hesabın var mı? giriş yap

  • yemin ediyorum bizim 112 çağrı merkezindekilerin amerika'daki 911 çağrı merkezindekileri dinleyip ders alması gerekiyor. bu kadar amatörlük arka arkaya soru adres alamama olamaz ya. kadın şok halinde enkazda 3 çocuğum var diyor çağrı merkezindeki yok taksim kaç yok apartman numarası kaç bilmem ne. oldu olacak ev sizin mi sigorta var mı onu da sor. devletin birimlerinde çalışanların kriz yönetebilme soğukkanlı olabilme yeteneği sıfırın altında sıfır bile değil.

  • kızılay(hilal-i ahmer) kuruluşunda bir olay daha yaşanmıştır.avrupa, yardım kuruluşlarının haç taşıması gerektiğini savunmuş besim ömer paşa ise kendilerinin kültürüne uygun olması için hilalin kullanılması gerektiğini savunmuştur.en sonunda ateşli tartışmalar sonucu kabul ettirmiştir.doğru bildiği yolda ilerleyenlere ve o yolun sonunda karşılığını alanlara ne mutlu...

  • 16 yaşında lise öğrencisi. kurban eti dağıtıyordu. 16 yaşındaydı, oğlumun yaşında. içim ezildi. nasıl bir nefret sizinkisi. çocuktu lan o. çocuk. kurban eti dağıtıyordu. kurban olduğum...

  • ameliyatlı çene bağlıyken elbette sadece missüt alabilmek için bakkala girilip eldeki kağıda "çilekli missüt" yazılmasına cevaben bakkalin kağıda "çilekli yok muzlu var" yazması.

  • bu sene şansımız yaver giderse 10. sıraya yükselmemiz mümkün.

    10. sıra önemli çünkü şampiyonlar ligine direkt katılım anlamına geliyor.

    güncel durum
    görsel

    şuan 12. sıradayız. 10. sıradaki isviçre 27.885 puanı var.

    türkiye 26.975

    aradaki puan farkı 0.910

    puanlar 5 senelik performansa göre belirlendiği için bu sene biz isviçre den

    0.910 x5 = 4.55 puan fazla almamız lazım.

    isviçre puanı 27.885 bu son beş sendeki puan toplamı,

    yıllık ortalama topladıkları puan 6.971

    bizim bu sene toplamamız gereken puan isviçre kendi ortalaması kadar başarılı olursa

    6.971 +4.55 = 11.521

    geçen sene biz 11.800 puan toplamıştık.

    eğer biz geçen sene kadar puan toplarsak isviçre ise kendi ortalamasında kalırsa 10. sıraya yükselebiliriz.

    bu sene 4 takımımız avrupa kupalarında yer alıyor. (gelecek sene yine 5 olacak)

    üstelik dört takımımız şuan ligdeki en iyi 4 takım galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş ve adana demirspor

    beş takım olduğunda bir galibetin puanı 5 e bölünüyor. 4 olduğunda ise 4 e bölünüyor.

    zaten 5 takım olduğunda avrupaya giden takımlardan biri sivaspor, kayserispor gibi puan katkısı fazla veremeden elenen takımlar oluyor.

    (5. takımın hiç puan toplamadığı bir hayali senaryoda 8000 puan almışsak 4 takımlı yılda bu 10.000 puan olur. 4 takım bu yönden çok büyük fırsat)

    galatasaray dışındaki takımlarımız konferans liginde yer alacak. rakiplerimiz güçlü takımlar olmayacak.

    eğer takımlarımızdan birisi yol kazasına uğramaz ve saçma sapan biçimde elenmezse tarihimizdeki en yüksek puanı topladığımız yıl olabilir.

    4 tane iyi takımla bu sene 13 500 puan civarında bir puan toplarsak önümüzdeki 5 sene çok rahat ederiz

    2019 2020 sezonu 5000 puan
    2020 2021 sezonu 3100 puan toplayabilmişiz.

    gelecek yıllarda bu düşük puanlı yılların etkisinden kurtulacağız.

    geçen sene ki 11.800 bu sene alabilirsek 13500 ve.6700 puanlık 2021-2022 " senesinin puanlı artık hesaba dahil olacak.

    zaten bu üç senenin toplamı 30 bin puanı aşıyor.

    gelecek iki sene hiç puan toplayamazsak bile ilk 10 daki yerimizi koruruz.

    bu sene bu yüzden çok önemli

    11. 000 - 13.000 arasında bir puan toparsak üç dört yıl şampiyonlar ligine direkt katılım konusunda sorun yaşamayacak bir konuma evrilmiş olabileceğiz.

    konferans ligi puanları ülke sıralamasına etkisinin bu kadar yüksek olması saçma, uefa yakında bu duruma bir düzenleme getirecektir. hazır böyle bir bug bulmuşken bunu kullanıp önümüzdeki 4-5 seneyi rahat geçirmeliyiz.

  • kullandıkları uçaklar; nf-5'tir.

    sözkonusu bu uçaklar; akrobasi çalışmaları esnasında uçuş sistemleri ve performansları sayesinde akrobasi uçuşuna en uygun uçak olarak seçilmiştir. uçakların aerodinamik sürüklemeyi arttıran chaff/flare dispanser üniteleriyle, top namluları sökülerek iptal edilmiş, bu bölgelere yapısal tadilat uygulanmış; borda paneli, pilotlara kullanım ve görüş kolaylığı sağlamak için yeniden dizayn edilmiş; daha iyi görüş alanı sağlamak için, kokpitte yer alan aynalar, f-4 uçaklarında kullanılan aynalarla değiştirilip, ilave bir ayna takılmış; uçağın gösteri amacıyla duman salabilmesi için, yakıt deposu olarak kullanılan kanat ucu depolarının diğer depolarla irtibatları kesilerek boya tankına dönüştürülmüş, tank içindeki boyanın egzoza pompalanabilmesi için boya tankı içine hidrolik bir pompa takılmış ve uçakların gövdesi şu anki haline boyanmıştır. yapılan bu tadilatlara ilave olarak, uçuş sonrası performans değerlendirmelerinin etkinliğinin arttırılması maksadıyla 2000 yılında uçaklara 3 eksenli vtr (kamera kayıt sistemi) sistemi eklenmiştir.

    gösteri sırasında uçakların arasındaki mesafe 3 feet'tir. yani 1 metre. 200k ile 520k arası sürat yapmaktadırlar. yani 370 km/saat ile 960 km/saat. toplu hareketlerde 5g civarı çekmektedirler. solo pilotlarının yaptığı hareketlerde ise uçağın limiti olan -3/+7.33 g arası değerler kullanılmaktadır. örnek vermek gerekirse 80 kg. olan bir pilota, 5g kuvveti altında binen yük 400 kg. olmaktadır. pozitif g kuvveti kanın vücudun baş tarafından alt kısımlarına doğru akışına sebep olarak beyne giden kan miktarının g kuvveti ile orantılı olarak azalmasına dolayısıyla görüşte daralma, görüşün tamamen kaybolması, hatta bayılmaya bile sebep olabilmektedir. bu yüzden anti g-suit kullanırlar. bu mekanizma; vücudun alt kısmını, yani bacaklar ve karın bölgesini g altında basınçlı hava ile şişirerek sıkar ve böylece kanın alt kısımlara toplanmasını önleyerek; pilotun g toleransına 1.5g'lik katkı sağlar.

    hal böyleyken; haklarında yok osuruktan teyyaredir, yok tırttırlar, yok israil uçağı gelse pistten kalkamazlar gibi cahil cühela yorumlar yapmak elbette çok komiktir.

    gösteri uçağı arkadaşım bu. dünyada sekiz süpersonik uçakla gösteri yapan tek akrotim. savaş olsa bunlar mı girecek savaşa sanıyorsun? uçakların çıkardığı sesten kafan karışmış senin. bi dahaki sefere kulaklarına tıkaç falan tak, işe yarıyor.

  • siz meyve sularının o reklamlarda gösterdikleri tazecik, pırıl pırıl parlayan meyvelerden üretildiğini mi düşünüyorsunuz? *

  • kırk asırlık türk yurdu düşman elinde esir kalamaz

    bir hatay'lı olarak, dedemin babasının yani hasan ağa'nın 80-85 yıl öncesi yaptığı gibi silahı alır dağa çıkar ne kadar suriye sevdalısı varsa hepsini kuş gibi avlarım. ben sofu hasan'ın torunuyum. benim dedem ağalığını, canını düşünmeden memleket elden gitmesin diye çalışanları ile hatay'ın dağlarında fransızlara, suriyelilere, araplara karşı eşkıyalık yapmış iken bu halimle kaybedecek hiçbir şeyi olmayan ben hepsinin alnını karışlarım.

  • amerikan kısa öyküsünün en babalarından, zehir gibi, çivi gibi, hap gibi bir yazar. çehov’un yalınlığını, süssüzlüğünü, edebiyatsızlığını alın, savaş sonrası amerikan coğrafyasına taşıyın, içine highsmith’in şiddet-dehşet-kötülük tohumunu sallayın; güzelce karıştırıp salıverin kafkaesk bir zemine bu bulamacı. öyle korkusuz, öyle tabiî, öyle insanca yayılacaktır ki, ortaya bildiğimiz, aşinâ olduğumuz hiçbir şeye benzemeyen şehevî bir lezzet çıkacaktır. işte bu olağanüstü lezzetin yaratıcısıdır raymond carver. bütün usta öykücüler gibi, önce kurup sonra bozar o. kurarken nasıl sakin, nasıl serinkanlı, nasıl korkutucu ölçüde dümdüz ise, bozarken de o denli usta, o denli dehşet verici, o denli çoşku doludur. tıpkı hayat gibidir öyküleri, vurucu son sözlerden, ağlamaklı finallerden, parıltılı karakterlerden yoksun. bir bitmemişlik vardır öykülerinde, bir de tabii, acıtan bir dürüstlük. bir raymond carver öyküsü, ‘a small good thing’ oluverir hayat gailesinin orta yerinde. uzaktan vüs’at o bener’e el eder.

  • başta çalışanlara enayi dedim. zaten sizi üç kuruş maaşa çalıştırıyorlar ne uğraşıyorsun. çağır polisi gerekeni yapsın. ama sonra çalışan "bizim cebimizden çıkıyor" dedi. düzene bak be.

  • e uçağı kim kapattı o zaman? mısırlı eleman, "üstümde yok şimdi, sen ver, dönünce ben sana veririm" mi dedi acaba şeyma'ya?