hesabın var mı? giriş yap

  • son yirmi yıldır akp seçmeni olan vatandaştır.

    bir kilogram demir mi daha ağır bir kilogram pamuk mu daha ağır desen demir der.

    çok üzgünüm.

  • tamamen hurdacı, tamirci, motorcu çöplüğüne dönmüş bulunan discovery'nin through the wormhole ve bear grylls programları dışında national geographic karşısında fena ezildiği karşılaştırma. elbette korkusuz balıkçılar, akvaryum dünyası, cesar millan gibi gerzek programlar nat geo'da da var ama başta astronomi olmak üzere bilim ve vahşi yaşam belgeselleri discovery grubundakilerden çok daha kaliteli ve sürekli yenileri geliyor. discovery science sürekli eski belgeselleri yayınlıyor hatta.

    not: bu entry'yi yazarken fark ettim ki, ben reality show'lardan tiksiniyorum ve discovery fena halde reality show bataklığına gömüldüğü için kendisinden soğumuşum.

  • çocukluğumdan kalan iç burkan bir detay. sabah kahvaltı yaparken görüldüğünde dün akşam yemeğinde pilav yediğimizi hatırlatır.

    bazen hayatı sofra bezinde kuruyup kalan pirinç tanesi modunda yaşarız. sevdiklerimiz gitmiş, hayattan beklentilerimiz azalmış, hoşlandığımız kıza mesaj yazmışız, görmüş ama cevap vermemiş.

    atom fiziğine de profesörlüğe de lanet olsun.

  • 14-15 sene önceki mevzu. içinde ölüm var ama trajikomik artık bu saatten sonra.

    anadolu'da belediyede çalışan yaşını başını almış iki arkadaş, bir daha mı geleceğiz dünyaya diyerek yıllardır umreye gidiyoruz diye atlarlar uçağa tayland'a giderler. aileler her seferinde bunları umrede sanarlar. şimdiki gibi görüntülü konuşma yok ya, eskilerden kalan müthiş bir taktik.

    bunlar bulundukları toprakların vazifelerini yerine getirecekler tabi, ilaç da almışlar, alkol de var, ateşle barut yan yana durmaz, final kaçınılmaz olur o turda, ikiliden biri kalp krizi geçirip ölür. şimdi kendinizi diğerinin yerine koyun. muhtemelen keşke ben ölseydim diyeceksiniz. adam ne yapacağını bilmez gavur ellerinde, yanında arkadaşının cenazesi var, herkes bunları dualarla kutsal topraklara gönderdiklerini sanıyor ama tayland'da ölüyorsun. adam rahmetlinin ailesine durumu nasıl anlatacağını bilmez, hangi derdine yansın.

    rahmetlinin oğlunu arar, baba öldü biz tayland'dayız der. şimdi burada da empati yapılması zor. baba kutsal topraklara diye gitmiş ama ölüsü nerde çıkıyor. oğlana "atla gel çabuk, cenazeyi bana vermiyorlar" der. adamın cenazesini almaya gidecek oğlan ama pasaport -vize derken tayland'a gitmesi öyle hemen kolay olmaz. 10 gün süre verirler cenazeyi almaları için oğlan geç kalır, cenazeyi alacağım derken rahmetlini küllerini verirler. oğul şoklar içinde, harbiden yakmışlardır adamı. külleri kavanoza koyup verirler oğluna.

    uluslararası krizin bir de türkiye ayağı vardır. rahmetlinin şehit olduğunu sanan aileye gerçek söylenmez, ne diyeceksiniz. imama para verirler biraz, çaktırma cenaze bu der oğul ve diğer yol arkadaşı. adamın kavanozu acele gömerler, cenaze törenini kimse görmez bunlardan başka.

    hadi çapkınlık yaparsın da uluslararası düzeyde yapmak sıkıntı olur. ölürsün ölünü vermezler, arabistan illerindeyim dersin tai kızlarının koynunda çıkarsın.

    ailesi hâlâ kutsal topraklarda öldü diye aşırı saygı gösterir adama. siz de okudunuz buraya kadar, bir fatiha gönderin rahmetliye. kimsenin ihtiyacı yoksa bu abimizin var. rip.

  • suyu siseden degil plastik bir torbamsi seyden icmis nesildir. pipeti vardi bu plastik seyin. oyle icilirdi su.

  • yepyeni bir dil, çok farklı bir ifade tarzı.

    twitter, facebook, ekşi sözlük, friendfeed... gibi ortamlarda yazarken kullanılan dil. kullanılan platformun teknik özelliklerinden kaynaklanan sınırlar var bir yanda. misal twitter'daki 140 karakter, friendfeed'deki 350 karakter sınırı gibi. öte yandan özel hayatı ifşa etmenin de herkes için farklı sınırları var.

    sanırım en tanınanı facebook etkinliğine yurtdışında olacağım yazmak. ama onla da kalmıyor. doğruyu tam olarak ifade etmeye platformun şartları el vermeyince, gerçeği kırpmak zorunda kalıyorsun. işte gerçeği neresinden kırpacağın da sana kalıyor. zaten seni çok iyi tanımayan insanlar var ortamda. eğer makası doğru yere vurursan, hem yalan söylememiş oluyorsun, hem de bu hiç tanımadığın insanlara hava basabiliyor, şanslıysan prim yapabiliyorsun.

    birkaç örnek vereyim:

    "italyancamı ilerletecek zaman bulabilsem keşke."
    takipçinin düşünmesi beklenen: italyancası var. oh oh şahane.
    gerçek: bon corno prinçipessa ve yemek isimleri dışında italyanca tek kelime bilmiyorum.

    "istemediğimi anlatmak için daha ne yapabilirim? bunaldım."
    takipçinin düşünmesi beklenen: vaaaay, peşinde köpek olan erkek/kadın var desene. ben de kimse senle ilgilenmez zannediyordum. peşinde koşanın olduğuna göre fark edemediğim bi şey olmalı. dur az da ben koşayım.
    gerçek: turkcell yeni kampanyasını tanıtacak diye günde 10 tane mesaj atıyor.

    "insan çalıştırmak çok yorucu. o kadar laf anlatacağıma kendim yaparım dediğim oluyor ki bu çok yanlış.
    takipçinin düşünmesi beklenen: ooo adam yöneticiymiş. müdür mü, şef mi neyse artık.
    gerçek: yurtiçi kargo'dan paket gelmedi hala. gidip kendim alasım da yok. öfff.

    "millet kafileler halinde amsterdam'a gidiyor. gidin gidin. benim bulamadığım bir şey bulursunuz belki orada."
    takipçinin düşünmesi beklenen: amsterdam'a gitmiş. beğenmemiş. demek ki daha güzel yerler de görmüş.
    gerçek: değil amsterdam'a, izmit'e bile gitmedim.

    "mmmm kendi tarifimle gnocchi yaptım. nefis."
    takipçinin düşünmesi beklenen: uu hem italyan mutfağını biliyor, hem değişiklik yapabilecek kadar hakim mutfak işlerine.
    gerçek: üç tane patatesi duru suda haşladım. çatalla ezip üstüne tuz biber ektim de yedim.

  • eskiler öyle derler... haksız da sayılmazlar hani...

    edit: erkeğin huyu yokluktan varlığa geçince; kadının huyu varlıktan yokluğa düşünce belli olur.

    şunu da ekleyelim;
    “seni iki şey anlatır.
    hiçbir şeyin yokken gösterdiğin sabır,
    her şeyin varken sergilediğin tavır…”

  • şu aralar, en iyi anlastığım kişi olarak etrafta bir kendim kalmış olduğundan, sadece uyku öncesi değil, her zaman ve mekanda, kendi kendimle konuşurken, laf lafı açar oldu.