hesabın var mı? giriş yap

  • olum bu adam bitti denilen john travolta'yı yeniden yıldız yapmadı mı?

    pam grier bu adam sayesinde eski günlerine dönüş yapıp tekrar ünlü olmadı mı?

    öldü denilen david carradine'ı yeniden hayata döndürmedi mi?

    e o zaman ne bekliyoruz, eski turnuvalara katılan ve şaşalı galibiyetlere imza atan o milli takımı geri getirecek tek adam quentin'dir.

    hem adam ayakçı olum, o da ayrı bir avantaj.

    değerlendirelim derim ben.

  • debe editinden sonra bir ekleme: başlık başa kalmış. bu utançla fazla kalamamış arkadaş belli ki ahahah.

    dostum sen de japon'la koreli'yi ayırt edememişsin.

    japon 3 aslında bir koreli. adı da song hye kyo.

    bu durumda beyinsiz kim oluyor?

    ekleme: japon arkadaşları olan biri olarak söylüyorum; onlar bile çinlilerle korelileri japonlardan ayırt etmekte zaman zaman güçlük çektiklerini söylüyorlar. sana n'oluyor demezler mi?

    al bir fotoğraf daha.

    ekleme 2: dostum japon 3'ü değiştirmişsin de bari edit yapsaydın. ayıp değil mi, insanı yalancı çıkarıyorsun. hem entry'yi değiştirdiğin de belli oluyor ahaha. kaçabilirsin ama saklanamazsın.

    ekleme 3: senin çinli 5 de koreli çıktı yaa. onun adı da ju ji hoon imiş. hatta trt'de bir ara yayımlanan düşlerimin prensi (goong) adlı dizideki başrol. ahaha. tanıdık gelmesine şaşmamalı.

    bak bu da kendisine ait bir görsel.

    neymiş, google görsellere japon çinli falan yazıp önümüze çıkan ilk fotoğraflara atlayıp burada millete beyinsiz demiyormuşuz. millete öylece beyinsiz demek hoş olmuyormuş, değil mi?

    debe editi: debeye ilk kez giriyorum. mutlu ve gururluyum ahah. buradan bana şükela veren herkese, sürekli kore dizisi yayımlayan trt'ye ve japon arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler!

  • sanki ülkede özel firma kalmamış gibi gene devlet tarafından yaptırılacaktır. biniş ücreti 90 dolar olacak olup işletecek şirkete yılda 15 milyon kişi binme garantisi ile verilecektir.

  • "birisinin zihni
    hiçbir zaman
    onun kendi zihninden
    ibaret değildir,
    doğumunda bile.

    ve insan
    yaşadıkça,
    öğrendikçe,
    kaybettikçe
    bundan
    daha da uzaklaşır"

    demiş kutlu yazar.

    (rüzgârgülü, ayrıntı yayınları)

  • herkes sağdan dönerken türk kızının soldan dönmesi, acemi askerlik günlerimi hatırlatarak yarmıştır.

  • bugün metrobüste paltolu ve robot gibi yürüyen sakallı birisi bindi araca. baktım etrafıma 2-3 kişi var. "yok az kişiyiz patlatmaz" dedim.

    geldiğim piskoloji bu.

  • yazmayayım diyordum çünkü kendi hakkımda fazlaca bilgi veriyorum yazarken ama enin'in muhteşem entrysini okuyunca yazmak zorunda hissettim kendimi.

    20 gün sonra 36 yaşına girecek bir ablanız olarak kabul edin sözlerimi.

    ben hayatı tersinden yaşadım. 18 yaşıma basana kadar barlara girmeye çalışıp, reşit olduğum gün duruldum. 19 yaşımda beraber yaşamaya başladığım adamla 21 yaşımda evlendim. 22 yaşımda anne oldum, 24 yaşımda ikinci çocuğum oldu. ikinci çocuğumu emzirirken üniversiteye döndüm. okudum, çalıştım, çocuklarımla ilgilendim. 30 yaşıma gelip yurtdışında burs kazandığımda, 1 yıllığına çocukları anneme emanet edip gittim. döndükten bir süre sonra da boşandım.

    en çok bana veriyorlardı bu mesajı: boşandın, hayatın bitti, orta yaşlısın artık, iki çocuğun var diye... ben de bu durumu kanıksamaya başlamıştım artık. ne de olsa artık genç değildim. bundan dolayı normalde özgüvenim yüksek olsa da hayatımdaki kişiyi memnun etmek için saçma sapan şeyler yaptım.

    şubat ayının sonunda birden bir aydınlanma yaşadım. karşımdaki adam kaşımdan gözüme, kılığımdan kıyafetime, saçımdan makyajıma kadar her şeyimi eleştiriyordu. incir çekirdeğini doldurmayacak bir "ben kıvırcık saç sevmiyorum, o saçların hep toplu olacak!" tartışmasından sonra banyoya gittim. aynaya baktım ve "ne yapıyorum ben?" diye sordum kendime... bütün hayatını kendi dilediği gibi yaşamış, hep seven ve sevilen biri olmuştum. aynanın karşısındaki kişi ise ben değildim artık. yalnız kalmaktan korktuğu için sürekli taviz veren bir kadın vardı karşımda ve ben o kadından hiç hoşlanmadım.

    o aynanın karşısında saçlarımı kökünden kazıdım. o "ne yaptın sen??!" diye bağırırken adamın karşısına geçip eline saçlarımı verdim ve dedim ki "ister fön çek topla, ister kıçına sok bunları, hadi hoşçakal!"

    sonrasında pişman olur muyum acaba diye düşünmüştüm ama açıkçası şu güne kadar herhangi bir pişmanlık yaşamadım. 36'ya merdiven dayamış, kocaman çocukları, 1,5 metrelik boyu, subay traşı saçları olan bir kadının bile her gün bir şekilde iltifat alabileceğini gördüm.

    kimseye mecbur değiliz hemşirelerim. hayatımız bitiyor falan değil. özgüveninizi zedelemeye çalışan kara propagandalara aldanmayın. biz kendimizi sevip beğenince başkalarının da beğeneceğini unutmayın. özgüveninizi sağlam tutun, yürüyüşünüz bile değişir.

    30 yaşında kadın genç kızlıktan kadınlığa daha yeni terfi etmiştir. kendini keşfetme sürecinin en başındadır. iyi insanlara karşı iyi ve mütevazi olurken, egosunu zedelemeye çalışan terbiyesizlere karşı da "bastığım toprağı, soluduğum havayı şereflendiriyorum!" mesajını vermelidir.

    ayrıca "30 yaşına gelmiş kadın çok rerörerö!!" diyen adamların hiçbiri bir biscolata erkeği değil, lütfen bunu unutmayın. çoğu benim bakkal hüseyin efendi'ye benziyor...

    - ne yaptın hocam sen ya? yakışıyor mu hiç bu yaşta? bayan dediğin uzun saçlı olur!
    + baymayan olmaya karar verdim.

  • bakanlık tarafından bedelsiz nakil vasıtası ithali olarak adlandırılan ve kısaca bedelsiz ithalat olarak bilinen hak edişler doğrultusunda yurtdışından türkiye'ye aile ünitesi adına bir adet motorsuz ve motorlu taşıt * getirmek mümkündür.

    bedelsiz ithalat yoluyla getirilen şahsi mahiyette eşyanın kapsamına motorlu ve motorsuz özel nakil vasıtalarının yanı sıra kullanılmış ev eşyası, işyeri nakli suretiyle getirilen sermaye malları, teknik malzemeler ile büro ve dükkan malzemeleri de girmektedir. fakat kamuoyunda en çok bedelsiz motorlu taşıt ithalatı merak konusu olmaktadır.

    bedelsiz ithalat yoluyla aile ünitesi tarafından ithal edilen araçlardan, aracın motor silindir hacmine göre değişen oranda ötv, aracın cif değeri (navlun ve sigorta bedeli dahil olmak üzere aracın gümrük kıymeti); ötv ve cif değerinin toplamının %18'i oranında kdv, aracın türkiye'de serbest dolaşıma girişi sırasında yetkili gümrük idarelerince tahsil edilir. yetkili gümrük idareleri istanbul, ankara, izmir ve gebze'de bulunmaktadır.

    bir aracın motor silindir hacmine göre ötv'si belli yüzdelik dilimlere göre hesaplanır. buna göre motor silindir hacmi 1600 cm3'e kadar olan araçlardan alınan ötv oranı %45, 1601-2000 cm3 arası için %130, 2001 cm3 ve üzeri için %220 oranındadır.

    yurtdışından getirilecek aracın vergiye esas kıymetinin tespitinde aracın model yılı doğrultusunda bir amortisman indirimi yapılmaktadır. 1 yaşındaki bir aracın amortisman * oranı %20 iken, 6. yıla kadarki her yıl için bu orana %10 ilave edilir. 7 yaşından itibaren araç %80 yıpranmış olup daha yaşlı bir aracın fob kıymeti bakımından bu orandan daha fazla yıpranmadığı varsayılır.

    buna göre, sıfır bir aracın vergiye esas fob kıymeti %100 varsayılırken, 1 yaşındaki bir aracın vergiye esas fob kıymeti %80'e inmektedir. aynı aracın vergiye esas fob değeri 2 yaşında %70, 3 yaşında %60, 4 yaşında %50, 5 yaşında %40, 6 yaşında %30, 7 yaş ve daha yukarısı için %20'dir.

    diğer taraftan, yurtdışından getirilecek aracın, trafiğe tescil tarihi itibarıyla 3 yaşından büyük olmaması gerekmektedir. 2010 model bir aracın üzerinize 2012'de tescil edilmiş olması halinde 2022 yılında türkiye'ye bedelsiz ithal edilmesi mümkündür. fakat 2017 model bir aracın 2021 yılında tescil edilmesi halinde 2023 yılında türkiye'ye kesin olarak getirilmesi mümkün değildir.

    diyelim ki hollanda'da yaşayan bir gurbetçi ya da sürekli göreve atanmış bir kamu görevlisisiniz. vergi vs. ödemeleri dahil fatura bedeli 30.000 € değerinde 1.5 cm3 motor silindir hacimli sıfır bir volkswagen golf satın alıp 3 yıl kullandınız. şimdi ise türkiye'ye kesin dönüş yapmak ve aracınızı da beraberinde getirmek istiyorsunuz.

    yetkili türk gümrüğünde bu aracın fob değeri * 18.000 € olacaktır (zira bu rakam 2022/3 sayılı genelge nedeniyle değişkenlik gösterebiliyor). bunun rakam üzerine %45 oranında ötv eklenir ve 8.100 € ötv borcunuz çıkar. aracın bedeli 26.100 € olur ki bu bileşik rakam üzerinden %18 kdv ödemeniz de gerekiyor ki o da 4.698 € olacaktır. bu durumda aracın size maliyeti 30.798 € olacaktır. burada ruhsat ve plaka masrafları devede kulak kalacağı için göz ardı edilebilir.

    eğer bu arabanın satın aldığınız dönemde türkiye'deki satış fiyatı € bazında 30.000 € civarında ise, yurtdışından araba getirmenizin pek bir anlamı olmayacaktır. ama mesela 45.000 € civarı idiyse, o halde bedelsiz araba ithalatı sizin için mantıklı bir hareket olacaktır. ülkeler arasındaki hayat pahalılıklarını kıyaslayan bazı sitelerde volkswagen golf 1.4 90 kw trendline veya benzeri sıfır bir aracın tüm dünyadaki fiyatları incelendiğinde, almanya'da 25.000 € olan bir arabanın türkiye'de aynı tarihte yaklaşık 35.000 €'ya satıldığını görüyoruz. bu durumda aile ünitesinin kullanımı için yurtdışından araç getirmenin nispeten maddi avantajı olacaktır.