ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
15 temmuz şehitleri anısına basılan 1 tl
-
paradan atatürk'ü kaldırmak için ilk adım.
tepki çekmezse yavaş yavaş önce madeni paralardan sonra kağıt paralardan atatürk'ü kaldıracaklar, bu da bunun nabız yoklaması.
nasıl olsa şehitler ayağına kimse ses çıkaramaz diye istediklerini yapıyorlar.
demişti dersiniz.
edit: saçma sapan hatıra parası kavramıyla gelmeyin bana. 70milyon basıp piyasada kullanılabilen bir para hatıra parası falan olamaz, amacı farklıdır.
yiyorsa git darphanenin sitesinde satılan diğer hatıra paralarıyla alışveriş yapmaya çalış, ondan sonra konuşalım.
kedi
-
benimki bazen uyandiktan sonra "ikindiyi simdi mi yoksa biraz sonra mi kilsam" diye dusunen emmi gibi oturuyor, icim bir hos oluyor, aciyorum. sen yat uyu ben kilarim senin yerine diyesim geliyor.
ferrari'li polisin tehlikeli araç kullanması
-
olm ben arap severim, ticaret yapıyorum araplarla.
ama adamlar direkt ülkeyi arap kültürüne uygun hale getirdiler. ferrari vermek ne lan polise ? ve gördüğüm kadarı ile bunların hepsi taksim sultanahmet gibi turistik bölgelerde. benim için konu polis hızlı gitmiş yavaş gitmiş değil.
hayır amaç nedir ? hava atmak mı ? ülkemiz refah demek mi ? zenginiz mi diyorsunuz ? e değiliz arkadaş bunu da biliyoruz.
o arabaları satsan 100 tane çocuk okutur adam akıllı vatana millete faydalı hale getirirsin.
ama tercihe bak amk. araplara hava atmayı prestij sanıyoruz.
google görsellerde nick aratılınca çıkan ilk resim
-
bazen aratılmaması gerekendir.
71'de stanford'da çekilen protein sentezi videosu
-
iiçinde yaşadığımız zamanın ruhuna ana avrat sövdüren videodur.
https://www.youtube.com/watch?v=u9dho0iclww
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
odadan iceri girerken ayagin kapi esigine takilmasi ve sendelemem sonucu hr ablanin espiri yaparcasina,
- bu sizin dikkatsiz oldugunuzu gösterir
demesi
ve benim de: sizin de önyargili oldugunuzu.
demem.
(bkz: dakka bir gol bir)
öldürülen elçinin oğlunun bakışı
-
kultur farki nasil belli ediyor kendini dedigim bakis. aci ofke ve nefret var bu bakislarda hakli da. agit yok vatan millet sakarya yok. omzunda teskin edici el yok.
stefan zweig
-
23 şubat 1942 sabahı, rua gonçalves dias 34, petrópolis, rio de janeiro adresindeki yatak odasının kapısı, öğleye kadar açılmadı. bu durumdan şüphelenen hizmetçiler polise haber verdiler. yatak odasına giren polisler sırtüstü yatan stefan ile elini onun göğsüne koymuş olan sevgilisi lotte'yi buldular. "veronal" adındaki ilaçtan almışlardı. titizce düzenlenmiş masanın üstünde pulları bile yapıştırılmış olan veda mektupları duruyordu. ayrıca petrópolis valisi'ne hitaben yazılmış "deklarasyon" başlıklı bir mektup vardı:
"kendi isteğimle ve bilinçli olarak hayattan ayrılmadan önce son bir görevi yerine getirmeye kendimi mecbur hissediyorum. bana ve çalışmalarıma böyle iyi ve konuksever şekilde kucak açan harikulade ülke brezilya'ya içtenlikle teşekkür etmeliyim. her geçen gün bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim. benim lisanımın konuşulduğu dünya bana göre mahvolduktan ve manevi yurdum avrupa'nın kendi kendisini yoketmesinden sonra hayatımı yeni baştan kurmayı daha fazla isteyebileceğim bir yer daha yoktu.
ama hayata 60 yaşından sonra yeni baştan başlamak için özel güçlere ihtiyaç var. benim gücüm ise uzun yıllar süren yurtsuzluğum sırasında tükendi. böylece ruhsal çalışması her zaman en büyük sevinci ve bireysel özgürlüğü bu dünyanın en büyük nimeti olan bu hayatı, zamanında ve dimdik sona erdirmek bana daha doğru görünüyor.
bütün dostlarımı selamlarım! umarım uzun gecenin ardından gelecek olan sabah kızıllığını görebilirler! ben, çok sabırsız olan ben, onların önünden gidiyorum."
kanzuk (sözlük yazarı)
-
kendisini savunan kişi an itibariyle chainard.
haliyle, kenarda bu başlık için birkaç yıldır bekleyen entrylerimi sildim. düştüğü nokta bu. chainard savunuyor adamı, ahah.
özür dilemek
-
içtenlikle yapıldığında çok daha etkili olur.
içten bir özür, travmatik bir hadiseden sonra dile getirildiğinde, iyileştirici (therapeutic) etkiye de sahip olur.
içten bir özürün zıttı, hatayı kabullenmeme tavrıdır. içten bir özrün yaraları sarıcı bir etkiye sahip olması gibi, hatayı kabullenmemek, mazeretlere başvurmak ya da yaşananları inkar etmek gibi tavırlar, trajedinin neden olduğu travmayı derinleştirir.
siyasi alanda bugüne dek dilenen "resmi" özürlerin bazı örnekleri şunlardır:
- britanya başbakanı tony blair, ülkesinin irlanda'da yaşanan büyük kıtlık (1845-1852) dönemindeki politikaları nedeniyle özür dilemiştir.
- japonya başbakanı tomiichi murayama, ülkesinin ikinci dünya savaşı yıllarında neden olduğu acılar nedeniyle özür dilemiştir.
- papa ii. jean paul, counter-reformation döneminde yapılanlardan ötürü özür dilemiştir.
- kanada hükümeti, kuzey amerika yerlilerinin dil, kültür ve inançlarına baskı uyguladıkları için özür dilemiştir.
- amerikan hükümeti, nazi savaş suçlusu klaus barbie'nin ikinci dünya savaşı'nın sona ermesinin ardından bolivya'ya kaçmasına yardımcı oldukları için fransa'dan özür dilemiştir.
kaynak: minow, martha. 1998. between vengeance and forgiveness: facing history after genocide and mass violence. boston: beacon. 113-114, 116.
(bkz: adalet/@derinsular)
(bkz: albert speer/@derinsular)
(bkz: duyarsızlık/@derinsular)
(bkz: empati/@derinsular)
(bkz: gacaca/@derinsular)
(bkz: national sorry day/@derinsular)
sosyal fobi
-
sokakta bir kız size bakmazsa "zaten kim bakar ki lan bana?", bir kız size bakarsa da "niye bakıyor lan bu, tipimde bir şey mi var?" demektir.