hesabın var mı? giriş yap

  • facebook listemde bulunan halis muhlis kezbanların (kezban lafına kıl kapıyorum ama bunları tarif edecek başka kelime yok) birbirine "cnm peçeteni hazırla da git" diyerek tarif ettiği film.

    erkekler acaba birbirlerine herhangi bir film için "kardeş peçeteni hazırla öyle git" dese neler olur? veya o film nasıl bir filmdir?

  • turkce tanim, turkce tanim devami, alinti, ornek ya da bkz olmayan, ba$ka bir ba$liga ait olan, daha once aynisi yazilmi$, ba$ligin kendisinden bahseden entry'ler sozluk formatina aykiri kabul edilip silinirler ya da dogru ba$liklarina ta$inirlar.

    ornek hatali entry'ler:

    - tanim -

    ba$lik: elma

    entry:
    1. neydi la bu? (hatali)
    2. eheheh (hatali)

    - tanim devami -

    ba$lik: elma

    entry:
    1. cok guzel bir meyve (duzgun)
    2. neydi la bu? (hatali)
    3. cok severim (duzgun)
    4. dun yedim (duzgun)
    5. dun yedim dedirten meyve diye du$unulesi durumdan cikarilabilinesinden gelen ders (allah belasini versin)
    6. dun yedim. tanim: bir meyve (allah kafasina ta$ du$ursun)

    - alinti -

    ba$lik: elma

    entry:
    1. cok guzel bir meyve (duzgun)
    2. "neydi la bu" --kotu serafettin (duzgun)
    3. "neydi la bu" (duzgun)
    4. - neydi la bu? (duzgun)
    5. neydi la bu diye du$undurten meyve (allah belasini versin)

    - ornek -

    ba$lik: sevilen meyveler

    entry:
    1. elma (duzgun)
    2. elma'nin nesini seviyosun haci yaa? (hatali)
    3. elma'nin nesini seviyorlar anlamiyorum diye du$unduren listeyi hissettiren du$unceyi beynime soku$turan ettirgen cati. (allah belasini versin)

    - bkz -

    ba$lik: elma

    entry:
    1. (bkz: neydi la bu) (duzgun)
    2. neydi la bu (hatali)
    3. #7614280 (hatali, turkce anla$ilabilir bir metin degil)
    4. (bkz: #7614280) (duzgun)

    - ba$ka ba$liga ait -

    ba$lik: elma nedir

    entry:
    1. cok guzel bir meyvedir (hatali, elma ba$ligina ait)
    2. bir sorudur (duzgun)
    3. adem'in tanri'ya ilk sorusu (duzgun)
    4. cok guzel bir meyvedir diye cevaplanasi bu sayede surunun, gundemin sicak cemberinden ayrilmamayi saglayasi metin hayatimi kurtarasi beni populerin pe$inde suruklenen basit bir bireye indirgeyici sorumtrak. (allah belasini versin)

    - aynisi yazilmi$ -

    ba$lik: elma
    1. cok guzel bir meyve (duzgun)
    2. cok guzel bir meyve (hatali)
    3. severim (duzgun)
    4. severim (ba$ka yazar yazdiysa duzgun, ayni yazar yazdiysa hatali)

    - ba$ligin kendisinden bahseden -

    ba$lik: elma
    1. cok guzel bir meyve (duzgun)
    2. herkesin cok sevdigini yazdigi ba$lik (hatali)
    3. herkesin herkesin cok sevdigini yazdigi ba$lik (hatali)
    4. noluyor lan burda diye du$undugum ba$lik (hatali)
    5. merhaba arkada$lar sakin olalim diye du$undugum ba$lik (hatali)
    6. galiba bir meyveden bahsediyordu biri konu neydi bahsedelebilir mi diye herkese rahatca sordugum ba$lik (hatali)
    7. allah topunuzu belasini versin diye du$unduren soru (ne sorusu lan baglam sarho$u)

  • kendisi gibi evlatlar yetistirmesini diledigim bir abinin eylemi. bu abi gibi iyi yurekli insanlar cogaldikca dunya daha guzel bir yer olacak.

  • işyerinde ilk girdiğim toplantılardan birinde sonlara doğru ekip arkadaşımın ettiği şu cümlenin kurulduğu lisan;
    "bu istedikleriniz sizin için nice to have mi?yoksa must mı?"

  • türkiye gerçeği olup inanç ile ona uygun simgesel giyimin doğru orantılı olmadığını gösteren durumdur. muhakkak ki istisnai durumlar ve bölgeler vardır ama genel itibarı ile sık rastlanan bir durum olduğu net. 15 yıldır iş gereği erzurum dan kilis e , yozgat tan giresun a, edirne den yüksekova ya kadar her yeri gezdim gördüm zirai bir veri altyapısı oluşturduğum için özellikle gece şehirlerde kalıp gündüz köylerde bulundum.

    ve dün (evet lan dün daha) şunu farkettim. özellikle kadınların giyim tarzınının köy ile şehir arasında muazzam farklı olduğunu. şehre girdiğinizde kalacağınız otel ve onun çevresinde kara çarşaflı bile görmek yadırganmamakta ,kabul zaten bununla ilgili değil problem. isteyen istediği gibi giyinsin sorun yok. ama aynı şehrin 20 km içerisindeki bir köye gidiyorsunuz kızlar bildiğimiz baş örtüsünü arkadan bağlamış, çoğu zaman uzun kollu ama bazen de kısa kollu tişört altında şalvarı , koyununu güdüyor,tarlada çalışıyor ilaçlama yapıyor. bölge desen aynı , erkek desen aynı erkek, inanç desen kesinlikle şehirdekinden daha çok camide vakit geçirir sohbetler yaparlar velhasıl benim gözümde şehirdeki adamdan daha inançlı. peki bu nedir.

    2 yıl önce şehre giden bir dolmuşun ön tarafındaki evin bahçesinde şehre gitmek için hazırlanan 15 -16 yaşlarında dünya güzeli bir köylü kızımızı görmüştüm. kız yemenisini çıkarıp türban takmıştı. o zaman iş yoğunluğundan mı bilmiyorum bunu yorumlamamıştım. bugün o kızı hatırladım. muhakkak ki sosyologların işi ama şehre geçiş aşırılığı beraberinde mi getiriyor? din aslında modernizmin silahı mı?

    bilemiyorum be sözlük.

  • dört italyan ile birlikte izlediğim maç olmuştur.

    yaptığım bazı gözlemleri yazmak istiyorum.

    öncelikle, italyanlar benim tuttuğum takımı sordular, fenerbahçe cevabımdan sonra :

    - "ooo bene, bene, benfica sikilaççi de cimbome, mehehehe, zehehehe" gibi laflar ettiler.

    dilim döndüğünce türklerin büyük kısmının yerel ligde rakibi olan takımları avrupa kupalarındaki maçlarda içten bir şekilde desteklediğini anlatmaya çalıştım ve :

    - benfica sikilaççi cimbome? nooo noo... cimbome mokoko benfica. uefa copa de 2000? moroni!"

    biraz alındı sanki italyan misafirlerimiz benim yaptığım yoruma. her neyse, maçı izlemeye başladık.

    fark ettiğim net bir şey var, bu elemanların dördü de açıktan benfica'yı destekliyordu.
    şimdi türk'ün türk'ten başka dostu yok edebiyatına girmek istemiyorum. ancak italyanlar can'ı gönülden benfica'nın galatasaray'ı yenmesini, hatta fark atmasını istiyordu. lecce'li italyanların ne işi olur portekiz'le, benfica'yla allasen? sırf türk takımına rakip diye destekliyorlardı benfica'yı. mamma li turchi güzelim, evet.

    ilk yarı ortada geçti, fazla pozisyon yoktu ama mücadele ve galatasaray'ın oynama azmi takdire şayandı.

    devre arasında elemanlara türk kahvesi ısmarladım, pek beğendiler, "içtiğimiz en güzel yunan kahvesiydi" dediler. "boğazınıza dursun, zıkkım olsun pezevenkler" dedim gülümseyerek. serde diplomatlık var sonuçta.
    sanırım bir gün önce hacıoğlu'nda lahmacun yerken: "pizza, pizza diye dünyayı ele geçirdiğiniz yemeğin fikri aha işten bundan çalıntı, habarınız olsun eeey" demiş olmamın etkisi vardı yaptıkları bu talihsiz yorumda.

    ikinci yarıya geçtik.
    emre aşık ilk golü taktığında elemanlar biraz bozuldular "tesadüfiyaçço" gibi birşeyler dediler.
    "yarramiyeoo tesadüfiyaçço" dedim ben de. gol geleceğim diyordu sonuçta.
    güldük.
    ben daha çok güldüm ama.

    ardından, gerek hazırlanışıyla, gerek bitirilişiyle mükemmel bir gol olan ikinci galatasaray golü ümit karan'ın ayağından gelince ben hafif kontrolümü kaybedip alessandro'nun ensesine sağlam bir tane yerleştirmişim. "al sana tesadüfiyaçço dallameooo" diye de bağırmışım.

    derken maç bitti. italyanlar sanki maçın öncesinde benfica alır, benfica deşer, benfica mokoko yapar diyen kendileri değilmiş gibi nasıl bir yalakalık yarışına girdiler anlatamam. övgüler, hamaset kokan ifadeler havada uçuşuyor.

    ben ise gülümseyerek garsona "bize dört bardak soğuk su getir" diye seslendim. anlamadılar ama içtiler. afiyet olsun dedim. "sen niye içmiyorsun" diye sordular. güldüm. anlamadılar. anlamasınlar zaten.

    kısacası, benim için oldukça keyifli bir maç oldu. 1999-2000 döneminden beri görmediğim kadar ne yaptığını bilen bir galatasaray vardı sahada. bakın buraya yazıyorum, şükrü saraçoğlu'nda uefa kupası finali çok büyük bir hayal değil. bu gece oynadığı futbolla galatasaray'ın üzemeyeceği takım yok.

    olur da bu hayal gerçekleşirse ne yapıp edip mabedimize gidip galatasaray'ın başarısını alkışlamak üzere stattaki yerimi alacağım. umarım yanıma bir kaç tane italyan düşer. mehehehe.

    not : bu entarinin yazılması esnasında hiçbir italyan zarar görmemiştir. alessandro'nun ensesi kalın merak etmeyin.