ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
aşk-ı memnu
-
firdevsleşmek adlı metamorfizmayı bir kontrollü deney grubuyla halkımıza öğretmeye yönelik oldukça bilimsel bir dizi.
kontrol grubu: firdevs
deney grubu: adnan, matmazel, nihal, bihter, behlül, arsen ve niceleri.
deney: bir adet firdevs birbirinden salak insanların teletubbyler gibi mutlu yaşadığı kocaman bir eve yerleştirilir, firdevs'in sürekli car car konuşurak ve her işe burnunu sokarak tüm deneklerle fikir teatisi sağlanır.
deney sonucu: dizinin başlangıcında son derece gerizekalı bir o kadar da saf olan deneklerin bölümler ilerledikçe zekileştiği; entrika, dolap çevirme, kumpas, septisizim vb. konularda starter düzeyinde bile değilken birden upper intermediate seviyesine zıpladıkları gözlemlenmiştir. deneklerden adnan ziyagil'in "yedi uyuyanların önde gideni" olmasına rağmen hilmi önal'a yaptığı dalavere ile; diğer denek mademoiselle deniz decourton'un ise tipik bir firdevsium davranışı olan "şüphelen, kafanda kur, çaktırmadan dikizle" yöntemini başarıyla uygulamasıyla deneyin %99 oranında başarılı olduğu ortaya çıkmıştır.
deneyin başarısız yönleri: peyker hala salaktır.
mikasa futbol topu
-
dışı plastik, içi çimento kaplı. ağız da dağılıyor.
başıboş kedi sorunu
-
kediler sürü halinde gezip insanlara saldırmıyorlar. konuyu vahşi, insan yiyen sokak köpeklerine getireceksiniz eğer.
anneanne evi detayları
lise müdürünün yemeği mutfakta yiyin demesi
-
"... çeşitli mazaretleri nedeniyle oruç tutamayan arkadaşların ve personelin yiyecek ve içecek ihtiyaçlarını ...."
mutfak olayını çok garipsemedim. daha çok " çeşitli mazaretler ile oruç tutmayan" lafına takıldım. bir mazaret mi bildirilmesi gerekiyor ?
oruç tutmayı tercih etmeyenlerin, oruç tutanlara hasas davranılması ve mutfak ortamında gıdaların tüketilmesi rica edilir dersin.
yok mazaretin varsa, git mutfakta ye gibi bir uyarı olmamalı.
2021 istanbul'unda çekilmiş korkutucu görüntü
-
valla sene olmuş 2021 hala dinlere falan inanan insanlar var. yetişkinleri sittiret de akıl bali olmamış bebelere yazık...
edit: ucubet bir duruma 2.yorum olunca tam 87 mesaj almışım. 1i hariç gerisi dinime küfretme diyor. valla hiç öyle bir niyetim yok, cahille sohbeti keseli "decade" oluyor . spagetti canavarına da inanabilirsiniz sıkıntı yok.
sıkıntı herhangi bir din için yürüyüş, panayır, tapınak vs yapıldığında devletten de izinli olarak bazı kaynaklar kullanılıyor. koruyan polis, ambulans, belediyeden otobüs vs. şimdi benim tüm dinleri reddetmem mümkün değil lakin içine doğduğum, eğitimini aldığım ve okumasını da bilip kitabını okuyup reddettiğim din islamiyet. zira aklım yetti, yorumladım ve saçma buldum. saçma bulmayana da tebrikler istediğini yapsın. bu noktaya kadar okuyup cuma-bayram namazı ve ramazanda oruç üçgenini tamamlayanlar kutu açık buyurun küfredin. biraz daha ileri seviye olanlarda da durum takvaniza bakar. ışte ben o yukarıdaki anlattıklarımin görev ifası için vergi ödüyorum. bunu helal etmediğim noktada o kul hakkını nassi telafi edeceksiniz? öyle bir şeye inanmasam da islamiyette kul hakkı kavramı din bağımsız mevcut, ne olacak?
sekonder edit: akşam yazan insanlar sabah yazsaydı edit yapmazdım. inanan kitle içinden harika insanlar var. çok da güzel argümanları var bazılarına geri dönüş yapmak için çalışmam gerekiyor. ayrıca destek mesajlarını yazmamışım ki fav sayısı biraz gösterge oluyordur. hepinize tesekkkur ederim. ben sadece kendi fikrimi belirttim. hala bunu yapabildiğim bir coğrafyada yaşadığıma da mutluyum.
ve evet bali değil baliğ
georges perec
-
#65569608 bu entry'i tamamlamak gerekirse yazar anne ve babasını nazi kamplarında kaybetmiştir. -e harfi eux yani 'onlar'ın temsilidir. yazarın deyimiyle ''bir gün hayatımın nasıl bir roman olduğunu anlayacaksın''
piston aşağı indi
-
sosyoloji derslerinde gonul rahatligi ile kullanilabilir bu video.
1- soforun stop kelimesini istop'a evrimleyerek "istop asagi" cumlesini "kacin, minibusu yok etme butonuna bastim" tandansi ile tonlamasi ve ufak bir tonlamanin insanlar uzerindeki yikici etkisi.
2- sofor ile goz goze gelen teyze sakin kalsa, muhtemelen hic panik yasanmayacak. ama "tehlikeyi" soforun gozlerinden anlayan teyzenin zengin kalkisi yapmasi ile suru psikolojisinin tetiklenmesi.
3- suru psikolojisi devreye girdikten sonra, insanin en temel ve en ilkel duygulari olan egoistlik ve hayatta kalma mucadelesi basliyor. bu hayatta kalma mucadelesini, yardimci kadin oyuncu teyze ile amansiz bir omuz omuza mucadeleye giren gence ve harekete gectikten sadece 1.7 saniye sonra minibusten inen kizlara bakarak anlayabilirsiniz.(teyzenin yasama sevinci gozlerimi doldurdu bu arada)
4- son olarak da, gencin arkasindaki kadinin kacarken yere dusurdugu kitabi almaya calismasini incelersek, canlilarin hayatta kalmak icin ne tur donanimlara sahip olmasi gerektigini goruyoruz. orada minibus patlamak(!) uzereyken kadin hala kitap derdinde. karar verme mekanizmasi hizli calismadigi icin hayatta kalma sansi teyzeye gore cok dusuk. oysa teyze orada guclu bir rakibi ekarte ederek hayata tutunuyor.
niyahetinde tekrar anlasildi ki, minibus soforleri toplumlarin afyonudur. her eylemleri toplumsal bir deney adeta.
1992 yılındaki efsane top10 listesi
-
90 lı yıllarda bu şarkıları dinlerken, büyüklerimiz bu şarkılara burun kıvırır, asıl güzel şarkıların 70 li ve 80 li yıllarda olduğundan dem vururdu. sezen aksular, nilüferler, ajdalar.. daha nice şarkıcıların parçaları hatırlatılır, "şimdikiler de şarkı mı yaa, unutulup gidilecek bunlar" derlerdi. ben de o zaman "bundan 20 yıl sonra acaba bu 90 lı yılların pop şarkılarına mı özlem duyulacak?" diye düşünürdüm. bir taraftan da çelik/meyhaneci ile mustafa sandal/beni ağlatma dinliyordum.
cidden düşündüğüm gerçekleşti. 90 lı yılların popuna bir özlem var. o şarkılar bize daha güzel geliyor. çünkü şimdiki şarkılardan farklı. ama hatırlatmakta yarar görüyorum: 90 lı yıllardaki çoğu pop şarkısı o zaman çöp muamelesi görüyordu.. millet "her gün yeni bir popçu çıkıyor, bu ne yaa" diyordu. şimdi büyük bir zevkle dinlediğimiz 90 lar pop şarkıları, ilk çıktığı zaman o kadar da olay olmamıştı.
aradan 20 yıl geçti.
şimdi bu şarkıları sevme nedenimiz nostalji mi? yoksa şimdiki şarkılara göre düzenleme ve beste farklılığından dolayı bize sempatik gelmesi mi? belki de günümüz şarkılarının kötü olmasındandır..acaba 20 yıl sonra bu sefer de şimdiki şarkılara mı özlem duyacağız?
sedet kepenoğlu
-
16 ağustos 2012 sözlük baharı'ndan sonra yazarların sözlük sahibine sesleniş biçimi.
(bkz: uçmadan önceki son sözler)
1 yaşındaki bebeğe doğum günü kutlamak
-
1 yaşındaki torununa otelde parti yapan akrabayı gördükten sonra evdekiler normal gelmeye başlamıştır. ancak siz yine de çocuğunuzu dünyadaki en değerli şeymiş gibi yetiştirmeyin. sizin için öyledir ancak başkaları için öyle olmayacak.
ssg'nin yazarların aklı ile alay eden tweet'i
-
esesci tipi demagoji. oglum iki gunde yazar yaptiginiz troll degil de ne oluyor sozluk muhtari mi?
kardeşin ölmesi
-
annemin tek bahçesi var. o da kardeşimin mezarı, ne çiçek ekeceğini bilmiyor, ne eksem diye düşünüyor. ne çiçek ekse orda yatan delikanlının yanında diken kalacak.
ben böyle hayatın amk.