yatar .tanriya ibadet etmeye gerek yoktur cunku tanri iyidir ve asla insanlari cezalandirmaz.oysa seytan kotu de olabilir iyi de ;onemli olan kotu olanin sevgisini kazanmaktir.bu yuzden seytana ibadet edilmelidir.seytan melek tavus olarak adlandirilmistir.mavi renkten nefret ederler ve kutsal saydiklari yilanlari beslerler.
    yalvah adinda gizli bir kutsal kitaplari oldugu one surulmus ,yirminci yuzyilin baslarinda bir kac dilde cevirisi cikmistir.
    (bkz: yalvah)
  • melek tavus olarak adlandırdıkları şeytana inanır ve ibadet ederler. satanist ve sapkın oldukları gerekçesi ile kimse onlara kız vermek, onlarla evlenmek istemediğinden akraba evliliği yapmak zorunda kalmışlar, neticesinde de sakat doğumlar almış başını gitmiş. burada yaşayan yezidilerin sayısı iki elin parmaklarını geçmez.kalanlar da yaşlılar ve bikaç sakat çocuk. kimliklerindeki din hanesinde ise dinsiz yazar bunların. herkes onların tanrısına tapmak zorundaymış gibi
  • haklarında bilinmesi gereken ilk şey şudur ki islam ve hırıstıyanlık dinlerindeki şeytan-tanrı ilişkisi bu dinde mevcut degildir. bu dinin kurucsunun kim oldugu tam olarak bilinmese de, iran daki zerdüştlük dini, manicilik, hırıstiyanlık,tasavvuf gibi dinlerin birçok öğesini barındıran bir çeşit senkretizm (bağdaştırmaclık) olarak görülebilir. bu dinin esaslarını, pratiklerini bildiren iki metin bulunmaktadır. lakin yazılı kaynakların uygulamada çok fazla etkinlik gosteremedigini bilmek onemlidir.

    bu din içerisindeki asıl onemli olan nokta kanımca din içerisindeki hiyerarşik ve çok katmanlı yapıdır. hiyerarşinin en tepesinde bulunan şeyhler ve bu şeyhlerin geldigi 3 aile bulunmaktadır. bunlar adani, şemsani ve katani olarak biliirler. yezidilerin onderi olan mir katani soyunun bir uyesidir. ayrıca şemsani soyundan gelen baba şeyh denen bir manevi onder de yezidilik içerisinde kendine yer bulmuştur. aslına baklırsa bu yapı iktidarın şeyh soyları arasındaki dagılımını da gosterir. bu katmanlı yapı içerisindeki ikinci sırayı pirler alır. bu pirler aynı zamanda belli bir şeyhin muridirler.

    yezidilik içerisinde tasavvuf inancından alıntılanmış olan çile doldurma öğesi de bu din içerisinde fakirlik kastı içerisinde tanımlanır.

    başka onemli noktalardan biri ise yazidilik dininin sosyal yapısını nasıl koruyabildigi sorunsalıdır. bu durumda iki kurum kurgusal akrabalıkla sorunu çözmeye çalışır. kıriv (kirvelik) ve braye axrete (ahiret kardeşliği) gibi iki kurumdan birincisi yezidilerin musluman olan komşuları ile kız alıp verilmesini engellerken, ikincisi toplumsal denetimi ve keyfi güç kullanılmasının engellenmesini sağlar. ayrıca kirvelik konusunun aşk teması suslu bir anlatımla işlendiği bir şıvan perwer şarkısı da helbestan bıjartiye isimli albumden bulunabilir.
  • iyilik-kötülük ve tanrı-şeytan gibi temel konularda aşağıdaki öğretilere sahip olan din:

    tanrı dünyanın sadece yaratıcısıdır, sürdürücüsü değil.. aktif değildir, dünyayla ilgilenmez.. tanrısal iradenin faal icra organı melek tavus tur. ve şeyh hadi ruh göçü yoluyla tanrısallığa yükselmiştir.. melek tavus tanrının alter egosudur.. ama tanrıyla birdir ayrılmamacasına birleşmiştir onunla.. her ne kadar tek tanrılı bir din de olsa yezidilik, yarı-tanrıcılık vb varlıklar da bu inanç içerisinde kendisine yer bulmuştur..şeytanın adının anılması bile bu din mensupları için büyük bir günahtır.. melek tavus a karşı büyük bir günahtır..

    önemli bir özellik ise yezidiler cehenneme inanmazlar.. buna müteakip, öbür dünyanın varlığını da inanmazlar.. kötü inkar edilir. daha doğrusu ruh göçü inancı ise bu dinin öğretisini tamamlayan öğelerden biridir.. öbür dünya inancının olmaması ise başka bir inancı beraberinde getirir; cezalandırılma ve ödüllendirilme bu dünya içerisinde gerçekleşir.. bunun anlamı şudur; dünya bir insan için cennette olabilir cehennem de. ama fevkalade bir ruh yıldız olarak geri döner dünyaya..her varlığa, hayvanlara, bitkilere tanrısal ışıktan bir pay verilmiştir.. iyi ile kötü tanrıya has bir yaşamın ve kozmik yasanın tamamlayıcı parçalarıdır.. aşılmaz bir uçurum yoktur aralarında, aksine bağlıdırlar birbirlerine. aralarında organik bir oluştururlar..

    kaynak: (bkz: sabiha banu yalkut)
    (bkz: melek tavusun halkı yezidiler)
hesabın var mı? giriş yap