hesabın var mı? giriş yap

  • okuduğunu anlamaktan aciz yazarların akraba evliliği sandığı eylem.bu eylemdeki tek sıkıntı düğünde kız tarafı mıyım yoksa erkek tarafı mı sorunsalıdır.

  • belgesel yapımcıları, vahşi doğa fotoğrafçılarında böyle bir "yanlış tanı" rahatsızlığı var.
    adam, gördüğünü sıfatlandıramıyor lan.

    110 kilo ağırlığındaki sumatra kaplanını fotoğraflamak için iki hafta pusuda bekliyor, hayvan ormanın derinliklerinden gelirken iki saniyeliğine kameraya yakalanıyor.
    "sumatra kaplanları... kedi ailesinin utangaç üyeleri. kameralarla araları pek iyi değildir" diyebiliyor.
    utangaçlığından adam yiyecek hale gelmiş öyleyse. bak bi gözlerine! utangaç bir bakış mı, yoksa "taallukatınızı " bakışı mı bu?
    http://farm4.static.flickr.com/…5469_7968467bb8.jpg

    üç gündür ininden çıkmamış, kış uykusuna hazırlanan aç boz ayıyı, isim takıp sempatikleştiriyorlar:
    "lisa, utangaç bir anne. yavrularına kış bastırmadan yiyecek bulması gerek. lisa bu nedenle son zamanlarda biraz sinirli."

    son günlerde biraz kızgın, utangaç lisa'ya bak:
    https://fitcoupleusaf.files.wordpress.com/…rowl.jpg

    adama dilini yutturuyor mahcup duruşuyla.

  • ııı. mehmet 13. osmanlı padişahı ve 92. islam halifesidir.
    tahta çıktığı gece 19 erkek 20 kız kardeşini , öz oğlunu , iki kardeşinden gebe 7 cariyeyi ve babasının gebe eşlerini öldürterek kırılamayan bir rekora imza atmıştır.
    öldüğünde oglu ı.ahmet tahta geçmistir. babasının cenaze namazını kılmamıştır.
    tam 214 yıl suren kardeş katli yasasını kaldıran padişahtır...

  • temel parmağını camla kesmiş.telaşla, yeni kurulan aile hekimliği merkezlerinden birine gitmiş. içeri girince, malum iki kapı çıkmış karşısına:
    birinde “hastalıklar”, diğerinde “yaralanmalar” yazıyormuş.
    durumuna uyan “yaralanmalar” kapısından içeri girmiş.
    önünde yine iki kapı belirmiş: birinde “kanamalı” diğerinde “kanamasız” yazıyor. “kanamalı” kapıdan girince iki kapı daha: “hayati önemde olan” ve “hayati önemde olmayan”.
    hayati önemde olmayan yazılı kapıdan girince kendini sokakta bulmuş.
    evde sormuşlar:
    -temel sana iyi baktılar mı?
    -hiç bakmadilar ama organizasyon müthiş!
    işte bir sorunla karşılaştığınızda trendyol'un çözüm stratejisi de aynı bu fıkradaki gibi... canlı yardımdan, trendyol asistandan elli yere bağlanıyorsunuz ama çözüm yok.

  • "epikürist" bakış açısının temelinde yatan ilkelerden biri olan "ölçülü olmak"la bağlantılı bir eylemdir.

    eğer insanın amacının bireysel mutluluk olduğunu ele alırsak, bunu ancak isteklerinin elde edilmesiyle gerçekleştirilebileceğini anlayabiliriz. ancak insanlar sürekli "haz"ları peşinde koşan varlıklardır. istekleri asla bitmez. oysa bu sınırsız istekler karşısında eldeki kaynak oldukça sınırlıdır. bu durumda mutluluğa ulaşmak da imkansızlaşır. eğer insan bu durumun farkına varır, hazlarını kontrol eder, ölçülü davranır ve beklentilerini azaltıp yaşamını ona göre düzenlerse mutluluğu elde edebilir.

    teoride açık olmasına rağmen , pratikte bireylerin beklentilerini azaltmaktan çok artırma eğiliminde olduğu görülmektedir.

  • 1952’nin aralik ayinin ilk haftasinda londra'da yasanan ve binlerce kisinin olumune neden olan hava kirliligine verilen isim. literature the killer fog olarak gecmistir. bahsi gecen yilda londra’da oturanlar ısınmak icin her zamankinden daha fazla miktarda komur yakmisti. yine ayni donemde elektrikli tramvaylar kaldirilmis, yerine benzin ve mazotla calisan binlerce otobus alinmisti. butun bunlara ruzgar akisinin azligi da eklenince ciddi bir hava kirliligi meydana geldi. sehrin ustunu dumanlı sis bulutu kapladi ve bir haftadan fazla kaldi. yuksek ozon seviyesi kalp atislarında duzensizliklere sebep oldu; nefes alma guclugu yuzunden pek cok kisi hastanelere basvurdu. ilk gun 135 olan olu sayisi ikinci gun 500’e cikti. ve uc hafta boyunca gunluk olu sayisi 200 kisinin altina dusmedi. ingiliz hukumeti baslangicta olumlerin kirlilik yuzunden meydana geldiğini kabul etmek istemedi; ancak halkin baskisi ve bilimsel delillerin ortaya cikmasi sonucu hava kirliligi konusunda ciddi onlemler almak zorunda kaldi. bu olay tum dunyanin hava kirliligine bakis acisini degistirdi. o gune kadar insanlar hava kirliligi ile oyle ya da boyle yasamaya alismis ve kabullenmisti. fakat bu olay ile birlikte havayi kirleten endustriyel kuruluslara bircok sinirlamalar getirildi. konu ile ilgili detayli bilgi ve resimlere http://www.npr.org/…es/features/feature_873954.html adresinden ulasilabilir.

  • suyu siseden degil plastik bir torbamsi seyden icmis nesildir. pipeti vardi bu plastik seyin. oyle icilirdi su.

  • ekşisözlük de hamamböceği gibi mk. ne radrasyon, ne darbe, ne saldırı hiçbir şeyden zarar görmüyor. ekşi hariç hiçbir yere giremiyorum şu an

  • döner dünya, yalan dünya, gurdununan guşu daşdaş eden dibirik dünya demiş aşık. hangi aşık deseniz inanın bilemem şu anda uydurdum çünkü. yani diyorum ki dostlarım, canımız cincoşumuz sezen hanım allah etmesin malını mülkünü yitirir de bir kuru ekmeğe muhtaç kalırsa bence böyle enteresan bir hadiseye imza atabilir:

    - evet sezen hanım çamaşır makinanızı tamir ettik... buyrun hayrını görün...

    - ne kadar borcumuz ustacığım?

    - 300 yeter sezen hanım...

    - peki şu şarkıyı versem de ödeşsek? benim bütün derdim makineeeemm... elbet bir gün kavuşur böyle seveenn... ön yıkamalı tül perde seçeneği en büyük endişeeeem.... o en çok sevdiğim ve beeeen...

    - ....

    - şu nasıl peki? aman da ustağğğ, çakkıdı çukkudu gözün oynaştağğğ, azıcık alttan azııcık üstten hoppidi hoppidi...

    - ...

    - şinananay da yavrum hoppa şinananay da şinananay hopa şinananay... estiriiiiir de ada yeli estiriiirrrrrr...

    - paramı ver.

  • arçelik ve beko'nun vestel kalitesizliği ile aynı cümlede kullanılmasına şiddetle karşı çıktığım önerme.

    arçelik ve beko'nun da kendilerine göre kalitesizlikleri olabilir ama bu vestel'le aynı kulvara koymak acımasızlığını göstermek için kafi değil.