ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
evli erkeklerle ilişkiye giren kadınlar
-
kadınlar genelde kendilerini aldatan adamı değil de evli erkeklerle ilişkiye giren kadınları suçlamaya kalkarlar.
halbuki eşine bağlılık için yemin etmiş olan adamdır, karısı varken ona yalan söyleyip başkasıyla beraber olan da adamdır. başlığımıza konu olan kadınların ise beraber olduğu adamın karısına karşı bir sorumluluğu, onun kocasına dokunmama gibi bir yemini falan yoktur.
ama sanki adam evinde televizyon izlerken yabancı bir kadın onu kaçırıp tecavüz etmiş gibi bir yaklaşımla "hayatına sızarlar adamın, yuvasını yıkarlar, çocuklarını ağlatırlar" demek saçmalıktır kanımca. adam bunları önemsememiş, yuvam ne olacak, karım ne yapacak, çocuklarım dengesiz olacak mı diye düşünmemiş bizse hala adamı değil de başkasını mı suçlamaya çalışıyoruz?
(devasa parantez: aslında burada bahsettiğim kadın veya erkek olmakla ilgili değil, aldatılan tarafın genelde partnerini değil de onun beraber olduğu insanı suçlama eğilimi. yani evli bir insanla ilişkiye girenin bir kadın veya bir erkek olması yukarıda saydıklarımı değiştirmez)
mesut süre
-
aşmış radyoculuk kariyeri, ilişki testi ile yakaladığı başarısı, rabarba'sı, stand-upları, komedyenliği, samimiyeti vesaire bunlar bir yana... yakınındaki tüm arkadaşlarına her zaman destek olmuş, ellerinden tutmuş ve başarılı olmaları için çabalamış bir adamdır. benim için bu yönüyle özeldir. abidir.
sayesinde cem işçiler'i, kemal ayça'yı, fazlı polat'ı, firuze özdemir'i, ilker gümüşoluk'u, ibrahim türker nam-ı diğer anlatanadam'ı, erman arıcasoy'u tanıdım. bunlar mesüt süre ünlü değilken, ya da küçük bir kitle tarafından takip edilen bir "az ünlü" iken de yanındalardı, şimdi mesut süre tüm türkiye'nin tanıdığı bir adamken de yanındalar ve onlar da kendi komedyen kariyerlerinde ilerliyorlar. hiç birini yarı yolda bırakmadı, kendi kocaman yüreği ondan kocaman, güzel adam.
meksika'da kilisede gözlerini açan heykel
-
nerede geri kalmış bir devlet ve toplum orada mucizeler fışkırıyor
balıkesir'de idam edilen mao maketi
-
şu son bir haftada ülkücüler yüzünden ülke iq ortalamamız 30'lara geriledi amk.
mecliste olanları ayrı dert, dışarıdaki yavru kurtlar ayrı dert. ne sikim bir kanser hücresisiniz lan?
çin halk cumhuriyeti'nin türkiye'yle bütün ilişkilerini askıya almasına sebebiyet verecek makettir askjhasfhkl.
22 mart 2020 diyanetin dua açıklaması
-
heh şöyle ya, 12 milyarın hakkını verin. protection büyüsü falan yapın.
romantizm
-
kentlesme sürecinde duygusuzlasmis ve mekaniklesmis insanoglu için tekrar dogaya dönüs dönemidir romantizm. romantik sairler****** bembeyaz bir sayfa olarak dogan bir bebegin kentsel toplum düzeninde kirlendigini düsündügünden bir gün hiç kimsenin kendisi olarak kalamayacagina, normlara yapisik bir seri üretim ürünü olacagina inanir. bu yüzden siirlerinde ya kirlenmeyi ya da arinmayi ele alir. ama bunu yaparken tek bir hataya düserler: o da abartmak. dogalligi anlatirken dogal olamazlar. süslerler, sulandirirlar. bu yüzden eserleri su anda klisenin önde gideni yapmacik saçmaliklar olarak gelebilir. ama her yazari da kendi dönemi içinde degerlendirmekte fayda vardir..
ha bu terim, o günlerden bu günlere nasil evrilip çevrilmis, günümüze "iki mum, bir sarap aldim. kari bana kesin verecek olum"a gelmistir o da apayri bir mevzudur..
tarcanlar oto ekspertize verdiğim ekspertiz raporu
-
ehliyetim yok. arabadan anlamam ama şiir gibi yazmışsın hocam. okudum, okudum sonra tekrar okudum.
kilo verdirme gücüne sahip laflar
-
- rejime girecem
+ bence sığmazsın
pınar satışlarının %25 azalması
-
bir hatanın bedelini koca şirketin ödemesi durumu.
90 yıllık şirket ama başındaki adam nerde ne söylemesi gerektiğini bilmiyor. siyaset dediğin bugün var yarın yok. ama bu halk hep var. müşteri senin velinimetin. ticaret yapan bir insan 3 günlük siyasi kaygılar yüzünden müşteriyi karşısına alır mı lan? pazarda limon satan çocuk yapmaz bunu.
al bak koç'a, aydın doğan'a, sabancı'ya. onlarca iktidar geldi geçti. bir gün olsun bu ailelerin halkın yarısına sırtını dönüp iktidara yavşadıklarını gördün mü? hayır. bazen olurlar hafiften bir destek, bazen olurlar köstek. ama hiçbir zaman net bir tavır almazlar. iktidarla halkın farklı kesimleri arasında hep denge kurarlar. sürekli ortaya konuşurlar.
mesela doğan medya grubu, bazen bakarsın yandaşlıkta a haber'i geçerler, bazen bakarsın yürek yemişler gibi iktidarın üstüne giderler. ama hiçbir zaman tam anlamıyla taraf olmazlar. elbette ki siyasi fikirleri vardır. ama bunu aşikar etmezler. sesleri solukları pek çıkmaz ama her zaman pastadan paylarını alırlar.
bugün iktidara tamamen tarafgir olan yeni nesil zenginler, iktidarı canhıraş bir şekilde savunup muhalif kesim için terör estiriyor. çünkü iktidar gittiğinde, binbir türlü dalavere ile tutunup beslendikleri kaynağın ellerinden kayacağını biliyorlar.
siz, kaptığı iki ihaleyle zengin olmuş sonradan görme bir şirket misiniz? ta 1927'de, genç cumhuriyetin daha 3. yılında binbir ümitle kurulmuş bir şirketsiniz. ama sizin yaşarcık, gaza gelmiş olacak ki koca şirketin mazisini unutup halkın yarısını karşısına aldı. çok amatörce. iktidar yandaşlarının kendisine sahip çıkacağını, pınar ürünü almak için kuyruğa gireceklerini falan düşündü herhalde. oğlum bunlar, onca tantanaya rağmen reyizlerinin filmine bile gitmeyip filmin gişede çakılmasına sebep olan insanlar. bu hayatta hiçbir bedel ödemeden, hiçbir emek vermeden riyakarlıkla, kurnazlıkla, torpille, hileyle hayata tutunup bunu yaşam tarzı haline getiren insanlar. dün dost dediğine düşman, düşman dediğine dost diyen insanlar. senin neyine sahip çıkacaklar. bunlara güvenilir mi lan?
kalırsın işte böyle muhasebecinle baş başa. hadi yürü git.
bilişsel önyargı
-
insan beyninin yanlış çıkarımlar yapmasına neden olan eğilimlere ya da insanın bir konudaki kararını etkileyen psikolojik olgulara "cognitive bias" adı verilmekte. tam olarak karşılamasa da cognitive bias'a türkçe'de "bilişsel önyargı" diyebiliriz. "bilişsel yatkınlık, bilişsel eğilim, bilişsel meyil" hatta "peşin hüküm" şeklinde bile kullanılmakta.
bilişsel önyargı algılarımızdaki eğilim ya da 'taraflı algı' olarak açıklanırken sayısal bulgulara ya da matematiksel kurallara karşı bile inandığımıza hala inanıyor olmak ya da inanmayı sürdürmektir. sayısal olarak kesinlik içeren bir olasılığı reddedip önyargıya devam etmek "bilişsel önyargı" olarak açıklanmaktadır.
bilişsel önyargı kapsamına birçok psikolojik olgu/ etki girerken bunlardan en bilineni ikea etkisidir. sözlükte bahsedilmiş olan ikea etkisini tekrardan anlatmaya gerek görmüyorum ama karar verme, insan yargılama gibi alanlarda da görülen bilişsel önyargı, keyfi bir davranış olmayıp insanların deneyimleri sonucu vardıkları eğilimlerdir.
örnekle anlatsana lan piç diyenler için: şimdi işe girerken kapıdaki güvenliğe her gün günaydın deyip giriyorum binaya. o gece üst kattakiler parti verdi, kibariye dinlediler son ses, sabaha kadar tepindiler ve ben rahat bir uyku uyuyamadığım için sabah geç uyandım işe de geç kaldım haliyle de merdivenleri telaşla çıktığım için güvenliğe günaydın diyemedim. peki bu durumda güvenlik ne düşünür? 1. "ya adam şirkette en üst kademedeki insanlardan biri, ben lise mezunuyum güvenlik olabilmişim, adam her gün bana selam mı verecek? beni küçük görmeye başladı ve bundan sonra günaydın demeyi bırak yüzüme bile bakmaz." 2. "abi adam telaşlı görünüyordu merdivenleri hızlıca çıktı. acaba bir sıkıntısı mı var?" iki düşünce de bu olaya karşı verilen yanıt diyelim. ikisi de bundan sonra bize günaydın diyen o kişiyle olan ilişkimizin geleceğini belirleyecek. beyin çoğu zaman en kötüsünü düşünmeye isteklidir diyoruz ya* hah işte bu bizim yaşadıklarımız, hayatımız, ilişkilerimiz ve bunlar sayesinde gelişen? kişiliğimizle oluyor. bunu değiştirmek gerçekten çok zor, istesek de zor, ki istemiyoruz da zaten. sadece şunu diyeceğim geriye çekilip olaya helikopterden bakıyormuş gibi bakanlar var ya işte onlar her zaman kazananlardır.
muslera'nın maaşını şehit ailelerine bağışlaması
-
başlığın uzun hali: "muslera'nın bu ayki maaşını şehit ailelerine bağışlaması" olacaktı.
çok karakterli, ekmek yediği yere ve değerlerine saygılı, umarım hep böyle olur.
hesaplamadan söyleyeyim bağışlayacağı tutar, 375 bin euro (2.5 milyon tl) olacak.
örnek davranış, helal olsun. kaynak