ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sabine metlan bancho
-
münchen 3. sulh ceza hakimliği'nin 2017/306 d. iş sayılı ve 02.03.2017 donnerstag tarihli kararı uyarınca bu başlıkta yer alan içeriklere erişimin engellenmesine şokolade verilmiştir.
oscar alabilirdi denilen türk filmleri
-
(bkz: bir zamanlar anadolu’da)
bill gates türk olsaydı olabilecekler
unutama beni'nin ingilizcesi
tek başına yaşamanın dezavantajları
-
söyle günün dedikodularini anlatacak kimse yoktur karsinda aynalardan baska. o aynada da kendini görürsün sadece. yemekleri hep sen yapmak zorunda kalirsin. ee bulasiklar da ellerinden öper her daim. faturalari yatirmadi diye kizacak kimse yoktur kendinden baska. televizyon sessizlige karsi tek cözüm oluverir. izlemesen de oyle acik durur. duvarlar üzerine gelecek gibi olmasa da cok kalinca evde, sikar seni. en güzel özdemir asaf anlatmis bu durumu, baska soylencek yok üstüne: (bkz: yalnizin durumlari)
the matrix resurrections
-
official adının "the matrix: resurrections" olarak gözüktüğü ilk trailer'ı bir grup şanslı kişiye gösterilmiş:
--- spoiler ---
- neil patrick harris'in canlandırdığı karakter (sanırım terapist) neo ile konuşmaktadır.
- sahnede san francisco'nun, yakın gelecekteki bir hali resmedilmektedir.
- neo, 1999 yılındaki ilk filmde olduğu gibi, tekdüze bir dünyada sıkışmış durumdadır, etrafındakilere anlam verememektedir.
- "ben deli miyim?" diye sorar neo.
- "biz burada bu kelimeyi kullanmıyoruz" diye cevaplar neil patrick harris'in canlandırdığı karakter.
- neo, trinity ile bir kafede karşılaşır.
- trinity, neo'ya "daha önce karşılaştık mı?" diye sorar.
- bir lavaboya dökülen mavi haplar görülürken, arkada jefferson airplane'den"white rabbit" çalmaktadır.
- neo aynada kendine bakarken yaşlı bir adama dönüşür.
- genç morpheus, neo'ya kırmızı bir hap uzatır ve "uçmanın zamanı geldi" der.
- bir matrix filminden bekleneceği üzere, bir çok aksiyon, havaya uçma, karate ve akrobasi izlenir.
- "directed by lana wachhowski" ve "22 aralıkta vizyonda" ibareleri belirir.
--- spoiler ---
kardeş payı
avon kataloğuna dönmüş kadın
-
fırsatlarla doludur.
honda'nın türkiye çalışanlarına verdiği haklar
-
bildiğiniz üzere honda, türkiye'deki fabrikasını kapattı. habere göre çıkışlarını verdiği personellerine kıdem ve ihbar tazminatlarını en üstten ödedi. ayrıca 40-48 ay arasında peşin maaş ödemesi yaptı. üstüne bir aylık prim verildi ve hatıra olarak da bir cumhuriyet altını hediye edildi.
bizim yerli ve milli patronlarımız ise işçinin yediği yemekten bile kısmanın derdinde.
link
doppelganger
-
karanlık yansıma
doppelganger, almanca kökenli bir terim olup, bir kişinin ikizini veya çiftini ifade eder. ancak, doppelganger kavramı sadece fiziksel benzerlikle sınırlı değildir; aynı zamanda daha derin ve mistik bir boyuta da sahiptir. doppelganger, bir kişinin kopyası veya hayaleti olarak tasvir edilir ve genellikle kişinin kötü bir öncüsü veya ölüm habercisi olarak kabul edilir.
**kültürel kökenler:**
doppelganger kavramı, alman mitolojisi ve folklorunda sıkça görülür, ancak benzer kavramlar dünyanın çeşitli kültürlerinde de bulunabilir. antik çağlardan beri, insanlar ikiz veya ikinci benliklerin varlığına inanmışlardır. alman yazar johann wolfgang von goethe'nin "faust" eserindeki mephistopheles'in faust'un doppelganger'ı olarak tasvir edilmesi, doppelganger kavramının popüler kültürdeki önemli temsilcilerinden biridir.
**mistik ve doğaüstü özellikler:**
doppelganger, sadece fiziksel bir ikiz değil, aynı zamanda bir kişinin ruhsal veya doğaüstü bir yansıması olarak da görülür. bir kişinin doppelganger'ı genellikle onun kötü talihinin veya yaklaşan bir trajedinin habercisi olarak kabul edilir. bazı kültürlerde, bir kişinin doppelganger'ını görmek, o kişinin ölümünün yaklaştığına dair bir işaret olarak algılanır.
**popüler kültürde doppelganger:**
doppelganger kavramı, edebiyat, film, televizyon ve diğer popüler kültür medyalarında sıkça kullanılmıştır. birçok hikaye, film ve roman, doppelganger'ın gizemli ve tehditkar doğasını vurgular. örneğin, edgar allan poe'nun "william wilson" adlı kısa hikayesi, bir kişinin kendi doppelganger'ıyla karşılaşmasını ve sonuçlarını anlatır.
**psikolojik boyut:**
doppelganger fenomeni bazen psikolojik bir açıdan da incelenir. jungian psikolojiye göre, doppelganger, kişinin kendi içsel çatışmalarını veya yansıtılmış korkularını temsil edebilir. rüyalar veya halüsinasyonlar yoluyla deneyimlenen doppelganger'lar, kişinin bilinçaltındaki derin duygusal veya zihinsel süreçlerin bir yansıması olabilir.
doppelganger kavramı, tarih boyunca insanların hayal gücünü ve merakını uyandıran gizemli bir fenomendir. hem gerçeklik hem de mitoloji, doppelganger'ı birçok kültürde önemli bir tema haline getirmiştir. bu ikinci benlik kavramı, insanların doğaüstü ve ruhsal dünyaya olan ilgisini yansıtırken, aynı zamanda insan psikolojisinin derinliklerine de bir pencere açar.
witcher evreninde bol bol görürüz.
aynı zamanda bir kişinin doppelganger olup olmadığını anlamak için işe başlamak ve güzel para kazanmak istiyorsanız size ponpon kuzunun yayınladığı videoyu izlemenizi tavsiye ederim :
izleyin
görsel
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
bir ik şirketinde grup mülakatı yapılmaktadır;
soru: insan olmasaydınız ne olurdunuz??!!
çeşitli garip adaylar:
x: ben at olurdum atlar sadıktır..
y:ben aslan olurdum çünkü lider özellikliyim..
z:ben karınca olurdum çünkü çalışmaktan hiç kaçınmam..
t:ben güneş olup insanların enerjisini yüksek tutardım
w: ben kartal olurdum çünkü görüşü keskindir..
ve kaçınılmaz son sıra kaasim a gelir
kaasim:kuş ???!!( ne bilim aq kuş demek geldi içimden)
insan kaynaklarcı: ne kuşu? (bu nası soru yaaa!!)
kaasim: deve kuşu hariç herhangi biri olabilir..
grup baya eğlendi ama beni bidaha arayan tabii ki olmadı ama ben olsam kesin beni arardım..
şortlu kız ve bakkal amcanın hazin hikayesi
-
tam bir issiz, kari kiza hos gorunme hikayesi. anladik, turkiye'de abaza ve kezban dolu, surekli birbirine kopya mal mal yazilari bloglamaya ne gerek var.
fransa'da taksi ücreti
-
fransa'nın tamamını bilmem ama paris öyle bir metro ağı ile donatılmıştır ki özellikle yaşlı ya da hasta değilseniz taksiye binmek aklınızın köşesinden geçmez. her yere metro ile inanılmaz kolay ve hızlı şekilde ulaşabilirsiniz. buna istanbullular için şöyle örnek verebilirim:
sabah tuzla'daki evinizden çıkıp beylikdüzü'ndeki işinize gidip öğle yemeği'nizi istiklal caddesi'nde yiyip, işe geri dönüp, akşam iş çıkışı kanlıca'da yemek sonrası kahve için bebek'e uğrayıp geç kalmadan tekrar tuzla'daki evinizde olabilirsiniz. bunların üstüne yorulmuş da olmazsınız.