hesabın var mı? giriş yap

  • teorik olarak mümkündür. ancak başarı şansı oldukça düşüktür. özellikle birden fazlası ateşlendiğinde imkansız denebilir.

    nükleer başlık taşıyan kıtalararası balistik füzeyi (icbm) patlamadan imha etmek için üç ayrı evre bulunmaktadır:

    1) yükselme aşaması: katı ve sıvı iticili olmasına göre değişmekle beraber 3 ilâ 5 dakika sürer. bu aşamanın sonunda yollanılan açıya göre değişmekle füze 150 ilâ 400 km irtifaya ulaşır. genellikle yanma hızı 4 km/saniye olur.

    2) ilerleme aşaması: ortalama 25 dakika süren bu aşamada çoğunlukla dikey açıda oval bir yörünge çizerek yol alır. zirve yüksekliği 1200 km dir.

    3) tekrar giriş aşaması: füze 100 km irtifada iken başlar ve ortalama 2 dakika sürer. bu aşamada füze hedefine doğru tepeden iner ve 7 km/saniye hızlara ulaşıp çarparak patlar. wiki

    astrofizikçi, füze savunma ve uzay güvenliği uzmanı laura grego ve dot&e eski direktörü philip e. coyle iii açıklamış:

    "1980'lerde başkan ronald reagan, 'karşılıklı garantili yıkım'dan (yani, hem abd'nin hem de rusya'nın nükleer bir savaş durumunda birbirlerini yok edecek kadar nükleer silaha sahip olduğu fikrinden) rahatsız olduğunu söyledi. sscb'ye karşı, uzaya yerleştirilen lazerlerin, nükleer silahları imha edeceği 'stratejik savunma girişimi'nin veya 'yıldız savaşları programı'nın geliştirilmesi için diretti. program pahalı bir fiyaskoydu, çünkü tüm konsept çok fantastikti.

    bazı açılardan bu projelerin başarısızlığı şaşırtıcı değildir. kıtalararası bir balistik füzeyi durdurmak gerçekten zordur. bir icbm fırlatılır, uzay boşluğunda 15 dakika seyahat eder ve ardından hedefine ulaşmadan önce atmosfere yeniden girer. böylece bir icbm, yolculuğunun sadece birkaç noktasında önlenebilir: ilk fırlatıldığında, uzaya çıktığında ve atmosfere yeniden girdiğinde ve hedefine doğru yaklaşırken. bu aşamaların her birinin sınırlamaları vardır.

    1) fırlatma aşamasında önleme
    fırlatma aşaması birkaç dakika uzunluğundadır. bu, bir roketin bir nükleer füzeyi durdurması ve imha etmesi için fazla zaman bırakmaz. dahası, rusya ve çin gibi tarihi abd rakiplerinin büyük kara alanları mevcuttur. füzelerini büyük olasılıkla ülkelerin iç kısmında tutacaklar ve deniz tabanlı önleyicilerin fırlatma aşamasındaki bir füzeye ulaşma imkanını ortadan kaldıracaklardır.

    bu nedenle fırlatma sonrası, yükselme aşamasındaki bir füzeyi imha etmenin tek yolu fırlatma alanlarının üzerinde gezinmeyi gerektirmektedir.

    amerikan ordusu başlarda, üzerinde füze imha kapasitesine sahip lazerlerle donatılmış boing 747'leri rusya ve çin üzerinde dolaştırmayı önermiştir. ancak bunun operasyonel zorluğu barizdir. sonsuza kadar havada durup, füze fırlatılmasını bekleyecek 747 fikri mantıklı değildir.

    ayrıca yükselme aşamasında müdahalenin başka sorunları da vardır. önleyici, balistik füzeyi tam olarak doğru noktadan vuramazsa füzenin hedefi değişebilir ve bambaşka topraklar üzerine düşebilir. füzeyi imha ederken mutlak bir kesinlikle nükleer başlıktan vurmanız gerekmektedir.

    insansız hava araçlarının kullanılması da önerilse de, bunlar, şuan için bir balistik füzeyi imha edebilecek güce sahip değillerdir.

    2) uzayda önleme

    ikinci be en uygun olan seçenek, füzeyi en uzun uçuş rotası sırasında, uzayda durdurmaktır. bu yaklaşımın (abd açısından) bir avantajı abd'nin düşmanlarının pasifik okyanusunun batısında bulunmasıdır. bu da, balistik füzelerin büyük olasılıkla kutupların üzerinden seyredecek bir rota ile fırlatılacak olmasını sağlayacaktır. alaska üzerine yerleştirilecek kara tabanlı önleyiciler tüm abd'nin korunmasını sağlayabilir.

    ancak uzayda seyir halindeyken bir füzeyi engellemenin de sorunlu yanları mevcuttur. gelen füze saatte 24.000 ila 27.000 km hızla ilerlemektedir. 1 santimlik bir kayma uzayda 1.5-2 km'lik bir sapmaya neden olabilir.

    başka bir sorun ise uzayda hava direncinin olmamasıyla alakalıdır. nükleer savaş başlığına benzer hareketler sergileyen, balon gibi basit, tuzak bir düzenek, gerçek füzenin ayırt edilmesini zorlaştıracaktır. gerçek füzeyi gizlemek için bu tip tuzaklardan 20-30 tanesi kolayca fırlatılabilir.

    3) atmosfere yeniden giriş aşamasında önleme:

    son seçenek, füze hedefe çarpmadan önce, atmosfere tekrar girdiğinde müdahale etmektedir. bunun avantajı atmosfer direncinin, tuzak olarak fırlatılan cihazların önleyici sistemin dikkatini dağıtmasını önlemesidir.

    ancak bu aşamada savunma için fazla zamanınız bulunmaz. füze hızla size doğru gelmektedir ve uygulanabilir bir strateji değildir. yüksek ihtimalle nükleer savaş başlıklarındaki elektronik aksamın elektromanyetik darbe (emp) ile vurmaya çalışmakta anlamsız olacaktır. bu tip silahlar diğer elektromanyetik darbeye dayanacak şekilde üretilmektedir.

    amerikan ordusu son yıllarda icbm'lerin imhasına odaklanmıştır. clinton döneminde kara tabanlı orta menzilli füze savunması olarak bilinen ve ilk testleri başarılı olan bir prototip geliştirmeyi de başarmıştır. bush döneminde ise bu prototip operasyonel hale getirildi. orduya göre o günden bugüne yapılan 17 testin 9'unda hedefini ıskaladı ve başarısız oldu.

    2010-2017 yılları arasında yapılan 4 testin 3'ünde de hedefini tutturamadı. mayıs 2017'de ise orta menzilli füze savunma sisteminin başarılı bir test gerçekleştirdiği duyuruldu.

    testler sırasında yaşanan başarısızlıklar gerçek uygulamalardaki başarısızlıktan daha şaşırtıcıdır çünkü bu testler yüksek oranda başarıya ulaşacak şekilde planlanmaktadır. bu, gerçek bir nükleer savaş sırasında daha da başarısız olacakları anlamına gelmektedir.

    projeler baştan aşağı yeniden tasarlansa dahi bazı problemlerin aşılması mümkün olmayacaktır. örneğin uzaydaki nükleer tuzaklarla alakalı bir çözüm önerisi getirememiştir.

    stratejik savunmaya odaklanmak, bu kaynakları diplomasi gibi daha etkili savaş caydırıcı stratejiler için kullanmaya kıyasla çok daha pahalı ve nihayetinde dünya için daha tehlikeli olacaktır."

    kaynak: live science

    princeton university nükleer savaş simülasyonu: video

    1945 yılından buyana gerçekleşen tüm nükleer patlamalar: ekşi şeyler

  • sağlam bi sopayla bütün psikolojik problemlerinden kurtulabilecek kardeşimizdir. iki dakika seyrettim hayattan soğudum resmen. allah ana babasına sabır versin.

  • (bkz: fener ol) kampanyasının gerçek adıdır. böyle olsa daha samimi olurdu en azından.

    milyon dolarlık futbolcuların depolarını fullemek için hazır mısınız?

  • mafia ii'de, arabayı denize karşı çekip, o manzaraya karşı, radiodaki 1940'lı yılların parçalarıyla ve martı sesleriyle beraber alkol almışlığım vardı evde.

  • olay izmirde bir ceza mahkemesinde cereyan etmiştir.

    hakaret davasında tanık dinlenmektedir :

    tanık :" efendim,benim duyduğum .....bey anasının .mına ..." derken sanık itiraz eder,şahid susar.hakim sanığa susmasını,tanığın sözünü kesmemesini ihtar eder.sonra kâtibe döner ;" nerde kalmıştık ? "
    kâtip cin gibi bir kız,vurgulu bir şekilde : " ananın .mında" deyince,hakim de eski hakimlerden yutmaz bu lafı ve : "iyi o zaman
    ananın .mından devam et..."

  • günümüzdeki araba arkası yazılarının retrospektif filtreden geçirilmiş halidir. muhtemel emsallerini neşretmek zor değildir:

    • medreselim (entelektüel)
    • o imdü yeniçeri (militarist)
    • hatalıysam: tiz kellesi vurula (realist)
    • tek rakibim hezarfen ahmet çelebi (postmodern)
    • huzur islamda ( neo-klasik)
    • padişahım çok yaşa (oportunist)

  • ne yapsın amazon? döviz kuru dalgalanmasından kendini mi sorumlu tutsun? ücret iadesi yapıyor, uğraştırmadan hatalı ürünün bedelini size iade ediyor. tüketici hakem heyetinden aynı karar çıkar zaten. ürün varsa değişim, yoksa para iadesi. amazon zaten uğraştırmadan bu çözümü sunmuş size. hala diyorsunuz ki bana aynı fiyata daha iyi ürün versin. oldu, terliklerinizi de getirsin mi?

    olmayan rezalettir. amazon rezaleti değil tüketici kurnazlığı içeren bir başlık olmuş. adettendir rezalet puanım 10 üzerinden 1 bile değil.

    edit: konuya cevap verilen ilk entrylerden biri olması sebebiyle bir sürü mesaj aldım. bu mesajlara son vermek adına buradan yazayım. öncelikle amazon fanı değilim. beni amazon fanı olmakla suçlayanlar, aptal bir tüketici olduğumu söyleyenler, hakkım olan kanunları bilmediğim için koyun gibi güdüleceğimi söyleyenlere cevap olması için yazıyorum.

    o çok bildiğiniz kanun öyle işlemiyor. misli ile değişim denilen tanım yanlış anlaşılmış anladığım kadarıyla. misli ile değişim birebir değerde değişimdir, acer marka ürününüz bozulduysa size sony ürün vermezler. haa amazon size kıyak geçer böyle bir şey yaparsa o firmanın insiyatifidir. sizin kanunen kazandığınız bir hak değildir. misli denildiğinde daha iyisi, iki katı değerde bir ürün demek değildir. çoğunluk bunu anlamış. yok öyle bir şey.

    mağduriyet yaşayan arkadaş tüketici hakem heyetine gitti diyelim, lehine karar çıktı. dava sonucu çıkan kararda size seçimlik haklar sunulur. siz birini seçersiniz. mağdur misli ile değişim seçti. firmada ürün yok. ne olacak şimdi? ya da amazon size gel kardeşim ben değişimi yapıyorum dedi. acer marka ürünün muadili youngstar diye no name bir markayı verdi. kabul eder misiniz? etmezsiniz. dosya aylar boyunca yuvarlanır durur. haliyle bu mahkeme para iadesi ile sonuca bağlanır. bana mesaj atıp kanunu çok iyi bildiğini söyleyen arkadaşlar iyi kötü bir tüketici olarak bizde emsal davalara şahit olduk. hiçbirinin sonucu sizin anlattığınız gibi olmadı. amazon ürün yok kardeşim dediği an kitlenir kalırsınız. ben bu nedenle baştan para iadesini teklif eden amazon’u takdir ediyorum. gönül ister tabi hepimiz 300 liraya monitör alalım bozulunca amazon samsung, sony versin bize. sonraki sayfalarda bir hukukçu arkadaş benimle benzer şeyler yazmış. bu işlerde tecrübeli olduğunu, işin sonunda para iadesi olacağını, boşuna uğraşılmaması gerektiğinden bahsetmiş. ben de aynısını yazıyorum ama tüketici olduğum için bilinçsiz olduğum sanılıyor demek. diyecek bir şey yok. umarım mağdur arkadaşı zorlamadan tatlıya bağlanır olay.

  • eskiden ne kadar pis oldugunuzu gosterir. nedendir bilinmez ama bir toren seklinde pazar gunleri anne sinirli bir sekilde eline gelen herseyi bir daha yikar, banyoya girilir, daha gunes batmadan isik acilir; ki igrenc bir duygudur, banyodan cikilir, kardesl/abla ile kavga edilir, sonra "olacak o kadar" izlenir ailecek, gulunur. ne aciklidir bunlar simdi dusununce, biraz da ic kararticidir. (bkz: anılar)