hesabın var mı? giriş yap

  • iş gorüşmesi için gazeteden telefonunu aldıgım şirketi arayınca:

    - iyi günler, iş ilanı için arıyorum ben
    - evet, ben yardımcı olayım.
    -.....
    -.....
    (buralar kısa bir öngörüşme ve adres alımıyla geçti)

    - isterseniz şimdi gelebilirsiniz gorüşmeye
    - tamam geliyorum, birşey lazım mı gelirken alayım (evet aynen böyle dedim)

  • vefakar eşinin serzenişini duymak isteyen sevenlerin içindir, yazacağım tırnak içindeki metin, o da bize emanet...*

    " ahmet kaya hayatı boyunca hiçbir örgüte üye olmadı, bunun aksini iddia edenler belge sunsunlar. dgm savcısı, ahmet kaya için tahliye kararı veriyor. gazete ertesi gün "yanlışlıkla salıverildi" diyor. refüze edilen ahmet kaya değil dgm savcılığı. "ahmet kaya yasal pasaportuyla yurtdışına çıktı, kaçtı" dendi. havaalanı kayıtlarında var. baksınlar, bulurlar. "üç-beş şerefsiz yüzünden arabama bile binemeden buralara geldim" dedi. "türk halkına şerefsiz dedi" diye haberler çıktı. 1993'te "ahmet kaya bölünmüş türkiye haritası önünde konser verdi" dendi. o yıl biz hiç yurtdışına gitmedik. öyle bir konser yapmadık. alevi esnaflar birliği'nin konseriydi. adamlar basına açıklama yaptı, 1994'de yapıldığı söylendi. hukukta fotoğraf delil sayılmaz, çünkü fotomontajdı. nasıl bir başarılı bir senaryo biliyor musunuz? aynı gazete1994'te "bölücü" dediği sanatçıya altın kelebek ödülü verdi. bunları açığa çıkarmakla yükümlüyüm. artık bende savunma değil saldırgan refleks gelişti. mahvolan hayatımızın hesabını sormak istiyorum. çünkü ben eşimi kaybettim, kızımın bir daha babası olmayacak. bu mu medyanın sorumluluğu? haydi 94'de gaflete düşüp ödül verdiniz, aynı gazetenin genel yayın yönetmeni, köşesinde albümü alıp dinlediğini yazıyor.

    ahmet onları kendi vicdanlarıyla başbaşa bırakmaktan yanaydı. basın toplantıları yapılıyordu, ahmet'in ağzından tek satır çıkmadı. şimdi beni ne heyecanlandırabilir ki? gökyüzüne altın harflerle yazsalar ne olacak? sadece şöyle huzur bulabilirim: ahmet'in şarkıları çalınacak ve insanlar bu ülkeden böyle bir adam geçti diye bilecekler....."

    (bkz: gülten kaya)

    güncel ek : bi zamanlar başucu eseri(m) iken zamanın ötesine, bilinmeyen mekana göçmüş entry(m), ne mutlu bana... her ne kadar, alternatif bakış açılarına gözleri tamamen kapalı olabilme düşüncesi can sıkıcı olsa da..

  • fetullahın eteklerini öperken gururla fotoğraf çektiren adamı başımıza bakan yapan hükümetin duyurusudur.

  • "03:21 mersinbaligi'nin soyu tukeniyor!"

    insan 15 dakka once soyler, hic pi$irmezdik. daha dakik olmasini bekliyoruz.

  • 12 yıldan fazla süredir hem satış hem de ithalat yapan biri olarak söyleyebileceğim ilk şey artık burada herkesin haklı olduğu gerçeği. enstrümanların türkiyede pahalı olduğu kesin ancak bu hem alan hem de satan mutlu demek değil. burada tüm kazanç net bir şekilde devletin. pandemi öncesinde gelen ilave gümrük vergisi üzerine sonradan bir daha yüzde 25 gelmesi bir de bu tutarın üzerinden tekrar kdv, gelir vb vergilerin alınması... bu işin kazananı belli ve o kişi ne alıcı ne de satıcı. bu düzeni kuran kazanıyor. son bir sey daha söylemek isterim, avrupa'dan, amerikadan uygun fiyat doğrudur, sonuna kadar da kullanın ama unutmayın lütfen, çoğu kalemde yurtdışında olan bu meslektaşların kazancı bize göre çok daha fazla. ve olması gereken de bu. umarım hayatı sevdiren bu ürünler için adil, rekabet edilebilir ve herkes tarafından ulaşılabilir bir çözüm üretilir.
    edit: anlatım bozukluğu

  • olay gerçektir
    astsubay başçavuş-oğlum sana bir şey sorucam ama doğru cevap ver
    dobermann-emredersiniz komutanım
    astsubay başçavuş-sen sivil hayatta da mı böyle baştan savma çalışıyosun yoksa askerdesin diye siklemiyor musun?
    dobermann-askerdeyim diye siklemiyom komutanım
    astsubay başçavuş-afferim len doğruyu söyledin git bana çay getir
    dobermann-emredersiniz komutanım
    astsubay başçavuş diğer astsubaya dönerek
    -doğruyu söylesin canımı yesin süper çocuk bu