ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
camiden kovulan örümcek adam
-
hani hoşgörü diniydi, uzmustur. peygamberi ag orup koruyan orumcegin ahini da almislardir.
15 temmuz'da sokağa çıkanlar gezi gençliği değildi
-
ama senin çocuklar da orada yoktu. onlar da mi vatanını sevmiyor yoksa?
21 mart 2019 döviz hesaplarına vergi getirilmesi
-
öncelikle vergi artışı döviz mevduatlarına değil vadeli döviz mevduatlarına getirildi. yani elde edilen faiz geliri eğer döviz hesaplarından geliyorsa vadesine göre vergi oranı yükseltildi. vadesiz döviz hesaplarında bir vergi yok. öte yandan uzun vadeli tl vadeli hesaplara da vergi indirimi geldi. esasında zaten tl faizler o kadar yüksek ki, tl vadeli hesaplara zaten talep var. tl hesaplara yapılan vergi indirimi aslında biraz ekstra ödül gibi duruyor.
diğer taraftan döviz kurlarında dalgalanmanın geçtiğimiz yaz aylarına göre nispeten düşük olduğu bu günlerde döviz faizlerine uygulanan verginin artırılması sorun beklentisinin yükseldiğini gösteriyor. ya dövizde bir dalgalanma beklentisi var ya da döviz mevduat rakamlarının ulaştığı seviye önlem almayı zorunlu kılıyor.
edit: imla
edit: eskenar ucgen in sorusu üzerine, tl faizlerinde vergi indirimi daha evvel yapıldı. şu anda yapılan döviz faizlerinin stopaj oranında artış. 1 yıldan uzun vadeli tl faizlerde stopaj 0. her ikisi de aynı anda yapılmış gibi yazmışım.
fularlı edit: gelen mesajlar üzerine; vergi faiz geliri elde ederseniz kesilir. faiz elde etmeyen banka hesabından vergi kesilmez. bu servetin vergilendirmesi olur ki hukuken mümkün değildir. sadece motorlu taşıtlar vergisi ve emlak vergisinde serveti vergilendirebilirsiniz. bankada dövizi olup bunu vadeli hesaba koymamış ve faiz elde etmemiş bir şahıs kur farkından dolayı milyonlarca tl kar bile etmiş olsa gelir vergisi ödemez.
son edit: neyehbe nin uyarısı üzerine tl mevduatlardaki stopaj oranları sonradan tekrar değişti.
kendinin sıradan biri olduğunu fark etmek
-
insanın huzur dolduğu bir andır.
çekoslavakyada iş aramaktan, otostopla kübaya gitmekten, evde taze fasulye yerine çin yemeği yapmaya çalışmaktan, beslemek için satılık iguana aramaktan, uzakdoğulu ya da zenci sevgili arayışından, senden başkasının okumadığı dergilere abonelik ücreti ödemekten vazgeçildiği andır.
evet, hayat kısa ama beyhude yere yormamak lazım bünyeyi; farklılık uğruna kafayı bite sokmamak lazım.
belki de naif değişikliklerle arada sıradanlığı kırmak daha caziptir.
ne adamlar gördüm bir sene çinde yaşamış mesela; tek tespiti; -abi yemekleri çok kötü- oluyor. ne hayatı vasat görünen insanlar var; öyle bir keyif alıyor ki oturma odasını boyamaktan, insan onu tom sawyer sanıyor.
fiziksel olarak ne çok güzel ne çok çirkin olmak, benzer 30 insanla aynı servise binerek aynı fabrikaya çalışmaya gitmek, gümüşlüğe bardak dizmek sıradanlık gibi gözükebilir ama alınan keyif tüm geyikliğini nötrler.
vazgeçilebilir bir insan olduğunu fark etmek de iyi gelir bünyeye, -ben böyleyim o' lum- kaprisleri yerini belki de -özür dilerim yaaa- lara bırakır.
sıradanlık rutine binmediyse güzeldir. kirlenmek kadar olmasa da.
anti narsist bir eylemdir; sıradanlığın farkında olmak.
299.792.458 metre çubuk yapıp ışık hızını geçmek
-
marsa yapılacak yolculuk konusunda fikirlerime ışık tutmuş teorem.
öncellikle görsele bakarak ön fikir elde edelim.
mars yolculugu
56 milyon kilometrelik bir merdiven yapıyoruz. aslında dünya mars arası mesafe 55 milyon km ama ne olur ne olmaz fakirlik yapmayalım diyerek uzunluğu 56 alıyoruz. sonra biraz matematik katıp merdiveni zamanlı itiyoruz. yoksa mars döndüğü için merdiven aşağı düşer veya ay' a venüs' e falan takılır. o yüzden zamanlı itmek çok önemli. ayrıca karanlıkta nasıl tırmanacağız diyenler için merdivenin saplarına ledli ışıklardan takabiliriz. boğaz köprüsü gibi. teşekkürler, iyi çalışmalar.
yeni mezun mühendislere tavsiyeler
-
sektörde sizi işe sokacak bir dayınız yoksa, türkiye'nin sayılı üniversitelerinden mezun değilseniz, öğrenciyken network edinemediyseniz, kısaca işiniz hazır değilse; beklentinizi çok yükseltmeyin. sonra çok üzülüyorsunuz.
iş arama sürecinde mental olarak defalarca çökeceksiniz ama pes etmeyin. iş aramaktan vazgeçseniz de muhtemelen fazla alternatifiniz olmayacaktır. o yüzden pes ettiğinizde sadece zaman kaybedip bir kez daha pişman olacaksınız.
ingilizceniz yoksa öğrenin. çok zor değil. mülakatlarla derdinizi anlatabilecek kadar bilseniz yeter. gerçi bazı yerlerde sormuyorlar bile ama yine de ingilizce bilmek gerek.
öğrenciyken öğrendiğiniz programların üzerinden geçin. unutmayın.
araştırmayı öğrenin. nedendir bilmem bizde araştırmayı bilmemek diye bir sorun var. neyi nerede bulabileceğimizi bilmiyoruz pek. vikipedi tabi ki yetmiyor. makale falan karıştırmayı, kütüphaneye gitmeyi alışkanlık edinmeli.
güzel bir tatil yapın. gitmek istediğiniz bir yer varsa gidin. (bu kişisel tavsiye.)
iş görüşmelerinde yapabileceğiniz bir işe "yapamam" demeyin. bu benden değil tecrübeli bir arkadaşımdan tavsiye. yapabileceğinizi düşünüyor ama kendinize güvenmediğinizden çekingen davranıyorsanız, etmeyin.
not: yeni mezun.
namaza duran yolcuyu beklemeyen otobüs şoförü
-
çok ayıp etmişler...
geçen biz de şaman ayini yapıyoruz otobüs bastı gitti, bizi beklemedi...
türkiye'de inançlara ibadete hiç saygı kalmadı yav.
13 ekim 2007 moldova türkiye maçı
-
babamla aramızda şu diyalogun gectigi mac.. ki ben o sırada sozlukte spiker hakkında yapılan yorumların etkisinde kalmısım
pipicik: spiker macı ne kadar kötü anlatıyor de mi baba
baba: ...
pipicik: ne kaddar da kötü de mi baba.... de mi baba, hae de mi..
baba: spikerden bize ne mna koduum
evlilikte haftanın birkaç günü vajişme saçmalığı
-
(bkz: vajiş vajiş konuşma lan)
3 bin kayıkla amerika'ya giden berberi sultanı
-
günümüzde yaşasa 3000 f-16'yla mars'a gidecek sultandı. kısfmet...
facebook'taki utandıran plaj fotoğrafları
-
vatan'ın web sitesinde yer alan, esrarını çözemediğim bir fotoğraf galerisi.
orijinali "facebook'daki utandıran plaj fotoğrafları". yani heyecandan onu bile yazamamış adamlar. bildiğin bikinili, bazıları üstsüz, her plajda bolca görülebilecek güneşlenen kadın fotoğrafları var. hepsi de hallerinden memnun gözüküyor. hatta çoğunun fotoğraflarının çekildiğinden haberi bile yok gibi. haliyle bişeyden utanmadıkları belli. peki o halde utanan kim? fotoğrafların facebook'tan alındığına dair hiçbir belirti yok. zaten facebook'a konulacak fotoğraflar da değiller. bazılarının köşesinde alakasız web sitelerinin adresleri yazıyor. peki o halde facebook nereden çıktı? diyelim ki bu fotoğraflar gerçekten de facebook'tan alındı. insanların habersiz çekilmiş özel fotoğraflarını yüzlerini gizlemeden günde onbinlerce kişinin girdiği bir sitede sergileyip zaten eli sikinde bekleyen kitleye malzeme yapmak hukuka aykırı değil mi? diyelim ki değil. haber sitesinde bu fotoğrafların işi ne? aynı şeyi anana bacına yapsalar hoşuna gider mi? benim babam neden pasta yapmayı bilmiyor?
http://fotogaleri.gazetevatan.com/…ar/26338/7/guzel
geç saatlere kadar uyumayanların ortak noktaları
-
mutsuz olmaları.