hesabın var mı? giriş yap

  • bir restoran isletmecisi olarak konusmak gerekir ise; ara sira bize de 112 calisani arkadaslar geliyor yemek yemeye. ancak gelenlerin henuz yemeklerini bitirip masadan kalktiklarini gormedim. genelde oturuyorlar yemeklerini siparis veriyorlar tam yemeye baslarken ya da yedikleri sirada bir anons geliyor ve apar topar kalkip vakaya gidiyorlar. henuz bize gelip yemegini tam bitiren 112 calisanina rastlamadim desem yeridir. kimi zaman apar topar paket yapip zar zor yetistiriyoruz da alip gidiyorlar. bir debu acidan bakarak degerlendirmekte fayda var.

  • amerigo bonasera - ekşi sözlüğe güveniyorum. karmamı ekşi sözlük sayesinde yaptım. ve entrylerimi de bir ekşi sözlük yazarı gibi girdim. aramaya inandım. forum yapmadım. anket başlıklara entry girmedim. gerektiğinde ayar verdim ama diğer yazarların onurunu zedeleyecek bir şey yazmadım. iki serseri iki gün önce bir entrimi kötülemişler. altına ayar bakınızları verip, mealini yazmışlar. sözlüğe girdiğimde gördüm ki entrim geçen haftanın en kötü entrileri listesinde. ben iyi bir ekşi sözlük yazarı gibi moderatörlere gittim. bana illegal hiç bir şeyin olmadığını söylediler. monitörün başında aptal gibi kalakaldım. ve o iki serseri bana smileyli mesaj gönderdi. o zaman dedim ki "adalet için don corleone'ye gitmeliyiz".

    vito corleone - neden moderatörlere gittiniz? neden daha önce bana gelmediniz?

    ab - benden ne istiyorsunuz? herşeye razıyım. ama sizden istediğim şeyi yapın.

    vc - neymiş o?

    ab - o iki serserinin sözlükten uçurulmasını istiyorum don corleone.

    vc- ben bunu yapamam.

    ab - size istediğiniz her şeyi veririm.

    vc - sen uzun zamandır badilistimdesin. ama sen ilk kez bana bir şey danışmak ya da yardım istemek için geliyorsun. başlığıma en son ne zaman entry girdiğini hatırlamıyorum bile. çaylakken sana kefil olmama rağmen. bence artık dürüst olalım. sen badiliğimi asla istemedin. ve bana borçlanmaktan korktun.

    ab - başımın derde girmesini istemiyordum.

    vc - seni anlıyorum. sen ekşi sözlük'te cenneti buldun. karman iyiydi. çok şükela alıyordun. moderatörler seni koruyordu ve sözlüğün kuralları vardı. benim gibi bir dosta ihtiyacın yoktu. ama şimdi yanıma gelip bana "corleone; adaleti sağla" diyorsun. ama bunu saygıyla yapmıyorsun. dostluğunu önermiyorsun. bana "baba" demek bile aklına gelmiyor. onun yerine bana geliyor ve benden sözlükten yazar uçurmamı istiyorsun. değil mi?

    ab - senden adalet istiyorum.

    vc - bu adalet değil ki. sen hala sözlükte yazarsın.

    ab - o halde entryleri kötülensin. benim gibi. bunun için ne ödeyeceğim?

    vc - bonasera; bonasera... bu kadar saygısızca davranman için sana ne yapmış olabilirim? eğer bana dostça gelseydin entrylerini mahveden o serserilerin entrileri kötülenmiş olurdu. eğer senin gibi dürüst bir adam tesadüfen düşman kazansa bile onlar da benim düşmanım olurdu. o zaman senden korkarlardı.

    ab - dostum olur musun? baba...

    vc - güzel... bir gün -tabi o gün hiç gelmeyebilir- senden benim için bişey yapmanı isteyeceğim. ama o güne kadar bu adalet meselesini bir armağan olarak kabul et.

    ab - grazie grazie baba!

    vc - prego

  • aa, "abi bi beş dakikanız var mı? ben gümrükte çalışıyorum da.."nın sitesi çıkmış...

  • söğüşleyip sömürecek yiyici bir hatunu haketmiştir, o paranın piyasaya geçip ekonomiye renk katması için hadi ablalar....

  • ilk uçuşundan iki ay sonra 623km/sa (387,4mph) hız ile rekor kıran, , rolls-royce'un tamamen elektrikli uçağıdır. resmi video

    fotoğrafları için: flickr
    videoları için: vimeo
    resmi web sitesi: rolls-royce accel

    buna ek olarak üç kilometrelik bir parkurda 555,9km/sa (345.4mph) hıza ulaşarak daha önce tescillenen 213.04km/sa (132mph)'lik rekoru da egale etmiştir.

    boscombe down test sahasındaki diğer çalışmalarda, 15 kilometrede 532.1km/sa (330mph) hıza ulaşarak, 202 saniyede 3.000 metre yüksekliğe tırmanarak iki rekoru daha kırmıştır. görsel

    firma, dünya rekorları kırdığını doğrulamak için verilerini dünya havacılık ve uzay rekorlarını kontrol eden ve onaylayan dünya hava sporları federasyonu'na (faı) gönderdi.

    spirit of innovation bu başarılara 400kw elektrikli güç aktarma sistemi ve 6.480 hücreli 750v'luk pili sayesinde ulaştı. pil, dakikada 2.200 devir ile dönen üç pervaneyi çalıştırmaktadır. hepimizin anlayacağı şekilde tanımlarsak; 7.500 akıllı telefonu şarj edebilecek kadar enerjisi vardır.

    spirit of innovation'ın da bir parçası olduğu rolls-royce accel programının amacı ticari uçaklar da dahil olmak üzere gelecekteki elektrikli uçaklar için pil teknolojisini geliştirmektir. bunu sağlarken aşılması gereken en büyük zorluk pillerin ağırlığını azaltmanın yollarını bulmaktır. bunun üstesinden gelmek için rolls-royce, pil muhafaza sistemini uçağın yapısal bir parçası olarak hareket edecek şekilde tasarlamıştır.

    rolls-royce, elektrikli arabalarda pil hücresi ve pil muhafazası eşit ağırlık oranına sahipken, spirit of innovation'daki pil kutusunun 450 kg ağırlığında olduğunu ve bunun 300 kg'ının pil hücrelerinden oluştuğunu söylüyor.

    ayrıca, pil gücünün yüzde 90'ının uçağa güç sağlamak için kullanıldığını, yalnızca yüzde 10'unun ısı ve ses nedeniyle kaybedildiğini ve sonuçta ortaya çıkan sistemin çok verimli olduğunu belirtiyor.

    pillerin ısınması aşılması gereken bir diğer problemken şirket bunu mantardan oluşan yanmaz ısı bariyeri sistemi ile aşmış durumda. uçaktaki gelişmiş sensörler saniyede 200 bin gelişmiş veriyi işleyip uçuş sırasında pilota pil sıcaklığı, voltaj gibi konularda geri dönüş sağlamaktadır.

    rolls-royce, accel projesinden edindiği deneyimi, dikey kalkış ve iniş yapabilen (evtol) elektrikli hava taksileri ve elektrikle çalışan büyük ticari uçaklar için kullanmayı planlamaktadır.

    kaynak: science focus - rolls-royce

  • kısa boy ya da seçim şansınızın olmadığı başka herhangi bir özelliğiniz yüzünden sizi kendilerine layık görmeyen insanlardan uzak durun.

    hatta kısa boyunuz bu tür gereksiz insanları sizden uzak tuttuğu için kendinizi şanslı sayın.

  • evi arayıp, evdeki yaşlı insana, "polis olduğunu, ilçede kuyumcu soyulduğunu, kuyumcuyu soyan çarşaflı kadının kimlik düşürdüğünü, kimliğin aradığı kişiye ait olduğunu, eve polis geleceğini ve evdeki altınları arayıp, el koyacağını" söylemiş olan dolandırıcının telefonu.

    bu iti, emniyet binasına gidip polise şikayet ettim, ancak sizin de başınıza gelebilir diye buraya yazıyorum. bu dolandırıcı itin telefon numarası internet'te kayıtlı olsun. geri arandığında ulaşılamıyor diyor. emniyetteki polis de zaten, "bu tiplere siz değil, onlar size ulaşabilir" dedi.

    bu it, polisim diyerek yaşlı insanları dolandırmaya çalışıyor. nasılsa artık, aradığı kişinin kimlik ve adres bilgilerine de sahip. senin, benim gibi adamlar yemez, ancak siz evde yokken annenizi, anneannenizi, halanızı, teyzenizi, dedenizi, vb. dolandırabilirler.

    ilçe emniyeti bir şey yapamam diyor. buradan türkiye cumhuriyeti savcılarına ve bu telefona servis hizmeti veren şirkete sesleniyorum; bu telefonun sahibinin peşine düşün, insanları dolandırmadan yakalayın. telefonun sinyal verdiği yeri tespit etmek, şahsa ulaşmak zor olmamalı.

  • tupperware denen plastik batağına saplanmış kadınlardır. bakıyorum çevreme her gün daha da artıyor böyleleri. küçücük şişeler, kaseler, bardaklar onlarca liradan satılıyor. işin ilginç yanı bir sürü de alıcı buluyor.
    hadi desem ki insanlarda para çok, harcayacak yer yok, aklıma annem geliyor. öğretmen kendisi, zengin değiliz yani. geçen gün küçücük bi kaseye 95 lira vermiş. dedim ki anne bu ne böyle yastık altında tupper mı biriktireceksin. neymiş yiyecekler bozulmuyormuş günlerce tazecik kalıyormuş bıdıbıdı. ya sanki göçebe hayat mı yaşıyoruz anne, yörük müyüz anne. her gün evdeyiz yer bitiririz allahım ya.

  • bi keresinde bir kiza tanismak amaciyla yanasmistim, "sik gelirmisin bu bara? seni daha once hic gormemistim" demistim.. kiz da bana "hayir, bir daha goremiyeceksin tadini cikar" deyip arkaasini donup gitmisti...
    benimde bir kedim var...

  • mutfaktaki çöp kovası.

    eşimde gözlemlediğim durum bu. cünkü eline gecen her atığı, çöpü neresi denk gelirse artık muhtelif yerlere bırakıyor. tabi ben de arkasından topluyorum. henüz çöp kovasının varlığına adaptasyon saglayamadı.