hesabın var mı? giriş yap

  • şimdi size mühendis bir arkadaşımın eski karısı ve yasalar tarafından nasıl acı sikildiğini anlatıcam hazır olun,

    bu arkadaşım odtü'den mezun ailesi varlıklı bir çocuk. benden 2 yıl önce evlendi. kerizciğim 2 de çocuk yaptı.

    evlenmeden önce ailesinin üstüne yaptığı 1 evi vardı birde arabası.

    evlendiği kız özel bir okulda öğretmen. evlenince hamile kaldı. kendi isteğiyle bir daha da çalışmadı. zaten kocası çok iyi kazanıyor.

    evlendiğinde ilk iş çocuğa arabayı yeniletti ikinci işte evi sattırıp yeni bir ev aldı.

    ikinci çocuğu da doğurdu. evlendikten 7 yıl sonra herife boşanma davası açtı.
    hakim ev ve araba evlilikten sonra alındığı için ortak mal saydı. bankadaki parayı da ortak saydı.

    herif ayda ortalama 8-10 bin arası alıyor. kız 5 kuruş kazanmadı.

    ama ev satıldı 550 bine kız 275 bin tl aldı.

    araba satıldı 60 bine kız 30 binde ordan aldı.

    bankada 50 bin varmış kız 25 de ordan aldı

    hakim kıza 2000 tl yoksulluk nafakası çocuklara da aylık 1800 tl iştirak nafakası bağladı. yani kız ayda 3800 tl alıyor. nakit cebine de 330 bin nakit koydu.

    kız şu an işe başlamıyor çalışsam 1500 anca alırım nasılsa hakim bana 2000 tl nafaka bağladı diyor.

    evlenin keriz erkek kardeşlerim siz hala. akıllanmadan evlenin olur mu? sizi gidi mallar sizi.

  • hazırlık sınıfı ingilizce dersinde aynen yaşanmıştır.
    sınıfta uğultulu bir ortam vardır. hoca, yanındakiyle konuşan ve dersten bihaber olan arkadaşı kızgın bir şekilde kaldırarak başlar sormaya

    + bla bla blaa... good idea or not ?

    - ..... ? ? ?

    + ( hoca daha bi' sinirle tekrar sorar parçayla ilgili sorusunu ) bla bla bla... ok or not ?

    - ...? ... ?

    + ( hoca dişlerini sıkarak ve tane tane ) okey ... or ... not ... ??

    - (ve arkadaş bir cevap vermesinin zorunluluğunu dibine kadar hissederek o tarihi cevabı verir ) or.

  • saat 3.00'da saati ileri alıyoruz, saat oluyor 4.00. burası tamam, da problem şu: saat 3.00'da utah- brooklyn maçı var arkadaş. ancak bu işlemi gerçekleştirdiğimizde 3.00 diye bir saat olmamış oluyor. e saat 2.00'da alabilirsiniz falan da denmiyor. dolayısıyla zamanın boşluğunda bir şeyleri yitirmemiz söz konusu, biri bi'şey söylesin lütfen?

  • "hamsi bu sıralar çok trend" diyen bir insan. mevsimi geldi filan diyoruz biz ona halk arasında allahım yarebbim.

  • üst edit : alın nebahat çehre'nin ağzından dinleyin inanmayan barzo severlere gelsin.

    https://youtu.be/ny3du2hkhji?t=1430

    daha önceden nebahat çehre'yi sürekli dövdüğü, kafasına bardak koyup ateş ettiği bilinen kadın düşmanı yılmaz güney'in nebahat çehre'yi ayrıldıklarında araba ile ezmesi olayıdır.

    olayı bizzat yakın arkadaşı abdurrahman keskiner şöyle anlatıyor.

    "çok az kişi bilir bunu. rahmetli yılmaz, nebahat ve ben... bir gün yine gece kulübünde kavga ettiler. nebahat kulübü sinirle terk etti. yılmaz'ın 'dur' demesine hiç aldırmadı. nebahat, elmadağ'da kaldıkları otele doğru koşarken yılmaz otomobiline bindi. sinirle direksiyona geçti. sonra gözümün önünde sevdiği kadını arabayla ezdi. nebahat havada uçtu, arabaya çarptı sonra da kaldırıma... 4 gün hastanede yattı."

    kadın düşmanı keko.

    edit : yukarıdaki olayın doğruluğunu sorgulayanlar olmuş . olayı anlatan abdurrahman keskiner . kendisi yılmaz güney'in o dönemki yapımcısı ve yediği içtiği bir olan arkadaşıdır.

    yılmaz için barzo demiş miydim. dur diyeyim barzo.

  • ingilizce konuşurken, değil "interneyyşınıl" demekten çekinmek, "enternasyonal" bile diyebilirim. ağzıma o sırada ne geldiyse. allahın italyanı "internatzionaaalleeee" filan gibi bişey deyince sevimli oluyo, ben türkçe sesleriyle ingilizce konuşunca hıyar mı oluyorum. benim tek amacım en yakındaki ucuz oteli bulmaktır, varsın bana yol tarif eden kişi içinden mükemmel ingilizce telaffuzuyla "hıyara bak hotele otel dedi" diye düşünsün. düşünmüyosa da ne ala, yeter ki gönüller hoş olsun, insanlar kardeş olsun, hayat bayram olsun...

  • -oo ıspanak bey, gidiyorsunuz demek.
    -napiyim be piç kurusu mesai bitmedi mi? kov lan beni.
    -kovmuyorum ulan.
    -tamam hadi iyi akşamlar.

  • hükümlülerin çalıştırılması esası üzerine kurulmuş, dıştan korumayla görevli personeli bulunmayan ve firara karşı koruma önlemleri olmayan ceza infaz kurumlarıdır. an itibariyle türkiye'de, kapalı cezaevi yanında bulunanlar haricinde 28 tane vardır. cezasının büyük bölümünü iyi hal ile geçirmiş hükümlüler cezalarının kalan kısmı için buralara nakledilir ve yavaş yavaş sosyal hayata ve çalışma hayatına ısınmaları sağlanır. açık cezaevlerinde ahşap, seramik, takı, dokuma, tarım gibi bir çok işler yapılır ve satış ciroları bir çok şirketten iyidir. örneğin adıyaman açık cezaevinin 2007 yılı cirosu 2,3 milyon ytl, net karı ise 750 bin ytl'dir. hükümlülere maaş verildiği gibi, ssk primleri de ödenmektedir. amerikan filmlerinde görüldüğü gibi zorla çalıştırma kesinlikle yoktur. (bkz: angarya yasağı)