ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
battaniyeyi cin girmeyecek şekilde vücuda kaplamak
-
milyorlarca insanın her gece yaptığı şeydir. kimse kimseyi yemesin şimdi. ilk önce yataktayken ayaklarımızı havaya kaldırıp yorganın ayaklarımızın altına girmesini sağlarız. ardından sağa doğru çullanıp sol tarafımıza battaniyenin sokulmasını sağlar, ardından sola doğru çullanıp sağımıza battaniyenin doluşmasını sağlarız. kafamız açıkta kalmıştır evet. bunun çözümü ise basittir. battaniyeyi; ayaklarımızdan sıyrılmayacak kadar yukarı çekip kana tere batacak da olsak; battaniyeyi kafamıza kadar örtmektir. evet. cinlerden kurtulmak bu kadar basit işte. afiyet olsun.
ilginç etimolojik bağlantılar
-
şimdi türkçe'nin muhteşemliğine şahit olun. yazık ki, bu tür kelime türetme usulü unutulmuş:
geriye doğru > kaçmak
ileriye doğru > koçmak/koşmak (koç da aynı kökten)
yukarıya doğru > kuçmak/uçmak (kuş da aynı kökten)
yana doğru > keçmek/geçmek (geçit ve keçi de aynı kökten)
aşağıya doğru > köçmek/göçmek (köçek ve göçük de aynı kökten)
****
geriye doğru > çekmek
ileriye doğru > çakmak, çokmak/çomak
dışarıya doğru > çıkmak
aşağıya doğru > çökmek (çökelek, çökelti)
***
takmak
tekmek/tekme
tikmek/dikmek(diken)
tokmak
tökmek/dökmek
tükmek/tükürmek
***
geriye doğru > sakmak(saklamak)
zemin üstünde sıçramalı > sekmek
dışa doğru, içeriye > sokmak
içten dışa > sökmek
30lu yaşlar
-
belki de bir insanin hayatindaki en guzel yillardir.
-belli bir olgunluga erismissinizdir.
-is hayatinda belli bir tecrube kazandiginiz icin itilip kakilma ihtimaliniz dusuktur.
-artik insanlara "hayir" demeyi ogrenmissinizdir, sizden her istenen seyi yapmak zorunda olmadiginizi kavramissinizdir.
-bazi deneyimler yasadiginiz icin hayattan ne istediginizi az cok kavramissinizdir. onlu ve yirmili yaslarda yasanan arayislar buyuk olcude son bulmustur.
-yillardir calisiyor oldugunuzdan dolayi gelir duzeyiniz belli bir seviyeye gelmistir ve artik "fakir" degilsinizdir. istisnalar olsa da hayat standardiniz onlu ve yirmili yaslara gore daha iyidir.
-iliskileriniz daha oturaklidir. hayatinizda tutmak istediklerinizi tutar, hayatinizdan cikartmak istediklerinizi cikartirsiniz. onceki yaslardaki sosyal endiseler azalmistir.
-hayatin getirdigi belli bir umursamazlik oldugu icin "insanlar ne der" seklinde endiseleriniz minimal duzeye inmistir. hayatinizi nasil yasamak istiyorsaniz oyle yasarsiniz.
-ask hayatinda da yasadiginiz tecrubelerden dolayi ne istediginizi biliyorsunuzdur ve drama onceki yaslara gore daha eksiktir.
-deneme yanilmalar surecinden sonra hayatta aldiginiz zevkler daha rafine hale gelmistir.
-futbol, siyaset gibi konularda fanatikliginiz ortadan kalmistir veya buyuk olcude azalmistir. bunlari eskisi kadar umursamamaya baslarsiniz.
-sagliginiz henuz dususe gecmemistir ve hala enerjiniz devam etmektedir. zaten yukarida saydigim maddelerin cogu otuzlu yaslarin onlu ve yirmili yaslara gore olan avantajiydi ama bu madde otuzlularin kirkli, ellili ve atmislilara olan avantaji.
otuzlu yillar hayati toplumun degil de kendinizin istedigi gibi yasamak icin belki de en buyuk ve en son sanstir. sagliginizi, enerjinizi, gencliginizi tam anlamda kaybetmediginiz, ama ayni zamanda ne istediginizi bildiginiz, daha stabil bir hayata sahip oldugunuz, kariyerinizin ve para durumunuzun daha iyi oldugu yillardir. bundan iyisi ne olabilir ki? oregon olabilir ama onun yeri ayri.
not: tabi ki her sey gibi bunun da istisnalari olabilir. mesela bir insan otuzunda sagligini kaybetmis olabilir veya hayatinda isler tepetakla olmus olabilir. burada bahsettigim ortalamaya vurunca ortaya cikan genel sonuc.
eski sevgilinin unutulmayan sözleri
-
"gençliğim elinde çürüyor..."
8 sene oldu, hala zihnimdedir.
dünyadaki en büyük gizem
-
en büyük gizem bilinçtir. beyin denen biyokimyasal et yığınından o muazzam farkındalık nasıl çıkar, işte asıl soru ve gizem bu. bilinç belki bilinen evrenin en büyük gizemi ve çözümü bize hem en uzak hem en yakın zor problem.
i shot the sheriff
-
türkçesi: muhtarı vurdum ama ihtiyar azaya dokunduysam terbiyesizim.
caddebostan sahili
-
bayramın ilk günü yürüyüş yapmak için gittiğim yer. her yerde sandalye kiralayan kekolar, son ses rap şarkısı açıp dinleyen kekolar, ağzıyla içmeyi bilmeyen ve etrafı çöp yığınına çeviren kekolar doluydu. ne kadar iğrenç bir yer olmuş burası yav diyip eve dönerken iki grup birbirine bıçaklarla girdi. gözümün önünde insanlar bıçaklandı yüzlerinde bira şişeleri kırıldı. istanbul'un en nezih semtleri bile esenyurt'a çevrildi. bu ülkenin sonu çok karanlık.
sahibinden.com'daki şakacı alıcılar
-
200 lira civarına satışa koyduğum parfüm için arayan birisi "hocam amerikada bunun fiyatı 100 lira civarı, 100 liraya veriyorsan senden alayım" demişti mesela. 100 liraya bulduysan bana da bi tane al dedim kendisine, sonra kapattık. 1-2 saat sonra gene aradı "bak hocam şu an amerikadan sipariş veriyorum 50 küsür dolara, satmıyor musun emin misin" diyor.
adamın şantajına bak. elimdeki parfümü amerikadan daha ucuza almakla tehdit ediyor beni. al abicim amerikadan, hasta mısın dedim. "alıyorum bak kardeş, sen kazansaydın elin amerikalısına kazandırıyosun" falan diyor. suçlu olduk bi de ayaküstü.
yakında bi telefon daha bekliyorum "kardeş parfüm amerikadan geldi" deyip telefonun ahizesine fıslatacak.
10 ağustos 2016 rte'in bankaları tehdit etmesi
-
atatürkçülüğü falan geçti marksizme doğru koşuyor. durduramıyoruz!
(bkz: nisasu baldaz'a yardım kampanyası)
(bkz: teoman annesine kavuşsun)