hesabın var mı? giriş yap

  • çok yerinde açıklama. öldürüldü gibi gösterilen şehzadeler ise yurt dışına okumaya gönderildi. ama orada karıya kıza alkole verdiler kendilerini ve geri dönmediler.

    bugün pek çok avrupalı da aslında bu şehzadelerin torunu.

    ayrıca osmanlı'da hiç taht kavgası da yaşanmamıştır. şakacıktan onlar hep, gavur kafir ülkeleri yanıltmak için.

  • dunya kupasi tarihinde bir ulkenin futbol federasyonu baskaninin sahaya girip hakeme itiraz ettigi, takimi mactan cekeyazdigi ve bir gol kararinin geri donduruldugu ender (belki de tek) maclardan biridir. yani hepsinin birden oldugu tek mac ama, ayri ayri bilemeyecegim.

    olay sudur ki, kuveyt takimi 3-1 maglup iken fransa atak yapmaktadir. o sirada hem staddakiler, hem de televizyon basindakiler bir duduk sesi duyarlar. duyduklari duduk sesine izleyiciler (biri haric) sadece sasirmis, fakat kuveyt milli takimi sasirmakla yetinmeyip oynamayi birakmistir. fransiz futbolcu alain giresse ise engin konsantrasyonundan dolayi (muhtemelen) topu surmeye devam etmis, golunu cakmistir. kuveytliler az biraz uzulup topu santraya koymuslarken bir talimat sonucu sahayi terk etmeye baslarlar. talimat tribunden elini sallayan seyh fahid el-ahmet el-sabah'tan baskasi degildir. zaten bu isimde bir baskasi olamaz. seyh gazini birakmayip sahaya dalar, ve hakeme "tavsiye"lerde bulunur. sovyet hakem miroslav stupar ise bu tavsiyelerden etkilenir, ve hakem atisiyla oyunu giresse'in topu aldigi yerden baslatir. fransa kalan dakikalarda bir gol daha cakip "bu da mi gol degil" dansi yaparlarkene, kuveyt 4-1 yenilir ve sahayi basi onde terk eder.

  • 100 bin de verseniz gene dönmez bu adamlar.
    hukuk yok.
    güven yok.
    can güvenliğin yok.
    eğitim yok.
    sevgi yok.
    saygı yok.
    yoklar ülkesiyiz amk resmen neden gelsin adam.

  • komşumuzun kızının doğum gününde oğlumla konuşmaktayım:

    ben: oğlum ayşenur ablana hediye olarak ne alalım?
    oğlum heyecanla: senin gibi kocaman bir ayı alalım baba.

    noktalama işaretlerini icat edenlere bir kez daha saygı duydum.

  • dünyada ephemera olarak bilinir , koleksiyonu yapılabilir kağıt malzeme olarak ilk açıklaması yapılsa da kitap,pul,para, resim koleksiyonları bunun dışında tutulur ve başka isimlerle anılırlar. son zamanlarda kart-postal ,fotoğraf ve hisse senedi de kendi başlarına bir koleksiyon sınıfı ihtiva edebilecek olgunluğa ve büyüklüğe ulaştıklarından efemera dan ayrı olarak kendi isimleri ile koleksiyon sınıfları içinde yer alabilmektedir.
    efemera ise daha mütevazi daha marjinal kağıt ürünleri toplama hobisidir.bu asla satış değerlerinin düşük olduğu anlamına gelmez.zaten toplanıp koleksiyonu yapılan kağıtların satış değerlerinin olup olmaması hiç önemli değildir.önemli olan tek kriter kullanım ömrünü tamamlamış olmasıdır.düne,hatta geçen seansa ait bir sinema bileti,gazete,ambalaj kağıdı,sigara kutusu,her çeşit etiket,ilan,sayfa v.s. efemeranın tanımına girer.genelde 2 boyutludur.3 boyutlu ise kağıttan dahi olsa artık obje olarak adlandırılır.
    türkiye'de ilk efemera derneği istanbul'da 1996 yılında "ephemera derneği" adı altında kurulmuş ama uzun ömürlü olamayarak bir kaç yıl içinde kapanmıştır.
    efemera ile ilgilenenlere efemerist,efemera ile ilgili metaryale efemeral veya efemerik denir.
    son yıllarda özel müzayedeleri yapılmaktadır.

  • tarih itibariyle dün akşam tam yatıcam baktım the green mile var show tv'de bi takıldım 4.30 da bitti film. sabah 7 de kalktım maymun gibi. dedim yatayım biraz daha 8:30'a kurdum saati. 9:30 da kalktım. lan dedim bu telefon çalmadı mı acaba. bir baktım saati kurcam diye hesap makinasını açıp 830 yazmışım. kahkahalar içinde duşa girdim tabi.

  • adalet bakanı bekir bozdağ'ın kardeşi ünal bozdağ'ı, adelet bakanlığı yüksek müşavirliğine ataması olayıdır.

    "resmi gazete’de yayımlanan karara göre, “açık bulunan bakanlık yüksek müşavirliğine, personel genel müdür yardımcısı ünal bozdağ’ın atanması, 2802 sayılı hâkimler ve savcılar kanunu’nun değişik 37. maddesi gereğince uygun görülmüştür” denildi."

    (bkz: abiden kardeşe nesil bunlar)

    "açık bulunan bakanlık yüksek müşavirliğine" bakanlıkta böyle bir kadro varmış ve ne tesadüf ki bu kadroda hiç kimse çalışmıyor ve yine ne tesadüf ki bu kadroya en uygun kişi bekir bozdağ'ın kardeşi. tesadüf işte hep bunlar...

    serdar akınan'ın konu ile ilgili tespiti;

    "bakan olarak koltuğa oturtulan zat devlette liyakata bakamayacak kadar ekibinden korkuyorsa ne yapar? tam da bunu!"

  • vallahi bu ekşi yazarları büyük bir sanrıda yaşıyor.o başlığı açan troll arkadaş dışında kimse cem yılmaz'ı tenkit falan etmiyor o başlıkta herkes aksini yazıyor hatta.günlerdir bir tane delinin tekinin yazdığı şeyi bütün bir topluma mal edip kavga ediyorsunuz zamanınıza yazık.