hesabın var mı? giriş yap

  • dikkat çeken takımlara bakacak olursak:

    golden state warriors: green curry thompson durant 4'lüsünü korudular. zaten şampiyonluk için bu fazlasıyla yeterliyken, sanki üç sayıda sıkıntı yaşıyorlarmış gibi bir de nick young'ı kadroya kattılar. söylenecek fazla bir şey yok, yine şampiyonluğun en büyük adayı.

    cleveland cavaliers: warriors'ı yakalamak adına bazı hamleler yaptılar, ama başarılı olamayacaklar. kyrie irving sanıldığından çok daha iyi bir oyuncu, ve gitmekte de sonuna kadar haklıydı. karşılığında gelen isaiah thomas 2018'e kadar yok.

    bu ne demek şöyle açıklayayım. geçen sene final oynayan, iyi bir uyum yakalamış (en azından öyle görünüyordu) bir takımsınız. kilit üçlünüzden bir oyuncu lider olmak istediğinden dolayı takımdan ayrılıyor. yerini geçen sezonun en skorer 3. oyuncusu ile dolduruyorsunuz ve kendisi sakat. devamında ve öncesinde yaptığınız diğer hamlelerle de takımın kimyasını alt üst ediyorsunuz. bakın bu nokta sandığınızdan daha önemli. sezon ortasında bir takımın o kimyayı sağlama ihtimali çok çok düşük. sırf bu nedenle takımın doğu birincisi bile olacağına inanmıyorum.

    şunu da ekleyeyim, wade ve rose'a inanmayın gençler. crowder'ın onda biri kadar katkı veremeyebilirler. artık bu oyunun bir parçası değiller.

    boston celtics: kyrie irving yıllar sonra bir takımın lideri pozisyonuna geçiyor. iki yıldız gordon hayward ve al horford, bir de yanında genç yetenekler jaylen brown ve jayson tatum ile iddaalı bir kadro kurdular, ve sağlık sorunları yok. bu iskeleti kurmak adına bazı önemli yan parçaları kaybetmiş olabilirler, (avery bradley ve jae crowder) ama başarılı olacaklardır. bana göre doğu birinciliğinin en büyük adayı. ha, playofflarda doğu şampiyonu olurlar mı, şu an için kestirmek güç, çünkü lebron faktörü her zaman var.

    philadelphia 76ers: draft'ten sonra heyecanımız tavan yaptı. markelle fultz, joel embiid ve ben simmons. 3 süperstar adayı. ama geçen haftalarda yapılan bir açıklama hevesimizi biraz da olsa kursağımızda bıraktı. embiid hala hazır değil. bu sene o sene değil tabii ki, ama yine de umut vaadediyorlar, ve izlemesi çok keyifli bir takım olacaklar.

    houston rockets: keşke carmelo anthony'i alabilselerdi. alsalar batıdaki warriors hegemonyasının en büyük tehdidi olabilirdi. ama şu an için pek de mümkün görünmüyor. öte yandan chris paul ve james harden ile yılın en iyi pozisyonlarını yaratacaklar. izlemesi çok keyifli olacak takımlardan bir diğeri.

    oklahoma city thunder: russell westbrook, carmelo anthony ve paul george. kağıt üstünde kusursuz görünebilir, ama aslında öyle değil. evet, westbrook geçen sezon triple-double ortalamasıyla oynadı, ama bunu yaparken takımın hiçbir iddaası yoktu, ve de takım arkadaşları 4-5 seviye altındaydı. westbrook mükemmel bir basketbolcu, ama bir takım oyuncusu değil, ve takım olmadan şampiyon olamazsınız. ha, umarım westbrook beni yanıltır, 2016 playofflarındaki westbrook'a geri döner ve yanındaki 2 süperstarla topu paylaşır da küçük de olsa bir şampiyonluk şansları olur.

    devam edecek...

  • o paraya araba alınmıyor o kadar karamsar olma asgari ücret alsan kendini sıkmadan 2 yılda kapatırsın.

  • dövüşlere "arkadaşım bir saniye bakar mısın?" diyerek başlamasını bekliyorum.

  • lacan tarafından ortaya atılan, 6-8 aylık bebeklerin 18-20. aylık olana dek gördükleri her nesnenin (oyuncak, annesi, aynadaki yansıması vs) kendi vücudunun bir parçası olarak gördüğünü savunan psikanalitik teori.

    şimdi, buraya kadar bir sıkıntı yok, asıl mesele bu kopuş-kırılma anından, bebeğin kendisini evrenden ve diğer nesnelerden farklı olduğunu anlamasından ya da buna zorlanmasından sonra başlar.

    bebek evrenden kopmuş ve artık hayatının sonuna dek bu ayrılığın acısını çekecek ve yaptığı tüm eylemler, aslında farkında olmadan bu eksikliği tamamlama çabası olacaktır. bu evre,symbolic order olarak adlandırılır.

    lacan'a göre bu kırılmayı-kopmayı sağlayan başlıca etken dildir, çünkü her şey kullandığımız dil ile isimlendirilmiş ve birbirinden ayrılmıştır. dili de kendisi icad eden insanoğlu, aslında bir nevi kendisini sınırlara hapsetmiştir. çünkü evreni kendisinin bir bütünü olarak gördüğü zamanlarda (mirror stage), nesneler için bir isme gerek yoktu. ama şimdi her şey farklı ve her şey kullanılan dil ve konulan ayrı bir isim ile sınırlandırılmış, dayatılmış.

    teoriye göre, edebiyat, resim, müzik vs hep bu boşluğu doldurma, gerçeği yakalama arzusunun dışa; kitap, şiir, resim vs olarak vurmasıdır. (bkz: imaginary order).

    lacan'a göre, gerçeklik kendi ellerimiz ile yaptığımız sistemin, ideolojilerin çok ötesindedir. bazı insanlar, bazı anlarda bunun farkına varır ve bu da trauma of real(gerçeklik şoku) şeklinde adlandırılır.

  • look sir!

    i have couple of words to tell you. you are a big man, with money and everything. thousands work for you. would it make you look cool to play with their future, leaving all those innocent kids without shelter and food? but why wouldn't it? wasn't that you who never pitied his own daughter, avoiding a handful of happiness?

    can't you see sir? these kids love each other. but i'm talking in vain, trying to teach how to love to someone who doesn't know what it is. huh!, you, the big boss, billionaire, factory owner mr saim !

    do you think you are great? no you aren't, but i am. i! master yaşar!
    you're nothing compared to me, get it? nothing! you have no value to me. yet, for sure you won't be able to do any harm, neither to my daughter in law, nor my son!. nor you can destroy, scatter and defeat us. because we're not bound to one other with money but with love. we love one another. we are a family, a beautiful family. do you think you are strong enough to knock this down?

    don't touch my family anymore! don't touch my children, my son and my daughter in law. if you are to harm them; i, the man who hasn't even hurt an ant in his entire life , master yaşar, would pull the trigger and shoot you down, without thinking a second.

    got it? i'd shoot you down and never look back at you!

  • kesinlikle kınıyorum. konuşmacıları tehdit etmek, sesini kesmek gibi topluma örnek olacak eylemler yerine su içmesi büyük ayıp gerçekten.

    edit: imla

  • serviste iyileşmeyen yara nedeniyle takip ettiğimiz ve genel durumu birden kötüleşen bir hasta için istemediğimiz konsültasyon neredeyse yapmadağımız tetkik kalmamıştı ama tanı koyup tedavi düzenleyemiyorduk bir türlü. dahiliyede cemil hoca vardır hastayı bir de ona danışsana demişti çapa mezunu asistan arkadaşlardan biri. odasına gidip hastayı cemil hocaya anlatmala, abartısız 5 dk içersinde hastanın tanısı ve tedavi önerisi ile servisin yolunu tuttum. çok dramatik bir biçimde hastanın hayatı kurtulmuştu. kendisini böyle tanıdım ve ortamlarda dr. house muhabbetleri yapıldığında, o da bir şey mi bizim çapada bir cemil hoca var diye böbürlenerek defalarca anlatmışımdır bu hikayeyi. toprağı bol olsun. gerçekten çok üzücü.

  • devlet çocukların belli saattlerde bir yerde olmasını zorunlu hale getiriyorsa (bkz: zorunlu eğitim) onların ihtiyaçlarını da karşılamalıdır. her devlet okulunda yemekhane olmalı çocuklar düzgün diyetlerle beslenmelidir.

  • (bkz: ağlama melis)

    ne kadar kötüsünüz yaw, yok bellini'nin değilmiş yok bilmemneymiş utanmasanız o resmi dedem yaptı çakmadır cehape zihniyetini kazıklamışlardır diyeceksiniz.

    eğer ki o resmi imamoğlu değil uzun adam alsaydı şimdi ne methiyeler düzüyordunuz; hatta resim bellini'nin ama yaparken da vinci ile michelangelo yardım etti o kadar değerli bu kadar değerli diye methiyeler döşüyor olurdunuz.

    allah kimseyi onursuzlukla sınamasın.

  • bir yandan kapitalist sistemin insanı 5 gün çalışmaya zorlaması bir yandan da çalışanların haftalık 3 gün tatil arzularının mükemmel bir potada eritilmesi ile ortaya çıkardığım yeni takvim. buna göre haftalık 7 gün olan sistem bir gün daha eklenilerek 8 güne çıkartılıyor. 8. günün adını tuğçe koydum. bu beta isim. sistemi hayata recep tayyip erdoğan geçirirse bu güne recep tayyip erdoğan da diyebilirsiniz. angela merkel de..

    2013 yılının örnek takvimini de hazırladım:

    http://i.imgur.com/uboqz.jpg

    sonuçta haftalık sistem dediğimiz şey öyle bir günün 24 saat olması, bir saatin 60 dk. olması gibi doğanın zorlamasından kaynaklanmıyor. bildiğin insan kurgusu bir şey haftanın 7 gün olması, epik hikayelere dayanıyor ve dolayısıyla değiştirilebilir.

    bune engel olabilecek teknik bir neden de yok. birleşmiş milletler'de yarım saatlik bir oturumla kabul edilebilecek bir şey. en azından 2014'te deneyelim. küresel çapta verim, mutluluk, refah, gelir artmazsa, 2015'te sene boyu haftada 6 gün çalışalım.

    ..ki eminim ben, kendisine zaman ayırabilen bir insandan fışkıracak mutluluğun ve yaratıcılığın dünyayı komple güzel bir yer yapacağına..

    şunu da bi dinleyin (entry'nin soundtrack'i babında)

    https://www.youtube.com/watch?v=n7wqtzonvay