hesabın var mı? giriş yap

  • ilkokulda cuma gunleri istiklal marsi okunduktan sonra dagilirken kapiya kadar kosan cocuklari hatirlatan cemaat-i muslimin. biz turkler boyleyiz haci, isimiz biter bitmez topuklariz hemen ekstradan baska bir sey cikmasin diye, genlerimizde var.

  • 1. şifreye göre daha düşük mertebeye verilmiş olma ihtimali var, çünkü daha az başarı oranı sağlıyor.

    1. şifre --> 40 sorudan 35 üzeri doğru cevap --> premium şakirt
    2. şifre --> 40 sorudan 30 üzeri doğru cevap --> gold şakirt
    3. şifre --> 40 sorudan 20 üzeri doğru cevap --> standard şakirt

  • açılın beyler ve bayanlar; rus yazarlarını okurken geçirdiğiniz delilik nöbetlerine ve nereden çıktı bu 120 +kişi serzenişlerinize cevap olmaya geldim. rusların isimlendirme sistemini öğreniyoruz:

    örneğimiz: avdotya romanovna raskolnikova.

    1. rusçada istisnasız her kişinin 3 ismi vardır: isim + babanın ismi + soyad.
    örneğimizde avdotya kızın ismi, roman babasının ismi, raskolnikova ise soyadı oluyor.

    2. bu isimlendirme biçimi ise erkek ve kıza göre değişiklik gösterir:
    erkek ise, babanın ismi -oviç ile biter.
    kızlarda ise -ovna olarak biter:

    avdotya + roman(ovna)
    radyan roman(oviç)

    3. yine soyadlarda da erkek ve kıza göre ufak bir fark vardır, kız soyadları sonuna -a alır. erkek soyadları almaz.

    avdotya romanovna raskolnikova
    rodion romanoviç raskolnikov

    bu ikisi kardeşler bildiğiniz gibi.

    -------------------------------------------
    4. peki rus film ve edebi eserlerinde neden sürekli iki isim görürüz?
    avdotya romanovna şunu yaptı, radyan romanoviç bunu yaptı vs gibisinden.

    çünkü ruslarda bizdeki gibi - bey, -hanım kullanılmaz.

    bunlara denk düşen gaspadin ve gaspaja var ama kullanılan yere göre şöyle oluyor: konuştuğunuz kişi rus ise ve sizden yaşça büyükse veya yeni tanıştırılmışsınız aranızda bir konuşma geçiyor ise veya aranızda belirli bir saygı mesafesi var ise, bu kişiye "avdotya hanım" yerine geçen "avdotya romanovna" şeklinde seslenirsiniz. türkçede sanki saygı göstermeniz gerek ama siz bu kişiye ismiyle sesleniyormuşsunuz gibi bir hava oluyor ama öyle değil. dediğim şekilde kullanılır ve abartmadan ama mümkün olduğunca konuşurken bu isim dile getirilir.

    - avdotya romanovna, geçen gün bir makale okudum, bu konuda size bilgi vermek isterim.

    gibi.

    ------------------------------------------------

    5. şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere.

    siz bu insana avdotya romanovna şeklinde hitap ediyorsunuz, fakat rusçada kişinin yakınları, kendisine asla formal ismiyle hitap etmez. o ismin mutlaka kısaltılmış ya da sevimlileştirilmiş bir versiyonu vardır.

    elena: lenoçka
    maria: maşa
    anna: aniçka
    daria: daşa
    natalya: nataşa
    ivan: vanya
    dimitry: dima

    gibi. ve fakat bazı isimlerin bu hali, ismin kendisine benzemeyebilir:

    alexander: saşa
    avdotya: dunya

    gibi.

    bu hadisenin kötü tarafı ise, bu şekildeki isimlerin tek versiyonu yoktur, ismi mariya olan birine arkadaşı: maşa, annesi marunya, kardeşi maruşka diye seslenebilir.

    ---------------------------------------------------------

    dolayısıyla, avdotya romanovna raskolnikova'nın maceralarını okurken:
    avdotya romanovna raskolnikova
    avdotya romanovna
    dunya
    dunechka

    aynı kişidir.

    bir rus kitabında ortalama 50 karakter olduğunu düşünürsek, işte bu edebiyatı takip etmek isteyip delirenlere yol gösterecek olan kılavuz budur.

    sonuç: not alınız)

  • balkonda gündüz vakti uzanmış film izliyorum, hangi film hatırlamıyorum; derken bir sahne geliyor, etraf karanlık, karakterle göz göze geliyorum, "hmm korkuyu, çaresizliği çok güzel yansıtmışlar" diye düşünüyorum ki göz göze geldiğim kişinin filmden bir karakter değil, ekrandaki yansımasına mal mal bakan ben olduğumu anlıyorum. allah belamı versin.

  • titanic enkazına turist taşıyan "titan" adlı bir denizaltı'nın kaybolduğu bildiriliyor.

    1.500'den fazla insanın ölümüne neden olan titanic, 15 nisan 1912'de battı. enkazı 1985 yılında keşfedildi.

    turistleri taşıyan şirketin (oceangate expeditions), gezi için konuklardan talep ettiği ücret: 250.000 dolar. gezi, kanada'dan, enkaza 400 deniz mili uzaklıktan başlıyor, ve sekiz gün sürüyormuş.

    kaybolan denizaltıda bir pilot (kaptan), bir "içerik uzmanı" ve üç ücretli yolcu olduğu söyleniyor. titan'ın bir dalış için 96 saatlik hava stoğu varmış. arama kurtarma çalışmaları devam ediyor.
    kaynak: cnn, wikipedia.

    güncellemeler (saatler türkiye saati ile):
    1. 6/19 22:20: kayıp yolculardan biri "hamish harding" isimli milyader bir ingiliz işadamı. havacı, gezgin, ve uzay turisti olarakta tanımlanıyor. 4 haziran 2022'de blue origin adlı araçla uzaya da gitmiş.

    2. 6/20 09:50: taşıyıcı şirketin kurucu ve ceo'su "stockton rush" (pilot) ve kendisine "mr. titanic" diye hitap edilen "paul-henry nargeolet" isimli fransız asıllı kişi de titan'daymış. kaynak: sky news.

    3. 6/20 19:40: gezi kanada'dan gemi ile başlıyor: 4 gün varış, normal dalış ve çıkış (8 saat), ve 4 gün dönüş. titan 6.7 m uzunluğunda, ve 10.432 kg ağırlığındaymış. titanic civarında bir yere "takılmış" olduğu hipotezi üzerinde duruluyor.

    4. 6/20 21:26: bu saate kadar bulunamamış olması kötü haber. bulunmuş olsalar bile, o derinliğe kadar inebilecek başka bir aracın bölgeye intikali en az bir gün daha alacak. dip dondurucu soğuk, kapkaranlık, ve oksijen azalıyor. titan'daki kişiler şunlar: 1. hamish harding, ingiliz işadamı, 2. shahzada dawood (pakistan asıllı yönetici), 3. oğlu suleman (19 yaşında), 4. paul-henri nargeolet (titanic'e 35'ten fazla dalış yapmış), ve 5. stockton rush (oceangate ceo, 1984 princeton mezunu). kaynak bbc.

    5. 6/21 02:58: aramalar devam ediyor. bulunsa bile çıkarılabileceği zaman aralığı daralıyor. bazıları ip, kablo, vesaire yazmışlar, ama dipteki basıncın eşiti şu: yüz katlı saf kurşundan yapılmış bir apartman ağırlığının titan'ın üzerinde olduğunu düşünün. eğer önümüzdeki 30-35 saat içerisinde, su üstüne çıkamaz ve hemen bulunamazlarsa, kurtulma ihtimalleri yok gibi.

    6. 6/21 08:25: dün 30 dakikada bir "vurma" sesi duyulmuş. ne zaman ve ne kadar devam ettiği söylenmiyor. uzman yazar rochallor'ın kablo sistemleri konusundaki detaylı açıklamaları için: (bkz: #153754889)

    7. 6/21 23:15: kritik, son 14-15 saat. arama faliyetleri çok sayıda gemi ve araçla devam ediyor. uzaktan kumandalı insansız dalış araçları da kullanılıyormuş. duyulan seslerin ne anlama geldiği tam çözülememiş ama yeni bazı sesler de duyulmuş. iki eski oceangate çalışanı güvenlik problemini dile getirmişler, ve geçen yıllarda mahkemelik olmuşlar.

    8. 6/22 03:13: son bir umutla, vurma seslerinin geldiği yer, sonar ve diğer cihazlarla taranıyor. titanic'e iniş 3 saat kadar sürüyor. ana gemi ile bağlantı 1 saat 45 dakika sonra kesildi. iki ihtimal var: 1. ihtimal: titan'da daha önceki dalışlardan kalan bir hasar/çatlak sebebiyle titanic'e ulaşmadan içine doğru çökmüş olabilir (implosion). 2. ihtimal ise: daha önce de komünikasyon problemleri olduğu için, titan, titanic'e ulaştı ama bir yere takılı kaldı. her iki ihtimal de makul görünüyor. eğer araç hâlâ sağlamsa, 10-11 saatlik kadar oksijen kaldığı tahmin ediliyor.

    9. 6/22 10:45 kalan oksijenin tükenmesi için tahmini 4 saat kaldı. herhangi bir gelişme yok. kazazede hamish harding haraket etmeden önce hatıra olarak gezi posterini imzalıyor: görsel. diğerlerinden bir kaçının isimleri de okunabiliyor.

    10. 6/22 20:52 sahil güvenlik, titanic yakınlarında bir "enkaz" bulunduğunu açıkladı. durum değerlendirmesi yapıyorlarmış. enkazda titan'ın metal ayakları (landing frame) ve sivri uçlu arka dış kısmının bulunduğu bildiriliyor. içe doğru çökme/patlama (implosion) olduğu teorisi doğru görünüyor. resmi açıklamayı bir kaç saat içinde yapacaklar.

    11. 6/22 22:40 sahil güvenliğin resmi açıklamasına göre: titan'ın enkazı titanic'ten 500 metre kadar uzaklıkta bulundu. beş kişinin öldüğü kabul ediliyor. ölümleri,"implosion" sebebiyle ani olmuş olmalı. aileleri haberdar edilmiş. cesedlerinin bulunduğuna dair bir bilgi yok. kaza uluslararası sularda olduğu için, hangi ülkenin koordine etmesi gerektiğine karar verilmesi gerekiyor.

    12. 6/23 10:00 kanada'ya ait bir gemiden idare edilen uzaktan kumandalı araç (remotely operated vehicle (rov)) bulmuş kalıntıları. doğrudan kaza ile ilgili bir fotoğraf henüz paylaşılmadı. sadece titan'a binerken, su üzerindeyken çekilmiş bir videoları var. twitter'da veya burada dolaşan kaza fotoğraflarının doğru olma ihtimali yok.

    13. 6/27: aracın karbon-fiber komposit yapısı kazaya sebep olarak gösteriliyor. james cameron titan kazasını titanic kazasına benzetiyor: kaptanın ısrarı, güvenlik uyarılarının ihmal edilmesi, vesaire.. kaza kanada ve amerikan makamları tarafından soruşturuluyor. kaza sırasında, christine dawood ve kızı alina da destek gemisindelermiş. covid öncesinde eşi (shahzada dawood) ile geziye katılmayı düşünüyorlarmış. sonrasında oğlu, babalar günü olduğu için, babasıyla gitmek istemiş. pazar günü, geminin yola çıktığı yer: st. john's, kanada'da, dawood'ların cenaze namazlarında tüm beş kazazedelere dua edilmiş.

    14. 7/7: titan'ın büyük bir kısmı ve bazı ceset parçaları çıkarıldı. barack obama, --buradaki bazı yazarlar gibi-- akdeniz'de boğulan göçmenlerin medyada çok daha az yer almasını bir eşitsizlik olarak nitelendirdi. oceangate ticari faaliyetlerini durdurduğunu açıkladı.

    debe editi: bu noktadan sonra çok önemli bir gelişme olmadığı sürece bu giri güncellenmeyecek.
    teşekkürler...

  • enkazı değil enkazın ardından hızla toparlanan ve geleceğe güvenle bakan, artık şehit haberi gelmeyen bir ülkeyi devraldı. aynı ülkeyi; doların rekorlar kırdığı, kimsenin (akp li yandaşlar hariç) gelecekten umudunun kalmadığı, binlerce gencimizi ve insanımızı terör sebebiyle şehit verdiğimiz, gerçek bir enkaza çevirdi. gerçek budur.

    edit: t a m a m

  • şahane dizi. lost'tan beridir izlediğim en çok teori kastıran dizi aynı zamanda. bana bunlarla gelin yaw, bayıldım.

    --- spoiler ---

    diziyi neden lost'a benzettiğimiz malûm: bir iyi taraf var, bir kötü taraf. ışık ve gölge. alfa ve omega. şimdilik iyi taraf'ın claudia ve müritleri olduğunu varsayıyoruz. ancak noah, son bölümde bartosz'la konuşurken "iyi olan bizleriz, claudia'ya sakın inanma, jonas ve diğerleri onun piyonu" diyerek içimize bir şüphe tohumu ekti. ayrıca claudia'nın güçlü kadın olma ve liderlik takıntısı malum; 2052'deki o post-apokaliptik dünyada claudia'nın liderlik ettiği bir grup var izlenimi de aldım ben. tronte'yi manipüle edip onu mads'in döneceğine inandırarak kendi istediklerini yaptırması sanki claudia'nın da çok iyi bir karakter olmadığının göstergesi gibi. gerçi bilmiyoruz, belki claudia gerçekten de jonas ve diğer piyonları kendi dediklerini yaparsa aynen geleceğe dönüş serisinde olduğu gibi geçmişi düzeltebileceğini düşünüyordur. fakat bu dizide olaylar öyle değil de 12 maymun filmindeki gibi sonsuz bir döngüde gerçekleşecek ve hiçbir şey değişmeyecek gibi bir his var içimde...

    neyse, şimdilik oraya girmeden bildiklerimize bakalım: bir kere, eğer yanlış anlamadıysam tüneller 53'te, 86'da ve 2019'da belirli tarihler arasında (mesela ekimin ortalarından kasımın 12'sine kadar falan) açık kalmış (ya da kullanılmış). tüneller her kullanıldığında ve birileri zaman yolculuğu yaptığında elektrikler gidip geliyor. noah deneylerinden birini yapıp çocuk öldürürken ise kuşlar, koyunlar vs. de aynı anda ölüyorlar. bunlar cepte. bir de yine dikkat ederseniz, insanlar geçmişe/geleceğe gitseler bile kendi oldukları "günün" tarihiyle tutarlı biçimde gidiyorlar. mesela mikkel geçmişe gittiğinde tarih 4 kasım 2019 gecesiydi. 1986'da sabah delikten çıktığı zaman gazetelerde 5 kasım 1986 yazdığını gördü. (tarihler 2 ve 3 kasım da olabilir, bakmaya çok üşendim şimdi... ama ardıl günlerdi.) aynı şekilde jonas ormanda genç charlotte ile karşılaştığında 12 kasım 2019'dan 12 kasım 1986'ya gittiğini anladık, vs. yani o açıdan bakarsak claudia'nın dediği gibi 12 kasımda zaten çoktan ölmüş olan mads'in dirilmesine imkan yok. mads'i helge ekimde kaçırdı, muhtemelen 4 kasıma kadar sığınakta tuttular, ve o gün deney yaparlarken mads öldü. oysa 12 kasım 2019'dakiler 86'ya gitseler bile kendi oldukları güne, yani 12 kasıma gidebilecekler. claudia bunu bilmiyor mu, yoksa bildiği halde tronte'yi manipüle mi ediyor, henüz bilmiyoruz. ama dediğim gibi claudia geçit yok edilirse tüm geçmişin değişebileceğine de inanıyor olaiblir.

    gelelim eşim ve benim kafa patlatarak geliştirdiğimiz teorilere. (bu arada bu teorileri geliştirirken sözlükte ya da ingilizce sitelerde hiçbir teori okumadığımı belirtmek isterim. ama yazdıktan sonra tutarsızlıkları bulmak adına en çok favlananları okudum, evet :)))

    pek çok kişi noah'nın agnes'in kocası olduğunu düşünmüş; bu bana da mantıklı geliyor. hatta tronte'nin kolundaki sigara yanıkları gibi izlerin, onun erken deneylerinin bir sonucu olmuş olabileceğini de düşünüyorum. ancak noah, diğerleri gibi sadece belli tarihlere gidebilen klasik bir zaman yolcusu değil. noah, eline geçen kadim bir kitap sayesinde 53-86-2019 arasındaki tünellerin varlığından haberdar, ve onun amacı bir zaman makinası yapıp sadece bu üç tarih arasında değil, istediği her tarihte gezebilmek. (ayrıca bence bu isteğini başarıyor ama oraya sonradan geleceğim.) öte yandan ben noah'nın bartosz olduğunu düşünmüyorum. birincisi tipleri çok farklı (göz renkleri vs.) ve çocuk cast'la büyük cast'ı inanılmaz iyi seçen bir dizi bu konuda hata yapmazdı gibime geliyor (kasıtlı olarak farklı görünen insanları seçeceklerini de sanmıyorum). ikincisi, ufak bartosz kötücül bir çocuk ama pek zeki değil gibi geliyor bana :)) bartosz bence noah'nın piyonlarından biri gibi. belki de 2052'de claudia'nın yönettiği iyiler (?) safının karşısındaki grubun başında 2052'de 49 yaşında olan bartosz vardır. ayrıca noah 49 yaşında gibi göstermiyor (yani bartosz'un 33 sene sonraki hali değil), zaten bölümlerin birinde "şeytan 33 yaşında şeytanlığa başlamıştır" gibi bir muhabbetin ardından noah'yı göstererek onun da 33 yaşında şeytanlığa (zaman makinası yapmak için çocukları öldürmeye) başladığı izlenimini vermişti bize. çocuklara 86'da deneyleri yaptığı odayı, 1953'te inşa ettiğini görüyoruz. ama deneyleri 86'da yapıyor; yani (zaman makinesini icat etmeden önce) tünelleri kullanarak 53-86-2019 arasında gezebiliyor. muhtemelen agnes'i terk ettiği ve kendini zaman makinası yapmaya adadığı yaş, 33. 86'daki helge'yi manipüle ettiği ve ona deneylerini üzerinde yapacağı çocukları kaçırttığı yaş da aynı zamanlar, 33-34 falan. ancak 2019'da arabanın içinde bartosz'la konuşan noah, bence o hallerinden 1-2 sene (ya da belki yalnızca 1-2 ay?) sonraki noah: bu noah, artık zaman makinesini icat edebilmiş, istediği tarihlere gidip gelebilen ve geçmişte/gelecekte olacakları bilen bir noah. geçmişte olan her şey, jonas'ın ve claudia'nın hareketleri, zaten her şeyin onun istediği gibi olup zaman makinesini icat etmesini sağlamış. o yüzden şimdi claudia'yı ya da jonas'ı öldürmek gibi bir derdi yok. sadece olayların aynen olduğu gibi gitmesini sağlamaya çalışıyor.

    gelelim zurnanın zırt dediği yere, yani asıl teorimize. sıkı durun: noah, büyük jonas'ın 86'da elindeki makinayı sezyumla çalıştırmasını "her şeyi başlatan olay" olarak anıyor. burada hepimiz ne düşündük: jonas, 53-86-2019 kapısını kendisi açtı zannettik. hayır arkadaşlar. o kapı zaten açık. muhtemelen 1986 ekiminde falan nükleer bir sızıntı oldu (86'da claudia'nın nükleer atıkla dolu geçidi görüşünü, oraya kapı ördürüp her şeyi hallettim zannedişini hatırlayın) ve tüneller ondan sonra aktive oldu. noah'nın her şeyi başlatmak ile kast ettiği şey ise bambaşka: bu olay, zaman makinesini çalıştırma prensibini bulmuş olması. çünkü noah, o ana kadar zaman makinesini bir türlü düzgün çalıştıramadı. helge'ye kaçırttığı çocukları üzerinde çalıştığı zaman makinesi prototipinde canlı denekler olarak kullandı, ama onların canlı biçimde zaman yolculuğu yapmasını bir türlü sağlayamadı, hepsinin kulakları gözleri yandı ve öldüler. çünkü tüneller açık olmakla beraber oradaki manyetik alan insanların sağlam biçimde "istedikleri zamana" seyahat etmesini sağlayacak kadar güçlü değildi. ayrıca tüneller sadece üç tarihe açılabiliyordu (53-86-19), oysa noah'nın hedefinde, bütün zamanlara (ya da belki de sadece 33'lü döngülere, ama 53-86-2019'la sınırlı değil, 2052, 2085,... gibi tüm yıllara) gitmeyi sağlayabilecek bir makine yapmak vardı. derken büyük jonas, 86'da saatçi amcaya yaptırdığı sezyumlu yükseltgeç (böyle bir kelime var mı??) makinasını kullandı ve manyetik alanı yükselterek geçitteki odada bir portal açtı. bu portal sayesinde çocuk helge ve genç jonas kendi ait oldukları zamandan 33 sene sonrasına gittiler. yani jonas ilk kez 53-86-2019'dan farklı bir tarihe canlı olarak gidebilen kişi oldu. aynı esnada jonas 2052'ye de bir tünel açabildi mi, yani artık mesela 86-2019-2052 tünelimiz var mı, bilmiyorum. bence yok. bence var olan tüneller hâlâ sadece 53-86-2019'u bağlıyordur. ancak belki zaman makinanız varsa 2052 ve 2085'ten de geriye dönebiliyorsunuzdur, onu henüz bilmiyorum. kısacası genç jonas, 2052'den geri dönemeyecek diye tahmin ediyorum. çünkü yaşlı jonas, 33 sene boyunca o post-apokaliptik evrende yaşamış, 49 yaşına gelmiş, ve 2085'te zaman makinesiyle oraya gelen claudia sayesinde geçmişe geri dönmüş gibi görünüyor. claudia'nın dediklerine inanması ve onun müridi olması da bu yüzden: jonas, 2052'den dönemediğini görünce kendi yaşlı halinin 1986'da yaptığı şeyin işe yaradığını ve tünelleri tamamen kapattığını düşünüyor. şu anlamda haklı olabilir, 12 kasım 86'da yaptığı şey, gerçekten de 53-86-2019 tünelini kapatmış olabilir; onu henüz bilmiyoruz. ama aslında bu sayede zaman makinasında neyin eksik olduğunu anlayan noah'nın makinayı icat etmesini de sağladı gibi görünüyor. muhtemelen noah (bu noah henüz zaman makinasını icat etmemiş olan, ama icat eden kendisinden direktifleri almış olan noah), deneyi jonas yerine helge üzerinde yapıyor ve jonas'ın yaptığı yükseltici sayesinde helge'yi ilk kez sağ salim kendi zamanına gönderiyor. böylece zaman makinasının mümkün olduğunu anlıyor ve dönüşümünü tamamlamış oluyor. ayrıca helge'yle aralarındaki bağ da buradan kaynaklanıyor; noah'ın gidip 86'da helge'yi bulup pis işlerini yaptırması ve helge'nin ona itaati de bu yüzden. ve noah'nın da dediği gibi zaman makinesinin yapılmasını sağlayan ve noah'nın ekmeğine yağ süren de jonas'ın ta kendisi :) salak :)

    bu arada zaman makinası deyip duruyorum da, makina dediğimiz şey, helge'lerin orman kulübesindeki evinin sığınağı + saatçinin icat ettiği yükselticiden başka bir şey değil. şimdi, o sığınağı 53'te ve 86'da noah/helge kullandı. 2019'da sığınak boştu; en son peter ve charlotte'u oraya inerken gördük (ama muhtemelen yaşlı claudia da 2052'ye oradan geçti). 2052'de claudia orayı kendi sığınağı yapmış, zaman makinası onun tekelinde. ben, ortamda iki tane, hatta üç tane yükseltici makina olduğunu düşünüyorum: tıpkı yaşlı jonas'ın 86'da saatçiye gidip makinanın eski ve bozulmuş halini bıraktığı anda, saatçide bir tane makina daha olması gibi. claudia'yı da saatçiyi ziyaret ederken gördük, galiba bir makina da o getirdi ve üç oldu :) sonra o makinalardan biri 86'daki noah'nın eline geçti. helge'nin 53'ten 86'ya sağ salim geldiğini ve küçük jonas'ın 86'dan kaybolduğunu gören noah zaten olayı çözmüştü (ya da yaşlı hali gelip ona bu makinayı saatçiden alması gerektiğini anlatmıştı), ama sonuç olarak gitti makinayı aldı ve 86 kasımının sonlarından itibaren bizim bildiğimiz zamanda istediği gibi gezebilen noah oldu. yani aslında o yükseltici makinayı noah'a getirip zaman makinasındaki eksik parçayı tamamlayanlar da (hiç bunu istemeseler bile!) claudia ve jonas'tı.

    evet beyin yakan teorimiz bu şekilde. tünellerin sadece üç tarihi bağlaması da dizide vurgulanan 3lemeye dayalı; yani (kalıcı olacak biçimde) dördüncü bir portal açılması bunca 3 vurgusundan sonra bana çok mantıklı görünmüyor. o yüzden genç jonas'ın bir seferliğine 2052ye geçtiğine, ama oradan dönemeyeceğine inanıyorum. ancak claudia zaman makinasıyla onu 2085'te 2019 ve 86'ya döndürebilecek. ayrıca döngünün de kırılamayacağı inancındayım ben. karakterlerin geçmişi değiştirmek için yaptığı her şey o geçmişi şimdi olduğu hale getirmeye yarıyor; tıpkı ulrich'in çocuk helge'yi öldürmeye çalıştığında olanlar gibi. yani yukarıda da dediğim gibi dizinin sonunda üzülmeye ve 12 maymun'a bağlamaya hazır olun :)

    bu arada herkes claudia'nın köpeği gretchen'in tünellerden nasıl geçtiğine takılmış. bence onu 53'ten alıp 86'ya bırakan yaşlı claudia'ydı arkadaşlar. 86'daki kendisinin bir aydınlanma yaşaması ve zaman makinasının peşine düşüp onu şimdi olduğu kişi yapmasının başka bir yolu yoktu. öte yandan mikkel'i kaçırıp (belki de yaşlı jonas'a teslim eden) ise charlotte'un kızı olabilir. mikkel'in helge'nin eline düşmediğini biliyoruz, çünkü deney yapılan sığınağa hiç getirilmedi. mikkel'in kaçırılması, jonas'ın doğması için gerekli olduğu için belki de onu charlotte'un kızı francesca mıydı o alıp jonas'a getirdi, yaşlı jonas da mikkel'i 53'e bıraktı. francesca'nın kasabadan gidebilmek için para bulması gerekiyordu ve magnus'un gördüğü gibi francesca'nın şu anda yüklü bir parası var. bize torbacılıktan kazandığı izlenimi verildi ama olmayabilir; sonuçta mikkel'in kaybolduğu gece francesca'nın oraya gelmesinin başka hiçbir anlamı yoktu... (eric'in zulasını patlatmaya geldim gibi bir şey demişti galiba, ama zaten o işi daha önce yapabilirdi, hem diğerlerinden önce davranıp hepsini ele geçirmiş olurdu) yani kız bu işi para için yaptı ama belki de vicdan azabından dolayı şu anda gidemiyor. velhasıl karışık işler :))

    tabii şu anda açığa çıkmayan bir sürü merak konusu var: noah'nın charlotte'a gönderdiği saat (belki gelecek bir tarihte polis kadını maniple edip kendi safına çekmek için gönderdi onu?), gözü bandajlı polisin ve radyoaktif maddelerin olayı, mikkel'in yaşlı halinin jonas'ın rüyalarına yüzü katranlı biçimde girmesinin sebebi... sonra solucan deliği açıldığında geçitte duran charlotte ve peter nereye gittiler, 2019'da mı kalacaklar yoksa 1953'ten mi çıkacaklar? dizide o kadar çok ayrıntı var ki, unuttuğum bir sürü nokta vardır eminim. ama dizide boş sahne yok resmen lan. işin kötüsü gelecek sezona kadar çoğu şeyi unutacağımızdan her sezon bütün bölümleri en baştan izlemek de farz oldu :))

    --- spoiler ---

    dark'ın alman yapımı olması benim için büyük bir artı nokta: lost'tan ağzımız yandı; biliyoruz ki amerikan senaristleri dizileri sezonluk olarak planlar. ilk sezon tutarsa ikinci bir sezon yazarlar, o da tutarsa üçüncü sezon, vs. ama bence bu dizide her şey en baştan beri planlı. öyle güzel ayrıntılar var ki (yukarıda spoiler içinde bazılarını belirttim) dizinin üç sezon süreceğini ve en baştan beri tüm senaryonun belli olduğunu düşünüyorum. üç sezon olacağını düşünüyor olma sebebim ise dizinin şimdiki zamanının 2019'da geçiyor olması: ilk sezon 2017 sonbaharında oynadıysa, ikinci 2018'de ve son sezon da dizideki olayların başladığı 2019'da yayınlanacak ve bu işi pek şukela biçimde bitirecekler sanırım ;) alman mühendisliğini seviyorum <3

  • not: debe olmus herkese teşekkür ederim.
    o kadar güzel yorumlar geldi ki anlatamam.
    uydudan yerini abiyi buldum. telefon da var. sizler de o insanları görmek isterseniz buyurun link

    çanakkale'deyiz.
    geçici işlerle falan para kazanıyoruz ev arkadaşımla. paramız bitmiş dolap bomboş ve günlerden cumartesi. aileler haftasonu nedeniyle para gönderemez kaldi ki hafta arası olsa da çok gönderebilecek durumda değiller . evde sise de az su kalmış ekmek olsa da yesek modundayiz. tüm çantalar cepler karıştırılıyor 1 ekmek parası olan 45 kurusu bulmak için. 15 kuruş çıktı...
    116 nin oradaki malazgirtli abinin simge ekmek fırınına gidip borçla ekmek isteyelim dedim yapacak bisi yok.
    utana sıkıla fırıncıya "abi 15 kuruşu simdi versek pazartesi kalani tamamlasak olur mu dedik"
    yüzümüze baktı "ne diyorsunuz kızlar siz" dedi.
    dediğimize diyecegimize pişman olduk ama laf ağızdan çıkmıştı bi kere.
    firinca abimiz güzel yüreğiyle bir poşete 2 ekmek, 2 simit birkaç pohca koydu. yarın pazar kahvaltısı için de erkenden gelin dedi. oyle paranız yokken utanmak sıkılmak yok gelin birlikte soframızda yer içeriz. paranız olunca ödersiniz demişti.
    simdi o abiyi düşünerek yazıyorum ve ağlıyorum.
    keşke gidebilsem yine içimde kaldı.
    ha bir de biz okuldayken komşumuz seyhan abla kaynanasindan gizlice evden cay , peynir falan koyar bir poşete, kapımıza asardi.
    her birine minnetimi iletiyorum, unutmadım yaptıklarınızı her daim sizleri anıyorum ve yolumuzdan devam etmeye çalışıyorum.