hesabın var mı? giriş yap

  • altın kartal* anlamına gelen bir harman* iskoç viskisi.

    tarz olarak highland ve speyside yöresinin özelliklerini taşıyan bir viski demek yanlış olmaz sanırım.

    yani tat olarak limonumsu turunçgiller, ballı tatlı aromalar hissediliyor.

    şişe üzerinde peated (isli) ifadesi var ancak bu konuda beklentiniz çok yüksek olmasın, zira bir islay viskisi gibi değil. zaten adamlar da hafif isli gibi bir ifade yazmışlar şişeye. defalarca koklayıp yudum yudum o kokuyu ve tadı aramama rağmen çok zor hissediliyor. benim gibi islay tercih edenler için tek eksiği bu.

    ancak sonuç olarak fiyat performans oranı muhteşem. kıbrıs fiyatı geçen ay 70'lik şişe 45 tl gibiydi. bu fiyat için viskinin kalitesine göre bedavadan bile ucuz denilebilir.

    bence pek çok kaliteli ve pahalı highland ve speyside viskiden eksik kalır yanı yok.

    imkanınız olursa mutlaka denemenizi tavsiye ederim.

    diğer viski yorumları için : (bkz: #60703155)

  • böyle garip bir şey.

    sağda solda görüyorsun birbiri için ölen aşıklar, sevgililer falan var. kız çok seviyor oğlan çok seviyor. beni sevebilme ihtimali olan biri olunca "yok" ama. sanki kimse beni çok fazla sevemez. ben sevebilirim ama biri bana çok aşık olamaz. çirkin değilsindir, iyi bir insansındır belki ama yine de "bende ne bulmuş olabilir ki?" ya da "beni neden çok sevebilir ki?" soruları dolanıyor.

    şimdi biri tarafından sevilme ihtimalim var gibi sanki.. biraz da olsa... ama yok aklıma yatmıyor arkadaş. biri tarafından çok sevilemem, biri bana aşık olamaz... sanki!

    edit: anne babadan sevgi eksikliği görenlerde olur vs. diyen çok var. belirtmek isterim ki ailemden asla sevgi eksikliği görmedim, sevgilerini bana her zaman hissettirdiler. benim burada sevilmekten kastettiğim "aşk". bu şekilde çok sevilemezmişim gibi hissediyorum.

    edit: artık inanıyorum.

  • arabaların egzoz gazları bir çok madde içerir, bunların bazıları diğerlerine göre oldukça zararlıdır. benzin bir hidrokarbondur ve aracınız bu yakıtı yakmadan önce hava ile karıştırır. yanma olarak adlandırılan bu işlem bir çok kimyasal yan ürün üretir.

    oluşan bu yan ürünlerin bazıları tamamen güvenlidir. örneğin soluduğumuz hava %78 oranında nitrojen (n2)'den (azot) oluşur. bu azotun bir kısmı yanma sırasında oksijen ile reaksiyona girer ancak çoğu aracın egzozundan yine n2 olarak salınır. egzoz gazı ayrıca su (h2o) içerir. kış aylarında egzoz borularından su damladığını sık sık görürüz.

    araba motorları birçok zararlı madde yayar. bunlardan bazıları asit yağmuruna neden olabilir. karbon dioksit (co2), nitrojen oksitler (nox) ve kükürt oksitler bunlardan bazılarıdır.

    yanmamış hidrokarbonlar, partiküller (karbon partikülleri) ve uçucu organik bileşikler (voc) gibi araç emisyonları kardiyovasküler hastalıklar ve kanser gibi sağlık sorunlarına neden olabilir.

    karbon monoksit (co) de araç emisyonunda bulunan zehirli gazlardandır. bu gaz, kan dolaşımındaki oksijenin yerini alır, yeterince solunur ise boğulmanıza neden olur.

    şuana kadar yazdıklarımız araba kullanmanın ne kadar zararlı ve tehlikeli olduğunu gösteriyor. ancak katalitik konvertörler tam da bu sırada devreye giriyorlar ve motor emisyonlarının daha az zararlı hale gelmesini sağlıyorlar.

    ¦ katalitik konvertör nedir?
    katalitik konvertör, 1950'lerde fransız makine mühendisi eugène houdry tarafından icat edilmiştir. houdry, otomobil emisyonunu temizlemek için katalitik konvertörü tasarladı.

    katalitik konvertörlerin yaygın kullanımı ise 1975 yılı civarında, hükümetlerin arabalardan kaynaklanan hava kirliliğini azaltmaya çalışmalarıyla başladı. ancak o dönemde birçok araç kurşunlu benzin kullanıyordu. kurşun (pb), katalitik konvertörün egzoz gazları ile reaksiyona giren yüzeyini kaplayarak düzgün çalışmasını engellemekteydi. bu nedenle de katalitik konvertörlerin kullanımı sınırlı düzeyde kaldı.

    ¦ katalitik konvertörler nasıl çalışır?
    katalitik konvertör egzoz borusuna bağlıdır. metal bir kasa ve seramik bir petek içerir. bu seramik petek, platin (pt), paladyum (pd) ve rodyum (rh) karışımı ile kaplanmıştır. bu soy metaller oksidasyona, korozyona ve aside dayanıklıdır. bu nedenle de kötü hava koşullarına ve araba motorunun saldığı tüm kimyasallara dayanabilecek özelliktedir.

    katalitik konvertörlerdeki soy metaller katalizör görevi görür. katalizörler, kendileri etkilenmeden bir kimyasal reaksiyonu tetikleyebilen bileşiklerdir. katalitik konvertör içindeki petek yapısı, reaksiyonların gerçekleşebileceği yüzey alanını maksimuma çıkarır. görsel

    ¦ katalitik konvertörde hangi kimyasal reaksiyonlar meydana gelir?
    katalitik konvertörler, zararlı emisyonları azaltmak için indirgeme ve oksidasyon (redoks) reaksiyonlarını kullanır.

    platin ve rodyumdan oluşan bir indirgeme katalizörü kullanırlar. azot oksit moleküllerinden (no ve no2) nitrojen atomlarını uzaklaştırarak nitrojen oksitlerin (nox) azaltılmasına yardımcı olurlar. bu işlem, serbest oksijenin oksijen gazı (o2) oluşturmasını sağlar. daha sonra katalizöre bağlı nitrojen atomları birbirleriyle reaksiyona girer. bu reaksiyon azot gazı (n2) oluşturur. tüm bunlar sonucunda daha az nox ve zaten havada yüksek miktarda bulunan azot salınır.

    katalitik konvertörler ayrıca platin veya paladyumdan oluşan bir oksidatif katalizör kullanarak hidrokarbonları (hc) ve karbon monoksiti (co) azaltmaya yardımcı olur. başlangıçta, karbon monoksit ve oksijen birleşerek karbondioksit (co2) oluşturur. daha sonra yanmamış hidrokarbonlar ve oksijen birleşerek karbondioksit ve su oluşturur.

    çalışma şeklini gösteren animasyon

    modern katalitik konvertörler oksijen sensörleri (lambda sensörü) kullanarak egzoz akışına ne kadar oksijen pompalanacağını kontrol ederler. doğru miktarda oksijenin sağlanması, indirgeme ve oksidasyon reaksiyonlarının daha verimli hale gelmesini sağlar.

    araştırmacılar, katalitik konvertörlerde altının kullanılıp kullanılamayacağını da araştırmaktalar. kulağa pahalı gelse de altın diğer birçok soy metalden daha ucuzdur. ayrıca birkaç 10 yıl içerisinde platin gibi metallerimiz tükenmesi ihtimali de bulunmaktadır.

    katalitik konvertörler, içerdikleri pahalı metaller nedeniyle çalınmaya da oldukça müsaittirler. jeffersontown, kentucky, abd'de sadece 4 ayda 180 bin amerikan doları değerinde katalitik konvertör çalan bir aile polis ekiplerince yakalanmıştır. görsel

    ülkemizde ise değiştirme maliyetinin yüksek olması nedeniyle maalesef dizel partikül filtresi ve katalitik konvertör iptali oldukça yaygındır.

    kaynak: letstalkscience - popularmechanics

  • şimdilerde yeni çevrimi izlenen batı cephesinde yeni bir şey yok filminin 1930 yapımı ilk filmi, cumhuriyetin ilk yıllarında siyasete küçük de olsa şekil vermiştir. filmin savaş karşıtı yapısı dönemin alman ve türk siyasi hayatının ve türk-alman ikili ilişkilerinin bir şekilde özeti gibidir.

    1930 yapımı filmi mustafa kemal atatürk istanbul elhamra sinemasında izlemiş. görsel
    1930 yılında almanya'da naziler iktidarda değilken bile önemli bir nufuza sahipti. militarist söylemi eleştiren film, nazilerin karşı çıkmasına rağmen almanya'da gösterime girdi. ama tepkileri de beraberinde getirdi tabi. cumhuriyet gazetesinin haberine göre "milliyetçi sosyalistlerin şiddetle faaliyete geçmiş olmaları nedeniyle film gösterimden kaldırıldı. salonlarda büyük gürültüler yaptılar ve dışarıdan getirdikleri yüzlerce beyaz sıçanı salona bıraktılar. bu yaşananlardan sonra hükümet için geri adım atmaktan başka çare kalmamıştır"

    filmi ülkeye kemal seden getirdi. hatta mustafa kemal atatürk'e özel gösterimi de kendisi yaptı. henüz sansür kurulundan onay süreci devam ederken izletti filmi. osman f. seden'in babasıdır. atatürk filmi çok beğenir ama gerçekçi olması nedeniyle türkiye'de gösterilmesinin sakıncalığı olabileceğini söyler. yanında oturan dahiliye vekili şükrü kaya'ya filmi çok beğendiğini, savaşın getirdiği felaketleri en iyi biçimde anlatan bir belge niteliği taşıdığını, fakat savaştan yeni çıkmış türk halkına bu filmin gösterilmesini sakıncalı bulduğunu, bunun için vaktin henüz erken olduğunu söyler.

    mustafa kemal'in film hakkındaki düşünceleri kemal seden'in filmi gösterime sokma düşüncesini etkiler. ama asıl sebebi, almanlarla olan ilişkilerin yeni yeni düzelmeye başlaması. diplomatik kriz çıkmaması için sansür kurulu filme izin vermeyecekti zaten. adamlar kendi ülkelerinde filmi yasaklayınca biz komple gösterime sokmuyoruz yani. almanlar yenilince biz de yenilmeye devam ediyoruz yani bir şekilde.

    o dönemin bir başka savaş karıştı filmi "batı cephesi dört piyade" filmi almanya'da yasaklı olmadığı için (naziler iktidara henüz gelmediği ve filmle uğraşmadığı için) ülkemizde gösterime girdi. ama naziler iktidara gelir gelmez yasaklamıştı filmi.

    kaynak: gazi'nin sineması kitabı.

  • oğuz atay bunun hakkında mükemmel bir tespit yapmıştır tutunamayanlarda:

    '' ilk çekingenlikler ne kadar tatlıdır. oysa insan, bu beceriksizlikleri bir an önce yenmeye çalışır. bütün gücüyle büyüyü bozmak, buzları kırmak için uğraşır.
    ...''

  • hali hazırda kedi sahibi olanların (sahiplik olayı biraz göreceli gerçi), ''bir kedi var, eve almak istiyorum ama...'' diyen kişilere vereceği tavsiyelerdir.

    - öncelikle o kediyi sokakta bırakmayın, hemen alın. çetrefilli bir iş ama dünyanın en zor şeyi değil.

    - kediler genelde, kendisi için aldığınız pahalı minderlerde/evlerde yatmayı tercih etmezler. kedinin huyunu suyunu öğrenene kadar, gereksiz masraflara girmeyin.

    - kediyi eve geldiği ilk gün, içinde kendinizin de olacağı küçük bir odaya koyun. tuvaletini ilk yaptığında (eğer kum yerine halı üzerini tercih ettiyse) bir gazeteyi çişe bastırın (dikkat ettiyseniz kedinin kafasını bastırmıyoruz) ve ters çevirin. bir dahaki çiş zamanında o gazetenin üzerine yapacaktır. kuma alışması için gazetenin üzerindeki çişi kuma dökün. bir dahaki sefere çişini kuma yapacağına emin olabilirsiniz. sonrasında leğenin içine girip yapmaya başlayacaktır. ilk zamanlarda leğeni gerekirse odanın tam ortasına koyun, hayvan iyice alışana kadar orda dursun. yine de kum harici bir yere tuvaletini yapmaya kalkışırsa, çömelip çişini yapmakta olan kediyi işini bitirmesini beklemeden elinize alın ve kumun üzerine bırakın. çişin yapıldığı yeri mümkünse çamaşır suyuyla temizlemeyin, çünkü kokusu kedi için cezbedicidir.

    - kum alırken ince taneli olanlarindan almaya dikkat edin. (mesela akkum) ayrıca, kum paketinin üzerinde bir ay kullanılabileceğine dair bir ibare göreceksiniz ama ne yazık ki bir ay dayanmadığını kedi büyüdükçe fark edeceksiniz. maksimum üç haftada değiştirmenizi öneririm. ayrıca kumdaki kakaları her gün bir kürek yardımıyla almalısınız. yoksa kokudan, kedi ve sizin hastalanmanıza kadar olan geniş bir yelpazedeki aksilikler kaçınılmazdır.

    - petshoplarda satılan leğen-kürek ikilisine dünya para vermektense, mahallenizdeki bir milyoncudan maksimum beş liraya temin edebilirsiniz.

    - ev yemeği verebilirsiniz ama bu kedinin ihtiyacı olan vitamin, mineral vs tam karşılayamacağı için mutlaka mama desteği de vermelisiniz. veya sürekli olarak kedi için yemek yapabilirsiniz. içinde tuz, soğan, sarımsak, salça olmadan. et/tavuk/balık, pirinç, sebze karışımı şeklinde. ek vitamin mineral gerekip gerekmediğini veteriner hekiminize danışmalısınız. uygun diyeti önerecektir.

    - mama alacaksanız ve ucuz markaları tercih etmek durumundaysanız, tavuklu olanlarından kaçının. zira o mamaların içerisinde tavuğun kısımları(gaga, ibik, deri, tırnak vs) vardır ama eti yoktur.

    - bazı sitelerden ve çevredeki petshoplardan kampanyaları takip edin. mümkünse kumu topluca, mamayı da 15 kiloluk olanlardan almaya çalışın ki totalde sonuçta tüketilecek şeylere ekstradan para vermiş olmayın.

    - aşılarını düzenli yaptırmanız önemlidir. hem sizin, hem kedinizin sağlığı için. hastalık taşımayan bir kedi, size hastalık bulaştıramaz unutmayın.

    - yıkamayın yıkamayın yıkamayın! kedi yıkanmaz. çok gerekli olan bir durum olursa da; (bkz: #21871673)

    - kediden istemediğiniz yerde uyumamasını, istemediğiniz yere çıkmamasını, terliklerinizi getirmesini vs beklemek hayalperestlik olur. eğitim için dürmüş olduğunuz gazeteyi hemen elinizden bırakın.

    - pişmemiş et ürünleri, çok fazla süt ürünü ve patlıcan yemesine izin vermeyin.

    - pencereler açıkken bir gözünüzü kediye dikkat etmesi için görevlendirin. düşerse çok üzücü tablolar yaşanıyor.

    - daha fazla kediye bakmak için maddiyatınız ya da eviniz veya psikolojiniz müsait değilse ve kısırlaştırılmasını istiyorsanız; (önceden farklı düşünüyordum ama okuduklarımla fikrim değişti) ilk çiftleşme döneminden hemen önce kısırlaştırmak en doğrusudur. dişiler için bir kere doğum yapsın, sonra kısırlaştıralım demek duygusal fakat çok gerekli bir düşünce değil. annelik hisleri yok mu, var. ama bizdekinden birazcık farklı. sekiz ay sonra kendi yavrusuyla çiftleşebiliyor mesela.

    - suyunu her gün tazelemeye özen göstermelisiniz. mamasının yanında bol miktarda su mutlaka olmalı. özellikle hayvan ishal olduğunda, kesinlikle suyunu ortadan kaldırmamalısınız. fazla sıvı kaybettiği için, normale göre daha fazla suya ihtiyacı olacak çünkü.

    -kedi ilgi isteyeceği zamanları genelde iki ayağınızın bir pabuçta olduğu anlara denk getirecektir. alışmaya çalışın...