hesabın var mı? giriş yap

  • o zamanlar rusyada emekli maaşları 150 dolarmış derlerdi insanlar nasıl geçiniyor diye hayret ederdim.
    artık etmiyorum...

  • abartılı bulduğum tespit. ne var yani bir cumartesi sabahı 07.30' da çekiştirile çekiştirile yataktan kaldırılıp lego yapmak çok mu zor ?

    ühühühühühü uyumak istiyorum sözlük uyumak.

  • 14 yaşımı yeni bitirmiştim sanırım. gitmeden birkaç sene evveldi işte. akşam geldi eve, çeketini çıkardı, koltuğa yerleşti. dizinin üstüne elini vurarak kucağına çağırdı beni. gittim, boynuna doladım kollarımı, çektim içime kokusunu. "canım" dedim, "canım babacığım."

    "benim kızım büyüdü, kocaman kız oldu. sevgilisi de olacak değil mi kızımın artık?" dedi.

    gözlerini dikti gözlerime garip bi gülümsemeyle baktı. utandım, şaşırdım. daha önce hiç sevgilim olabileceğini söylememişti çünkü bana. ya da bunları konuşabileceğimizi düşünmemiştim sanırım.

    "benim kızımın sevgilisi olacak. el ele gezecek, çok sevecek birilerini. ama benim kızım düzgün insan seçecek. düzgün adamlarla sevgili olacak. değil mi güzel kızım? her önüne gelene güvenme. her önüne gelene inanma emi canım kızım? yalan söyleyenler olur, kandırmaya çalışanlar olur. benim akıllı kızım uzak tutar böyle insanları kendinden dimi güzel kızım?"

    yutkunduğumu, kafamla onay verdiğimi ve tekrar sarıldığımı hatırlıyorum. annemin de bize bakarak kıs kıs güldüğünü...

    acaba diyorum, kızıyor mudur bana? öfkeli midir? üzülüyor mudur halime. oysa ben hiç üzmek istemezdim onu. ona layık bi evlat olamadım belki... belki çok hata yaptım, yanlış insanları sevdim, yanlış yollarda yürüdüm, yanlış kapıları çaldım, yanlış evlerde uyudum, yanlış yerlerde uyandım, yanlış dostluklarım oldu, yanlış kalplere girdim, yanlış insanları kalbimin orta yerine oturttum... kızıyor mudur bana? üzülüyor mudur halime? mutsuzluğumu görüyor mudur? acıyor mudur bana ya da merhamet mi ediyordur? bilmiyorum... tek bildiğim şey; babamla ilgili o kadar az şeyi tutuyorum ki hafızamda. aklıma gelen birkaç sahne ve konuşmadan biridir bu... keşke diyorum. hep keşke... babamın dizinde oturup, boynuna sarıldığım günde kalsaydım keşke...

  • ekşi sözlük bu sene de tıp öğrencilerinin oylarıyla turkmsic "yılın en beğenilen sitesi" ödülünü aldı. törende "ama gök yeleli bozkurt hariç" diye de not düştüler.

  • (bkz: özgüven yapma telaşı)

    - hadesten body: başkalarından görüp etkilenme
    - necasetten body: çelimsiz vücudu yapılandırma. güvenlik görevlisi / çete elemanı olma
    - setr i avret: kadın derdine
    - istikbal i kıble: nasıl olsa iş oraya gidiyor, geliştirelim de kurtulalım
    - vakit: ergenlikten

  • kendine iyi davranmaya karar vermek
    hayatının kontrolünü geri kazanabilmek
    saçmalamaya bir son vermek
    kendini cezalandırmayı bırakmak

    bu motivasyon, diğer alanlara da yarıyor. "ulan" diyorsun, "ben o kadar kiloyu kaybetmişim, seni kaybetmek koyar mı?"

    irade mi lazım? "ohoooo" diyorsun, "ben waffle'a kaç defa hayır demiş insanım, sana mı yenilicem?"

    beyleyken beyle. alın işte sabah gazınızı.

    ben şimdi yürüyüşe çıkıyorum. ağzına kürekle girmek istediğim insanları düşünerek, ayaklarımla yerleri dövücem.

  • 87 metre yüksekliğindeki flatiron hiçbir zaman manhattan'ın en yüksek binası olmamıştır.park row ondan 23 metre daha uzundur.ancak hiç şüpke yok ki manhattan'ın en dikkat çekici binasıdır.sivri köşelerinin genişliği sadece 2 metredir.

  • jelko obradoviç: fenerlilere basketbolu sevdiren adam

    vitor pereira: fenerlilere basketbolu daha çok sevdiren adam