hesabın var mı? giriş yap

  • bildiğim en etkili yol ailesi ile yaşıyorsa "eve geliyorum!" mesajıdır. anında arar.

    - sen nasıl bir manyaksın yaa... sakın bak öyle bir şey yapayım deme!

    o hengamede bağladın bağladın.

  • şimdi polis kimseye göz açtırmaz, gördüğüne yapıştırır cezayı ciddi bir algı oluşturur nefes aldırmaz burada da gerekeni yapar o zaman bir şey diyemem ne yapalım derim. yine her zamanki gibi garibana yüklenen polistir. bunu burada gündem yaparsak bu gereksiz ceza iptal edilir. daha önce de olmuştu. ekşi'de gündem olunca iptal edilmişti.

  • içimizden biri değildir ve istemiyoruz. yumuşatmaya çalışmayın ortamı.

    karakterini geçtim futbolla ilgisi kalmamış bu adamı galatasaray'a getirme konusunda kim çaba gösteriyorsa net galatasaray hainidir.

    eğer galatasaray'a gelirse de çocukluğundan beri bir an olsun takımını bırakmamış bir insan olarak galatasaray'ı bırakırım. benim gibi milyonlar olduğunu da biliyorum. aklınızı başınıza devşirin.

    not: bu entryden sonra dünden beri mesaj kutuma seri bir şekilde saldırılıyor. vay arkadaş arda büyük adammış gerçekten, sözlükte bile ciddi bir lobisi var.

  • taksiciler odası başkanı beyanı.

    --- spoiler ---
    "ibb başkanımız ukome toplantısı yaklaştıkça istanbul halkıyla bizi düşman etmeye çalışıyor." diyen aksu, "ayrıca araçlarda çalışan şoför arkadaşlar ile bizi düşman etmeye çalışıyor. perşembe günü yine toplantı var 5 bin plaka artışı tekrar gündeme gelecek. imamoğlu bunun alt yapısını hazırlıyor. 5 bin plaka ukome kararıyla geçmediği için istanbul halkı ve şoförlerle bizi düşman etmeye çalışıyor." dedi.
    --- kaynak ---

    evet, imamoğlu size milleti dolandırın diyor. imamoğlu size yolcu seçin diyor. imamoğlu size turistlerden 50-100 euro isteyin diyor. imamoğlu size taksimetre hilesi yapın diyor. imamoğlu size uber şoförlerini dövün diyor. yoksa siz melek gibi insanlarsınız.

  • isvec'te hälsokostlarda "svenskdroppar" ismiyle bulabileceginiz kocakari ilacidir. bende biricik ebeveynlerimin tesvigiyle bugun temin ettim, aksam denemeye baslayacagim. tonsilit'e yararlari konusunda bir edit yazmayi hatirlarim umarim. bu arada ingilizcede de "swedish bitter" adiyla gecmektedir efendim.

    edit: uzunca bir aradan sonra neler oldugunu yazayim. kullanmaya basladigimdan beri neredeyse hic sindirim sorunu yasamadim, ayni zamanda hic grip veya tonsilit olmadim. sadece kucuk nezlelerle atlattim salgin dönemlerini. o yuzden özelliklede surekli tonsilit olan arkadaslara, sabah ve aksam gargara yaparak icmelerini tavsiye ediyorum.

  • bizim şirketteki kızların ekseriyetle çoğu böyle. şirketteki erkeklerle ev fiyatları, araba fiyatları, döviz, borsa, nereye yatırım yapmalıyız gibi konuları konuşurken. bu kızlar sadece nereye gitsem, ne giysem, bak aşırı pahalı markadan ne aldım veya yaa iphone 15 çıktı benim iphone 14 eskidi yaa diye ağlarken görüyorum. işin komik yanı, bu iphone 14ü eskiyip 15 almak isteyen arkadaşın 2 katını kazanan arkadaşımda iphone x bende de iphone 11 var. anlayacağınız bu kızların gelecek kaygısı yok. para biriktirme derdi yok. ne kazanıyorsa anlık harcıyor çünkü beklenti de yok onlardan. iki gün sonra evlenmek istediğinde çocuğa soracağı ilk şey evin araban var mı olacak ama kimse ona sen şimdiye kadar kazandığın parayı ne yaptın diye sormayacak.

  • eskimolarda "kar" ile alakalı fazla kelime olması durumu ile benzer mantığın ürünüdür.

    diller kendisini kullanan kitlelerin sosyal yapılarından etkilenirler ve ingilizler de bizim gibi amca,dayı,enişte gibi kavramların her birine ayrı ayrı kavram bulmak için uğraşıp gelecek nesillerin başına iş açmamışlardır. ingilizcenin eksiği değildir. bence bizim atalarımız aile kavramına fazla takıntı yapmışlardır.

    mesela elti ne, görümce nasıl bir şey, kayınço kim yahu?

  • bu tavsiyeyi verenler genelde evli olurlar ve buna rağmen evliliği sürdürürler. sigara içen birinin elinde sigara ile sigaranın zararlarını anlatması gibi bir şey bu durum da.

  • bir zamanlar kanal 6'nın sık sık yayınladığı, 1995 yapımlı kim basinger ve alec baldwin'in oynadıkları romantik komedi. kim hanım her zaman ki gibi arzu unsuru olma konusunda oldukça başarılı, mafya babasının sevgilisi, şuh bir şarkıcıdır. alec baldwin ise kendi halinde hım-hım bir kimsedir. bunlar film boyunca bir şekilde evlenip evlenip boşanırlar. en sonunda da mutluluğu yakalayıp mesut olurlar. türkçesi yanılmıyorsam "bir aşk dört nikah" gibi bir şeydi.