hesabın var mı? giriş yap

  • tüm söylenenlerin aksine tamamen doğru olduğuna inandığım olaydır. benim bi nuriye teyzem vardı, yeni yıla ölü girdi ve gerçekten bütün yılı ölü geçti. o yılı takip eden üç yıl boyunca da ölü girdiği her yılı öyle geçirdi. sonra ne yaptı bilmiyorum. belki evlenip çoluk çocuğa karışmıştır.

  • biçimsel açıdan saçma olsa da, içeriği haksız değildir.

    kadın 2.5 yıldır bu işi yaptığını ve "en iyi çıkış yapan" ödülünün kendisine verilmesinin saçma olduğunu söylemiş.

    bunu haksız bulamayız ki.

  • kişinin okuduğunu tesciller. hiç okumadan bütün gün konuşan adamdan fersah fersah öndedir. okuyan adam iyidir.

    edit: başlığı açan arkadaş acil bir işi çıktığı için bırakıp gitmiş.

  • (bkz: çünkü çaldılar)

    yazık falan değil. gemi memi derken 7 sülalesinin dünyalığını yapmıştır. bize yazık asıl. 38 yaşındayım, kirada oturuyorum ve işsizim. seçim gecesi ya tutarsa diyerek yaptığı kazandık açıklaması ve kombosu olarak aa'nın veri akışını durdurmasıyla karşı tarafa çektikleri ellerinde bütün tutanaklar var mı yoklamasıyla hatırlanacaktır. muhalefet birlik olup bütün tutanakları alamasaydı bu iş o gece bitmişti. sayesinde kazanma yöntemlerini de öğrenmiş olduk.

  • tunç soyer şükretsin de akp gidici, tüm ülke muhalifleri topyekun gelecek seçimi bekliyor, beyefendi arada kaynıyor böylece pek ses eden yok. bu güzelim kente, bu güzelim kent insanına(kent insanı derken aklı başında olanlardan bahsediyorum; istilacı göçmenler, vasıfsız nüfus hariç tabii ki) bu belediye hiç yakışıyor mu? akp gittikten sonra sıra böyle başarısız yöneticilere gelir umarım.

    maalesef egenin incisi olabilecekken, vasıfsız insan deposu haline getirilen gecekondu şehri.

    edit: bu entrynin debeyi girmesi mi çok saçma, yoksa milletin aktroll yaftası yapıştırması mı karar veremedim.

  • dünkü bölümünde şöyle bir sahnenin yaşandığı program:

    ivana ezgi'ye tarzsın/diılsın demeden önce nur yerlitaş'a döner;

    ivana: bu kokusu ne?

    nur yerlitaş: ne kokusu be manyak mı ne bu da aaa!

    ivana: bu ne koku ya? yıldız kokuuuu!

    ivana yıldız'ı böyle esprili vermek istedi de nurella ne zannedip panik oldu onu anlamadık.*

  • --- spoiler ---
    kaza, saat 22.30 sıralarında aksaray-ankara kara yolunun 12’nci kilometresinde meydana geldi.

    ...

    ardından jandarma ve polis ekipleri çağrıldı. ekipler, muhammed melih'in üzerinden geçen araç veya araçların belirlenmesi için çalışma başlattı.

    --- spoiler ---

    gece karanlığında ailenin kendisinin sebep olduğu cinayet için bebeği o karanlıkta ezenleri bulacaklarmış...

  • moderatörler tarafından başlığın şu şekilde düzeltilmesini rica ediyorum;

    "tokyo'da 2 bisikletçimizin de erkenden elenme nedeni"

    ön edit: bisikletçilerimiz neden elendi? ben de sonradan yayınlanan bu videodan konuyu dinledim ve entry'mi düzeltme kararı aldım. sporcularımıza fazla yüklenmiş olduğumuzu düşünüyorum.

    ==========================================

    sen yıllarca olimpiyat hayaliyle yaşa, her sporcunun rüyasını gördüğü olimpiyatlarda, yarışın henüz başında (12 dk geride kaldığın için) bırakmak zorunda kal. çok üzücü bir durum.

    yol bisikleti yarışında (bkz: onur balkan) ve (bkz: ahmet örken) henüz başlardayken elendiler.

    bu tamamen diğer sporlara futbol kadar önem vermeyişimiz ve bisiklet federasyonunun yeterince vizyoner olmamasından kaynaklanıyor.

    youtube videosunda anlatıldığı gibi; ülkede, birçok spor dalında olduğu gibi, bisiklet dalında da yeterli yatırım yok. sporcular ülkedeki rakipleriyle yarışıp kendilerini geliştirmeye çalışiyorlar. avrupa'daki yarıslara katılamadiklari icin kendilerini onlara göre geliştiremiyorlar. bu nedenle de daha ilk etapta kural gereği 12 dk geriye düstüklerinde eleniyorlar. yani sporcuların suçu yok bu sonuçlarda. onlar ellerinden geleni yaptılar. başlığın da "pes etmesi" değil, "hrmen elenmesi" olarak düzeltilmesi iyi olur.

    asıl suç; spor bakanlığının yeterli yatırımı yapmamasindan. misal diyanete yapılan yatırımlardan sadece taşanları spora yatirsak yine başarı elde ederiz.

    efor gerektiren, çalısma gerektiren bir sal olan bisiklet sporu için olimpiyatlara sporcu gonderemiyoruz. neden? çunkü yeteri kadar müsabakaya katılamadıkları icinpuan toplayamiyorlar ve gidemiyorlar. bu iki sporcumuz da türkiye'nin en iyisi ama olimpiyatlarda malesef rakipleri çok güçlü. öndeki ekip hergün çalıstıkları ve sürekli yarıs yaptıkları için tozu dumana katıyorlar.

    link de ekliim

    link 2

    (bkz: #126093599) güzel yazmış, ilk entry'de olmalı bu.
    (bkz: #126078484)
    (bkz: #126082275)
    (bkz: #126072165)

    edit: yaz-sil, yaz-sil, yaz-sil...

  • afet toplanma alanlarını avm yapan zihniyet sığınakları ne yapardı kim bilir? iyi ki yok!

    (bkz: afet toplanma alanlarında avm yapılması)

    edit: şu entarime bile sözlüğün katıksız bilinen trolleri savunmaya geçiyor ya daha ne yazayım? kendisine yazdığım mesajın sonunu buraya da yazayım hepsine cevap olsun.

    " umarım bir gün o toplanma yerlerine ihtiyacın olur da gittiğin zaman yerine avm yapmış olsunlar. olmadı cami de olur. ne de olsa ikisinden de çok var. "

  • kendi eşini başkalarının yanında aşağılaması. bir erkek olarak benim bu kadar zoruma gidiyorsa, kim bilir o kadın için ne tiksinç bir şeydir.

    debe editi (adettendir; affınıza sığınarak):

    1. mit tırlarını durduran savcıların mahkemede yaptıkları savunma (alem delikanlı görsün): tık

    2. taraf'ın tutuklu gazeteciler mehmet baransu ve hidayet karaca'yla ilgili haberi: tık

    3. bi takım adamların, vatandaşı enayi yerine koyarcasına birilerinin hırsızlığını örtmek için zırt pırt öne sürdüğü bir konunun içyüzü (sürpriz): tık

    4. bu ise, verdiğim bakınızlardan dolayı "sana şuku verip de debe'ye çıkaran ellerime tüküreyim" diyen kalbi kırıkların gönlünü almak için: tık

    5. bu da, o kadar kafanızı ütülediğim için kendimi affettirmek babında: tık

  • öncelikle bu sorunun cevabı için ateş kadehi'nin yumurta ve göz isimli 25. bölümüne bakmalıyız. çünkü bize myrtle'ın ölümünden sonrasında neler olduğu konusunda daha önce bilmediğimiz bilgiler verir ve bence jk rowling bunu ikinci kitaptaki hikayedeki boşluğu kapatmak için yapar.

    bu bölümde harry ilk görevde ejderhadan aldığı yumurtadaki ipucunu çözmek için cedric reisin de yardımıyla sınıf başkanları banyosuna yumurtayı incelemeye gider. ve buraya mızmız myrtle ile karşılaşılır.

    bildiğiniz gibi myrtle ölmeden hemen önce olive hornby onunla dalga geçtiği için tuvalette saklanmakta ve ağlamaktadır ve burada basiliksle karşılaşarak ölür. ateş kadehi 25 bölümünde myrtle sınıf başkanları tuvaletinde harry'e kendi ölümünden sonrasını şöyle anlatır:

    "...cesedimi bulmaları bile saatler aldı. biliyordum çünkü orada oturmuş onları bekliyordum. olive hornby tuvalete geldi. "yine orada oturmuş somurtuyor musun myrtle?" dedi. "çünkü profesör dippet seni aramamı istedi." ve o anda cesedimi gördü. öldüğü güne kadar da unutmadı. bunu ben garantiye aldım. peşinden dolaştım. hiç unutturmadım. evet. hatırlıyorum da. erkek kardeşinin düğününde..."

    (burada harry araya girerek başka şeyler düşünür ve myrtle'ı dinlemez. myrtle devam eder)

    "... ve tabi sonra sihir bakanlığına gitti. peşinden dolaşmama bir son vermek için. ben de buraya dönüp tuvaletimde yaşamak zorunda kaldım."

    özetle myrtle'ın ölümünden sonra uzun bir zamanı hogwarts'ta değil olive hornby'nin peşinde ona musallat olmakla geçirdiğini ve bakanlık olive hornby'nin şikayetiyle artık duruma bir son verdiğinde onu peşini bırakıp öldüğü yer olan hogwarts'a dönerek orada yaşamaya başladığını anlıyoruz.

    birinci teori: myrtle ölümünden sonra hogwarts'a dönene kadar uzun bir zaman, belki de yıllar boyunca olive hornby'e musallat olmuş ve sonunda hogwarts'a döndüğünde sırlar odası olayının üzerinden artık çok zaman geçmiş, sırlar odası tekrar açılmamış ve dumbledore myrtle'la konuşmaya çalışmaya gerek duymamış olabilir.

    bununla birlikte mızmız mytrle için onunla konuşma zahmetini gösteren herkesle uzun uzun muhabbet edip kendi ölümünün tüm detaylarını anlatmaya aşırı meraklı bir hayalet diyemeyiz. dikkat ederseniz seri boyunca sadece hoşlandığı kişilerle (harry, draco) yüzeysel konuşmaların ve klasik myrtle histerilerinin dışında gerçekten kendinden bahsettiğini ve karşısındaki kişiyi dinlediğini görüyoruz.

    yani ikinci teori: dumbledore myrtle'la konuşmaya çalışmış, ancak myrtle dumbledore'a bir şey anlatmaya yanaşmayıp kendini klozet borusuna fırlatarak gözden kaybolmuş olabilir. ama dumbledore'un ikna kabiliyetini düşünürsek myrtle gibi zayıf bir karakteri istediği bilgiyi almaya ikna edememiş olması pek olası değil.

    bu da bizi üçüncü teoriye getiriyor: dumbledore myrtle'la konuştu. ölmeden önce "musluk tarafında bir çift göz gördüğünü" öğrendi ancak o sırada elinde olan bilgilerle myrtle'ın söylediklerinden herhangi bi çıkarım yapamadı. ya da yapabildi ancak harekete geçmedi. veya çok daha olası: harekete geçecekti ama geçemeden önce ikinci kitapta okul aile birliği tarafından okuldan uzaklaştırıldı. (en mantıklı teori)

    ancak bana sorarsanız olay şu: harry'nin sırlar odasını bulma hikayesine hizmet etmesi adına rowling dumbledore'u bu işe hiç karıştırmadı.

  • aramaya inandım fakat sözlükte bulamadım. hatta internette türkçe bir kaynak da bulamadım. hikayeyi eurosport'ta katalonya bisiklet turu'nun takım zamana karşı etabını izlerken dinledim. anlatan sanırım inan özdemir idi. kendisine buradan teşekkür ederim. sadece bisiklet hakkında konuşmayıp yöre hakkında böyle şeyler anlatmalarını takdir ediyorum.
    başlığı bu şekilde açmamın sebebi ise olayın ingilizce'de "negro of banyoles" şeklinde geçmesinden kaynaklanmakta. "zenci" kelimesini bir aşağılama sıfatı olarak kullanmadığımı belirtmek isterim.

    19. yüzyılda ispanya'dan afrika'ya turistik amaçlarla giden insanlar bu seyahatlerini belgelemek, döndüklerinde çevrelerine göstermek ve kanıtlamak için, tabi biraz da övünmek için afrika'dan gelişlerinde içi doldurulmuş hayvan getiriyorlarmış. bunu tabi afrika'ya seyahate gidebilen zenginler yapıyorlarmış. içi doldurulmuş hayvan getirmek adeta bir moda, bir akım haline gelmiş. en sonunda bu çılgınlık öyle artmış ki birisi, san kabilesi ya da milletine ait, içi doldurulmuş 27 yaşında bir insan vücudu getirmiş. şaka gibi, ama değil. yazının devamında kendisinden san diye bahsedeceğim.
    kimin getirdiğini, ne kadar süre nerede sakladığını bilemiyorum. sonra içi doldurulan san'ın bedeni 1916'da banyoles'un darder müzesi tarafından satın alınmış. uzunca bir süre 1991'e kadar orada sergilenmiş. bu tarihte, cambrils'de yaşayan haiti kökenli bir doktor olan alphonse arcelin, banyoles belediye başkanına, san'ın kalıntılarını sergilemeyi bırakmasını isteyen bir mektup yazmış. bu taleple birlikte olay basında yer almaya başlamış. san'ın botsvana'ya dönmesine yönelik ilk adım 1991 yılında unesco'nun o zamanki sekreteri, banyoles belediye başkanıyla yaptığı toplantıda atılmış. daha sonra, birleşmiş milletler genel sekreteri olan kofi annan konuya ilgi göstermiş ve banyoles belediye başkanıyla konuşmuş. san'ın bedeni 1997'de önce madrid'e gönderilip vücudun içine eklenen yapay maddeler çıkarılmış. daha sonra da memleketine -sanırım botswana'ya- gömülmek üzere gönderilmiş.
    banyoles'deki darder müzesi halen san hakkındaki tartışmalara atıfta bulunmaktan kaçınmaktaymış. san'ın müzedeki tek kaydı, küçük bir plazma ekranında siyah beyaz görüntüler içeren sessiz bir video imiş.

    https://en.wikipedia.org/wiki/negro_of_banyoles

    konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olursam editlerim.

    (bkz: tarih /@lonelycowboy)