ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
erkeğin kadından hoşlandığını belli etme yolları
-
ilkokul: saç çekmek, kafasına top atmak
ortaokul: hoşlanılan kızın eteğini kaldırmaya çalışmak, kız sinirlenince sırıtmak
lise: derin ve anlamlı olması hedeflenen, ama klasik kesiş hareketinden öteye gidemeyen bakışlar
üniversite: ders notu istemek, beraber ders çalışmayı teklif etmek
ofis ortamı: iş çıkışı yemek yemeyi ya da bi şeyler içmeyi teklif etmek(artık yol yordam öğrenilmiş)
emeklilik: beraber parkta yürümeyi teklif etmek
*
bir kadının kaliteli olduğunu gösteren detaylar
-
burada böyle döktürüyorsunuz, sarı saçlı mavi gözlüye gidiyorsunuz dedirten beyan.
çocukken hayal edilen meslek vs bugünkü meslek
-
çocukken yunus eğitmeni olmak isterdim, yunus parklarının bir işkence merkezi olduğunu öğrendiğimde, beden eğitimi öğretmeni olmaya karar verdim.
ama babam bu hedefin çok küçük olduğunu bildirdi. şimdi iktisat mezunuyum. işsizim.
ailenin komik kısa mesajları
-
annem beni bir bayram sabahı sms aracılığıyla halaya davet etmişti:
"halaya gel"
ama kendisi benim hala'ma gitmemi istiyormuş, elimde mendilimle salona doğru koştuktan sonra farkettim.
insanın zoruna giden şeyler
-
yaşlı bir insanın bana hizmet etmesi kadar zoruma giden bir şey yok.
yozgat'ta kaza yapan sebze kamyonunun yağmalanması
-
şimdi bu insanlar aç mı?
hayır.
sadece karakter yoksunu her biri.
bizim asıl handikapımız da bu maalesef.
ahmet haşim'in 1919 anadolusunu anlatan mektubu
-
osmanli'nin koylusunun durumunu anlatan mektup. sonra cumhuriyet bin bir zorluklarla ve kentlilerin verdikleri vergilerle anadolu'ya okul yapti, hastane yapti, baraj yapti, doktor yolladi, insanlari asiladi. boylece kilo alabildiler, temiz su icebildiler, dogumda olumler azaldi, cocuk olumleri azaldi, sayilari cogaldi ve cumhuriyetten nefret edip akp'yi sectiler.
doktor hasta diyalogları
-
- şikayetiniz nedir?
- ishalim doktor bey.
- bırakın teşhisi ben yapayım lütfen, siz şikayetinizi söyleyin sadece.
- günde 10 kere cayır cayır sıçıyorum.
- ishal olmuşsunuz.
türk insanının ikinci el alışverişi sevmemesi
-
başkaları tarafından yanlış anlaşılma “etraf ne der” korkusuyla sevilmeyen alışveriş yöntemidir.
batıda insanlar bunu rahatca yapar.kapalı garaj alanları olduğu gibi her mahallenin bir sokağı bir günlügüne o sokak sakinleri tarafından ikinci el pazarına dönüştürülür. burada satan da alan da karlıdır.bizde ise eski yeşilçam film sahneleri gibi sadece düşmüşler, ezikler, paraya çok ihtiyacı olan yoksullar ancak kendi eşyalarını satar yada o pazardan alır düşüncesi vardır.
yıllar önce bende bu tip etkinliklere katılarak evimdeki fazla işe yaramayan eşyaları satardım.böylece fazlalıklardan kurtulduğum gibi cebime para girerken alıcıda piyasada alacağı malı benden cok ucuza almanın rahatlığını yaşardı.
birgün işyerindeki türk arkadaşlara bana katılıp birlikte masa kiralayıp satmayı önerdiğimde reddetmişlerdi.nedeni“ filancanın karısı bitpazarına düşmüş, çok yoksul kalmış” dedikoduları ve “ben karıma bitpazarında satış yaptırtmam,akrabalar eşdost ne der” veya “ avrupalarda bitpazarına düşmüşler ”söylentilerinden çekinmeleriydi.
avrupada yaşayan bazı göçmenlerimizin buralarda temizlik işlerinde çalıştıkları halde türkiye’ye gidip eş, dost akrabaya bunu gizleyip memur yada ögretmenlik yaptıklarıni söylemelerini düşünürsek hiç şaşırtmayan tutumdur.
eskicide masa kiralayıp satış yapan bana gelince: fakirlikten sokaklara düşmedim, yoksulluktan cöpleri karıştırmadım sadece masa kiraladım. satışla fazla eşyalarımdan kurtuldum, eski longpay’lar eski dergiler cd’ler ve kitaplar satarak kar ettim. benimle birlikte satışyapan bir yığın isveçli ailelerle tanıştım.
bit pazarı da denilen ikinci elden satış yerleri aynı zamanda bir kültürdür. buradaki saticılar bu isi para icin yapmazlar. mağazadan cok pahallıya satılan bir malı burada cok ucuza alabilir aynı zamanda antika fuarları gibi çok değerli eskiye ait güzel şeyleri de bulma şansınız olur.
hatırlatalım ekşi sözlüğüde zamanında kapatmıştık
-
tweeti reis yazmış gibi geldi bana ama, neyse.