ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yokluğunda çok kitap okudum
-
bana bir yiğit özgür karikatürünü hatırlatan şarkı sözü:
- yokluğunda çok kitap okudum esra.
- ne okudun mustafa?
- insanın okumak için bol bol vakti oluyor..
- neler oludun mesela?
- uzun uzun düşündüm ikimiz hakkında..
- mal mal denizi seyrettin değil mi?
- aşka yürek gerek esra..
neden para basıp borç ödemiyoruz
-
madem para basabiliyordun niye borç aldın yarraam şeklinde çürütülebilecek diş.
anksiyete bozukluğu
-
boşlukta kalındığı dönemlerde iyiden iyiye hayatı mahvetmeye başlayan hastalık. şöyle ki; düşünecek, kaygılanacak onca şey varken kişi sanki cımbızla çekercesine en önemsiz sorunları bulup üzerine gitmeye başlıyor. bu önemsiz sorunlar öylesine büyüyor, öylesine can sıkmaya başlıyor ki sonunda kişi hayatı için gerçekten önemli olayları takmamaya başlıyor.
avrupalı çocuk ve türk çocuğu arasındaki farklar
-
birebir şahit olduğum iki olay ile biraz olsun anlaşılabilecek durum;
mekan : barcelona'da bir cadde.
bir adam 6-7 yaşlarındaki 4-5 çocuğu gezdiriyor. çocuklar yorulmuş olmalı ki el ele tutunmuşlar ve taksiye binmek içim kampanya yapıyorlar:
taksi porfavor!
taksi porfavor!
diye küçük küçük bağırıyorlar.
adam onları yürütmekten vazgeçip taksi tuttu mu bilmiyorum ama bu kadar sevimli bir şekilde ihtiyaçlarını dile getiren çocuklara karşı geldiğini sanmıyorum.
şimdide ikinci olay.
yer : istanbul, ikea.
5 yaşında falan bir çocuk, ter içinde kalmış, yürümekten yorulmuş, babasının önünü kesip bacaklarına sarılıp kendisini kucağa aldırmak istiyor. babanın eli kolu dolu, kucakta yer yok. bunun üzerine çocuk çığlık atarak ağlamaya başlıyor. baba çocuğu sakinleştirmeye çalışıyor ama çocuk ancak kucağa alınırsa susacak. sonunda baba dayanamayıp elindekileri bırakıp çocuğa tokatı çakıyor. çocuk daha da bağırmaya başlıyor. ama baba rahatlamış gözüküyor.
"şimdi ağla" deyip yoluna devam ediyor. yani "ağlamaya değer bir şeyin olsun" der gibi.
bu kadar.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
(vasat geçen bir mülakatın orta yerinde)
+ buradan sonra biraz ingilizce devam edelim isterseniz...
- hell yeah!
engincan ural'ın pantolon ve ayakkabı kombini
it must be heaven
-
“ filistin mutlaka bir gün var olacak ama bunu ne sen ne ben göremeyeceğiz “
son zamanlarda izlediğim en etkileyici ve vermek istediği mesajı muhteşem bir şekilde veren en zeki film. film gerçekten zekice hatta ben yarısına kadar anlamamışım filmi anladığım noktada dönüp başa aldım sindire sindire izledim. başrolde yönetmen kendisi oynuyor. sanırım verilecek tepkileri yapılacak mimikleri kendisi hissettiği gibi birisinin vereceğini düşünmemiş. belki de filmin genelinde olan metafor kendisini başrolde oynatmasında da vardır. müzikleri muhteşem manzaralar muhteşem. eğer sanat filmi seviyorsanız kesinlikle bayılacaksınız...
cumartesi gecesi evde oturan ezik ve yalnız insan
-
ben de eziğim ama cumartesi gecesi evde oturduğum için değil. genel olarak eziğim ben.
kimse bir günde ezik olmaz yani. ciddi bir süreçtir eziklik.
50 karakter az değil bence adam olana yeter de art
-
"50 karakter az değil bence adam olana yeter de" sanatı.
pokemon go
-
öncelikle:
(bkz: bekledik bunu çok bekledik) !!
beni müthiş heyecanlandıran oyun. inşallah beklentileri boşa çıkarmaz. cepten 3 defa bitirdiğim gameboy versiyonu sarmıyor artık.
şimdi koca adam olup iş güç sahibi olduysak da o kendini pikachu sanıp damdan atlayan velet yüzünden tam da charizard'ın laf dinlediği bölümde yayından kaldırıldığı için hevesimiz kursağımızda kalmıştı. unutursak kalbimiz kurusun!
15 ekim 2022 sözcü gazetesi manşetleri
-
güzel trolleme olmuş. hadi madem yalan haber yasak o zaman buna ceza kesilsin ahah
insan ilişkilerinde sık yapılan hatalar
-
hesap kitap yapmadan içinizden geldiği gibi davranmak. taktik insanı değilseniz ve gerçek düşüncelerinizi karşınızdakine söylemekten çekinmiyorsanız yahut başka türlü olmuyorsa başarısız olma ihtimaliniz çok yüksek.
sabri sarıoğlu
-
-son okuduğunuz kitap?
-dostoyevski'den şut ve feza.