hesabın var mı? giriş yap

  • öldürme oranı yüksek salgınlar pek yayılamıyor.(enfekte olanlar sosyalleşemiyorlar, daha rahat tespit ediliyorlar örneğin sars/ebola) öldürme oranı düşük olanlar (domuz gribi) yayılıyorlar ama gündelik hayata zarar vermiyorlar. covid-19 tam bunun ortasında o yüzden yakın zamanda gördüğümüz en ağır salgın oldu.

  • marka değerini yükseltmek için müşteri memnuniyetini arttırmak yerine müşteri memnuniyetini ve tepkilerini hasır altı etmeye çalışmak araçtaki sorundan daha büyük rezalet. umarım servis ve genel merkezdeki çalışanlar yerine yönetimden aklı başında birisi sizinle iletişime geçer ve sorınunuz çözülür.

    rezalet puanım 10.

  • sanirim cok fazla trajediyi cok yakin aralıklarla yasadigi icin yeni bir trajedi yasayinca cok cabuk organize olabiliyor artik.
    olayin şokunu hizlica kenara koyup birbirine el uzatiyor.
    tabii yasadiklarindan ders almadığı icin, bu trajedileri tekrar tekrar yasiyor olmasi ayrica uzun bir konu tabi ama demek istediğim sey, bu hizlica organize olabilme becerisi, ecnebi memleketlerde yok.
    haliyle bize gore daha seyrek yasadiklarindan dolayi belki de ya da baska bir sey, bilemiyorum.
    ama bizdeki ahenk onlarda yok, bunu cok olayda gözlemledim.
    onlar trajedilerinden cok ders alip, yasananlari anmayı asla unutmuyor.
    biz hizli unutsak ta her seferinde ayni dayanismayi sergiliyoruz.

    malum cok buyuk bir nufus ve alan bu depremden korkunc zarar gordu.
    henuz 24 saat oldu ve her yer muazzam organize olarak, tum gucuyle deprem bölgesine destek olmaya calisiyor.
    istanbul-ankara otoyolu yuzlerce cekici low bed'ler uzerinde bekolu kepce tasiniyor.
    onlarca ambulans tek sira olmus gidiyor.
    farkli sehirlerin plakalarindan grup grup kamyonlar "deprem yardımı" afisleriyle yollarda.
    bircok sehirdeki lojistik merkezi yapilmis alanlarda yuzlerce insan kolileri elden ele uzatip tir yukluyor.

    muazzam sahneler.
    suan niğde otoyolundayiz, adana'ya gorev yerimize gidiyoruz ve bir suru farkli plaka minibus minivan, logolu sirket araci, ici insanla, malzemeyle dolu bolge yolundalar belli.
    benzinliklerde selamlaşma var,
    allah hepimizin yardımcısı olsun,
    yolunuz acik olsun,
    gibi dileklerle yeniden yola cikiyorsunuz.

    sanirim turk halki bu ozverili dayanismayi seviyor, bu konuda cephede en onde, süngü takmis zafere kosan dedeleri gibi olmaktan gurur duyuyor.
    henuz sifir noktasina varmamisken bu birlik hissini yasamak cok acayip, tarifi zor.

    hepimiz sanirim uzun zamandir tek yürek olabilmenin gücünü özlemişiz.

    tum kirli siyasilere, art niyetlilere ragmen...

    fdes yoldan bildirdi.

  • - iyi günler, fbi mı?

    - evet, nasıl yardımcı olabiliriz?

    - ben üzerinde fbi yazan bir şapkayla, bir tişört almıştım. iki yıkamada çekti... kime şikayet edeceğiz?

    - evet bir ara çok modaydı onlar ama biz üretmedik onları beyefendi.

    - yalan konuşmayın birader, paramı yedirtmem size...

    - bakın bayım neden üretici firmayı aramıyorsunuz?

    - üzerinde fbi yazıyordu...

    - bakın gerçekten vaktimizi alıyorsunuz, görüşmeyi bitirmek zorundayım.

    - allahsızlar!!! haram zehir zıkkım olsun, alcam olum sizden parasını... beni tanımıyorsunuz siz, mekanınıza gelecem lan...

    - gerek yok bayım, türkiye'deki ekiplerimiz sizin için yola çıktı bile.

    - değiştirecekler mi tişörtümle şapkamı?

    - hayır...

    - lan bak canınızı sıkarım sizin, uğraşırım sizinle, delirtmeyin lan beni..

    - on saniye içinde ekiplerimiz yanınızda olacak...

    - şu anda camdan gaz maskeli beş kişi girdi... onlar mı?

    - evet...

    - e ama dövüyorlar beni şimdi...

    - döverler...

    - kapatıyorum o zaman?

    - kapat.

  • tepki vereceğim diye inanılmaz antipatik olup haklıyken haksız konuma düşmek konusunda feministlerin eline kimse su dökemez sanırım.

    adam bir minibüs şoförü. kendince arabasına binen kadınlara bir zarar gelmeyeceğini teminat altına almak istemiş, böyle bir yazı asmış. ne bekliyorsunuz cinayetin ardından bir gecede aydınlanma yaşayıp kadın ve insan hakları, namus kavramı üzerinde kendi içsel reformunu yaşamasını mı?

    sizin gibi düşünmeyen, sizin aldığınız eğitimi almamış herkese ve onların söylediği aslında iyi niyetli olan her şeye aşırı tepki göstererek bir şeyler elde edemezsiniz anca “ehh bunlara da yaranılmıyor” algısı yaratırsınız.

  • lübnan iç savaşı sırasında suriye'nin lübnan'ın doğu kısımlarını işgal etmesiyle israil lübnan güneyini işgale başlamış ve savaş çok farklı bir boyuta gelmişti. israil, lübnan güneyinden 40 km kadar içeri girmiş, doğudaki suriye birliklerini tehdit etmeye başlamıştı.
    1982 yılının başlarında israil 90. tümeni marjanun'dan geçip kaukaba ve hasbayya köylerini ele geçirmişti. 9 haziran günü buradan suriye'nin daha önceden işgal ettiği, 10. tümen'e bağlı 79. ve 91. tabur üs noktasına doğru, beka vadisinin kuzeyinden jeb jannine'e ilerlemeye başladı. israillilerin amacı beyrut-şam yolunu kesip suriye'nin ihtiyaç duyduğu tedarik yolunu kesmekti.
    10 haziran günü 90. tümenin bu ilerleyişi suriye ordusunu harekete geçirdi. suriye bu birlikleri tam tespit edemediği için hedefi bulup anında yok eden gazelle tipi helikopterler ile israillileri durdurmayı amaçladı. gazelle helikopterlerinden biri ayn-ata-raşa yolu boyunca ilerleyen bir m-60 ve m-113 konvoyu saptadı ve hot füzeleriyle israil'e ait 12 tankı yok etti, tabi bu israil tarafından yalanlandı. başka bir gazelle açılan 20mm'lik ateşle ağır hasar aldı fakat rotorundan çıkan dumana rağmen mezzeh hava üssüne ulaşmayı başardı. helikopterlerin yanı sıra suriye uçakları da israil mevzilerini vurmaktaydı. israil, helikopter ve uçakların bu hava saldırılarında ağır kayıplar vermişti ancak bu onları durdurmadı. israil 90. tümenine daha kuzeye ilerleyip sultan yacoub köyünü alması, buradan suriye birliklerinin içine sızması emredilmişti nitekim, bu onlara büyük bir bedel ödetecekti.
    burada israil istihbaratına göre iyi mevzilenmiş suriye birlikleri bulunmaktaydı ama israilliler düşmanlarını küçümsediler ve buradan ilerleyebileceklerine karar verdiler. 90. tümen m-48a3 magach tanklarıyla donatılmış, daha önce 91. suriye tümenine ait 35 tankı yok etmiş buna karşın 5 tankı kullanılmaz hale gelmişti. israillilerin düşmanlarını küçümsemesinin bir nedeni de buydu.
    saat 19:00 civarı tümen komutanı gioria lev emri aldı ve 362. taburu sultan yacoub'a doğru sürdü. tabur köyü kolaylıkla geçti ancak saat 01:30'da dar bir vadiye ulaştılar ve tam bu anda etrafları suriye ordusu tarafından sarıldı. suriye ordusu milan anti-tank füzeleri ve rpg roket atarlarıyla israil 362. taburuna geceyi gündüz ediyordu. saat 04:00'a kadar vadi içerisinde sıkışmış israil taburu karşılık vermeye devam ediyor ancak hem havanın karanlığı hemde düşmana nazaran alçakta kalmaları onları bir bir yere seriyordu. şafakta vadi içerisine sıkışmış israil birliğini kaçırmak istemeyen suriye mig-21'leri havalandı ancak birliklerin yakın olması nedeniyle bombalama yapamadı. nihayet, israil, bir kurtarma harekatına başlamış, ilk olarak, lübnan'a 1 gün öncesinden konuşlandırılan 880. tabur, bölgeye takviyeye giden 3. ve 1. suriye zırhlı tümenlerinin ilerleyişini durdurmuştu. daha sonra israil 11. topçu alayı 362. taburun etrafını bir duvar gibi çevreleyecek ve onları koruyacak bir şekilde bölgeyi topa tuttu. en nihayetinde israil taburu bölgeyi zar zor terk etti ama sahip oldukları tankları kendilerini yavaşlatacağı için geride bıraktı. 10 adet m-48 suriye ordusu tarafından ele geçirildi ayriyeten 3 zırhlı piyade aracı yok edilirken 30 israil askeri de öldürüldü. aynı zamanda 3 israil askerinin de esir alındığı suriye tarafından açıklanmış olmasına rağmen bu israil tarafından kabul edilmedi. bir gazeteci ise bu üç israil askerini şam'da gördüğünü iddia etti.
    bu çatışma sonrası iki taraf da ateşkes yapmaya karar verdi ve 11 haziran günü öğle saatlerinde ateşkes sağlandı. ateşkesin geçerli olmasından önce israil ve suriye daha fazla bölgeyi kontrol etmek için harekete geçti bu nedenle çatışmalar devam etti.
    daha sonra suriye, yakınlık duyduğu sovyetlere ele geçirdiği tankların incelenmesi için teslim etti oradan kubinka tank müzesine yerleştirildi.
    bu muharebe suriye için hatırlanması gereken önemli bir hadiseydi bu nedenle ekim panorama müzesinde olayı betimleyen tablolar bulunmaktadır.