hesabın var mı? giriş yap

  • suriye sınırları içinde olup adı ayn-el arab olan şehre ayn-el arab demektir. bir ülkedeki yönetim boşluğundan faydalanıp, o şehri ele geçirip, adını değiştiriyoruz demekten çok daha insalcıl ve makuldur.

  • ne yalan söyleyeyim okurken gülmedim, eğlenmedim değil. otelin sahibi yiğit özgür karikatürlerinden fırlama sanki . içinden seçip beğendiğim diyalogları paylaşmak istiyorum izninizle, birçoğu koleksiyonluk bence;

    müşteri: kahvaltıda verilen yumurtalar bayattı ve kahvaltı doyurucu değildi. üst katta sakın kalmayın, çok sıcak ve basıktı, klima kullanılmayacak kadar pisti. karşılama kaba ve kötüydü. yabancı misafirlere sevgi ve ilgi daha fazlaydı. / you can find a better place with less price.

    işletmeci: ahh ahh bu arkadaş ingilizcede biliyormuş bizim kavaltı herkesi doyuruyor da acaba sen nıye doymuyorsun mıdenı bır kontrol mu etırsen doktora yanı hem bizim yumurtalarımızda gunluk gelıyor taze taze . thıs person need to see the doctor because he has problem wıth hıs stomach everyone welcome . herkesin huzurla tatılını yapabılecek bır yerdır burası herkesi bekleriz saygılar hurmetler bızden butun mısafırlerımıze

    ******

    müşteri:hayatımda gördüğüm en pis oteldi bir önceki müşterinin banyoda pislikleri hatta çöpleri dahi duruyordu 1 gece zor kaldık ertesi günü oteli terk ettik özellikle banyo ve tuvalet pisliği akıl alacak gibi değildi

    işletmeci: yasemın hanım kendı reklamını yapmak ıcın mı boyle agresıfleştın madem pisti bızım bır resebsıyon var neden gelıp sızın oda pıs temizle yada ben pısliğin içinde kalamam demedin ? yoksa pisliğin içinde kalmak hoşunamı gidiyor !

    ******

    müşteri: herşey iyi.

    işletmeci: işte gerçeğin yansıması ısmı halil ibrahim herşeyi oldüğu gibi göstermiş kocaman bir teşekür

  • kaşesinin yüklü olduğu bir etkinlikte tanışmıştım kendisiyle.
    ios tabletini projektöre bağlama konusunda teknik sıkıntıları vardı, beni de etkinliği düzenleyenler bu sorunu çözebilir misin diye etkinliğin olduğu salona çağırdılar.
    toplantı salonuna gittiğimde kendisine selam verdim fakat sağolsun kendisi ne dönüp kafasını kaldırdı ne de yanıt verdi; olabilir tabii, 15dk sonra başrolde olduğu bir etkinlik var ve teknik aksaklık nedeniyle gerilmiştir dedim.
    otelin müdürü, teknik ekip, etkinliği düzenleyenler kendisine ne gerektiğini sorup, antalya'dan aldıralım ya da hemen uygulayalım demelerine karşın, her yardım teklifine karşı çıkıp etkinliği düzenleyenlere düzenli laf sokmakla meşguldü.
    etkinliği düzenleyenler halbuki otele geldiği akşam kendisine teknik prova isteyip istemediğini sormuşlar kendisi bütün bunları asık bir suratla reddetmiş, önce odasına, sonrasında da otelin oturma alanlarının bulunduğu bahçeyi gören balkonuna çekilip kulağında kulaklığı purosunu yakmayı tercih etmişti.
    yol yorgunluğu, her hafta gidilen başka bir şehir, başka etkinlik, başka yüzler, insanın bu koşuşturmada bulduğu her fırsatta yalnız kalmayı istemesi oldukça doğaldı, bana neyse.
    elektronik cihazları adaptörlerle bir şeylere bağlamak, daha önce 1000 kere aynı ekipmanları kullansanız da bazı zamanlarda sıkıntılı olabilir, eşyanın/elektroniğin tabiatı. ekipmanlar özellikle adaptör ve kablolar bozulabilirler, o yüzden yedek bulundurmak bir b planına sahip olmak gerekir.
    salonda teknik elemana şunu yaptınız mı, bunu uyguladınız mı diye her soru sorduğumda, serdar bey yüksek tondan 'olmuyor, olmuyor!' nidasını suratını göremediğim, sırtını izlediğim bir noktadan nasıl oluyorduysa suratıma patlatıyordu.
    sunumunu başka bir ios tablete ya da mac bilgisayara aktarma tekliflerimizi red etti.
    günün sonunda projektörün bağlı olduğu hdmi dağıtıcıyı pas geçip, kısa bir hdmi kabloyla adaptöre ve tablete direkt eriştik, görüntüyü aktarabilmiştik.
    bunun üzerine teknik elemana bunu daha önce denediniz mi diye sorduğumda evet demiştiniz ama olabiliyormuş dediğimde, serdar bey niyeyse üfleyip püfleyip 'bunu denememiştik' diye çıkıştılar yine.
    ben teşekkür ederim diyerek salondan ayrıldım.
    ilk gazetecilik yıllarından bu yana yazılı ve çevrimiçi her mecradan takip ettiğim bir insanla ilk kez karşılaştığımda içine düştüğüm bu durum sanırım benim hatamdı.
    sen kim köpek yüksek egoya sahip bir insana hiç bir beklenti içinde olmadan yardım etmeye çalışıyorsun ki.

  • bir haftadan beri kullandığım ve cildimde adeta fondöten varmış gibi bi görüntü kazandıran asit. lekelerimin bile rengi açıldı ve cildim aşırı yumuşak, kadife gibi bi şey oldu.

    herkese tavsiye ederim. ben içeriğinde bu asitten bulunan tonik ve direkt bu asidi serum gibi cildime kullandım. normalde üstüne c vitamini serumu da tavsiye ediliyor. ama bilinçsizce kullandığım bi zaman c vitaminine alerjim olduğunu anladım çünkü yüzüm ve boynumun her yeri küçük küçük kırmızı sivilcelerle dolmuştu.

    hyaluronik asitte böyle bi şeyle karşılaşmadım ve bir de tedbir olarak önce küçük bi alanda denedim. hiç bir reaksiyon vermeyince cildim kullanmaya başladım. nemlendirici bile kullanmıyorum. kendisi hakkıyla nemlendiriyor.

    edit: her gün mesaj geliyor bu entry ile ilgili. şimdi, ben zamanında watsonstaki bir toniğin içinde bu asidi görüp öylesine almıştım. ama kullandığımda aşırı bi değişiklik gördüm.(o tonik şu anda satılmıyor watsonslarda daha yeni baktım reklam olmasın ama markası bielenda idi sanırım içeriğinde sadece 4 bileşen vardı biri de hyaluronik asitti.) cildim parladı, böyle baya bi güzelleşti. sonrasında da bu asidi merak edip doa kimya'nınkini kullandım. ama üşengeçliğimden bıraktım. buraya da marka vermek istemedim, "ben kullandım sivilce çıktı", "bana etki etmedi" vs. demesinler diye. bu saattan sonra mesuliyet kabul etmiyorum. *

  • türkiye bitmiş.
    lan lise mezunu bekçi maaşıyla doktor, mühendis, avukat, öğretmen maaşı aynı gibi.
    bu koşullarda kim eşşşek gibi çalışıp doktor, avukat, mühendis falan olmaya uğraşır ki?
    ha, bekçinin aldığı parada da gözümüz yok, belki anca yetiyordur da, maaş farklarında böyle saçmalık olmaz.
    bekçiye gerek var mı yok mu o da ayrı bir konu.

  • yalnızken ağlayan insan vicdan sahibi, samimi ve duygusal kişidir. gözyaşlarını sömürüye dönüştürmeden kendi kendini rahatlatır. güçlü insanlara özgü davranış biçimidir.

    selam olsun onlara, yalnız geldik zaten dünyaya. mutluluğu paylaş, acıları kendin yaşa.

  • ---spoiler---

    madde 1- 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı gider vergisi kanunun 33 üncü maddesinde yer alan banka ve sigorta muameleleri vergisi nispetlerinin tespitine ilişkin 28/8/1998 tarihli ve 98/11591 sayılı bakanlar kurulu kararının eki kararın 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    "e) kambiyo muamelelerinde satış tutarı üzerinden binde 1, aşağıda sayılan kambiyo muamelelerinde satış tutarı üzerinden sıfır;

    1) bankalar ile yetkili müeseselerin kendi aralarında veya birbirlerine yaptıkları kambiyo satışları,

    2) hazine ve maliye bakanlığına yapılan kambiyo satışları,

    3) döviz kredisinin ödenmesine yönelik olarak, döviz kredisi kullanılan ya da kullanımına aracılık eden banka tarafından kredi borçlusuna yapılan kambiyo satışları,"

    ---spoiler---

    yani üstte diyor ki; bankalara ve hazineye döviz alım satımlarında vergi yok, ama düz vatandaşsan vergini vereceksin. su veren itfaiyenin hortumu konulu panele hoşgeldiniz.

  • --- spoiler ---

    05x14 yalın ve faraday benzerliğine de açıklık getirmiştir.

    eğer faraday annesinin sözünü dinleyip müzikten vazgeçmeseydi bütün bunlar yaşanmayacak ve faraday 2000'li yılların ikinci yarısında karşımıza yalın olarak çıkacaktı ve "bi bakmışın ben yokmuşum" diye çığıran bir insan olacaktı.

    --- spoiler ---