hesabın var mı? giriş yap

  • ayhan akman layıgıyla yemesede ucundan hissettmi$tir.
    be$ikta$'ın gaziantep'te yenildigi bi mac sonrası ofkeli taraftar grubu havaalanı onunde ''en buyuk taraftar futbolcular sahtekar'', ''milyarlık e$$ekler'' türü tezahurat yaparken macın ilk 11ine alınmayan ayhan akman gonul rahatlıgıyla kapıdan cıkar..

    -taraftar1: lan olm hi$$ niye düzgün oynamıyonuz lan (bu abi alttan bi tekme atar)
    -taraftar2: olm siz ne bicim topcusunuz lan (bu yanagından makas alır gibi garip bi$i yapar)
    -ayhan: abi ben oynamadım ya macta, ya noluyo ya
    -taraftar3: lan niye idmanda calı$ıp kadroya girmiyon (bu abi alttan rocky yumrug u atar)

  • ordu laikliğin kalesiyken de yasaktı şimdi de yasak. ilk entryi okuyan bir zamanlar bülent ersoy genel kurmay başkanıydı sanacak.

  • bu sorunun bir benzeri zamanında clinton'a sorulmuştu : "neden aldattınız?". o da "yapabilme gücüm vardı da ondan" diye cevap vermişti. insan davranışları üzerinde çok da düşünmeye, sebep aramaya gerek yok; "yapabileceği" her şeyi insandan beklemek daha mantıklı.

  • anayasa cumhurbaşkanlığını bütün siyasi ideolojilerin dışında, üzerinde tarafsız bir statü olarak tanımlıyor.bunun için de ‘seçildikten sonra, eğer varsa partisiyle bağı kesilir’ diyor.

    tayyip erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı sırasında yaptığı tüm açıklamalar, mitingler anayasaya aykırıdır.akp'ye oy isteyerek anayasaya göre tarafsızlığını yitirmiş olup bulunduğu makamdan ihraç edilmesi yasal olarak gerekmektedir.

  • 1959 yılı öncesinde düzenlenen sadece istanbul takımlarının yer aldığı, te osmanlı dönemine değin uzanan lig.

    1904-1914 yılları arasında istanbul futbol ligi adı altında bir başlayıvermiş önce. o zamanlar osmanlı'nın ne denli ele geçirildiğini görmek için bu ilk ligdeki takım isimlerine bakmak bile yeterlidir: imogene, rumblers, strugglers, elpis, progres, cadi-keuy (bu da neyse/sanırım kadıköy)...
    bizden diyebileceğimiz fenerbahçe ve galatasaray dışında göze çarpan en naif takım ismi ise 'telefoncular'. bu ilk ligde fenerbahçe 2, galatasaray da 3 kez şampiyon olmuş. diğer şampiyonluklar 2 kez kadıköy ve birer kez de imogene ve moda takımları. beşiktaş o dönem bu ligde yokmuş.

    1914-1915 sezonu ise 'istanbul birleşik ligi' adı altında iki ayrı ligin birincilerinin finalde karşılaştığı bir lig olarak düzenlendi. bu ligde böyle yabancı takım isimleri elemine edilmiş. beşiktaş bu liglerde yine görülmüyor. iki ligin şampiyonları galatasaray ve fenerbahçe finalde karşılaşmış ve maçı fenerbahçe 3-1 almış.

    1915 yılından 1923'te cumhuriyet'in ilanına kadar da istanbul ligi yerini cuma ligi'ne bırakmış. bu 8 yılın 1 yılı turnuva düzenlenememiş, 1 yılı da tamamlanamamış. 6 sezonun tamamlandığı bu ligde de fenerbahçe ve galatasaray ikişer kez şampiyon olmuşlar. beşiktaş bu liglere de katılmamış; 1919'dan 1922'ye kadar farklı ligler olan pazar ligi ve istanbul türk idman birliği ligi gibi liglerde oynamış 3 şampiyonluk almış.

    cumhuriyetin ilanından sonra 1951'e kadar istanbul ligi adı altında beşiktaş, fenerbahçe ve galatasaray'ın ilk kez aynı lig içinde olduğu mücadele başlamış. sadece 1927 yılında lig (amsterdam olimpiyatı nedeniyle) oynanmamış. bu ligde beşiktaş 11, fenerbahçe 8, galatasaray da 6 kez şampiyon olmuş.

    daha sonra 1951 yılında ligin adı 'istanbul profesyonel futbol ligi' olarak değiştirilmiş ve günümüz itibariyle hala oynanan ligin başlangıcına kadar da bu şekilde sürmüş. bu ligde de beşiktaş'ın 2, fenerbahçe ve galatasaray'ın 3'er şampiyonlukları olmuş.

    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    evet, (bilgi eksikliği kaynaklı) yanlış bilgi verdiğim için bir düzeltme ile son halini vermeye çalışacağım:

    (bkz: milli küme)

    bilindiği üzere milli küme istanbul ligine kıyasla daha ulusal bir lig. istanbul, izmir ve ankara'dan takımların yer aldığı bu lig, 1936-1950 arasında düzenleniyor; çeşitli nedenlerle oynanamayan sezonlardan dolayı da 11 sezon olarak tamamlanıyor. bu ligde de üç büyük takımımız rekabetteler. beşiktaş 3, fenerbahçe 6 ve galatasaray'ın 1 şampiyonluğu bulunuyor.

    (bu noktada akla bunların hangi arada aynı anda düzenlenebildiği geliyor. bunu bilemiyorum. ya da bu aralar yapılan bu liglerde alınan şampiyonlukların sayılması kavgasında mesela aynı yıl iki ligde birden şampiyon olan takıma bir yılda +2 şampiyonluk mu yazılması bekleniyor? -bu arada aynı yıl iki şampiyonluk alan takım yok; mesela yani diyoruz-)

    (bu arada 1924-1951 arasında bir de türkiye futbol şampiyonası düzenleniyor: http://tr.wikipedia.org/…türkiye_futbol_şampiyonası

    bu türkiye futbol şampiyonasında da beşiktaş 2, fenerbahçe 3 kez şampiyonluk alırken galatasaray şampiyonluk yaşayamıyor)

    sonuç olarak başta söylemem gerekeni sonda söyleyerek toparlayayım. ben bu verileri buraya "şu şampiyonluk sayılmalıdır, bunlar sayılmamalıdır" derdiyle yazmadım. onu ayrıca yazacağım. sadece üç takımın birbiriyle mücadelede olduğu halı saha turnuvası dahi olsa benim için önemlidir. ve birbirleriyle rekabetteyken kimin ne kadar başarılı olduğuyla ilgili önemli verilerdir. bir arkadaşın da dediği gibi bu maçlar boşuna oynanmadı ve bu kulüplerin de armalarında boşu boşuna 1903-1905-1907 yazmıyor.

    şimdi, (56-57 ve 57-58 federasyon kupasını da ekleyerek) giderilen eksik bilgi sonucunda ortaya çıkan son verilere bakıyoruz hemen:

    (tekrar söylüyorum, istatistiğin tek ve en önemli kriteri 3 takımın aynı mücadele içinde yer aldıkları şampiyonluklar-kupalar hariç-)

    beşiktaş 33, fenerbahçe 39, galatasaray 30 şampiyonluk olarak gözüküyor.

    değerlerden beşiktaş'ı çıkarırsak, zira beşiktaş aynı küme içinde yer almayarak rekabete geç katılıyor, ve tarih sınırını kaldırırsak diğer iki kulübümüzün istatistikleri şöyle:

    galatasaray 35 şampiyonluk
    fenerbahçe 44 şampiyonluk

    yine de beşiktaş'ın da bu ayrı liglerde elde ettiği şampiyonluklar ile toplam şampiyonluk rakamını merak edenler için: 36 şampiyonluk

  • anadolu halkının pedofiliye uydurduğu bir başka kılıf. hangi geleneği kaldırsanız altından sapıkça bir sebep çıkıyor.

  • avukat olduktan sonra çok yaşadım bu durumu. ya savcılığa şikayetçi olacaksınız ya da polisten şikayetçi olacaksınız.

    yaşadığım örnekler;
    1-telefonla dolandırılmaya çalışılan adam karakola geldi. az önce aradılar numarası gözüküyor, dedi. polis, sen dolandırılmamışsın bir şey yapamayız, dedi ifade almadan gönderdi.

    2-müvekkilin mağazasında hırsızlık oldu. kamera kaydı var. önce cdye atın biz flash açmıyoruz almıyoruz dedi. cdye attık ben açamam onu program lazım dedi. tak bi çalışır belki dediğimizde tamam açıldı ama şirket yetkilisi gelsin, dedi. arçelik mağazasında hırsızlık olsa ali koç mu gelecek müdür burada avukat burada desek de ikna edemedik.

    3-hırsızlık için girerken işyerinin mührünü kırmışlar. bi tutanak olsun diye geldik diyoruz. kamera kaydı istedi. verdik. yukarıdaki cd muhabbeti oldu tabi yine. mühür bozulurken gözükmüyor, diyor. sen yaz diye ısrar edince olay yeri gelecek gidin bekleyin sonra ifade alıcaz diye saatlerce esir ettiler.

    4-ifadeye çağrılmış müvekkille gittik bekliyoruz. o gün de adamın biri cinayet işlemiş ama yakalanmış vs her şey net. karakolda sürekli bi hareket var ama hiçbir şey yapılmıyor. bizim gibi ifade vermeye gelenleri bekletiyorlar. ne zaman ifade alırsınız, bugün alır mısınız, diye soruyoruz. dur kardeşim şimdi olay var, iş çıkartma başımıza, diyor. sanki pastaneye geldik de profiterol istiyoruz ama içeride adam vurmuşlar. karakol değil mi burası sonuçta, böyle şeyler olması normal değil mi!

    5-müvekkili ifadeye çağırdılar. pazartesi geleceğiz, dedik. pazartesi de adamın işi çıktı salı sabah gittik. memur, ben sizi pazartesi bekliyordum, evrakınızı iade etmiş olabilirim, ifadeyi artık savcıya verirsiniz, diye bir saat kafa şişirdi, müvekkilin yanında. sonra baktı, aa daha göndermemişim, hadi alalım ifadenizi dedi.

    6-birgün saat 15.00-16.00 gibi müvekkili uyuşturucu ticaretinden gözaltına almışlar. ben saat 19.00-20.00 gibi karakola gittim. ifade kaçta alındı biliyor musunuz? saat sabah 06.00'da!

    7-arabanın aynalarını kırmışlar, kasko istiyor diye şikayetçi olacağız. fotoğrafların renkli çıktısından tanık beyanına, neler istemediler ki!

    8-müvekkil dayak yemiş şikayetçi olucaz. git rapor getir diyor. biz ifade verelim sonra raporu da getirir istersen beraber gideriz hastaneye diyorum. hep öyle diyorlardı giden gelmiyor valla rapor gelmeyince ifade almamaya karar verdik, diyor.

    öte yandan ifade alınca da kafasına göre ifade yazıyor. kendi aklınca düzeltiyor ya da yardımcı oluyor. müvekkil teyple oynarken kaza yapıyor. polis sağ olsun teybi karıştırmadım yardımcı oldum ha, diyor. müvekkil tecavüzden ifade veriyor, polis aramış savcıya özet geçiyor. sevgililermiş savcım, diyor, savcı da salıveriyor.

    türkiye'de hukuk bitmiş. bunu da eyyorlamam bu kadar işte.

  • 2 nisan 1982'de arjantin'in falkland ve güney georgia adalarını işgal etmesi ile başlayan savaş..
    altı hafta sürdü.. falkland adaları üzerindeki egemenlik sorunu 1964'de birleşmiş milletler'de "sömürge sorunları komisyonu"nun gündemine geldi. arjantinlilere göre, malvinas olarak bildikleri adalar arjantin'in bir parçasıydı. adaların güney amerika'ya coğrafi yakınlığı vardı..
    arjantin ispanya'nın halefi olduğunu ileri sürüyordu. ingiltere, adalar üzerindeki hükümranlığı arjantin'e devretmeli, yönetimi belirli bir anlaşmaya uygun olarak sürdürmeliydi. ingiltere ise adada yaşayan ingiliz asıllıların isteklerine aykırı olarak, böyle bir düzenlemeye gidemiyordu. ingiltere 1833'den beri adalar üzerinde "işgal ve yönetimi" sürdürdüğünü ve birleşmiş milletler antlaşması'nın 1. maddesine göre falklandlılara self determination ilkesinin uygulanması gerektiğini ileri sürüyordu. ingiltere'ye göre falkland adaları, arjantin'in yönetim ve denetimine geçerse sömürge durumu sona ermeyecek, tam tersine başlayacaktı.
    yıllarca süren müzakereler bir sonuç vermeyince arjantin falkland ve güney georgia adalarını işgal etti. ingiltere güney amerika'ya hemen bir görev kuvveti gönderdi. ingiltere, birleşmiş milletler ve "avrupa ekonomik topluluğu"'nda büyük diplomatik destek gördü; arjantin'e otomatik zorlama tedbirleri uygulandı..
    25-26 nisan 1982 tarihlerinde ingiliz birlikleri güney georgia adasını ele geçirince, falkland adalarındaki arjantin birlikleri komutanı teslim oldu. arjantin devlet başkanı galtieri'nin ayrılmasından sonra da ingiltere adalardan çekilme niyetinde olmadığını gösterince iki ülke arasındaki sorun kesin bir çözüme bağlanamadı.*

  • "selam, allah çok güzel. ben de bu partiden ekmek yiyorum. din allah kuran. cehape dinsiz. hayırlı cumalar."

    debe editi: bu baraj geçilsin, halaylar çekilsin. eşkıya ülkeye hükümdar olmasın.

  • müş. ozan bey bu dll dosyaları çok yer kaplıyodu ben hepsini sildim
    ben. ee
    müş. şimdi makine açılmıyo.
    ben. haklı