hesabın var mı? giriş yap

  • töbe töbe. çok mal lan bu nasa.

    la tabi gidebilirdik. o yol yapılırken mıcırı, asfaltı kamyon çekmedi mi amk? greyder tesviye yapmadı mı?
    bunlar gittiyse araba da gider.

  • celal şengör'ün az önce teketek programında sarfettiği söz. hocaya olan sevgimden dolayı sert eleştirmekten her zaman kaçındım ancak bu sefer kantarın topuzunu kaçırdı diye düşünüyorum. bülent ecevit bu ülkedeki en iyi eğitim almış başbakanlardan birisidir.
    gelen mesajlar üzerine edit:
    bazı arkadaşlar bülent ecevit'in lise mezunu olduğundan bahsederek mesajlar atıyorlar. duyanda sanır şişli endüstri meslek lisesi mezunu. ecevit robert koleji mezunudur beyler bayanlar. ankara dil tarih fakültesi'nde ve londra üniversitesinde eğitim gördü. bu üniversiteleri bitirmedi ama kapasitesi yetmediği için bitirmediğini zannetmiyorum. ki daha sonra burslu olarak harvard üniversitesinde bir yıla yakın süreyle birtakım akademik çalışmalarda bulundu. bu üniversitelerin önünden dahi geçemeyecek adamlar “ama lise mezunuuu” dedikleri zaman kafayı yiyorum.

  • ilerleyen zamanlarda adını çok sık duyabileceğimiz yunan basketbolcu. 1994 doğumludur ve adından anlaşılacağı üzere nijerya kökenlidir. 1990'ların başında nijerya'dan yunanistan'a göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak atina'da doğmuştur, ancak yunanistan'ın sert göçmenlik yasaları nedeniyle ailenin bu ülkede doğan çocuklarından hiçbiri halen yunan vatandaşlığı alamamıştır, hepsine giannis gibi yunan isimleri vermiş oldukları halde (bkz: jus soli). bu nedenle yunanistan'ın alt yaş grubu ulusal takımlarında henüz oynamamış olsa da eğer söylendiği gibi müthiş bir oyuncuya dönüşürse herhalde bu yeteneği nijerya'ya kaptırmamak için yunan makamları birşeyler düşüneceklerdir.

    saha içindeki oyununa gelirsek, 2.06 boyu ve upuzun kolları, kocaman elleriyle nba'de son dönemde moda olmaya başlayan nicolas batum tarzı atlet 3 numaralara benzetiliyor. ayrıca top kontrolünün iyi olduğu, pek çok pozisyonu oynayabildiği, çok iyi bir saha görüşü olduğu, hatta bu nedenle "fizik ve oyun tarzı olarak" kevin durant'e benzetenlerin bile çıktığı söyleniyor. şahsen ben videolarına bakarak şut sokamayan bir durant'e benzettim, nitekim hep içeri drive ediyor ve pota civarında çok iyi bitiriyor ancak istikrarlı bir dış şutu olmadan iyi bir yerlere gelmesi zor (derken bu sezon %33'le üçlük attığını görüyorum, çok kötü sayılmaz) şu anda yunan 2. liginde oynuyor, ancak önümüzdeki yıldan itibaren ispanya 1. ligi acb'de zaragoza forması giyecek. 2017'de bitecek kontratının her yılının sonunda nba'e çıkış maddeleri bulunuyor. draftexpress sitesindeki 2013 mockdraft'ında ilk turun sonunda seçilmesi bekleniyor ancak ben ispanya'da kendini göstermeden drafta gireceğini düşünmüyorum. yeni parlamış ve kendini alt yaş grubu avrupa şampiyonalarında henüz hiç göstermemiş bir avrupalı için ilk tur çok hayalci bir beklenti, en iyi ihtimalle 2. turun sonlarında seçilir şimdi girerse. ayrıca kendisiyle aynı takımda oynayan, 92'li thanasis adetokunbo adında bir ağabeyi vardır ki onun ortalamaları giannis'ten biraz daha iyi görünüyor şimdilik.

    bu entry'deki bilgilerin çoğunu jonathan givony'nin kendisiyle ilgili tanıtım yazısından aldım: http://www.draftexpress.com/…annis-adetokunbo-4090/

  • 8 kelimeden oluşur.

    erdoğan'ın "mısır olaylarının arkasında israil var" açıklaması ap tarafından israil dışişleri bakanlığı basın sözcüsüne soruluyor, verilen cevap şu: "bu üzerine yorum yapmaya değmeyecek o açıklamalardan biri". off anam off. ortadoğunun liderine bak sen hele..

    http://www.hurriyet.com.tr/planet/24556467.asp

    edit: genç şakirtler rahatsız! gg diye ispiklemişler lan.

  • özellikle çocuklarının gönül ilişkileri konusunda gösterdikleri realist tepkiler öküzlük boyutuna ulaşabilmektedir. hemen farklı iki babadan iki örnek verelim;

    oğlunun kep törenine gelmiş anne, baba kendisinin bir alt sınıftaki kız arkadaşıyla konuşmaktadır.

    anne: ay ne güzel bak ahmet, inşallah ayşe'nin de kep törenine geliriz seneye.
    baba: ohooo o zamana kaç ayşe gelir geçer.
    kız arkadaş : errör
    oğlan: utanç

    bu da başka bir aileden geliyor;

    baba: ee kesin ayrılmışlar mı artık? nolmuş o amerikalıyla?
    anne: evet, bitirdim diyor.
    baba: iyi yapmış, ona göre değildi zaten. üzülmesin hiç. en azından ingilizcesini ilerletti.

  • git kardeşim, maaşının yarısını kira adı altında zamanında gecekondusu olan kıroya verme.

    illa gezmeyi severim ben diyorsan ayda 2 kez istanbul'a gezmeye gel. zaten sürekli istanbul'da yaşadığında parasızlıktan ayda 3 kez çıkamıyorsun.

    istanbul'da yaşamaya mecbur değilsen git. nasılsa deprem olunca tayin isteyeceksin.

    edit: aslında konu memurların istanbul'da yaşama isteğinin anlamsızlığı üzerinedir. mecbur kalanlar, zorunlu görevde olanlar hariç tabi. onlar bitince gidebilirler sorun yok.

  • her şey bir yana, şunu yazmadan geçmek istemedim:

    saha içinden izledim konseri; sanırım toplamda otuz bine yakın insan katıldı. genç bir kadın olarak ne girişteki sırada, ne içerdeyken herhangi bir anda, ne de dönüş yolunda bir an bile normal şartlarda artık gece taksim’e çıktığımda yaşadığım güvensizlik ve tedirginlik hissini yaşamadım. sadece kadın olmakla ilgili bile değil; insanların dip dibe müzik dinlediği o ortamda acaba cebimin kenarından cüzdanım, telefonum çalınır mı vs gibi şeyleri bile hiç düşünmediğimi fark ettim.

    yanımdaki insanlarla sohbet edebilmek kolaydı, millet birbirine yanından geçerken gülümsüyordu, sıra beklerken kimse kimseyi sıkıntıya sokmaya, ezmeye vs çalışmadı. öne geçmeye çalışan çakalları bir kenara bırakırsak (o kadar da olsun), epeydir hissetmediğim bir iyilik ve medeniyet dalgasının içindeydim.

    öyle güzel bir kalabalık, öyle ışıklı bir topluluktu.

    umarım haklısındır harun, umarım bu ülkenin yarını artık bizlerizdir. içimiz umut doldu, emeklerinize sağlık.

    debe editi: çok güzel insanlarsınız yahu, hayallerimiz umutlarımız ortak. şukulayan elleriniz dert görmesin. çok teşekkürler :)