hesabın var mı? giriş yap

  • nur yerlitaş ilk misafir yarışmacıya sorar:

    - gözlerin lens mi?
    - evet
    - anladım zaten

    ikinci misafir yarışmacıya da sorar:

    - gözlerin lens mi
    - hayır
    - farkettim burdan geçerken

  • alacağınız ürünü belirledikten sonra amazon almanya, italya, fransa, amerika ve diğer hepsinden alacaganiz ürünü aratın. türkiyedeki fiyatların yarısına kadar daha uygun alabilirsiniz. ya da türkiye'de 3000 tl'ye bütçeniz yetiyorsa buralarda 6000 tl olan bir bebek arabasini o fiyatlara alabilir ya da aynı arabayı 1500-2500 tl arasına alabilirsiniz. mesela ben:

    inglesina quad bebek arabası ve ayaklı portbebe setini amazon fransa'dan 593 euro'ya aldım. türkiye'de ayaklı portbebe yerine ana kucağı (oto koltuğu özellikli) ile bu set tam 11000 tl. neredeyse yarı fiyatına aldım ki amazon yurtdışından yaptığım hemen hemen tüm alışverişlerde en geç 3 ay içinde vergi düştüğü için para iadesi oluyor bunda da 40-50 euro iade gelebilir, o zaman türkiye fiyatının tam yarısına almış olurum. bu arada amazon almanyada daha ucuzdu ama ürünü izmir'e yollamiyorlar, ben aldıktan sonra bu ürünü de izmir' e yollamayi kabul etmedi sistem yaptigim yeni alisveris denemesinde.

  • arabînin birisi atlı olarak yola çıkar. uzun yol aşılır, arabî bevl etmek için atından iner. bu arada at, ordaki bir bahçenin ağaçlarının yapraklarından yer.
    bunu gören bahçe sahibi öfkelenir ve yerden aldığı taşı ata atar, at ölür.

    öfkesine yenilen arabî de yerden bir taş alır ve o kişiye atar, eceli gelmiş olan adam o taş sebebiyle ölür.
    adamın mirasçıları arabîden davacı olurlar ve kısas isterler.

    durum resullullah'a intikal eder ve hükmetmesi istenir.
    halk, ölen adamın mirasçılarını kısas değil de diyet istemek hususunda ikna etmeye çalışır, ancak başarılı olamazlar.
    kısas yapılmasını yani arabînin öldürülmesine karar verilir.

    ancak arabî der ki:
    - bana 3 gün müsaade edin. geride bıraktığım yetimlerim ve onlar için sakladığım altınlarım var. izin verin gideyim, altınları ve yetimleri birisine emanet edip, geri geleyim der.

    rıza gösterilmez zira adamın geri döneceğinden kimse emin değildir.
    arabî halkın içinde bakınır ve bir sahabeye yönelerek:

    - sen benim yerime vekil olur musun? der.

    bu sahabe ebu zer'dir ve teklifi kabul eder.
    arabî yola çıkar, şayet geri dönmezse öldürülecek olan ebu zer olur.

    aradan 3 gün geçer ve arabî geri gelmez.
    ancak günün tam olarak tamamlanması için akşam olmasını beklerler.
    bu esnada halk ebu zer için hayıflanmaktadır.

    derler ki ebu zer'e:

    - neden bilmediğin bir kimseye vekil oldun?

    cevap verir mübarek:

    - kabul etmeyip, "müslümanlar arasında yardımlaşma kalmamış mı dedirtseydim?" der.

    akşamın son saatlerinde ilerden bir toz bulutu görülür.
    gelen o arabîdir.

    - sadece bir atım vardı. çatlatırcasına koşturdum ve gelirken öldü. geri kalan kısmı yürümek zorunda kaldım, bu yüzden geç kaldım diyerek durumu izah eder.

    bu sefer halk arabîye sorar:

    - gitmiş, ölümden kurtulmuştun. neden geri geldin?
    - geri gelmeyip "müslümanlar arasında ahd e vefa kalmamış mı dedirtseydim?"

    olan biteni izleyen davacılar, elbette ki durumdan etkilenir ve diyete razı gelirler. hatta akabinde diyetten de vazgeçerler.

    ve derler ki:

    - biz onu affetmeyip, müslümanlar arasında mürüvvet kalmamış mı dedirtseydik?

  • bazı sözlük yazarlarının sikko sikko yorum yaptığı özellikler. "evde kalmış" diyorsun dikkatini çekerim. adamın kendi isteği dışında olan durum. niye evde kalmıştır biliyor musun? maddeler halinde sıralayalım.

    -efendi erkektir.
    -asosyaldır. sosyal çevresi yoktur.
    -ağzı laf yapamaz.
    -yalan söyleyemez. kendini pazarlayacaksın, yalan söyleyeceksin.
    -ince düşüncelidir.
    -kadın ne derse yapar.
    -enteldir, bilgilidir. kadınlar boş muhabbet yapan erkekleri sever.

  • diger ismi ile nitröz oksit(n2o), solunum yoluyla uygulanan bilinçli sedasyon ajanlarının en çok kullanılanı olup renksiz, hoş kokulu, yanma ve alev alma özelliği olmayan inorganik bir ilaçtır. bu ilacın kullanımına ilk olarak iskandinav ülkelerinde (özellikle danimarka’da) 1930’lu yıllarda başlanmıştır. kan akımına etkisi tamamen fiziksel olduğu için vücuttaki dokularla kimyasal bir bağlantı yapmadığı bilinmektedir. oksijenle birlikte kullanıldığında en önemli etkisinin, santral geri dönüşümlü sinir sistemi baskılaması olduğu ileri sürülmektedir. uygulandığında gazın büyük bir bölümü hemen kana karışarak akciğerlere gönderilir. plazmada çözünmesi düşük seviyede olduğu için etki dozuna çabuk ulaşmakta ve kesildiği anda kandaki dozu hızla azalmaktadır. yan etkileri azdır ve yeterli oksijen ile birlikte kullanıldığında toksik etkisi olmayan bir gazdır. yüksek konsantrasyonlarda nitröz oksit kullanımının mide bulantısına neden olduğu ve doğru ayarlanamayan doz verildiğinde ise hastada endişe ve heyecanın artmasına neden olabilmektedir.