• ssss: 4s: sen sevgim seni seviyorum

    aşkla dol
    sırılsıklam sev
    ne bulursan yapış öpüş ucundan
    sarhoşun sevgilisi güzel

    sevgi neydi, sevgi emekti. sevgi yahudi mi yahu?

    sevgiden öte sürekli ölüm.
    korkudan öte sürekli ölüm..
    denetimden öte sürekli delirim...

    sevgilik: sevgi-sevgililik ile evlilik arası bir şey. bir yerde evli gibi olan sevgililerin, adsız şekilde kurumlaşmış ilişkilerin bir betimlenmesi olarak düşünülebilir.

    yaşasın yaş sevgi! ya da yaş üzüm rekoltesi.

    sevgi varoluşun lüks, krema sorunsalıdır denebilir ama merkezi yer tutar. fırtınanın gözüdür. duygulardan gerçeğe en yakını sevgidir, mutluluktur. bunlar neredeyse varoluşsal görevlerdir.

    insan, içte ve eyleyişte hep iyi olmak, sevgide kalmak zorunda. eğer kötü olur ve burada sabitleşirse, diğer her iyiye yönelen bireyi çevirecek, durduracak, patlatacak güçte bir durumsal torpile kavuşuyor (kara durum büyüsü veya durum kara büyüsü). kötünün iyiyi devirmesi, nazar etmesi gibi şeyler neredeyse yine de iyinin varışa yani sevgi evrenine yalnız başına gitmemesi, kapsayıp kucaklaması gerekliliği diye yorumlanabilir. kötülüğü, kötüyü yok etmeden aşamıyorsan, başarısızlığını kabul et komutu. kötüye dönüşme örneği olarak zombiler, dokunduğu canlıyı yaşayan ölülüğün bir neferine çeviriyor. bu, ölümden çok farklı, tam yaşama dair bir sorgu. bulaşıcı kötülük can bulaşmasına benziyor; ölgünlük, yetersizlik bulaşması, ısı ve enerji kaybı tipi bir görüngü.

    her ne kadar birbiri yerine kullansak da sevgi aşk değil. belki ateşin külüdür, közü değil. büyük çevrimde ona yer var. aşk ile sevi eşanlamlı kullanılıyor ama derinlik ve genişlik bakımından verdikleri his farklı. o yüzden sevi aşk ile sevgi arasında bir yerde konuşlanabilir. sevi aşkın eşiti görülmek yerine uzun erimdeki kullanımlara göre farklı bir noktaya oturabilir.

    sevgi ateşi olmayan duman, aşk dumanı da olan ateş.

    aşk ve sevgi özde uçmaktır. sonunda düşülüyor (aşk) veya iniliyor (sevgi) diye uçmamaya kalkışmak yaşama ihanet ve andavallılık. kuşlar uçmanın sahibiyken bile düşüyor, iniyor er geç. uçmanın anlamsızlığı kuşluğun ruhuna aykırı.

    sorun: doyum ve mutluluk sorumluluğunu almak.
    seviyorsan, sorumluluğu var.
    sevmiyorsan, sorumluluk alıp sevgi üreteceğim diye ıkınma.

    baştan: sevgi korkmakla başlar, ve sevgi o korkunun aşılması gerçeği veya hayalidir. sevgi cesur bir korkudur. korku-korkma da her zaman sevme (özümleme, gerçeği deneyimleme) kapasitesini bozarak insanlığa zarar verir, başka yerden değil.

    içinden geldiği gibi davranmak olmak sevgiye hem uyuyor, hem uymuyor. "seviyorsan sevginin fedalarını niye göremiyorum sende?" dediğinde ona biraz olsun hak veriyorum. ona hak verdiğimden ondan kaçmaya kalktım, o zaman da bitmemiş sevgiye aykırı davranmak beni yakaladı.

    fare/kurbağa prens/eş gönlünde yatıyor (uyuyor) galiba. çok sevseydin yerdin ama.

    sevgide ince hesap işlemez. sevgi yalnızca aklına/gönlüne ilk gelenin sevgiyi boca etmesini ve üstü kalsın demeyi becermesini bekler.

    ısmarlama sevgiaşk şöyle oluyor: sade basit mutlak karşılıklı aşksevgi kafadaki paket. oysa nasıl seveceğini, aşık olacağını sen seçemezsin. sevgi seni seçer. sevgi seni hangi türe zorlarsa o olursun, onu geliştirirsin. sevdiğinin seni sevmemesi önemli değildir. sevilmeyi haketmemesi bile önemli değildir. aşk bitebilir. aşk bitmeyen şeydir diyemeyiz. yaktığına göre, aşk kendini de yakabilir.

    sevginin, evet, insanını küçültmesi, alçakgönüllendirmesi gerekiyor. belki evrensel işlevi bu veya işlev çıktılarından farkedilir biridir. hayır (girişkenlik ve kimlik için) gereklidir; evet kutsaldır. evet büyülüdür. büyülü cümle "açıl susam açıl!" ise, büyülü sözcük evettir. doğudaki kutsal sözcük/mantra om! (aum) içinde yoğun evet barındırıyor mu? batının yani ortadoğu'nun mantrası ohh/ahh ise o evet'i hem sevinç hem üzünç formunda yoğun yoğun içerir. (bkz: evet/@ibisile)

    'sevgi kendi derinliğini bilmez ayrılık vakti gelip çatıncaya kadar,' dedi hasretliği..

    sevgide yarış olmaz. biri fazla sever. sevmek de sevmemek de seçilebilir değil. her iki pozisyondaki de kaderini yaşar. kaderini yaşarken kendi kişiliğine göre ikisinin sevgi durumunu kişiselleştirir, böylece yaşantıyı tam kendine özgü kılar. verili durum yani sevip sevmemek değil, verili durumu (sevmeyi, sevmezliği) yaşama biçemi kaderimiz ve kişiliğimizdir.

    ben ikinci eşimle baştan beri didişme içinde sevgi ürettim. ürettim diyorum ama didişmeyi, kavgayı böyle kullanabilmeyi öğrenen ben, öğreten o sayılır. son yıllarımızda aramızdaki sükunet, duru barış yadırgatıcı bir hal almıştı. belki şimdiki uzaktan özleme, yakından kavganın yerini tutuyor. uzaktan kavga saymıyorum bunu. uzak özlem, sevgi eşdeğerliğiyle belki ikimizin de içinde çiçek açtırır, veya sadece bana açtırır, o yoluna yürür gider. gideceğini gösterdi.

    "aşk sevgidir ve evlenmektir, yani aşık olunca evlenmek şarttır, evlenmezsek ve çocuk yapmazsak dünya küçük gelir ve üzülürüz." 5.5 yaşında, kız. (bkz: çocuk yapmak/@ibisile)

    gerçek sevgi diye bir şey yok kanımca; yoğunu, aptalı, çelişkilisi, karşılıksızı var ama gerçeği yok, çünkü onun özel terazisi yok, hepsine gerçek demek zorundayız.

    aşkiyat, aşki konuları inceleyen bilim, kültür ve felsefe dalıdır*. hani şarkiyat gibi, anladikos? yeni türkçesi ama birebir eşiti olmayan karşılığı sevgibilim.

    kanıt değil önerme ve tutum, bu toprakların madenine güncel sözlü anlatım olarak; muhtemelen duygularımızdan en fazla sevgi -analiz edilebilsin veya edilemesin- gerçeği gören yanımız. sevmezlik olasılıkla körlüklerimiz, yaralarımız.

    "evrende sevgiye hiçbir canlı ve cansız varlık kayıtsız kalamaz."

    birisi öldüğünde sevdiğinin, yakınının yas tutması iki kişinin ürettiği sevginin gelirlerinin vergisidir. ortaklığın özel durumu gereği bu vergi ölüm veya ayrılıkta ödenir. ortaklar adına arkada/geride kalan iki kişilik gelir vergisini öder. sevilmeyenlerin kaybında göstermelik dışında yas olmayacağından gelir vergisi çıkmaz. bazı durumlarda eski bir icradan kurtulma ve rahatlama-özgürleşme çıkar.

    kaybedince özlemekten, iyice anladığında dahası pişman olmaktan korkma. tam tersinden asıl, tam tersinden; özlememekten, aşk veya sahiplik sandığının hiç öyle çıkmamasından kork. pişman olmamak için yaptığından, yapmış olduğundan vaz geçme. pişmanlık sana çok yaramıştır belki, yaradığı düşlerinden belli olabilir. hele sevgi aşk pişmanlıkları, o sevgileri alıp nerelere kadar götürüyor. pişman olmamak demek bizim insanımızda işin, yaşamın zor olmaması, kolay tarafı, kolayına kaçmak demek. (insanımızdaki bir aşırı yorumu süper çözüm beklentisi.) buna karşılık zor ve acı taraf derinliğe, sahiciliğe işliyor, ve katlanılabilir olduğunda tadından yenmiyor. "olanı kabul" daha genel ilke, burada bir de "olanı, iyi oldu oldurdu diye sevmek" var.

    sevgi konusunda en umutlu ve ilginç söylemi çağdaş bir hocaefendiden duydum:
    ["sevgi potansiyeli a şahsında çok b şahsında az" gibi bir tespit yanlıştır. çünkü allah, esmasını külliyen her birime talim etmiştir. halkın sevgi azlığı ya da çokluğu dediği şey; kişide ego perdesinin kalınlığı ya da inceliğidir. ego perdesi inceldikçe sevgi gün yüzüne çıkar, kalınlaştıkça örtülür.]
    bu, özde kimsenin kimseden geri olmadığını, maçın doksan dakika olup henüz bitmediğini gerekli sürpriz/atak unsurlarının tüm yaşamda ve yaşam boyu içkin olduğunu gösterir. solumaya devam.

    ilgi +bilgi + saygı + sorumluluk = sevgi/sevme sanatı (erich fromm'un sağlam denklemi)

    feministler eşcinsellerden, hatta feminist olmayan lezbiyenlerden hep daha mutsuz. bunu açıklayabilecek şey sevilmezlik* açmazı (sevmezlik* mi yoksa?). hak-hukuk-güç sevgi açmazını çözümleyemez.

    "sevgi talebi her zaman sevgi konusunda bir şüphe içerir ve tüm şüphelerin temelinde de sevgi şüphesi yatar." adam phillips - missing out in praise of the unlived life

    "sevgiyi önceleyen, ne istemediğimizi, neyin dışına çıkmak istediğimizi bilmemizdir." agy

    "sevgi/aşk insanlara başlangıçtaki eşitsizliği hatırlatır ve onları o konuma sokar." agy

    "meditasyon yalnız olma* sanatı demektir ve sevgi birarada olma sanatı demektir. (...) meditasyonda nefes alır, sevgide nefes verirsin. sevgi ve meditasyon bir aradayken nefesin bir bütündür, eksiksizdir, tamdır." osho provokatör mistik

    "- nedir* öyleyse?
    - demin dedim ya, ikisi ortası, ölümlü ile ölümsüz arası bir şey.
    - evet ama ne?
    - büyük bir cin* sokrates, çünkü cin dediğimiz tanrı ile insan arası bir varlıktır." eflatun - symposion (diyaloğun öteki tarafı diotima)

    "sevgi bittikten sonra bile, sevmiş olmak tamamen anlamsız değildir, çünkü daima başkalarının anlayamadığı nedenlerle sevilir*." marcel proust - sodome et gomorrhe (s.1655)

    nereus:
    "bu gençleri eğitin, koca edinin kendinize;
    ancak, ben de sağlayamam size,
    zeus'un verdiğinden başkasını.
    sizi sallayan, çalkalayan dalgalar,
    sağlamaz sevginin sürmesini daha,
    yok olunca gönlünüzden eğilim
    bırakın onları yavaşça kıyıya." goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)

    "bir ölülerin dünyası var bir de dirilerin; sevgi aradaki tek köprü." thornton wilder - the bridge of san luis rey

    [kız dedi ki: "bu işe sağlam yapıştıysan, müslümanlıktan el yumalısın.

    sevgilisiyle aynı renge boyanmayanın sevgisi renkten, kokudan başka bir şey değildir!"] feridüddin attar - mantıku't-tayr

    "sevgi daima bir problemdir, yaşımız ne olursa olsun. çocuklukta ebeveynlerin sevgisi bir problemdir, ihtiyar bir adam içinse problem, sevgiden çıkardığı anlamdır." carl gustav jung - aspects of the feminine

    "çünkü sevgi, her genel kıstas ve kuralın geçerliliğini kaybetmesi anlamına gelir, aynı dinsel inançlardaki gibi, tarih içerisinde sürekli olarak sistemleştirilse de özü itibarıyla hiçbir geleneksel kurala boyun eğmeyen bireysel bir deneyimdir." carl gustav jung - aspects of the feminine

    "sevgi, derinlik ve duygulara bağlılık gerektirir. onlar olmadan sevgi olmaz sadece şımarıklık olur." carl gustav jung - aspects of the feminine

    "sevginin dinsel inançla pek çok ortak yönü vardır. koşulsuz güven ister ve kesin teslimiyet bekler." carl gustav jung - aspects of the feminine

    "cinsellik kendini yabani olarak gösterir fakat bir sevgi ifadesi olarak kutsallaşır. bu nedenle bir erkeğe ne yaptığını değil nasıl yaptığını sorun. sevgiden yola çıkarak ya da sevgi ruhuyla yapıyorsa o zaman bir tanrıya hizmet ediyordur ve her ne yaparsa yapsın bunu yargılamak bizim işimiz değildir, çünkü yaptığı her şey kutsaldır." carl gustav jung - aspects of the feminine

    "insanların gereksinimi gösterişsizdir ama kendilerinden kaçabilmek için sevgi isterler hep. bunun son bulması gerek. neden budalalar gidip siyahlara incil'i vaaz ediyor da sonra da kendi ülkelerinde alaya alıyorlar onu?" carl gustav jung - liber novus

    ["karşılıklı sevgiyi bir kısa devreye benzetebiliriz" dedi neary.
    "iğrençse biçimden yoksun değildir" dedi murphy.] samuel beckett - murphy

    "evrenin mutluluğudur sevgi. ama mutlulukla her şey bitmez. bir buluşmadır sevgi. ama eşit ölçüde bir ayrı düşme yoksa, buluşma da olmaz. (...) sevginin kesin egemenliği hiçbir zaman gerçekleşemez." d. h. lawrence - anka kuşu

    "ama erkek ile kadın arasındaki sevgilerin hepsi bütün değildir. tatlı bir nitelik taşıyabilir, birlikte erime olabilir, ermiş francis** ile ermiş clare, beytanyameryem* ile isa örneklerindeki gibi, sezinlenen bir ayrılma, kazanılan bir tekleşme, benimsenen bütün bir başkalık hiç te görülmeyebilir. ama bu yarım sevgidir, kutsal sevgi dedikleri. en arı mutluluğu bilen sevgi budur işte." d. h. lawrence - anka kuşu

    "herhangi bir anda, içinizde sevgi oluşursa, o sevgi sizi etkisi altına alırsa, gidiniz o sevgiyle. yaşamın akışına karşı gelmeyiniz. ona şekil vermeye çalışmayınız. onu, bir törenselliğin kalıbına sokmaya çalışmayınız. onu, güvenlerin, şükranların en deriniyle izleyiniz. bir kadınla yatarken, batılıların yaptığı gibi, bir şeyler kanıtlamaya çalışmayınız. (...) erkekle kadının gerçekten niçin seviştiğini kim bilebilir ki? (...) tao'da temel budur. sev, seviş, yemek ye, bir sabah gezisine çık, nehirde yüz, güneşlen, yıldızlara bak - her şey basit olsun, yalın olsun." bhagwan shree rajneesh

    ["sevgi enerji demektir!" diye tekrarlamaktan hoşlanırdı. onun için azizlik bir heyecan veya yiğitlik değildi; sürekli bir sabır ve çalışma çabasıydı. bir taarruz değil, pislik ve çamur içindeki siperlerde sürüp giden bir savaştı. azize teresa* işte böyle savaşıyordu. açlığa ve hırçınlıklara sabırla, alayla karşı koyardı. yalnız bir lokma ekmekleri kaldığı ve rahibeler surar astıkları zaman güler ve ötekilere şöyle derdi: "daha iyi ya! daha iyi! vücut şişmanladığı zaman ruh zayıflar!"] nikos kazancakis - ispanya, yaşasın ölüm

    "belki de sevenler arasındaki sevginin nesnel yoluna ya ayırıcı istenç hali ya da birliğin sempatik hali hakimdir - ya bu ya o. kuzeyde ikinci hale taparız." d. h. lawrence - psychoanalysis and the unconscious

    "inanılmaz zor ve yaşamsal olan insan ilişkileri, çağımızda neredeyse gülünç bulunarak küçümseniyor. tüm bu sevgi ve bencil olmama saçmalıkları, fetişe tapmaktan çok daha yavan ve iğrenç. sevgi, yüzyıllar boyu sabırla sarf edilecek bir çabayla öğrenilecek bir şeydir." d. h. lawrence - psychoanalysis and the unconscious

    "security is dependency and a mind that depends has no love."
    "güvenlik (gereksinimi) bağımlılıktır ve bağımlı olan bir zihinde sevgi yoktur." jiddu krishnamurti

    "şeytan çirkin, kana susamış bir hayvandır, ama ağzından öpülürse yeniden başmelek olur. budur hemşirelerim salt sevgi." nikos kazancakis - allah'ın garibi

    "acımada iki şey vardır: verenle alan. sevgide tek şey vardır, ikisi birleşir ayrılmaz olurlar." nikos kazancakis - allah'ın garibi

    "sevgisine katlanabileceği ve sevebileceği yaşlı bir anne gerekti ona." milan kundera - smesne lasky

    "ihanet, sevgi söz konusu olduğu zaman vardır." tomris uyar - ödeşmeler ve şahmeran hikayesi

    "yalnız ben de değil, yaşıtım bir sürü kadın, sevecenlik susuzluğu çekiyor. saygı tam karşılamıyor bu susuzluğu, dışardan bir tavır çünkü. sevgi de, her türlü kaçamağa elverecek kadar kaypak." tomris uyar - sesler yüzler sokaklar

    "bu görülen dünya, birçok yanlarıyla sevgiden doğmuş gibiyse de, görülmeyen varlıklar korkudan doğmuştur." herman melville - moby dick

    "empedokles, filozof, hekim, ozan, doğabilimci, fizikçi, gizemci, demokrat, devrimci, siyasal göçmen olmuş... sık sık ruhsal bunalımlara, melankolik krizlere girmiş. ve 60 yaşında intihar etmiştir. (...) empedokles, dünyanın toprak, su, ateş, hava ve de tüm bunları bir araya getiren sevgiden oluştuğunu söylemiştir." serol teber - melankoli normal bir anomali

    "aretaus*, "maniakoli" adını verdiği, atıl imançlı, hezeyanların görüldüğü bir mani-melankoli tipi tanımlamıştır. (...) aretaus, sevgi-aşk nedeniyle ortaya çıkan melankolik durumları anlatan ilk hekim olmuştur. (...) aretaus'a göre, melankolik insana hiçbir şeyi zorla yaptırmamak gerekir. kuşkusuz, hafif yemekler yemesi, şarap içmemesi, bağırsaklarını boşaltması gibi önlemler salık verilebilir. (...) hastaların cinsel ilişki kurmalarına olanak tanınmalıdır. aretaus'a göre sevgi ve cinsel ilişki tedavide unutulmaması gereken önemli noktadır." serol teber - melankoli normal bir anomali

    "sevgi seçtiğimiz değil maruz kaldığımız bir şeydir. sevgi bir özgürlük alanı değildir." saffet murat tura (kişilik ve psikoterapi yazıları'nda)

    "sevgi her zaman kişiyi sinirlendirir." osho

    (ilk giri tarihi: 22.7.2015)

    (bkz: sev), sevi, sevgili, sevit, sebük
    (bkz: sevgiler/@ibisile)
    (bkz: sevgi saygı), sevgiler saygılar, saygılar sevgiler
    (bkz: sevgi insanı)
    (bkz: sonsuz sevgi)
    (bkz: le sevgili/@ibisile), sevgili/@ibisile
    (bkz: sevgisel)
    (bkz: sevgiyle/@ibisile)
    (bkz: seviyorsan/@ibisile)
    (bkz: sevilince), sevince
    (bkz: sevmeyen/@ibisile)
    (bkz: seviş), sevişki
    (bkz: sevgi ilişkisi/@ibisile)
    (bkz: erich fromm/@ibisile)
    (bkz: aşk/@ibisile), sevi/@ibisile
    (bkz: nazlım/@ibisile)
    (bkz: odiosamato)
    (bkz: boks/@ibisile)
    (bkz: vış/@ibisile)
    (bkz: evlilikte sevgi gerekli midir sorunsalı/@ibisile)
    (bkz: platoniğin aşırı umut veren sıradan davranışları/@ibisile)
    (bkz: ames iudicio non amore iudices)
  • sonsuzdur; bitmez yani. sevin, eksilmezsiniz... zira insanı insan yapan şeyler sevgidir, mütevazılıktır. bu hissiyatlar bir bireyde mevcut değilse, insan değildir, evrimleşmemiştir.
  • sevgi, karsinizdaki kisi icin saglik, mutluluk, huzur, keyif ve hayatin nimetlerini dilemeniz anlamina gelir, onkosulu samimiyettir.
  • “cihanda hiçbir kimse dostunu, kardeşini, sevgilisini, acısını, ülküsünü, eğilimini benim seni sevdiğim gibi sevememiştir. sen aklıma gelende başım dönüyor. hepsini, puştlukları, küçüklükleri, iğrenç bencillikleri unutuyor, boş beviyorum. beynimi, kalbimi doyuruyorsun. derimin altında ısıtan sensin beni. sen düşümde oldukça korkacağım, yenileceğim hiçbir zorbalık olamaz.”

    ahmet arif’ten leyla erbil’e

    sonra gelde ne varsa eskilerde var deme. benim bile muhattabı olmamama rağmen bi içim ısınıyor okuyunca.

    şimdiye bakıyorum da evlilikler, aşklar, sevgiler hepsi yalan olmuş. çevreme şöyle bir bakıyorum da birbirini aldatan eşler, dört-beş kızı aynı anda idare edip bir de üstüne bunu marifet sayan sözde adamlar, sırf evlenmiş olmak için evlenen, eşini-sevgilisini banka kasası olarak gören kadınlar, sırf sevgilim olsunda yalnız kalmayayım diye içinde olunan ilişkiler, kalpten, çıkarsızca, safça seven erkeklerin kadınların ağzına sıçıp onarılmaz bir şekilde bırakan orospular puştlar..
    ha bir de fuckbuddy olayı ( ha gerçi iki tarafta ne istediğini bilip bunu böyle kabul ediyorsa yukarıda saydıklarımım yanında saygın ve kabul edilebilir bir durum )

    arka planda dönen binbir yalanın üstüne sosyal medyaya basılan mutluluk pozları, sözde aşk dizeleri..
    canım koçişkom, hayatımın anlamı, çocuklarımın babası, ömrüm, huzurum, nefes alma sebebim bla bla bla.., sanal dünyada yaşanan ilişkiler..
    gördükçe midem bulanıyor.
    bugün birinin aşkından ölen kadın yada erkek ertesi gün bakıyorsun başkasına aşık. yahu ne geniş kalbiniz, mideniz var öyle.

    kalp lan bu nasıl kayıyor öyle önüne gelene.

    sırf o dosta düşmana gösteriş yapacam diye dünya kıyamet para harcanıp yapılan düğünler, altına girilen borçlar..
    hepsi bir yana evlenmek bile o kadar kolay ki aman yeter ki evlenmiş olayım düşüncesi hakim. kolay çünkü zihnin bir kısmında geçen bir düşünce var;
    “amann olmazsa boşanırım.” diye.

    nasıl bir dünyada yaşıyorum diye sorgulamadan edemiyorum. her şey karşılıklı çıkar ilişkisine dönüşmüş durumda. hiçbir zaman bunu kabul etmicem. yalnız kalmam umrumda değil..
    istediğim hiçbir zaman günümüz balon aşkları olmadı.

    ahmet arif gibi, sabahattin ali gibi biri beni sevsin, benimde gönlüm ona düşsün isterdim.
    hayatın bir rengi belki de hep eksik kalacak da öyle ölüp gidicem belki ama hiç ahh almadan kalbim temiz gidicem ona eminim.

    insanların kalbini kıran, duygularını kullanan çirkin yaratıklar hepiniz adına ben utanıyorum..

    dünya ne kadar kötü olursa olsun, herşey paranın gücün etrafında dönerse dönsün tek bir çocuğun, sevgilinin, insanın kalbini kırmamak, kandırmamak için çabalıcam.

    çirkin yorumlarınız, örümcek bağlamış zihinleriniz, taş kalpleriniz, çıkar etrafında dönen ilişkileriniz sikimde değil ki zaten sikim de yok.

    her ne olursa olsun hayattaki en büyük amacınız iyi insan olabilmek olsun. insanı insan olduğu için sevin. hayvanları, doğayı, bir çocuğu, soluduğunuz havayı sevin.
    hiç değilse bir insanın hayatına dokunmaya çalışın. yaptığınız o minicik iyilik bile sizi işe yarar, mutlu hissettiricek.

    üç gün sonra ölüp gideceğin hayatta yaptığın riyalar, söylediğin yalanlar yerine belki de bir çocuğu gülümsetmek, karşılıksız uzattığın yardım eli kar kalsın yanına.

    kendini çok bir bok sanma. sınırsız evrende bit kadar bile değilsin. hiçsin..
    gülümsettiğin yüzler kalsın senden geriye..
    bir insanı, bir hayvanı karşılık beklemeden sevin..
    yeter ki kalpten sevin..
  • cennet, her şeye rağmen sevebilmektir
  • sevgi almak
    "hiç kimse iyodin ya da c vitaminine gereksinim duyduğumuz gerçeğini yadsımayacaktır. sevgiye duyduğumuz gereksinim de aynı sınıfa girer." abraham maslow*

    sevgi vermek
    "sevgi gereksinimini doyurmuş daha sağlıklı insanlar üzerinde yapılan klinik çalışmalar kendini gerçekleştiren insanların sevgi almaya daha az gereksinim duymalarına karşın, daha çok sevgi verebildiklerini ortaya koymuştur. bu açıdan bakılınca, daha sağlıklı insanların daha sevgi dolu oldukları söylenebilir." abraham maslow*

    nefes almak, nefes vermek...

    sentetik sevgi: (bkz: the hidden pleasures of life/#76287451)
    heba sevgi: (bkz: the hidden pleasures of life/#90804813)

    (bkz: dünyayı açlık ve sevgi yönetir)
  • duygularımız, zevklerimiz, arzularımız ve özlemlerimiz, kısaca karakterlerimiz arasındaki boşlukları dolduran, kendi kendini çoğaltabilen duygu.
  • her nefes alısınızı onla geçirme arzusudur.
  • "sevgi ise dünyanın en önemli; giderek de (enderliğinden mi acaba--herhalde...) en değerli şeyidir-- çünkü, kişinin bilinçle ve tam da belirli bir kişiye yönelik, bulunabileceği en yoğun ve en yalın--anlamlı; amaçlı--eylemidir.
    düşün: sevgi, eylemdir"

    "--işte: sevgi--sevme--bir karardır--bir kararlılıktır--"

    (bkz: ile)*

    sevgiye dair bu satırlar bir yol haritasından ziyade kalp yoluma girdi.
    katmanlı bir his sevgi. belki bu yüzden, zor olsa da, yerleştikçe bünyeye, sarıp sarmalayan.
  • bazen iyi bir şey,
    bazen kötü bir şey;
    sevince olan bir şey.

    ***

    "ben de seni seviyorum!
    ve seni sevdiğimi unuttuğunu da zannetmiyorum.
    senin unuttuğun (ya da hiç bilmediğin); sevginin tüm sorunları çözemediği, hatta hiç yoktan yeni sorunlar yarattığıdır...
    şu an kişiliklerimize bir anda müdahele edemeyeceğimize göre, kendi sevgimizdir en önemli sorunumuz!"
    10.10.00
hesabın var mı? giriş yap