hesabın var mı? giriş yap

  • mesela saate bakıyorum şu an 01:27. bir de türkiye saatine bakıyorum 02:27. tabi ki bu şimdilik. neden? çünkü biliyorum ki imf'ye borç vermeye başlamış bir ülkeyiz artık. allah'ın izniyle bir kaç seneye bu saat farkını da iyice açarız şöyle 3-5 saate çıkarırız gibime geliyor.

    allah ak parti'nin yar ve yardımcısı olsun.

  • yalan olma ihtimali hiç düşünülemeyen yalanlar.
    -dönüşte alalım o oyuncağı...
    -ağlayan pirinç taneleri...
    -kalan pirinç taneleri kadar çocuğun olacağı hayali...bazen 1 bazen 3 bazen 10 pirinç...
    -sinema salonu tamirattaymış...
    -senin istediğin bebek bitmiş...
    -kardeş için evimiz çok kalabalık...
    -evlenip giden kedilerim...
    -seyahate çıkan kırmızı balıklarım...
    -sık sık elektrikleri kesen ve erken yatmak zorunda bırakan belediye başkanları...
    -ben doğdum diye her yıl 29 ekimde tüm ülkede havai fişeklerin patlatılması...
    -başının arkasında gözü olan anne...
    -odada kulağını unutup her şeyi duyan büyükanne...

    yazdıkça utandım ''ıq'' yerlerde.
    hiç yoktan okur yazarlığımız var, iyi kötü okul bitirebilmişiz nasıl ''o inek benim'' olduysam?
    ...

  • yüklemiyorum çünkü facebook kullanım desenimle örtüşmüyor. ben feyse giriyorum news feed'e göz gezdirip gelen mesaj varsa onları mail gibi okuyup yanıtlıyorum. gruplarda olay varsa bakıyor ve çıkıyorum. chat her daim kapalı.

    facebook messenger benim kontrolümde olan bu mesajlara müsait olduğumda bakabildiğim döngüyü feys arkadaşlarımın tetikleyebileceği türden rahatsız edici bir dinamiğe dönüştürüyor. bu değişimi istemiyorum. bundan rahatsızım. zorla ikinci uygulamayla üstüme atılmasından ayrıca rahatsızım. ayrı uygulamaya geçirip sırf rahatsız etmek için bildirimleri hala ana uygulamada gösterme çakallığından ayrıca rahatsızım.

    bunun sonucu olarak yaşadığım rahatsızlıkların ötesinde facebook mesajları benim en geç yanıtladığım mesajlar olmak durumunda kalıyor. haliyle bir de bana hemen ulaşabileceğini düşünen arkadaşlarıma geç yanıt atarak onları da bilmedikleri bu sebeplerden dolayı rahatsız ediyor, rahatsız ettiğim için ekstra rahatsız oluyorum.

    feysin mesaj ayarlarıyla alakalı çok sıkıntım vardı zaten. istemediğim halde tanımadığım insanlardan mesajlar alıyorum. bunlar other yerine bilmediğim sebeplerden inbox'a düşüyor. bunlara tıklayınca facebook karşı tarafa mesajı okumasam bile "görüldü" diye ispiyon yetiştiriyor. bu insanlarla paylaşmak istemediğim bir bilgiyi paylaşıp beni zora sokuyor. facebook tarafından taciz ediliyorum, özel yaşamım ihlal ediliyor. bu uygulama ayrışması, mobil taciziyle birlikte iyice artık hayat döngümü bozmaya başladı. tüm aile bağlantıları ve gruplardan dolayı hesabımı tümden kapatmak da istemiyorum.

    neticede bu uygulama dahil olmak üzere mesajla ilgili politikalarından dolayı feyse daha az giriyorum. daha çok twitter kullanıyorum, daha çok sözlük okuyorum. mesajlarına neden zamanı dönmediğime dair meraklanan, kırılan arkadaşlarla paylaşmak için de bunu buraya kaydediyorum.

  • yeni albüm çıkarmış fantaazi müzik icraacıları tarafından posterlerde, afişlerde, kaset kapaklarında sergilenen duruştur. kafanın italik duruşuyla satıştan beklenen gelir arasında çok doğru bir ilişki vardır. bu duruşun duayenleri arasında, mahsun kırmızıgül'ü, ibrahim tatlıses'i, özcan deniz'i ve yeni yeteneklerden bayhan'ı sayabiliriz. emrah dinçer hem italik hem bold olarak durur ki ayrı bir başlık konusudur, belki de değildir.

  • arkadaşlar bu adamlar pavyonlara gidip akıl veren tebliğciler değil mi?

    hani balık lokantalarına, barlara, birahanelere girip içki içmeyin haraaağm diyenler bu sakallılar değil mi?

    burada okuduklarımız bunların kıdemli hoca efendilerinin kızının ifadesi değil mi?

    bu kadar gündür bunlardan birinin bu ne rezillik ulan dediğini? bu pedofili sapıklara hesap sorduğunu gördünüz mü?

    bunlardan birinin çıkıp böyle şey olmaz islamda dediğini duydunuz mu?

    bunlardan birinin çıkıp dinimizi nasıl böyle rezil edersiniz diye eylem yaptığını? bu herifleri tehdit ettiğini falan duydunuz mu?

    neredesiniz gerçek müslümanlar ?

    karikatürle zedelenen dininiz şimdi hiç zarar görmedi mi?

    sizin inancınıza bu adamlar zarar vermedi mi?

    bir anlatın çıkın televizyonlara. çocuklara bunları yapanları lanetleyin. yok böyle şeyler islamiyette deyin.

    neredesiniz? yol sizin, sokak sizin, kanun sizin, meclis sizin!

    neredesiniz?!

    marketcileri tehdit edenler!

    bayraklar, tuğralar önünde poz verenler. bu adamlar dininize zarar vermedi mi?

    edit cübbeli’nin kınadığını yazanlar olmuş fakat şuraya cübbelinin bu olayı nasıl da sulandırıp hasır altı etmeye çalıştığını bırakalım #146180818

    cevap vermeye çalışan bir kaç gerçek müslüman olmuş. komik değilsiniz. bana değil altı yaşında çocuğa tecavüz edene yazacaksınız.

    bir de araplarda kız çocuklarının yaşının adetten sonra hesaplandığını falan yazan komedyenler olmuş. bu söylediğinden suudilerin haberi yokmuş ki 2019 yılına kadar çocuk evliliği için yaş sınırı koymak akıllarına gelmemiş.

    ne zaman ki modern dünya tepelerine binmiş 2019 yılında 15 yaş altı evliliği yasaklamışlar.

    sevgili tatlı su müslümanları, arap adetlerine ve arapçaya suudilerden daha hakim olduğunuz iddiası komik bile değil. gülmedik…

  • normalde pazartesi sabahi sendromu, cuma aksami mutlulugu olan biri degilim ama pazar gunleri uyandigimda gune mutlu baslarim hep.

    karsi apartmanin tam benimki hizasindaki dairede bir teyze yasiyordu. iki yil boyunca her pazar sabahi bu bayragi asiyordu, bugun oldugu gibi:

    http://i.hizliresim.com/e39avb.jpg

    yurt disinda yasadigimiz icin nadiren karsilasilan boyle seyler hosuna gidiyor insanin. iki yillik komsuyuz fakat neden sadece pazar gunleri bunu yaptigini merak ediyordum. ayni apartmanda olsak belki kapisini calar, kahvesini icerdim de, durum bu sekilde olunca sadece pazar sabahlarina mutlu uyanmakla yetindim uzun zaman.

    yaslica biriydi. ara ara balkona ciktiginda gorurdum. babanne minnoslugu vardir ya hani. aynisi iste. bundan bir ay kadar once teyze yine biraz rahatsizlanmis olacak ki, ayda bir eksik olmayan ambulans yeniden gelmis goturmustu fakat bu defa diger gun getirmedi. bir hafta oldu, bir ay oldu getirmedi.

    bir aydir pazarlarim bayraksiz geciyordu. yokluguna alismasi zor oldu. bugun uyandigimda bir baktim ki bayrak yeniden asilmis. cok mutlu oldum. iyilesmis teyze dedim. durumu facebook sayfamda anlatinca, arkadaslarim "gitsene ziyaretine oglum yaa" dedi hep bir agizdan. cesaretimi toplayip nasil becerdiysem kendimi karsi apatmanda buldum hasta ziyareti edecegim resmen.

    kapiyi bir adam acti, ogluymus. durumu basindan anlattim ayakustu, boyle boyle dedim iste en sonunda geldim. iceri buyur etti sagolsun, esi ve cocuklari da vardi ama teyzeyi goremedim salonda. herhalde icerde yatakta dinleniyordur dedim kendi kendime cunku bayrak var disarida. sonra basimdan asagi kaynar sular dokuldu "gectigimiz pazar kaybettik annemi" deyince.

    "ama bayrak disarida?" dedim, "hep o asardi pazar gunleri."

    anlatmaya basladi: "annem buraya kirk sene once, daha yirmi yasinda bile degilken gelmis istemeye istemeye. ondan sonra evlenmis, biz olmusuz, duzen kurulmus, is-guc derken bir daha mumkun olmamis ve geri donememis. annemler turkiye'den ciktiktiklarinda bir pazar gunuymus. icine dert olmus geri donus yapamamak ve neredeyse on yildir her pazar gunu bu bayragi asip gecmisi yad ederdi. ataturk'u, turkiye'yi hep cok sevdi. hepimize asiladi. simdi gelenek haline getirdigi bu bayrak gorevi bize gecti ve anisini yasatiyoruz. yine her pazar bizim tarafimizdan asilacak. cocuklarim da benden sonra asmaya devam edecek." dedi. bir yandan dinliyorum, diger taraftan dokunsalar aglayacagim gozlerin dolulugundan adami goremiyorum, kirpmaya korkuyorum. "hic komsum yok" diye mizmizlik ediyormus. "keske onceden gelseydin buraya ve tanissaydiniz" dedi. daha kotu oldum.

    "bilseydim gelmez miydim hic?" diyebildim sadece. teyze ile tanisamamak hayatimin sonuna kadar icimde yara kalacak sanirim.

  • --- spoiler ---

    nihal (tekneden denize bakarak) : şimdi bu sakinliği bırak bir sürü işle uğraş.

    --- spoiler ---

    lan kızım sanki uğraştığın bi iş varmış gibi.össye bile tam girmedin lan.üniversite stresin bile olmadı.ekmek elden su gölden yaşıyosun.ulan sevgili bulmak için bile çabalamadın aynı evde yaşadığın herifle evleniyosun.ne işi çok pardon?

  • sanık ve hakim...

    - köşede bekledim, çıkınca da tepsiyle kafasına vurdum..
    - iyi de, yanında silahın bıçağın da varmış.. neden tepsi?
    - bi yerde okumuştum.. öyle yapınca tepsi müdafaadan az ceza alınıyormuş..
    - nefsi müdafaa olmasın o?
    - hepsi müdafaa değilmi sonuçta..
    - yaz kızım sanığın yirmi yıl hapsine...
    - ama yirmi yıl çok fazla.. bilseydim yanımda hafifletici sepetler getirirdim..