ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
aşı üretse korkmadan alınacak firmalar
-
tarcanlar oto ekspertiz.
ateizm ile mutluluk arasındaki çelişki
-
yoktur.
mutluluk senin ipe sapa gelmez mitolojilerine inanmamla değil, kendi iç bütünlüğüm ve eylemlerimle alakalıdır.
ağız diş ve göz tedavisinin sgk kapsam dışı olması
-
ya o değil de, chp 1940 larda camileri ahır yaptı. bir de aynı evde kız-erkek kalma durumu olan üniversite öğrencileri var. o yüzden bu durumu çok takmayalım.
15 temmuz 2021 tüvturk'ün aracımı kırması
-
5 dakikalık iş için 422 lira alan tekelleşmiş firmanın skandalıdır.
bu ülkede hiçbir sistem doğru olarak çalışmadığı için hukuk önünde hak aramak gerekiyor, ama orası da farklı bir rezalet. artık mahkeme kaç yıl sürer ve ne karar çıkar bilinmez.
yazar arkadaşa geçmiş olsun.
georges melies
-
sinemanın gerçek anlamda öncüsüdür. 1861 yılında dünyaya gelmiştir. 1895 yılına kadar aslında sihirbazlıkla uğraşan melies, sinematografın mucidi lumiere kardeşler'in film gösterimlerinden çok etkilenmiş ve onlardan bir cihaz satın almaya çalışmıştır. ancak lumiere kardeşler cihazın başkaları tarafından taklit edilmesinden çekindikleri için ve ticari kaygılarla teklifi reddetmiştir. bunun üzerine kendi kamerasını ve projektörünü yapmaya çalıştıysa da, sinematograf cihazını başka firmalar da üretmeye başladığından ve icat giderek yayıldığından, 1897 yılında kaliteli bir sinematograf satın alma olanağına kavuşmuştur (sinematograf hem görüntü kaydedebilen, hem de projeksiyon yapabilen bir alettir). ardından, camdan bir film atölyesi inşa etmiş ve 1913 yılına kadar 500'ün üzerinde film çekmiştir. filmlerinde kullandığı özel efektler sayesinde giderek popülarite kazanmış ve zamanında kendisini reddeden lumiere kardeşler bile, onun için "sinema gösterisinin yaratıcısı" diye bahseder olmuştur. özellikle 1902 yılında gösterime giren aya seyahat gibi filmleri sinemanın erken dönemlerine ait birer başyapıt olarak karşımıza çıkmaktadır. jules verne'nin kitaplarındaki evreni ve atmosferi canlı bir gösteriye dönüştüren melies, sinemada özel efekt ve bilim kurgu-fantazi ögelerinin kullanılması konusunda da tam anlamıyla öncü kişi olmuştur.
1900'lü yılların ortalarında kardeşi gaston, amerika'da bir film şirketi daha kurmak için yolculuğa çıkmış, ancak başarısız olmuş, hatta ondan aldığı 50 000 doları da kaybetmiştir. amerika'da yaşanan hüsranın ardından patlak veren 1. emperyalist paylaşım savaşı sırasında, clemencau öncülüğündeki fransa cumhuriyeti hükümeti melies'in film stüdyosunu hastaneye dönüştürmüş, filmlerini de eriterek asker postalı yapımı için kullanmıştır. böylece savaştan sonra, sinemanın yeniden canlanmaya başladığı 20'li yılların ilk yarısı, melies için unutulma ve çöküş yılları olmuştur. elindeki son parasıyla paris'teki montparnasse tren istasyonunda bir oyuncakçı dükkanı açmış ve bir süre burada yaşamını sürdürmüştür. ancak zaman içinde gazeteciler ve sinemacılar ona yeniden yoğun ilgi göstermeye başlamış ve aralık 1929'da salle pleyel tiyatro salonunda eski filmlerinin gösteriminin yapıldığı bir gala tertiplenmiş ve film endüstrisine dönmesi için pek çok çevreden teklifler gelmeye başlamıştır. eskisi gibi yoğun film çekimi faaliyetlerine dönmese de, pek çok yönetmen ve yapımcı onun deneyimlerinden yararlanmak üzere bilgisine ve danışmanlığına başvurmuş, bunun sonucunda da 1932 yılında paris sinema topluluğu orly'de kendisine bir mekan tahsis etmiş ve burada genç sinemacılara dersler vererek ve bazı filmlerin çekimlerinde de danışmanlık yaparak eski günlerine bir şekilde geri dönmüştür. kendisine bu dönemde fransa'daki en önemli devlet nişanı olan legion d'honneur verilmiştir. 1938 yılında hayata veda etmiş, ancak bir daha asla unutulmamıştır.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
küçüklüğümde babamın sorumsuzluğu yüzünden yaşadığım onca şeyin hepsini hatırlıyorum. hiç birisine üzülmüyorum. içimi burkanlar sadece annemin yaşadıkları. ilkokula başladığımda kalemtraş alacak parası olmayan annemin, ağlamaklı ağlamaklı bıçakla kalemi açmaya çalışması. portakal istediğimde onu da alamadığı için iş yerinde tatlı olarak portakal çıktığı gibi tüm arkadaşlarının hakkını da alıp eve bana getirmesi, babamın kumar borçları yüzünden gelen hacizler sonunda sırf ben üzülüp sıkılmayayım diye, mahalledeki beyaz eşyacı salih amca'ya maaş aldığı gün peşinatı ödeme sözü vererek bir yıl içerisinde eve 7 televizyon alıp, hiç çamaşır makinesi almaması ve koca bir yıl tüm çamaşırları elinde yıkaması.
canım annem seni o kadar çok seviyorum ki... iyi ki de boşadın onu. artık biraz da sen mutlu ol.
dipnot: bu arada bugün acayip melankoliğim. her an ağlayabilirim. bunun entrylerime yansımasını affeyleyin.
///////////l
25 mart 2018 uber şoförünün yolcu dövmesi
-
uberin taksilerden üstün özellikleri sayesinde anında ortaya çıkacak olay. sistemde şoför ve yolcu eşleşmesi kayıtlı. buradan şoför ve araç bulunur. araç kamerası ile de olay aydınlatılır.
saçma yalan haberler de başka olaylarda kullanılır.
edit: önce haberi bir okuyun, sonra mesaj atın. "ücrette anlaşamadı" yazıyor. uber sistemi ücreti aşta gösterdiğinden anlaşamam durumu yok. birinci yalan bu. ikincisi fotoğrafta kadının yarısı var yarısı yok. photoshop kan ağlıyor. üçüncüsü evet her şey kayıt altında ve varsa bir problem anında çözülür.
edit2: link'ten izlenebilir video. müşteri cahil ve sistemi bilmiyor. kadın "terbiyesiz, dolandırıcı, ananın şeyi" gibi ağır hakaretlerde bulunuyor. şoför hâlâ terbiyesini bozmuyor. kadının kızı veya oğlu da arabada. ondan ses çıkmıyor. kadının cahilliği ve terbiye dışı konuşmalarına rağmen terbiyesini bozmayan birinin bu darpı yapması zor gibi. gerçek ortaya çıkar nasılsa.
edit:3 gkurt555adlı arkadaşın mesajı ile gördüm. şoförün bıraktığı yer ile video arasında alaka yok. koordinat
edit4: bre zindikuyardı da kadının kızı yok hiçbir karede. harbiden insan annesi o haldeyken, bırakıp nereye gider ki? belki çantaları topluyor belki telefonunu arıyordur. ama en azından bir karede olurdu diye düşünüyorum.
tremors
-
konusu, mekani ve gectigi zamani birlestirildiginde kult filmler kategorisine girebilecek bir film. basrolde genc bir kevin bacon var. ozellikle yer kurdunun hizini alamayip beton duvara gecirdigi hatta deldigi sahne (parcalanmis bocek ve onun balcikimsi artiklari) ve kevin ile arkadasinin kayalarin uzerinden sirikla atladiklari sahne matraktir.
en zor oyun sonu canavarı
-
milletçe 2002'den beri geçemediğimiz bir tanesi mevcuttur.
influencer'ın otelde ücretsiz konaklamak istemesi
-
tüm bunlar yaşanırken diğer tarafta;
"65 yaşındayım diyor mesela, halk ekmek kuyruğundaki bir ablamız, eşi hasta, evde yatıyor, kar yağıyor, bir lira ucuza ekmek alabilmek için iki saattir burdayım diye anlatıyor.
cebimde ay sonuna kadar 5 lira 25 kuruşum kaldı diyor emekli bir abimiz, ay sonuna daha 12 gün varken, çıkarıp gösteriyor 5 lira 25 kuruşunu, 5 ekmek aldım, bu kaldı diyor.
1500 lira maaşla geçinmeye çalışıyorum diyor, ben yaşlarda bir başka emekli arkadaşımız, elinde poşet, poşette üç ekmek… bir liranın hesabını yapacağım hiç aklıma gelmezdi diyor."
edit: (bkz: türkiye'de gelir eşitsizliği ve yoksulluk)
tıptan daha zor olan bölüm
-
ramiz dayının öldüğü bölüm çok zoruma gitmişti.