hesabın var mı? giriş yap

  • herkes niye öğrenci evi tribine girmiş onu anlamadım. milyonluk adamlar temizlikçi tutamayacaklar mı? topumuzun ruhu fakir, biri de teoman'ı bulaşık sırasına sokmaya çalışıyo çıkar donunu da yıkasın.

  • can-kat \ çek git

    klibiyle olsun, müziğiyle olsun yarattığı duygu silsilesiyle keza, mamaafih sözlerindeki ahenk olsun, yani olmaz böyle bir şey. can-kat bizim corc maykıl'ımız olduğu kadar, 90'arın sıkıcı ve rutinleşmiş pop müziğine yeni bir soluk getiren en duygusal kahramanlarımızdan biridir.

    bu güzide eserin tadına varmak için buyrun

    https://www.youtube.com/watch?v=ujuahassauy

  • yeni yapılacak olan hal ile ilgili düzenlemede gerçekleşeceği yazılan olay.

    --- spoiler ---

    zincir marketlerin doğrudan tarladan değil, hallerden mal alması sağlanacak. bu şekilde hem üretici korunacak hem de gıda fiyatları daha uygun hale gelecek.
    https://www.patronlardunyasi.com/…alamayacak/264031
    --- spoiler ---

    araya bir aracı daha koyup, ürünleri marketin doğrudan alması engellenerek bizim daha ucuza sebze-meyve almamızı sağlamaya çalışmalarına çok sevindim.

  • bu adamları kulaç atarken hiç görmedim. hep 2km ötede sadece kafaları gözükecek şekilde duruyorlar denizde ama oraya nasıl gidiyorlar muammadır benim için.

  • maaş bankası olmasına rağmen haftasonu ve mesai saatleri dışında eft ücreti kesen banka.
    kurumumla bunlar arasında yapılan maaş ihalesi şartnamesini okudum. şartnamede hiç bir şekilde eft vb. masrafı alınamayacağına dair bir madde vardı. ben de bu maddeye istinaden hakem heyetine başvurarak benden aldıkları eft masraflarını geri istedim. hakem heyeti bunlardan savunma istedi. savunmayı cevaben bana da göndermişler ve hiç utanmadan beni mahkemeye vermekle "kibarca tehdit" etmişler. kurumla yapılan sözleşmede haftasonu eft ücreti kesilebileceği ibaresi yer alıyormuş. eğer başvurunuzu geri çekmezseniz ve hakem heyeti aleyhimize bir karar verirse size dava açarız ve tüm masrafları ödemek zorunda kalırsınız şeklinde bir cevap yollamışlar. madem kendinizden o kadar eminsiniz neden hakem heyetinin aleyhinizde bir karar vereceğinden korkuyorsunuz? böyle bir şey için müşteriye aba altından sopa göstermeye utanmıyor musunuz?

    mesele üç-beş kuruş meselesi değil. maaş ödemesi yaptıkları bir müşterilerine bu şekilde muamele etmeleri inanılmaz şekilde kanıma dokundu.
    bundan sonra ne hesaplarını ne de kartlarını kullanırım, en kısa zamanda da tüm ilişiğimi keserim.

    debe editi:
    gönderdikleri "kibarca tehdit" mesajının bir kısmı görsel

  • sene 92-93 filan. adam eksiğimiz var daha doğrusu bizim kaleci hasta üşütmüşüm filan diyor.. yalvar yakar maça getirdik çocuğu. maç başladı bizim kaleci yerinde duramıyor bir hareket hep. neyse kaleye şut geldi kalecimiz topu tuttu ama tutar tutmaz paçalarından bok akmaya başladı. mideyi üşütmüş ishalmiş eleman. top karnına geliyor kucakladığında basınçla da tabi koyuveriyor... o kaleye kimse geçmedi maç da bitti. halı saha sahibi de boku bize temizletti. ..

  • gercekten para verebilecek durumda olmayanlari anlarim da, her boka para harcayip bunun gibi seylere aylik uyelik ucreti odemekten cekinen insanlarin psikolojisi su sekilde sanirim;

    asgari ucretten biraz fazla paraya calisan bir kuzenim var, aileden zengin falan da degil.

    kendisi yeni iphone cikinca 24 ay vadeye girip napar eder alir.
    2 kez araba degistirdi 26 yasina kadar.
    her hafta sonu bilmemnerde pazar kahvaltisi qeyfi turk kahvesi qeyfi bilmemne.
    kuafore gidip 450 liraya sacini sariya boyatir.
    olmayan parayi harcayan, orta sinif olmayi kabullenememis bir stereotype kisacasi.

    gecende geldi yine "ya ben bu itunes'tan nasil aticam bu sarkilari bilgisayarimdakileri sildim falan filan". dedim spotify diye bisey var gosterdim begendi baya. ama tabi ayda 10 lira gibi astronomik (!) bir ucret oldugunu duyunca vazgecti. 2 saat itunes'la cebellestik.

    bir onceki iphone'u bozuldugunda yuzlerce fotografi da telefonla birlikte tarihe gomulmustu. bilgisayarda yer olmadigi icin bilgisayara da atmamis. la dedim cloud kullansana hangi devirdeyiz. 50 gb ayda 3 lira gibi yine astronomik (!) bir rakam oldugu icin hic sicak bakmadi.

    sanirim bu insanlarin tek para harcama amaci cevresindeki insanlara hava atabilmek. onun disindaki hic bir seye para harcamayi sevmiyorlar, ne kadar cuzi bir miktar olursa olsun. o anda fakirlikleri aklina geliyor ama statu yukseltmeyle ilgili her seye sinirsiz para harcanabiliyor.

  • mantıkta, çelişik kurallar veya sınırlamalar nedeniyle bireyin kaçamayacağı paradoksal durumları da ifade eder. joseph heller 1961'de yayımladığı romanı catch-22'de ortaya koymuştur.

    catch-22 durumu bir bireyin tabi olduğu, ancak üzerinde hiçbir kontrole sahip olmadığı kurallardan, düzenlemelerden veya prosedürlerden kaynaklanır, çünkü kuralla savaşmak demek onu kabul etmek demektir. diğer bir örnek, birisinin yalnızca ona ihtiyaç duymadan sahip olunabilecek bir şeye ihtiyaç duyduğu bir durumdur.

    örneğin bankadan kredi almak istiyorsunuz ama iyi şartlarda kredi alabilmenizin yolu, neredeyse krediye ihtiyacınız olmadığını bankaya kanıtlamakla mümkün olabiliyor. karşılıklı bağımlı koşullar nedeniyle kaçışın olmadığı bir ikilemdir bu. romanda bu durum şöyle açıklanıyor: savaş pilotu olmak için akıl sağlığı soruşturuluyor: savaşmak isteyenler zaten pilotluğa kabul ediliyor; savaşmak istemeyenler ise, "sadece akıl sağlığı yerinde olanlar savaşmak istemez" denilerek onlar da savaş pilotu oluyor. görsel olarak da şöyle. catch-22 durumuna bir örnek de, monty python ekibinin life of brian filminden görebilirsiniz.