hesabın var mı? giriş yap

  • geçen sene yeni yıl projeleri ile uğraşırken şirketin 450,000 satırdan ibaret bir yıllık muhasebe kayıtlarını tek bir hamlede sildim.
    ne yapalım ne edelim derken günlük yedekten bilgileri geri almaya karar verdim; bu sefer de bilgileri 2000 yılı kayıtlarının üzerine alıp onları da temizledim. birileri durdurmasaydı 1995'e kadar tüm kayıtları silip şirketi de ateşe verecektim; olmadı.

  • o hızda neden mi ölmüş? bariyerler beton da ondan. çok yüksek g kuvveti, esneme sıfır.

    - bariyerler uygun materyaller ile üretilmeli
    - plastik çubuk direkler ile gişe hat 50 metre öteden başlamalı
    - ogs/hgs ayrımı kaldırılmalı
    - en temizi, uzun vadeli olanı gişeler tamamen kaldırılmalı, gişesiz yönteme geçilmeli

  • öncelikle pahalı bir mekan olmadığını belirteyim. ofisimin hemen yanında olduğu için zaten sürekli gittiğim bir starbucks'tı, yenilenmiş halinde fiyatlarda bir fark yok. ancak çok sınırlı sayıda gelen kahve türleri ve alternatif 3 tane daha demleme yöntemi mevcut.

    sınırlı sayıda üretilen bu kahvelerden ortalama 500 bardak bulunuyor. mesela bugün vakumlu kapta demlenen
    clover columbia tolima aldım. grande boyunun fiyatı 8 lira. bu özel kahveleri farklı bir barista hazırlıyor ve barda size kahveyle ve demleme yöntemiyle ilgili bilgi veriyor.

    diğer starbuckslardan farkları:
    - elemanların eli yüzü düzgün, hepsi aynı boyda ve kıyafetleri diğerlerinden farklı
    - bardakların etrafındaki sleeve siyah renk
    - ortam çok daha iyi aydınlatılmış, masalar, koltuklar çok daha kaliteli
    - ilave kahve türleri ve demleme yöntemleri
    - market kısmında alabileceğiniz buraya özel bardaklar, kupalar

  • 2016 mayıs - meclis tutanaklarından:

    mithat sancar (mardin) – oscar wilde’ın bir sözünü aktarmak istiyorum sizlere.

    zeyid aslan (tokat) – kim?

    mithat sancar – oscar wilde.

    zeyid aslan – o kim ya? (gürültüler)

    mithat sancar – araştırın, ne yapayım?

    başkan – bunu düşünelim.

    ahmet sami ceylan (çorum) – necip fazıl’dan biraz örnek verir misin? bu medeniyetin değerleri de var. buradan örnek ver.

    başkan – arkadaşlar, mithat bey’i bekleyelim, sözünü bitirsin, ondan sonra.

    halis dalkılıç – senin bu medeniyete bu kadar yabancılaşman bizim zorumuza gidiyor.

    mithat sancar – bir dinleyin. tam da bunu söylüyor. dinleyin, değerlendirme sizindir. oscar wilde millîdir, millî değildir, onu da tartışın ama şu sözü, lütfen, bu sizin değerlendirmelerinize karşı iki dakika düşün, sonra da bağırın çağırın.

    “kaba güce karşı koyabilirim ama kaba bir mantığa katlanamam. kaba bir mantık yürütmede adil olmayan bir şeyler vardır. kaba mantık, zekâya da bel altı vurmaktır.”

    başkan – konu üzerinde konuşalım.

    mithat sancar – esasen konu üzerinde konuşuyoruz.

    adnan günnar (trabzon) – sayın başkan şimdi oscar ödüllerinden bahsetmenin sırası mı?

    ayşe acar başaran (batman) – “oscar wilde” dedi ya!
    burcu çelik özkan (muş) – oscar wilde,wilde.o, ödül falan değil yani “oscar wilde” diye bir adam."

    (bkz: anayasa komisyonundaki oscar wilde tartışması)

  • olmayan farktır.

    şöyle ki söz konusu sözcüklerin kökü "art-" fiilidir. türkçede eskiden beri kullanılan faktitif (ettirgenlik / oldurganlık) ekleri ise şunlardır : "-r , -t , -dır"

    türkçe gerek çok uzun zaman öncelere uzanan tarihi gerekse yayıldığı geniş coğrafya ile ses (fonem) ve yapı (morfem) bakımından epeyce çeşitlilik gösteren bir dildir.

    aynı anlama gelen iki sözcüğün ortaya çıkmasını bu şekilde açıklamak gerekir. geçmiş dönemlerde türkçenin yayıldığı geniş coğrafyadaki bazı boylar faktitif eki olarak "-r" yi tercih etmişken diğer bazı boylar ise "-dır" ekini tercih etmiştir. bunun sonucunda "artır-" ve "arttır-" türemiş fiilleri ortaya çıkmıştır.

    iki fiil de aynı anlama gelir ve kullanımında bir hata yoktur. ilginç olan kısım ise türkiye türkçesi içerisinde bu iki fiilin bir arada bulunması, içlerinden birinin kullanımdan düşmemiş olmasıdır.

    not: türkçe hakkında yorum yapmadan önce türkçenin tarihi ve yayıldığı geniş coğrafya hakkında ve dahası tarihi türk şiveleri hakkında biraz bilgi sahibi olmak gerekiyor, diye düşünüyorum. hele ki türkçenin yalnızca 20. yüzyılda ortaya çıkan türkiye türkçesinden ibaret olduğunu düşünüyorsanız bu konulara hiç girmeyin. naçizane tavsiyemdir.

  • patronu acun’un tertip ettiği engizisyon mahkemesi yargıçlarından biri! bütün kibir ve ahmaklığıyla gariban bir çocuğu binlerce insanın önünde küçük düşürme pahasına, bu pespaye tiyatroyu oynamakta beis görmemiştir.

    edit: tekrar edeyim: bir suçu varsa rahatsız olan şikayetçi olur. o da yasalar önünde kendini savunur, cezasını çeker! size mi düşüyor yargılamak! sizi ne ilgilendiriyor bir insanın yemek yapma becerisi dışındaki görüşleri, hayat tarzı, ideolojisi. siz kimsiniz arkadaş! yarın acun çıkın takla atın dese, takla mı atacaksınız reyting için! bu kadar mı aç ve çaresizsiniz! çoluk çocuğunuz var! ayıptır günahtır.

  • lost'u altyazısız izleyen türk gençliğinin kendini kanıtlamak için uzun zamandır beklediği fırsattır.

  • -alooo
    -sey,meraba.
    -kimi aramıstınız?
    -ya sizi aramıstım aslen,
    -kimsiniz siz?
    -ben sizinle tanısmak istiyorum numaramın tam tersine sahipsiniz de.
    -elimin tersiyle de tanısmak ister misin?