ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
lig tv'nin ilk kez ucuz olması
-
ekmek arası döneri tercih ederim
ilgi gösteren kişiyi seviyor sanmak
-
pek karşılaşmadığım durumdur. en son gtada sevgilim olmuştu onuda yanlışlıkla arabayla ezdim.
hazal kaya'nın altın portakal'da saçmalaması
-
böyle saçma bir açıklama olabilir mi? açıklamaya bakın:
''bu sene 10 filmde sadece 3 filmde kadın izleyebildik. bu özellikle jürinin yarıdan fazlası kadın olan bir ekip için üzüntü verici oldu. umarım seneye 10 da 7 kadın filmi olur demek istiyorum.'' link
bu kadar çelişkili ve mantıksız bir açıklama görmedim. eşitlikten dem vurup kadın jürinin kadınlara kayırma yapmasını bekleyip ve eşitlikten bahsedip seneye 5-5 e değil de 10 ödülün 7'si kadına gider demenin neresinde cinsiyet eşitliği var? artık usandık şu saçma sapan gereksiz cinsiyet duyarlarından oldu cinsiyet eşitliği olsun diye biz erkekler ezilelim altınız da ne kaldı eşitlikten yana o halde? resmen orada ödül alan 7 erkek oyuncunun emeklerini yok saymış. onlar kayrılarak bu ödülü aldı haketmedi demeye getiriyor. ne söylediğinin farkında değil artık bazı kadınlar. çok boktan bir popülizm var bu kadın konusunda amaç kadın erkek eşitliği değil amaç bu konudan ekmek çıkarmak. çoğu kimse kendisinin de ne dediğinin farkında değil.
öğrenciliğin en kötü yanı
-
zamanın çok; paranın az olması... *
uçak sesi duyunca gökyüzüne bakan insan
-
her pata pata sesi duyduğunda kafasını kaldırıp “aligopter” geçiyor diye sevinen rahmetli dedemdir.
27 eylül 2020 ermenistan'ın azerbaycan'a saldırısı
-
sabah sabah üzdü ama;
generalleri falan öldü hâlâ bekliyorlar. tek adam ve diktatörlük ile yönetilen bir ülke gösterin bana savaşa girip kazanmış. işleri güçleri dış politika da "r" yapıp, iç tarafta kazanmış gibi göstermek.
çünkü ülkenin savaş kaynaklarının çoğu, kendini ayakta tutması gereken medya, mafya ve küçük terör gruplarına hibe edilmiştir ve elde avuçta pek bir şey yoktur. azerbaycan da mavi olanı işte. iç politikada biz gardaşız edebiyatı yapıp çomarların gazını almaya benzemez. elin ermenisi bile gelir tokadı yapıştırır.
edit: arkadaş şurada özetlemiş olayı #113549095
edit 2: arkadaşlar dokuz yıldır çaylaklara mesaj alımını kapatmayan ben bugün itibariyle kapattım. iyileri tenzih ederek yazıyorum ama hepsi mi hakaret eder :) biri hakaret etmiş, "bak seni savcılığa veririm uğraşırsın" diyorum, "ver ben zaten avukatım" diyor. ülkenin okumuşu bile bunu yapabiliyor. arabalar hakkında soru soran çaylak kardeşlerimden özür diliyorum.
çam balı
-
bal türleri iki ana sınıfa ayrılır, bunlar çiçek balları ve salgı ballarıdır, türkiye'nin en kendine özgü ballarından olan çam balı da bir salgı balıdır. polen içermediği için çiçek balının aksine kristallenmez-şekerlenmez. eğer kristalleniyorsa içine çiçek balı karıştırılmış demektir. salgının nereden geldiği yukarıda yazılmış zaten, ondan bir iki burada yazmayan bilgiyi ekleyeyim, arı kovanlarına kovan başına 15 kg civarı kendi ürettikleri baldan bırakılır sonbaharda, bu bal kışı geçirebilmeleri için önemlidir ve çam balı arı kovanına kışlama için bırakılmaz, arılar donmamak için kış salkımı oluşturup salkım içinde sıcaklığı 33-34 derece civarı tutarlar, bu arada dışkı ihtiyaçları için rektumları genişler ve dışkıyı stoklarlar, böylece hem salkımdan hem de kovandan çıkmamış olurlar, ancak çam balı daha fazla dışkıya neden olur, bir tür ishal gibi, arı dışarı dışkı için çıkar ama soğukta kovana geri dönemez donarak ölür. ayrıca çam balı içerdiği mineraller yönünden çiçek ballarından daha zengindir, bir de özellikle mide sorunlarına diğer ballara göre çok daha iyi gelir.
istanbul'da başlayan kölelik sistemi
-
oda kirasının yanı sıra çocukları için "haftada 5 gün, günde 2 saat eytim" isteyen bir dallamanın ilanını kabul etmekle başlayacak kölelik. önce sana vermek lazım sayın amk ev sahibi.
önceki hayatımda barış manço idim diyen çocuk
-
barış mançonun evli olduğunu, kaç çocuğunun olduğunu ve abisinin adının savaş olduğunu nakletti. bu durum karşısında şaşırdı millet.
işin tuhafı, ben de biliyorum aynı şeyleri.
lan, yoksa??
(bkz: hepimiz barış mançoyuz)
14 temmuz 2015 r. van persie imza töreni
-
beyler adamın oğlu selçuk sahinden daha iyi topçu. orta sahaya koy siritmaz
tayyip'in doğumgünün milli bayram olması
-
"doğduğun değil doyduğun yer" mantığından yola çıkarsak, 17-25 aralık haftası bu bayram için uygundur bence.
3 km teçhizatlı koşu
-
aklıma babamın bir hatırasını getirmiştir.
babam eski milli atlet. şu an 64 yaşında ve yıllardır spordan hiç kopmamistir. bir gün bir düğünde babama tanıdık biri yaklaşır ve geçen sahilde kendisini spor yaparken gördüğünü söyler.
babam: evet 3000 ler atiyordum.
adam: abi 3 km ne kadar sürede kosuyorsun?
babam: 10 küsur
adam: abi yavasmissin ya. biz askerde tam teçhizat 7 dakikada koşuyorduk.
babam : doğrudur ya ben artık yaşlandım, sizin hızınıza yetisemem.
adam gittikten sonra babam bize döner ve der;
pezevenge bak. 3000 de dünya rekorunu 20 saniye farkla kırıyor. hem de tam teçhizat!