hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: otobüsle eve giderken daha önce

    "yapmadığım bişey yaptım ve sessiz bi şekilde osurdum. ortama yayılan kokunun farkındaydım ama kimse benim yaptığımı bilmiyordu. kulaklıklarımı taktım ve çevreyi süzdüm. yüzü ekşiyen kızlar, suçu birbirine atan liseliler, eşarbıyla ağzını kapatan teyzeler...
    bir anda popüler olmuştu osuruğum ve ıkınarak bi tane daha çıkardım. cam açanlar, daha çok rüzgar gelsin diye gaza basan şoför, nefesini tutmaktan mosmor olmuş bi kaç amca...
    en sonunda bu zevki katlamak istedim ve allaaaaahhhhh nidalarıyla koltuğa sıçtım." (yarim altin)

    -------------------------------

    evet piçler yine sandalyeden düşürdünüz.

  • futbol yorumcusu 3 aralık 2011 fenerbahçe ankaragücü maçından sonra şöyle yazmış.

    "...fenerbahçe’nin galibiyetine eskisi kadar yardım edemeyenler de vardı tabii. yobo’da bir düşüş var ve afrika kupası’na 1 ay kala kötü sinyaller vermeye başladı yine. everton’da her afrika kupası dönüşü formasını kaptırır, sezonu yedek kulübesinde bitirirdi. fenerbahçe’de de gabon dönüşü formasını serdar’a kaptırırsa şaşırtmayabilir..."

    http://spor.milliyet.com.tr/…11/1470847/default.htm

    afrika kupası, everton, gabon, serdar... hepsi iyi güzel de nijerya, afrika kupasına katılamadı.

  • onay bekleyen çaylakların bir kısmını otomatik olarak yazara çevirdik ve bunlara da sabırtaşı yazar dedik. yapılan aksiyonun makul bir sebebi vardı: onay bekleyen çaylakların sayısı her geçen gün biraz daha artıyordu. ancak geçmişten önümüzde miğferdibi çaylak alımları gibi çok başarılı olmayan bir örnek olay vardı. bu seferki onay bekleyen çaylak sayısıysa miğferdibinden çok daha fazla, bu yüzden herkesi tek seferde almamız mümkün olmayacaktı. peki ne yapmalıydık? onay bekleyen yaklaşık 41 bin çaylağın bari bir kısmını otomatik olarak yazar yapmalıydık ki, hem diğerlerinin de önü açılsın ve sıraları daha hızlı gelsin, hem de moderasyon olarak biz, yeni yazarların coşkusuyla kendine sığmayıp taşacak olan sözlüğün altını bir nebze de olsa çekip toparlayabilelim (herkesi bir anda alsaydık ne entry girilebilecekti, ne de okunabilecekti belki de). peki bunu nasıl yapacaktık? kimleri otomatikman yazar yapmalıydık? çaylak olarak geride kalanlara haksızlık yapılmış olmayacak mıydı? düşündük taşındık ve üç tane kriter belirledik, bunlara uyan kişileri yazar yapmaya karar verdik (sayıları 9300 civarlarında olan bu kişilerden 200 tane kadarının ilk 10 saat içinde uçtuğunu ekleyebilirim bir bilgi olarak). neyse, bahsi geçen kriterler şunlar:

    1-) sözlüğe henüz kaydolmuş, daha hiç sıra beklememiş çaylaklar bu gruba dahil olmamalıydı, zira bir yıldan uzun süredir onay bekleyen çaylaklar mevcuttu. biz de dedik, "sabırtaşı yazar olacak olan kişi nerden baksan bir en az 6 aydır bekliyor olsun". böylece sınır olarak 1 haziran 2008 tarihini koyduk. yani bir sabırtaşı yazar iseniz, sözlüğe kayıt olma tarihiniz 1 haziran 2008'den daha önce demektir. (neden özellikle "1 haziran 2008"?: çünkü o an öyle esti.)

    2-) onay bekleyen çaylak iken çaylak inceleme arabirimine düşen, ancak pas geçilen* çaylaklar da bu gruba dahil olmasınlar dedik. zira bu kişilerin entry'leri önceden incelenmiş ve yeterli seviyede bulunmadığı için pas geçilmiş. ancak bunların da sözlüğe küsmelerine gerek yok, başlangıç olarak şu entry'yi (bkz: #14333666) okumaları, belki de birkaç gün içinde yazar olmalarını sağlayabilir.

    3-) çaylaklar iki gruba ayrılıyor kabaca: a-) sözlüğe arada bir ya da nadiren girenler, hatta uzun süredir hiç girmeyenler. b-) sözlüğe hemen her gün girip "acaba yazar olmuş muyum?" diye kontrol eden hevesliler. 41 binlik nüfusu azaltmak adına bu iki grup arasında bir seçim yapma durumunda olduğumuzdan, sözlüğe daha sık login olan grubu tercih ettik ve kısaca dedik ki: yazara çevireceğimiz kişi, son 1 aylık dönem içinde sözlüğe bir kere bile olsa login olmuş olmalı.

    biliyoruz, bunlar çok mükemmel ve 100% hakkaniyetli kriterler değil, ama elimizden şimdilik bu kadarı geldi. sözlük, kendisiyle uyuşmayan yazarlarını temizledikten ve tekrar bir dengeye oturduktan sonra, buna benzer bir çözüm paketiyle tekrar gelebiliriz. bu arada tabii ki onay bekleyen çaylakları -yavaş yavaş da olsa- incelemeye devam edeceğiz. esen kalın.

  • gerizekalı harry potter tarafından yapılmış saçmalıktır. anasını, babasını, sirius'u öldüren ve kendisinin peşine düşen adamın ölüm büyüsüne 'asasız bırakma' büyüsü ile karşılık veren hayırsız bir evlattır harry potter.

  • yapılmış bunca basketbol ile ilgili filmler arasında, basketbol oynanırken gösterilen görüntülerin en gerçekçi olduğu filmdir. filmi bir basketbolcu için bir eğitim kasedidir adeta.

  • 80li yıllarda, ders esnasında tam ortadan iki gruba ayrılmış bir sınıfta karşılıklı osuruk savaşı yapılmaktadır...
    kurallar nettir... bir taraftan birisi sesli bir şekilde osurduğunda diğer taraftan 10 saniye içinde cevap gelmek zorundadır... aksi taktirde gololur...
    ateşli bir savaşın ortasında, gaza gelen bir arkadaşın ikinci turda gürülltülü ve kokulu bir şekilde *altına zıçması ile ortam şenlenir...

  • babamla birlikte ne zaman misafirlikten dönmek üzere arabaya binsek beni strese sokan kornadır. en az 50 kere "korna çal" der babam. bir defa inat ettim çalmadım, neredeyse geri dönüp özür dileyecekti adamdan. babacığım az önce vedalaştın, sarıldınız öpüştünüz, bin tane iyi dilekte bulundunuz birbirinize bu korna olmasa ne olur dedim ama anlatamadım arkadaş. o korna çalınacak, yoksa orada seni ayakta bekleyen adama edepsizlik olur diyor. örf adet desen, gelenek desen şunun şurasında kaç senedir arabaya biniyoruz ki yahu. yoksa eski türkler ayrılırken at kişnetiyorlardı da ordan mı kaldı acaba.

  • soru: "sizin hayat hikayenizi kimin yazmasını isterdiniz?"
    a.b.: "ben yazdım bile. aslında ölüp gittikten sonra arkamdan neler diyecekleri umurumda değil."

    çok büyük bir entelektüel idi. dünya bir değerini daha kaybetti.