hesabın var mı? giriş yap

  • şehir içinde 50, hatta okul bölgesinde 30 ile gittiğiniz için size sinirlenen, sizi tahrik eden ibnelerden birisi değilse ne olayım.

  • adeta hayat felsefem. kafamda planladığım işi gerekleştireceğim güne kadar yakın arkadaşlarım ve akrabalarım dahil kimse bilmesin diye özel çaba gösteriyorum. sanki dayanamayıp söylersem işin büyüsü bozulacak ya da çomak sokmak isteyen birileri olacakmış gibi geliyor hep. garip tabii...

  • buna göz yuman kişi kesinlikle gavat değildir. her önünüze gelene gavat demeye çok alıştınız bakıyorum. gavat, bu durumdan nakti bir kazancı olan kişiye denilir.

    bu kişi godoştur.

  • aşağıdakiler kaneez hussain, trudie chalder'in kronik yorgunluk sendromu isimli kitabından çıkarılan notlardır. hastalik oldukça ciddidir. * sosyal ilişkilerinizi ve tüm hayatınızı etkiler.

    kys’nin* neden ortaya çıktığı bilinmiyor ama sürmesini sağlayan bazı nedenler şunlardır:
    1)bedeniniz formada değildir: kaslar formda olmayabilir. birden yüklenmiş olabilirsiniz. kullanmıyor olabilirsiniz, kullanmanız lazım.
    2)tahterevalli: bir gün dinlenip bir gün spor yapmaktan kys olabilir. hergün belli bir düzen içinde olmak gerek. “beden saati” diye bir şey var.
    3)daha fazla dinlendikçe daha fazla yorgunluk hissedersin.
    4)kendinize katı olmayın: kendize gelmek uzun zaman alır. kendini fazla zorlama yapabileceğini yap gerisini bırak.
    5)belirtilere odaklanmak: odaklandıkça belirtileri daha çok fark eder, endişelendikçe belirtiler daha çok artar. farkında oluş ve tepki arttıkça sorun daha çok büyür.
    6)kendini engellenmiş ve kötü hissetmek: hastalık için bir şey yapmadığını düşünmek kendini daha kötü hissettirir.

    bu hastalık kısır döngü. dinlenme ve etkinliklerin azaltılması bir çare değil. beden saatini düzeltmeye, hastalığa odaklanmamaya çalış. yavaş yavaş ilerime kaydetmek, kaygılanmamak, acele etmemek.

    bilişsel (düşünme), ve davranışçı terapi (bdt) ile çözüm bulmaya çalışılabilir. bu tedavi yönteminde kişi bazı şeyleri farklı yaparak ve farklı düşünerek, farklı hissetmek sağlanmak amaçlanıyor. sabırlı olmak yakınlardan yardım almak önemli.

    iyileşmek için yardımcı olacak yaklaşımlar :
    uykunun düzenlemesi: beden saati ayarları geç saatte uyanık kalmakla, yataktan geç çıkmakla, gün içinde uyumakla, gün içinde aktif olmamaktan kayar. her gün farklı saatte kalkmak fazla uyumak şekerleme yapmak bozabilir.gün içerisinde uyumamak lazım.her gün aynı saatte kalkmak lazım.çalar saati odanın her yerine koymak kalkmana yardım eder.yatağı sadece uyumak için kullan.uyku düzeninle ilgili günlük tut.uykuda geçireceğin zaman kadar yatakta vakit geçir.yatmadan önce hep aynı şeyleri yap.
    uyuyamazsan endişelenme karanlıkta gözlerini kapansa bile açık tutmaya çalış rahatlatıcı bir şeyler düşün. vücudu gevşet derin derin nefes al.20 dk içinde uykun gelmezse kalk uykun gelene kadar başka bir odaya git. eğer yatakta endişeler aklına gelirse bunu “endişe zamanına” bırakacağını söyle. endişeleri yazarak da nasıl baş edebileceğini bulabilirsin.

    etkin planlama: yalnız kendini iyi hissettiğin saatlerde işlerle ilgilenmelisin.zamanı nasıl kullandığına dair gün içinde neler yaptığına dair günlük (tablo) tut.neler yaptığına bak.neyi ne kadar zamanda değiştirebileceğini netleştir ama gerçekçi ol.yapman gerekeni netleştir.amaca ulaşmak için küçük hedefler koy ve ilk hedef kolay olsun.günlerini dengeli yaşa.yapman gerekeni kendini iyi hissetsen de iyi hissetmesen de yap.hafta içinde yürüteceğin hedefleri yaz sonra not ver.ulaşamazsan hedefleri küçült.etkinlikleri kolay seviyeden başlat.vücudun yorulmasını sallama ve sabırlı ol.günler arasında denge sağlamalısın.
    duygularını gözlemle kendini kötü hissettiren düşünceleri yakala ve bir kağıda yaz. sonra ondan kurtul ve bir daha düşünme.
    kendine çok yüksek standartlar koyma.

    -üstesinden gelmenin yolları: sonuca değil işe odaklan. ör:en yüksek notu almaya değil öğrenmeye odaklan.
    -yaptıklarına haftalık sınırlar koy.bu süre sonunda mükemmel olmasa da bırak.
    -yaptıklarını mükemmel hale getirirken yavaşlarsan, çabalarından mı sanat harikasından mı memnun olacağını düşün.
    -mükemmel yapmayı beklemezsen yaptıklarından zevk alırsın.bazen standartları düşürmek daha eğlenceli olabilir.yaşamdan daha çok zevk alabilirsin.
    -zorlanmalar karşısında tablo yap ne beklediğini yaz ve sonucun ne olduğunu yaz, bak.böylece zorluğu parçalara ayırmış, ayrı ayrı ele almış olursun.

    sorun çözme yöntemi olarak:
    -seni endişelendiren durum ve şeylerin listesini yap.özellikle hangisiyle ilgilenmek istediğine karar ver.
    -sorunun ne olduğunu açık ve net bir biçimde yaz.
    -sorunu, sorun çözmekte başarılı ve geçmişte bu sorunu çözmüş birinin açısından çalışmalısın.çözüm için en az 3 değişik yol düşünmelisin.
    -her çözüm seçeneğinin sonuçlarının ne olacağına dair düşüncelerini yaz.
    -hangi seçeneğin daha iyi sonuç getireceğine karar ver.
    -çözümü uygulamaya yönelik bir plan yap
    -işe yarayıp yaramadığına bak.
    -yöntemi birkaç kez yazdıktan sonra aklından yapabilir hale gelebilirsin.

    kaygı ile nasıl baş edilir: kaygı yaratan durumla, kaygı azalıncaya kadar karşı karşıya gelmenizi içerir.kaygı zamanla azaldığı için bu yaklaşım işe yarayacaktır.ancak kaygı veren durumla düzenli değil de sadece zaman zaman karşılaşırsanız kaygı devam eder.

    bunu yaparken ki bazı ipuçları :
    -yapacağınız konusunda açık olun.
    -kendinizi iyi hissedene kadar bu durumda kalın: bekleyin ve kaygınız geçene kadar devam edin.
    -bu durumla olabildiğince sık yüzleşin: düzenli olarak ne yapıyorsanız onu yapmaya çalışın.
    -kaygı duygusu yaşayacağınızı peşinen kabul edin.
    -üzerine gitme ödevlerinizle ilgili bir tablo tutun.

    gelecekle ilgili olarak :
    -beklentilerini gerçekleştirilebilir düzeyde tut.başarılarla memnun olmayı öğren.
    -her şeyi aşamalı yap.kendine haftalık hedefler belirle.bu hedefleri çözünebilir parçalara böl.bunları yorgunluk hissetmeden yapabilir normal düzenin parçası haline getirebilirsiniz.
    -işe yaramayan ve yarayan düşüncelerinizi bir kağıda yazın.

    ders çalışabilmede yardımcı olacak yollar:
    -belli bir yeri çalışmak için kullanın ve bu yeri çalışmak için çekici hale getirin.işe yaramayan şeyleri burada bulundurmayın ve her çalışma sonunda düzenli bırakın.
    -çalışacağınız konuların listesini sıraya göre yapın.belirlediğiniz süre içinde bunları yapabileceğinizden emin olun.
    -çalışma sonunda elde edeceklerinizi yazın.istek kırıldığında bu listeyi okuyun.
    -proje yapıyorsanız, projeyi dilimlere bölün.kendinize küçük görevler vererek büyük görevi tamamlayın.

    çikolata kutusu tekniği :
    -her çalışma sürenizi 35 dk olarak ayarlayın.ilk 20 dk yeni şeyleri öğrenmek için kullanın.sonraki birkaç dk'yı geçmişi tekrar etmek için kullanın.son 5 dakikayı ise öğrendiklerinizi gözden geçirmek için kullanın.
    -çalışma süresinin hemen sonunda kendinize küçük ödüller verebilirsiniz.

    ilaç tedavisindense kitabın önerdiklerinin daha faydalı olduğu düşüncesindeyim. * vakti zamanında notları kendim çıkartmıştım ancak hastalığın teşhisi üzerinizde konmuşsa kitabıda mutlaka okuyun derim.

  • yan apartmanımızda gerçekleşen durum. resim

    olayı şöyle özetleyebilirim.

    o binanın tam arasından bir dere geçer. resim itfaiye ters istikametten geldiği için karşı yakada kalıyorlar. bundan dolayı baya zaman kaybı yaşanıyor. olayları canlı canlı izlerken itfaiyecilerin ne kadar büyük aptallık yaptıklarını yazmadan rahat edemeyeceğim. isterlerse hakkımda soruşturma başlatsınlar.

    1: ters istikametten geldikleri için 7- 10 dakika arası bir gecikme yaşanıyor

    2: tam teşekküllü 3 itfaiye arabası gelmesine rağmen branda açılmıyor

    3: ilk etapta branda açılması gerekirken o aptal ekipler merdivenle müdahale etmeye çalışıyor.

    kadın daha ne kadar dayanabilir ? itfaiye geldikten sonra o yangın gözlerimin önünde 30 dakika sürdü. daha henüz kadın atlamamıştı. yani bu beceriksiz itfaiye ekibi 20-25 dakika içerisinde bir branda açamadı. bana göre bu cinayetti. ne eksik ne fazla abartmadan yazıyorum. zaten o mahallede yaşayan insanlar bu duruma katılacaktır. tamamen koordinasyon hatası başka bir şey değil.

    yer: mezitli / viranşehir mahallesi

  • tamamı: "akp diyarbakır milletvekili cuma içten'in izmir'den notlar şeklinde twitter hesabında yaptığı paylaşımlar tepki çekti. içten, "chp'li izmirli gençlerin özgürlükten anladıkları, son derece açık giyinmek, kafa çekmek, sabaha kadar eğlenmek. izmir boşanma oranının en yüksek olduğu il neden acaba ", "haşhaşilerin başkenti izmir, neden acaba?" dedi."

    şimdi de bu arkadaşın özgürlük anlayışına bakalım:

    rahatça hırsızlık yapabilmek,
    para sıfırlamak,
    ırkçılık yapmak,
    ülkeyi bölmek,
    mezhepçilik yapmak,
    geri zekalı geri zekalı demeçler verip beyin yakmak,
    din sömürmek,
    kafa kesmek,
    çocuklara tecavüz etmek, tecavüzcüleri aklamak,
    kadın dövmek,

    ...

    başka bir şey söylemeye gerek yok sanırım.

  • dünyada eşi benzeri görülmemiş bir toplumsal deneyin ortasındayız. hakikaten üzerine hukuki tez yazılacak cinsten bir durum bu. ortada bir mevzuat yok (varsa söyleyin avukat olarak ben bulamadım) , yetkililerin "doğrudan" alkol yasağı olduğuna dair bir söylemi yok ; sadece toplumsal olarak böyle bir söylem var ve toplumun neredeyse tamamı bunu kabul ederek bu yasağa uyuyor ya da varlığını kabul ediyor. kitlesel histeri yoluyla kanun uydurup buna uyan dünyanın ilk toplumu olarak tarihe geçtik sanırım.

  • türkiye, rağbet görmeyen spor dallarında başarılı bir ülke. çünkü çok yetenekli ve azimli sporcularımız var.

    futbol gibi paranın çok olduğu, pastanın büyük olduğu dallarda ise yine kokuşmuşluk ve liyakatsizlik nedeniyle asla başarılı olamayacağız. paralimpik oyunlarda niye başarılıyız? çünkü milli takıma alınması istenilen birilerinin yakını, birilerinin adamı olan paralimpik sporcumuz yok muhtemelen. olsaydı bunda da başarısız olurduk.

    emeklerine sağlık. helal olsun.

  • paradoks bir tuhaftir.

    ornegin, "şu anki" insan (dolayisiyla dünya) teknolojisi ile, degil samanyolunu kolonize etmek, gunes sisteminde içinde bir yerde kucuk bir koloni dahi kurulması imkansizdir. bugüne değin kurabildiğimiz tek dünya dışı koloni, uluslararası uzay istasyonu içinde yaşayan birkaç insandan ibaret. yine de sınırları zorlayalim desek, insanlarin bugunku teknolojileri ile samanyolu galaksisini kolonize etmeleri 4 milyar yildan çok daha uzun bir surec alir.

    elbette teknolojinin gelisecegin farzetmek gerekir. ornegin, insan (veya herhangi bir zeki tür) isik hizinin 10 katina kadar cikabilecek araclar uretti diyelim (isik hizi asilamaz ya, kulagi tersten gosterip bu sinirlamayi asacak bir yontem kesfetsinler. mesela bizim su an hayal edebildigimiz warp drive yahut wormhole teknolojisi) ve bu araclar yoluyla galaksiyi kesfe cikalim.

    en goz alici hedeflerden biri olan orion bulutsusu'na ulasmak, ışıktan 10 kat hızlı hareket ettiğinizde 150 yil surecek. dünyaya haber verme sureciyle birlikte düşünülmesi gerektiği için 300 yil. yani oraya gidecek koloni, en az 450 yil (150 yılda ulaştı, 150 yılda haber verdi, 150 yılda yardım geldi) hayatta kalabilmeyi garantileyecek altyapiya sahip olabilmeli. dahasi var ki, orion oldukca genis bir bulutsu ve onbinlerce yıldız iceriyor. bu yıldızların ve çevrelerindeki gezegen sistemlerinin keşfi ise, oraya gonderilecek koloninin altindan kalkabilecegi bir sey degil. tabi ki binlerce insan ve yuzlerce gemi gönderdiyseniz, birkaç binyıl içinde orayı tamamen kolonileştirmeleri mümkün...

    orion yakin bir hedefti. biraz daha uzaga, daha goz alici bir hedefe, m22 yildiz kumesine yonlenelim. buraya ulasim, ışık hızından 10 kat hızlı giden giden gemimizle 1000 yil suruyor. bu yildiz kumesi 7000 civarinda yildiz iceriyor. gezegen sistemlerini de isin icine katarsaniz, oraya ulasacak insanlarin ziyaret edip incelemesi ve yasama uygun olanlari kesfetmesi gereken 50 binden fazla gezegen var demektir.

    gidip görülebilecek daha yakin yerler var, ornegin m45 de denilen ülker takim yildizina sadece 2.5 yilda ulasabiliriz. burada ise gorece daha az yildiz bulunuyor, 100 civarinda. sanirim burayi kolonilestirmek daha kisa surebilir eger yeterli insan kaynagina sahipseniz.

    samanyolu'nun capi 80.000 isik yili kadar. bu, çok buyuk bir rakam. eger gunes cevresinde 10.000 isik yili capinda bir alan dusunurseniz, bu alandaki yıldız sayisi 15-25 milyar kadar olacaktir. bunca yıldızı ve bunlarin cevresindeki yüzlerce milyar gezegen sistemlerini kesfetmek, buralara kesif veya gozlem gezileri duzenlemek ise insanligin yüz milyonlarca yilini alacaktir. ki bu 10.000 isik yili capindaki alan, samanyolu galaksisinin kücük bir bolumunu olusturuyor. bu alani degil kolonilestirmek, sadece temel duzeyde bilgilerini iceren bir katalog olusturmak (şurası yaşam için uygun, burası değil, burada ise mümkün gibi) binlerce yil alacak bir surec.

    görülecegi uzere, sadece yakin cevremizi kesfetmeye calismak bile bize milyonlarca yil kaybettiriyor. kaldi ki, galaksiyi kolonize etmeye kalkismak, milyarlarca yilimizi aliyor.

    haa bi de galaksideki diger zeki canlilar nerede? neden bizi bulmadilar? yukaridaki aciklama yeterli olsa da, onlarca milyar yildizin cevresinde donen yuzlerce milyar gezegenden biri oldugumuzu bilmek yeterli sanirim. bu kadar soluk bir yildizin cevresindeki bir gezegeni kesfetmek, dahasinda, burada yasam oldugunu dusunmek, daha da ötesinde buradaki yasamin zeki varliklar icerdigini anlamak o kadar kolay bir sey degil. bizden cok daha ileri bir zeka formu icin bile bu cok zor.

    bakın bir örnek göstereyim. aşağıdaki linke tıklarsanız, samanyolu düzleminin çok küçük bir bölümünün fotografını göreceksiniz. sanki kumlu bir yüzeyin fotoğrafına baktığınızı sanacaksınız ama, o kum taneleri gibi görülen yüzeyin tamamı yıldızlardan oluşuyor. o üst üste binip birbirine karışmış olan; beyaz, sarı, turuncu, kırmızı, kahverengi noktaların her biri birer yıldız:
    http://www.robgendlerastropics.com/m11jmm.html
    işte çok "yıldız sistemi var, hem de çok fazla" derken bunu kastediyoruz.

    dunyanin zeki yasam formlarinca bulunmasi bu kadar zor iken, bazi bilim adamlari, dunya disi zeki canlilarla iletisime gecmek icin gonderdigimiz sinyallerin aslinda büyük bir tehlike olabilecegini de soyluyorlar. aslinda haksiz sayilmazlar, cunku dunya gibi karbon temelli yasam icin son derece uygun bir gezegen galakside cok fazla sayida bulunmuyor. yabanci varliklarin bariscil olabilecegini dusunmek biraz fazla iyimser bir yaklasim olur. cunku dunya, her yabanci irkin agzini sulandiracak kadar bulunmaz bir nimet. eski dunyanin, amerika kesfedildiginde bolgeyi kolonilestirmek icin ellerindeki ilkel silahlarla yerlilere karsi nasil bir katliama giristigini hatirlamak yeterli olur sanirim.

    bizden teknolojik olarak daha gelismis, yildizlar arasi yolculuk yapabilen varliklar, eger dünyayi kolonize etmek isterlerse, bizleri cekirdek citler gibi yok edebilirler. gelismis silah gucune sahip birkac gemi, sadece yorungesel bir bombardimanla insanligin buyuk bölümünü daha onlari gorme firsatimiz bile olmadan yok edebilir.

    bu arada gunes icin "soluk bir yildiz" dedim. bunu soyle aciklayabilirim; kafanizi yildizlarin muhtesem sekilde goruldugu bir yerde gokyuzune cevirdiginizi farzedin... gordugunuz tum yildizlar gunes'ten daha buyukler ve aralarinda gunes buyuklugunde (cok keskin gozler birkac tane gorebilir) veya daha kucuk bir yildiz yok. bunu biliyor muydunuz?

    2011 editi:
    "dunya gibi karbon temelli yasam icin son derece uygun bir gezegen galakside cok fazla sayida bulunmuyor" demiştim. fakat artık bunun böyle olmadığını biliyoruz. hemen her yıldızın çevresinde bir gezegen sistemi var ve bu sistemler içerisinde dünya benzeri şartlar sahip, güvenli yaşam kuşağında yer alan gezegen sayısının milyarlarca olduğu tahmin ediliyor. anlaşılacağı üzere, dünya öyle bulunmaz nimet falan değilmiş, benzerlerinden milyarlarca var.

  • bekçilerin 10bin lira aldığı ülkede 33bin para değil öncelikle.

    ve becerebilseydiniz siz de okusaydınız keşke halkın parasıyla, tutan yoktu.

    ha ama siz halkın parasıyla okumayı değil başka şeyler yapmayı tercih edenlerdensiniz gerçi, pardon..