hesabın var mı? giriş yap

  • başlık yanıltmasın, bir kaç gün daha devam edecek. bu gece 10'da banttan tekrarı kuzeydoğu yönünde. ay ışığı olmadığı için zifiri karanlık bir yere gitmeye gerek yok, ortalama 1-2 dakikada bir tane görülebilir.

    benim en çok şaşırdığım iki nokta var:

    1) bu taneler ufacık, çoğu bir bezelye kadar bile değil, fakat yanıp biterken çıkardıkları enerjiyi (ki büyük kısmı ışık değil ısı olarak çıkıyor) biz taa nerelerden görebiliyoruz. 200 bin km\saat ile atmosfere girmenin güzel yanları bunlar

    2) bu bize her sene uğrayan perseid meteor yağmuru, ve türdeşleri gibi güneşin yakınından geçerken ısıdan parçalanan bir kuyrukluyıldızın eteğinde sürüklenen parçalardan oluşuyor. yörüngesi dünyanın aksine çok eliptik olduğundan 133 senede bir güneşin yakınından geçiyor ve bugünlerde düşen parçaların hepsi son geçişinde kopanlar değil, bazıları mesela 1726'daki geçişten kalan ama bu zamana kadar atmosferi sıyırıp ucuz kurtarmış parçalar.

    belki bu geceki bir yıldız kaymasında izleyeceğimiz kum tanesi, onbinlerce sene parçası olduğu o kuyrukluyıldızdan koparken, ibrahim müteferrika da ilk matbaa için padişah üçüncü ahmet'ten izin koparmanın sevincini yaşıyordu.

  • facebook'ta "bugun 30bin buyukbas hayvan katledilmis" diye durum girdim. eski sevgilim "hala yasiyor olmana sevindim" yazmis altina.

    vay arkadas.

  • cehaletin alamet-i farikası, cahilin yüzündeki arsız tebessüm. bunu farkettiğimden beri, şaşmaz bir kesinlikle tanıdım cahili büyük kalabalıkların arasında bile.

    uzak durmaya çalışsam da, bazen aynı masayı paylaşmak zorunda kaldığım da oldu; çok iyi bildiğini sandığı konuda getirilen eleştiriye, o arsız tebessümle papağan gibi ezberlediği cevapları vererek zafer kazanmış havasına girdiğini gördüm.

    bu bir savunma refleksi. düşman olduğu, daha iyi semtlerde yaşayan, daha eğitimli ve daha fazla para kazanan kişiler. teşhisi doğru yapıyoruz, ama nedenlerini ıskalıyoruz. bu insan profilinden nefret ediyor olması, en temelinde, onlar gibi olmayı düşleyip de olamaması. hiçbir zaman özendiği bu insanlar gibi olamayacağını bilmesi.

    sahip olamadığı arabayı çizen barbarın davranışı ile kendisini beğenmeyen kadının yüzüne kezzap atmak veya öldürmek benzer. hiç kuramayacağı cümleleri kurana duyduğu öfke de, aynı ateşten besleniyor. o yüzden, cahilin en büyük düşmanı cehaleti ve yoksulluğu değil, ulaşamadıkları.

  • hafif gövdeli, orta gövdeli ve yüksek (tam) gövdeli olarak ayrılan gövde, şarabın önemli bir karakteristiğidir ve, aslında tat veya asidite gibi kolay fark edilemeyecek bir öğedir. fakat, bir şarabın gövdesinin belirlenmesi, onun hangi yemeklere eşlik edebileceğine karar vermede yardımcı olabilir.

    şaraplar aslında farklı farklı fiziksel ağırlıklara sahip değillerdir, yani birbirlerinden kalın ya da ince değillerdir, bu nedenle gövde olarak tasvir edilen "dolgunluk" subjektif bir izlenime yakındır. çünkü, şarabın ağızda bırakmış olduğu dolgunluk, onun tadı, hacimi ya da vizkozitesi/kıvamlılığı tarafından ortaya çıkarılmasından ziyade, daha çok alkol içeriği, ekstreler, gliserol, ve asidite parametreleri ile ilgilidir. gövde, kalite belirlemekten ziyade, şarabın "ağırlığını" tanımlamak, bıraktığı dokuyu, bir şarabın nasıl hissettirdiğini anlamak ile ilgilidir damakta.

    hafif gövdeli şaraplar genellikle daha ince ve suyumsu bir yapıdadırlar, yüksek gövdeli şaraplar ise aksine daha kalın, ağır ve sütümsü bir kıvamda tarif edilirler. orta gövdeli şaraplar da ikisinin arasında bir yere sahiptir. genellikle şu şekilde bir benzetme ile karşılaşılabilir,

    hafif gövdeli - su
    orta gövdeli- süt
    yüksek gövdeli - krema

    şarabın gövdesi bir takım objektif faktörlere -tanen, asidite, alkol- bağımlıdır. bu nedenle, gövdeleri ayrıştırmayı öğrenmenin en iyi yolu belirli şarapları, belirli türleri tadarak, hissettirdiklerini kıyaslama yoludur. yine de,

    hafif gövdeli olarak:

    - pinot grigio
    - pinot gris
    - pinot noir

    orta gövdeli olarak:

    - chianti
    - merlot
    - sauvignon blanc

    yüksek gövdeli olarak:

    - cabernet sauvignon
    - shiraz
    - zinfandel

    şarapları sayılabilir.

  • change.org'da başlatılan kampanya. itü'ye yapılmak istenen camiye ilişkin rektör bey talep meselesi demiş. yeteri kadar talep geldiği takdirde sinagog dahi açarız.

    --- spoiler ---

    itü24: peki bu stratejik planın içinde kampüse cami yapılması gibi bir plan var mı?

    m.karaca: var tabi. her türlü plan var. sadece cami de değil; isterlerse sinagog da açarız. yeter ki talep gelsin.

    --- spoiler ---

    mezun bir itü'lü olarak ben kampüste barok tarzında inşa edilmiş bir tapınak görmekten memnuniyet duyarım. zira bu şartlarda dini vecibeleri yerine getirmek zor oluyor.

  • bugün metrobüste gelirken kendisini düşündüğüm sözlük.

    bazen çok eski bir entry'm oylanmış oluyor, "o tarihte nerede ve kiminleydim" diye düşünmeye başlıyorum. o entry'yi yazarken neler düşündüğümü hatırlamaya çalışıyorum.

    sekiz buçuk yıldır buradayım.
    o zaman lisans öğrencisiydim. sözlük'ün yazar aldığını tam da bir sınava girmek üzereyken ablam mesajla haber vermişti, ben de "beni de kaydet, nikim şu olsun" diye cevap yazmıştım.
    şimdi, 4.5 yıllık bir avukat ve taze bir doktora öğrencisiyim.

    o zamanlar okuldan bir sevgilim vardı. sonra 3 tane daha oldu. bu dört sevgiliden başka, bir tane sevgili olduğu sanılan ama aslında olmayan adam, bir tane de tam sevgili olacakken son anda vazgeçen gerizekalı oldu. (düzensiz ilişkileri saymıyoruz.)
    şu anda ise, yine sözlük'te yazar olan ama buradan tanışmadığım bir sevgilim var. şubatta bir yıl olacak.

    o zamanlar balmumcu'da oturuyordum, sonra dört ev daha değiştirdim, şu an istanbul'daki 6. evimdeyim.
    şu andaki en yakın arkadaşlarımın, o zamanlar varlığından haberdar bile değildim.
    siyasi görüşüm de çok değişti. daha doğrusu, o zamanlar siyasi görüş sandığım şeyin aslında "elitizm" olduğunu sonradan fark ettim.

    o zamanlar "yirmi yaşında yaşlanmak" başlığında yazdığım şeylerin, aslında ne kadar arabesk olduğunu demek ki önceden fark etmişim ki entry'yi silmişim. fakat "dünyadan bihaber" de olduğunu 28 yaşında fark ettim.

    sözlük, artık gerçekten eskisi kadar keyifli bir yer değil. fakat benim kişisel tarihim.
    sırf geçmişine kıyamadığın için vazgeçemediğin bir sevgili gibi.

  • ismet berkan bey yakın aile dostumuz. kendisine whatsapp'tan sordum. "ne diyorsun ismet, enteresan bir haber değil mi?" dedim. "görüntüleri izledim, çok vahim" dedi. "ya ismet bi yürü git allahını seversen" dedim. "ben de ekmeğimin peşindeyim abi :(" dedi. "seneye bir özür patlatırım olur biter :p" diye de ekledi. "kel kafandan sen suçlusun ismet" dedim. daha mavi tık çıkmadı, du bakalım.

  • çorapları pantolonun üstüne geçirip,elleri çaprazlama koltuk altına koyup,peteğin üstüne oturmak.

    bu yöntem yaz mevsiminde ise kenelerden korur bilesiniz.

  • tartışmak için yanlış mecra. buradaki tüm erkeklerin boyu 1.90 dan, çükü 20 santimden uzun.