hesabın var mı? giriş yap

  • "nuricim haberi aldım.stop. evde havalara uçtuk.stop. türkiye'ye dönünce uğra da iki laflayalım. stop. çakal seniiiii. stop. afferin lan.stop."

  • sadece kendi yandaşlarına ithalat izni verecek ve böylece ikinci el otomobil piyasasındaki ranttan pay alacaklar anlaşılan...

    oysa yapılması gereken bu milleti avrupa'nın kullanılmış arabalarına mahkum edip bir de üzerinden ithalatçılara rant dağıtmak değil sıfır otomobildeki ötv oranını düşürmek ve böylece manipülasyonu önlemektir.

    bir işiniz de şu milletin faydasına olsun be!

  • iki gunlugune yurt disina giden arkadastan gelmis: "ulkeyi iki gun terk ettik teror bitmis, israil ozur dilemis, aylar sonra milli takim mac kazanmis... tek sorun ben miydim arkadas!!! bi' kac gun daha donmesem super guc olacak memleket"

    hayir yani iki gunlugune gittigi ulkede de hukumet düştü.

  • kazanan çiftçinin bizim ekşicilerden daha akıllı olduğunu gösteren olay.

    adam maksimum ikramiyenin 500 000 tl olduğunu düşünmüş de iki kupon oynamış.

    bizimkiler daha haberi okuyup anlamaktan aciz.

    vaheyy.

    kuponu bunlar oynasa kalıbımı basarım 4 tl basarlardı paranın yarısı boşa giderdi lan.

    banko yani.

  • devletin yapılan yollardan ve köprülerden kullanım ücreti alması şu mantığa dayanır.

    devlet vatandaşın kullanması için yol yapar ve bu yolun yapılmasının ardından bu yolun yapım maliyetini çıkarana kadar kullanım ücreti alır.

    ancak bizim ülkemizde bu şekilde olmuyor. 30 sene önce yapılan yoldan köprüden hala para kesilmeye devam ediliyor ki benim şahsi görüşüme göre bu vatandasa atilan arsizca bir kaziktir.

  • liseyi beraber okuduğum bir arkadaşım vardı, büyük hedefleri olan çalışkan bir arkadaşım. mühendis olmayı liseye başlar başlamaz aklına koymuştu, sıraya da mühendis olacağını, istediği üniversiteyi yazdı, teknik üniversitesi inşaat mühendisliği.

    garip bir çocuktu. sessiz, sakin, hayatında kavga bile etmemişti. derin bir havası vardı, altını kazdıkça daha derine indiğini görüyordum. rahatsız oluyordu sorularımdan, üstüne gitmiyordum. lisede aynı ranzada altlı üstlü yattık. önceleri üstte yatıyordu, geceleri haykırarak uyanıyordu, uyuyamıyordu çoğu zaman, üzülüyordum, anlat derdini diyordum, susuyordu. yer değiştik, ben üst ranzaya geçtim. daha rahat uyumaya başladı. sebebini sorduğumda daha az sallanıyor, ben rahatsız olmuyorum ama istersen değişelim tekrar dedi. yok dedim. konuyu da daha fazla irdelemedim. telefonla konuştuğunu neredeyse hiç görmedim, bazen telefonla uzun süre konuşup döndükten sonra yatağına geçip ağlıyordu. okulun kütüphanesine ve bilgisayar laboratuvarına sık sık giderdi. geçmişi de hep silerdi. ne baktığını ne araştırdığını bir türlü anlayamadık. zamanla hocalarında dikkatini çekti, psikolojik destek aldı. okul müdürü çocuğun geçmişini biliyordu ama bize söylemiyordu.

    ikimizde üniversiteyi aynı şehirlerde okuyacaktık. heyecanıyla bir şeyler yapma peşindeydik, ben gezmeye çok meraklıydım, o kitap okumaya. daha büyümüştük, zaten olgun olan arkadaşım daha olgundu. artık yüzündeki hüzünün yerini hırs almıştı. daha çok çalışıyordu eskisinden. başarılı oldu, büyük şirketlerde staj yapma imkanı buldu. bir gün bir kafede otururken tuvalete gitmişti, telefonu da masada. tanıştığımızdan beri telefonuna şifre koymazdı. açtım hemen, safariye girdim. yer imlerine baktım, kandilli rasathanesi, en sık tıklanan sayfaydı. önceleri bir şey demedim. evine gittiğimde bilgisayarına baktım, yine aynı şekilde. evde 1999 senesine ait gazeteler, kitaplar. kandilli rasathanesi yine yer imlerinde. sürekli son depremlere bakıyor.

    soramadım yine kendine. lisedeki müdürü aradım, tam bir hafta sonra ulaştım. sordum arkadaşımı, önce hatırlayamadı, sonra hatırlayınca okula davet etti. tüm hikayesini dinledim arkadaşımın. 99 depreminde ailesinin hepsini kaybetmiş, amcası büyütmüş hep, yatılı okumuş hayatı boyunca. inşaat mühendisliğini neden seçtiğini, telefonuna neden şifre koymadığını, geceleri neden haykırarak uyandığını, neden üst ranzada yatamadığını o an anladım. her şey bir anda gözümün önünden geçerek anlam kazanmıştı.

    bunları kendine anlatamadım, eğer bilseydim daha çok yanında olurdum. keşke daha çok yanında olabilseydim.

  • hayvanların tarihi insanların tarihinden çok daha eskiye dayanmaktadır. insanlar olmasaydı dünyada herhangi olumsuz bir değişiklik olmayacaktı. peki ya hayvanlar olmasaydı.*

    bilindiği üzere bitkilerin tozlanmasına yardımcı olan canlılar, arılardır. arıların olmadığını varsayarsak, bitkilerde olmayacaktır. hayvanların olmadığı bir dünyada, bitkilerinde olmadığını varsayarsak, elimizdeki stoklarla en fazla 4,5 yıl yaşayabiliriz. diyelim ki tozlaşma ve döllenme sorununu çözdük. peki yine mutlu mesut yaşayabilir miydik. hayır.*

    kırmızı et ve beyaz et olmayacağı için, insanlar protein eksikliğine bağlı olarak, zayıflamaya ve çeşitli hastalıklara yakalanmaya başlayacaktır. insanlar günden güne güçsüzleşirdi. buna bağlı olarak, cılız ve oldukça güçsüz nesiller orataya çıkardı. protein ihtiyacı, meyve ve sebzelerden de kısmen karşılanabilir. fakat hayvansal gıdaların olmadığı ve bitkilerin çok zor döllendirildiği bir ortamda, bir fasulye tanesi bile altın gibi değerli olacağı için, insanların çoğu protein eksikliği çekecektir. bu sorunuda ortadan kaldırdık diyelim, gene günümüzdeki gibi yaşayabilir miydik. hayır.*

    hayvanlar havadaki oksijeni kullanıp, karbondioksit salarlar. oluşan karbondioksit bitkiler tarafından tüketilir ve oksijen salınımı gerçekleştirilir. bu döngü devamlı sürer. hayvanların yok olması halinde, bu döngüde bozulmaya uğrar. bunun yanında azot ve su döngüsüde zarar görür. bu dengelerin değişmesi, insanlar ve bitkiler için ölümcül sonuçlar doğurur. bu sorununda üstesinden geldik diyelim, peki yine de mutlu mesut yaşayabilir miyiz. hayır.*

    gıda kaynaklarımızın yarısı olmayacağı için, dünyada tarih boyunca büyük bir beslenme sorunu olurdu. beslenme sorunuyla karşı karşıya kalan insanlık nüfusu, günümüze nazaran, oldukça düşük olurdu. bu sorunuda görmezden gelelim peki yine de hayatımıza eksiksiz bir şekilde devam edebilir miydik. hayır.*

    günümüzde hayvansal ürünler, ilaç sanayinde de kullanılmaktadır. hayvanlar olmasaydı şu anda kullandığımız bir çok ilaç üretilemeyecekti. peki yine de ilaç problemini çözdük diyelim, peki yine de sorunsuz bir şekilde yaşayabilir miyiz. hayır.*

    hayvan kalıntıların, petrolün oluşumunda büyük bir öneme sahip olduğu için.hayvanlar olmasaydı petrolde büyük bir kısmı var olmayacaktı. petrol sorununuda aştığımızı varsayalım. peki yine de sıkıntısız bir yaşam sürebilir miydik. hayır.*

    hayvanlar olmasaydı, dokuma sanayiside büyük sekteye uğrardı. bugün evimizde kullandığımız, ve üzerimize giydiğimiz, dokuma ürünlerinin büyük bir kısmı hayvanlardan karşılanmaktadır. dokumada da tamamen bitkisel bir malzeme kullandık diyelim. peki yine de rahat bir şekilde yaşayabilir miydik. hayır.*

    hayvanlar olmasaydı, bugün kullandığımız bir çok teknolojik araç olmayacaktı. teknolojinin gelişmesinde hayvanların rolü büyüktür. bugüne kadar icat edilen birçok araç ve gereç, hayvanların yapıları model alınarak icat edilmiştir. bunların olmadığı bir dünyada, alternatif teknolojik araçları icat ettik diyelim. peki yine de tüm eksiklerimizi tamamlamış olur muyduk. hayır.*

    tarih boyunca hayvanlar, bizim birçok işimize yardımcı olmuşlardır. hayvanlar olmasaydı tarihte yapılmış ticari ve mimari faaliyetlerin, birçoğu sekteye uğrardı. tarihte hayvan gücünden yararlanamayan insanlık, bugünkü konumundan bir adım geride olurdu. bugün dünyada bir çok önemli hayvanın, nesli tükenmek üzere, onların yaşamak için bize ihtiyacı yok fakat bizim yaşamak için onlara ihtiyacımız var.*

    kaynak

  • milli takım değil akp-spor düşmanlığıdır. yoksa bu vatanın her bir karış toprağında kars'tan edirne'ye, diyarbakır'dan konya'ya nice zaferler sokaklarda kutlandı 2002 öncesi.

    tff akpli, teknik direktörü akpli, futbolcuları iktidar yalakası olan takımın tribünleri de arapça tezahüratlar yapıyorsa o takım beni temsil etmiyordur!

    debe için not: konyalıyım.

    edit: ilk defa böyle bir şey yapıyorum üzgünüm. herkesten özür diliyorum ama şu başlığı okumanızı istiyorum.
    (bkz: 15 ekim 2015 aras kargo rezaleti)